Analysis of the Methods of Managing Stress Used by the Families Having Children with Different Developmental Characteristics for 7-17 Age Group (original) (raw)

Zihinsel Yetersizlikten Etkilenmiş ve Normal Gelişen Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Sıkıntıyı Tolere Etme, Depresyon, Anksiyete ve Stres Düzeyleri / The Distress Toleration Status, Depression, Anxiety and Stress Levels of Parents Who Have Normally Developed Children and Who Have Intellectual Disabilit...

Journal of History Culture and Art Research

Being a parent and especially being a parent of a child with an intellectual disability could lead to reactions such as anxiety, stress, or depression in parents. Individuals in these emotional states could exhibit several psychological and somatic symptoms, which can make it difficult for them to adapt to life. In order to cope with difficulties in life, the stress tolerance of individuals should be high. The present study aims to determine the differences between the distress toleration of parents who have children with typical development (TD) and with intellectual disorders (ID) children and their depression, anxiety and stress levels. The study was designed as a quantitative study. The quantitative study data was collected from 90 mothers and 90 fathers (n=180) who have children with ID and 92 mothers and 92 fathers (n=184) who have children with TD (total:364). The study data were collected with Distress Toleration Scale and the Depression Anxiety Stress Scale. Since the quantitative study data did not exhibit normal distribution based on the Shapiro-Wilk test, Mann Whitney U-Test was used. Thus, it was determined that acceptance of distress and coping with problem capacities of parents who have children with ID were lower when compared to parents who have children with TD. It was determined that parents who have children with ID could tolerate the distress less and had higher depression-anxiety-stress levels when compared to other parents who have children with TD.

Examination of Families (Who Own Autistic Child that Follows Continues to A Sport School) Level of Stress and Level of Coping with Stress that Caused by Children Factor

International journal of Science Culture and Sport, 2016

Bu araştırmanın amacı, spor okullarına devam eden otizmli çocuğa sahip ebeveynlerin çocuk tabanlı değişkenlere göre stres ve başa çıkma düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Araştırmanın örneklemini, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı Ankara, Diyarbakır, İstanbul, Mersin, Sakarya ve Şanlıurfa otistik çocuklar eğitim merkezlerinde eğitim almakta olan, 245 otistik çocuk ebeveynleri oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak DasGrupta (DasGupta 1992) tarafından geliştirilen ve Hovardaoğlu tarafından (Hovardaoğlu 1997) Türkçe geçerlik, güvenirlik çalışması yapılan "Stres Belirtileri Ölçeği (SBÖ) ve Folkman ve Lazarus tarafından (Folkman, 1988) geliştirilen, Şahin ve Durak tarafından (1995) Türkçe geçerlik, güvenirlik çalışması yapılan Stresle Başa çıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılmıştır (Şahin ve Durak 1995). Araştırma verilerinin Kolmogorov-Simirnov testi analiz sonuçlarına göre veriler normal dağılım (p=.000< α = 0,05) gösterdiği için parametrik testler ile analiz yapılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama, ilişkisiz ölçümlerde ortalama puanların karşılaştırılması için varyans analizi (One-Way ANOVA, Independentsamples t-test), iki değişken arasındaki farklılığın hangi ölçümden kaynaklandığını belirlemek için Tukey HSD testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir. Sosyal güvence, anne çalışma durumu ve çocuğun yaş değişkenleri açısından stres belirtileri ölçeği'ne ait alt faktörlerin ortalamaları arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuş, çocuğun cinsiyetine göre ise fark bulunmamıştır. Sonuç olarak, otizmli çocuğa sahip ebeveynlerin yaşam şekillerinin büyük ölçüde farklılaştığı, duygusal, endişeli ve daha soyut bir yaşamda stres belirtilerinin görülme olasılığının daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.

Relationship Between Stress Coping Strategies and Activity-Role Balances of Families with Children Having Special Needs in the Quarantine Situation Because of Covid-19

Ergoterapi ve rehabilitasyon dergisi, 2022

Bu çalışmanın amacı karantina sürecinde özel gereksinimli çocuk ebeveynlerinin ortaya çıkan stresle baş etme stratejileri ile aktivite-rol dengeleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın örneklemini 15 Mart-15 Haziran 2020 tarihlerinde karantina dönemi nedeniyle özel eğitim ve tedavilerine ara vermek durumunda olan özel gereksinimli çocuğa sahip 54 ebeveyn oluşturdu. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan bilgi formu, Stresle Başa Çıkma Tutumları Ölçeği (Coping Strategies with Stress Inventory-COPE), Zarit Bakım Veren Yükü Ölçeği (Zarit BVYÖ) ve Aktivite-Rol Denge Anketi kullanıldı. Sonuçlar: Stresle başa çıkma tutumları ile bakım yükü arasında pozitif yönde orta düzeyde (r= 0,536; p=0,000) anlamlı ilişki olduğu bulundu. Stresle başa çıkma tutumları ile aktivite-rol dengesi arasında (r=-0,167; p=0,274) ve bakım yükü ile aktivite-rol dengesi arasında (r= 0,180; p=0,238) anlamlı ilişki bulunmadı (p>0,05). Çalışmaya katılan ebeveynlerin karantina döneminde bakım verme yükleri nedeni ile en fazla rekreasyonel aktivitelerine katılım zorluğu yaşadıkları bulundu (20 kişi, %37,2). Tartışma: Özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerde stresle başa çıkma stratejileri ve aktivite-rol dengelerini etkileyebilecek başka parametrelerin incelendiği çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca ebeveynlerin algılanan bakım veren yükü arttıkça serbest zaman aktivitelerine katılımda zorluk yaşadıkları sonucu dikkate alınarak yaşam dengesinin düzenlenmesi hedefli ergoterapi programlarının oluşturulması önerilmektedir.

Dijital Topluluklara Üye Olan Annelerin Stres Düzeylerinin Demografik Değişkenlere Göre İncelenmesi* An Analysis of Stress Levels of Mothers Who are Members of Digital Communities According to Demographic Variables

Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, 2019

Bu çalışmanın amacı, dijital topluluklara üye olan annelerin maruz kaldıkları bilgi kirliliği ve kaynaklarının ideale ulaşmada güçlük yaratması durumunun ebeveynlik stresi üzerindeki etkisini araştırmaktır. Araştırma kapsamında internette bilgi edinmeye yoğun şekilde ihtiyaç duydukları ifade edilen erken çocukluk dönemi (0-3 yaş) ebeveynlerinin öz-yeterliliklerinin stres düzeylerine etkisini anlayabilmek amacıyla internette bilgi arama deneyimleri araştırılmış, ortaya çıkan sonuçları demografik özellikleri de göz önünde bulundurarak yorumlanmıştır. İlişkisel tarama modeli kullanılarak desenlenen araştırmanın çalışma grubunu, 0-3 yaş döneminde bulunan çocuğa sahip 364 anne oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Aydoğan ve Özbay (2017) tarafından geliştirilen, Ebeveyn Stres Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Bulgular, annelerin internet kullanım süreleri ile stres düzeylerinin arasında ilişki bulunmadığını; kronik hastalığa sahip annelerin ve kronik hastalık tanılı çocuğu bulunan annelerin internet kullanımının ebeveyn stres düzeyini arttırdığını ortaya koymuştur.

Examining Parenting Stress in Terms of Various Variables

DergiPark (Istanbul University), 2022

Parental stress can cause parents to exhibit negative behaviors. This may be associated with more problematic behavior in children. Identifying contextual factors of parental stress is very important in order to improve children's health, well-being and development. The aim of the study is to examine the stress levels of parents with 0-18-year-old children according to the variables of gender of the parents, the number of children they have, the age of the children, the degree of sharing the responsibilities of the spouses with the care and education of the children, the daily life difficulties of the parents, the worrying situations related to the child. For this purpose, the research was designed in relational screening design, which is one of the quantitative methods. The study group of the research consists of 401 volunteer parents with children between the ages of 0-18. Study data were collected through the "Demographic Information Form" and the "Parenting Stress Scale". Statistical results were obtained by using the SPSS 22.0 program in the analysis of the data, with the multidirectional ANOVA test. According to the results of the research, it was seen that the parenting stress scores differed significantly according to the number of children and the age of the children. It was concluded that there was no significant relationship between parenting stress and the social support provided by the spouses to each other in the care and education of the child. Among the factors related to children, parenting stress scores differ mostly according to the time and content of children with digital tools, and at least according to their children's sleep habits. The findings obtained as a result of the research were interpreted in line with the literature. Recommendations have been developed for parents and researchers.

A Study on Healthy Fami̇ly, Percei̇ved Stress and Hope: The Case of Seben İzzet Baysal Vocati̇onal School

DergiPark (Istanbul University), 2023

Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin sağlıklı aile yapısı, algılanan stres ve umut düzeyleri arasındaki ilişkinin çeşitli demografik değişkenlerle açıklanması amaçlanmaktadır. Araştırma Seben İzzet Baysal Meslek Yüksekokulu öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma tarama modeline uygun tanımlayıcı bir araştırmadır. Araştırmada "Sağlıklı Aile Ölçeği", "Algılanan Stres Ölçeği" ve "Sürekli Umut Ölçeği" ile demografik soruları içeren soru formu kullanılmıştır. Katılımcıların %80'i kadın, %60'ı 1. sınıfta ve %49,3'ü sosyal hizmet bölümünde öğrenim görmektedir. Katılımcıların sağlıklı aile puanı yüksek (123,31); algılanan stres düzeyi orta (15,93); umut düzeyleri yüksek (47,46) bulunmuştur. Araştırmaya katılan öğrencilerin sağlıklı aile yapısı ile umut düzeyleri arasında pozitif (r=,460) korelasyon bulunmuştur. Katılımcıların algıladıkları stres düzeyi ile sağlıklı aile düzeyi arasında negatif (r=-,443) korelasyon bulunmuştur.

Hafif Düzey Zihin Yetersizliği Tanısı Almış Çocukların Ebeveynlerinin Algılanan Stres Düzeyleri ve Aile Gereksinimleri

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2023

Bu çalışmanın amacı hafif düzey zihin yetersizliği tanısı almış çocukların ebeveynlerinin algıladıkları stresin ve aile gereksinimlerinin incelenmesi, stres ile aile gereksinimleri arasındaki ilişkilerin ortaya çıkartılmasıdır. Çalışma, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı ’na bağlı polikliniğe başvuran ve hafif düzey zihin yetersizliği tanısı almış çocukların ebeveynleri ile yapılmıştır. 326 ebeveynin katıldığı çalışmada Anket formu, Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ) formu ve Aile Gereksinimlerini Belirleme Aracı (AGBA)ile veriler toplanmıştır. Sonuç olarak annelerin babalara göre, bir işte çalışmayanların çalışanlara göre, psikolojik destek alanların almayanlara göre, tek ebeveynli ailelerin çift ebeveynli ailelere göre algılanan stres ve aile gereksinimleri düzeyi yüksektir. İlkokul mezunlarının bilgi gereksinimi daha düşük, maddi gereksinimleri ise daha yüksektir. Çocuğun cinsiyetine göre aile gereksinimleri ve algılanan stres düzeyleri farklılaşmamaktadır. Katılımcıların aile gereksinimi ve algılanan stres düzeyleri arasında düşük düzeyde pozitif ilişki, gelirleri ile aile gereksinimleri ve algılanan stres arasında düşük düzeyde negatif ilişki bulunmuştur.

Özel Gereksinimli 3-6 Yaş Çocukların Ebeveynlerinin Stres Düzeyleri ile Rolleri Arasındaki İlişki

2017

Özel gereksinimli olsun ya da olmasın tüm çocukların gelişim ve eğitimi üzerinde ebeveyn rollerinin niteliği önemli bir etkiye sahiptir. Ancak, özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak ebeveynlerin daha fazla stres yaşamasına yol açabilmektedir. Bu durum da özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin uygun ve destekleyici ebeveyn rollerini yerine getirmelerini engelleyebilmektedir. Özel gereksinimli çocukların ebeveynlerinin stres kaynaklarını gidermek için öncelikle strese neden olan faktörleri açıklamak gerekmektedir. Bu sayede söz konusu ebeveynlerin etkili ebeveynlik rollerini göstermelerini engelleyen stres kaynakları giderilebilir. Bu çalışmanın amacı, 3-6 yaş aralığında özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin yaşadığı stres ile ebeveyn rolleri arasındaki ilişkiyi açıklamak ve bu ilişkinin yönünü ve düzeyini belirlemektir. Özel gereksinimli çocuğa sahip 48 ebeveynin katıldığı araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan ilişkisel model kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ) ve Aile Değerlendirme Ölçeği’nin (ADÖ) alt ölçeği olan Roller Ölçeği kullanılmıştır. Analiz sonucunda ebeveynlerin stres düzeyleri ile ebeveyn rolleri arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bulguların ışığında ebeveyn stresinin olası nedenleri tartışılarak ebeveyn stresini azaltmaya yönelik önerilerde bulunulmuştur.