Hz. İbrahim’in Konukları Bağlamında Kur’an’da Lafz-ı Müteşabih (original) (raw)
Related papers
İbn Lebbân el-Is’ırdî ve Kur’an’daki Müteşabih Sıfatlarla İlgili Yorumları
Marifetname Dergisi, 2023
Aslen Siirtli bir aileye mensup olan İbn Lebbân (ö.749/1349), başta Kur’an, Hadis ve Tasavvuf olmak üzere, birçok alanda önemli eserler kaleme almış sûfî bir İslam âlimidir. Suriye ve Mısır’da hüküm süren ve Memlük devletinin kurucu ailesi olarak bilinen Bahrî Memlükler (1250-1382) döneminde yaşamıştır. İbn Lebban, hayatı boyunca ilimle meşgul olmuş, talebeler yetiştirmiş, fetvalar vermiş ve halkı irşad etmiştir. Kendisinden sonra gelen birçok âlim, eserlerinde ondan övgüyle söz etmiştir. İbn Lebban’ın bilinen ve günümüze kadar ulaşan önemli eserlerinden biri olan “İzâletü’ş-şübühât ʿani’l-âyât ve’l-eḥâdîsi’l-müteşâbihât” adlı eseri, ayet ve hadislerde geçen ve Allah’a nisbet edilen müteşabih sıfatları konu edinmekte ve bu sıfatların te’vili noktasında faydalı ve aydınlatıcı bilgiler ihtiva etmektedir. Bu makalede, İbn Lebban el-Is’ırdî’nin hayatı, ilmi kişiliği, onun “İzaletü-ş Şübühât” isimli eseri ve eserinin muhtevasını oluşturan bazı müteşabih sıfatlarla ilgili yorumları ve bu konudaki yaklaşımı ele alınacaktır.
Ferâhî’ni̇n Müfredâtu’l-Kur’ân’ı Ve Garîbu’l-Kur’ân İlmi̇ndeki̇ Yeri̇
2012
Kur’an’i anlama ve yorumlamayi konu edinen ilimlerden biri de Garibu’l-Kur’an’dir. Ulumu’l-Kur’an konusunda mutebahhir bir alim olan Ferâhi bu konularla ilgili bir cogu matbu bir o kadar da matbu olmayan eser kaleme almistir. Gelistirdigi Nizam ve Nazm teorisini eserlerine uygulamis, Kur’an’i anlama ve yorumlama konusuna farkli bir boyut getirmistir. Kur’an’in bazi garib lafizlarini anlama ve manalarini tespit noktasinda yazmis oldugu Mufredatu’l-Kur’an adli eseri onem arz etmektedir. Bu eserde lugat ve tefsir kitaplarini yeterli gormeyerek Kur’an’in Kur’an’la tefsiri cercevesinde lafzin Kur’an’da kullanimina onem vermis ve Arap siirine muracaat etmistir. Ferâhi’nin bu eserinde Ibranice ve Suryanice dillerindeki kelimelerle karsilastirmalar yapmasi eseri onemli ve farkli kilmaktadir.
Lafzî Müteşâbih Âyetlerdeki Anlam Farklılığı
2020
Although their meanings are either close to each other or different, such verses are defined as mutashābih-i lafẓī in tafsīr (exegesis) and Qur’ānic literature. It is stated that some of the early tafsīr scholars such as Mujāhid b. Jabr and Ibn Zayd explained the concept of mutashābih as expression of the same issue with different verses and with different words in verses. In later periods, a number of works were written explaining mutashābih-i lafẓī verses and compiling works about them. In the abovementioned works, the differences seen between the verses were tried to be explained based on the connections set in Arabic or between verses; or, in terms of verses. In this study, after having mentioned the general approaches of scholars explaining the concept of mutashābih as opposite of muḥkam briefly, the views of scholars explaining mutashābih as similar verses will be given place and then, the obscure meaning in verses will be tried to be investigated through three examples.
Müteşâbihu’l-Kur’an’la İlgili Bir Tasnif Önerisi ve Müteşâbihlik Üzerine Yapılan Dil Tartışmaları
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Bu çalışmada Kur'an ilimlerinin başat konularından biri olan "Müteşâbihu'l-Kur'an", farklı bir yaklaşım ve tasnifle sunulmuştur. Bu yaklaşım bütünü görmemizde bize yardımcı olacak bir tasnifi içermektedir. Bu tasnifte müteşâbihât ile yeni bazı bilgiler yer alırken, pratik değeri olmayan ve Kur'an'ı anlamamızda ve bu konudaki bilgileri kullanmamızda usûl açısından bize yardımcı olmayacak veriler yer almayacaktır. Buna mukabil bu üçlü tasnif, tarihsel malumatları ve tartışmaları yerli yerine koymamıza yarayacak pratik bir tasniftir. Bu tasnifte, "Müteşâbihu'l-Kur'an"; 1. Literal/lafzi benzerlik 2. Al-i İmran, 3/7 ayeti bağlamında tartışılan müteşâbihlik 3. Allah'ın sıfatları çerçevesinde oluşan müteşâbihlik, olmak üzere üç temel başlık altında incelenecektir. Çalışmada gözden kaçan bazı yaklaşımlar okurların dikkatine sunulurken, konunun dilbilimsel, tarihsel ve sosyo-kültürel bir çerçevede anlaşılması yönünde çaba sarf edilmiştir.
Mucize-Sünnetullah İlişkisi Bağlamında İ'câzu'l-Kur'ân
Tefsir Araştırmaları Dergisi, 2018
Bu makalede, ilmi çevrede hemen her dönem güncelliğini koruyan mucize konusunun, sünnetullah kavramı ile ilişkisi bağlamında ele alınması ve bu eksende Kur'ân'ın mucizeliği hususunun değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Makalede öncelikle mucize kavramının kısaca etimolojik tahliline yer verilmiş, kavramın terim anlamının çerçevesini netleştirmek için de mucize hakkındaki metodik bilgilere değinilmiştir. Akabinde sünnetullah kavramı ele alınmış, günümüze kadar uzanan süreçte kavramın uğramış olduğu anlam kaymalarının altı çizilerek, mezkûr kavramın Kur'ân çerçevesinde nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Mucize ve sünnetullah kavramlarının anlam alanları böylece değerlendirildikten sonra iki kavram arasında nasıl bir münasebet bulunduğu üzerinde durulmuş ve bu münasebetin, her iki kavramın anlaşılması noktasında sahip olduğu önem vurgulanmaya çalışılmıştır. Neticede Hz. Peygamberin en büyük mucizesi olan Kur'ân'ın mucizeliği hususunda, tarih boyunca dile getirilen yaklaşımlar özetlendikten sonra, İ'câzu'l-Kur'ân konusu, mucize-sünnetullah ilişkisi çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Arûz Tasarrufları Bağlamında Nedîm ve Şeyh Gâlib’in Birer Murabbası
Özet Eski Türk edebiyatında metinler, hem muhteva hem de biçim özellikleri bakımında belirli kurallar çerçevesinde inşâ edilmiş bir yapıya sahiptir. Özellikle manzum eserlerde beyit, bend, redif, kafiye ve vezin özellikleri; şiirlerin sınıflandırılmasında, yorumlanmasında, şairin üslubunun ve şairlik gücünün belirlenmesinde önemli ölçütlerdir. Kafiye ve vezin, şiirlerin dış yapılarının somut göstergeleri olmakla birlikte şiirlerdeki âhenk unsurlarının da yapı taşlarıdır. Nedîm ve Şeyh Gâlib XVIII. yüzyılın ve bütün dîvân şiirinin öncü şairlerindendir. Lâle Devri şairi olarak anılan Nedîm, klasik ilimlerle birlikte Arapça ve Farsça öğrenerek iyi bir eğitim görmüştür. Şiirlerinde söyleyiş mükemmelliği ile Nedîmâne tarzının kurucu olmuş; geliştirdiği bu yeni tarzla kendisinden sonraki şairleri etkilemiştir. Şeyh Gâlib, mevlevî bir çevrede doğmuş ve yetişmiştir. Gâlib, ilk eğitimini babasından ve mevlevî şeyhlerinden almış; Dîvân'ı ve Hüsn ü Aşk adlı mesnevîsiyle ün kazanmıştır. Şeyh Gâlib, dîvân şiirinin son büyük şairi olarak kabul edilir. Şeyh Gâlib ve Nedîm'in eserleri, biçim ve muhteva özellikleriyle araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmada Şeyh Gâlib ve Nedîm'in Türk edebiyatının en çok kullanılan vezni ile yazılmış beş bendden oluşan birer şiiri (murabba), Prof. Dr. Yavuz Bayram'ın uyguladığı yöntem çerçevesinde arûz tasarrufları bakımından incelenmiştir. XVIII. yüzyılda yaşamış bu iki büyük şairin şiirlerindeki arûz uygulamalarının tespiti ile sınırlı çerçevede de olsa benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmaya çalışılmıştır.