Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi Kararlarında Sınır Dışı Prosedürüne Tabi Çocuğun Yüksek Yararı: Usulî Güvenceler (original) (raw)

İnsan Hakları Çatışmalarının Çözümlenmesinde Çocuğun Üstün Yararı İlkesinin İşlevi: Türk Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Bir Değerlendirme

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2022

Çocuğun üstün yararı, çocuk haklarına ilişkin uluslararası insan hakları düzenlemelerinin ortaya çıkışıyla birlikte, bedensel, zihinsel, ekonomik ve sosyal bakımdan güçsüz ve dezavantajlı gruplardan biri olan çocukları ilgilendiren her konuda başvurulacak temel bir ilke haline gelmiştir. İlkenin bu geniş kullanımıyla beraber işlevinin ne olduğu konusunda tartışmalar devam etmektedir. Çocuk Hakları Komitesi'nin 2013 yılında kabul ettiği genel yorum kararına göre çocuğun üstün yararı, maddi bir hak, temel bir yorum ilkesi ve bir usul kuralıdır. Bu çalışmanın amacı çocuğun üstün yararının insan hakları çatışmalarının çözümlenmesindeki işlevinin, Çocuk Hakları Komitesi'nin 2013 tarihli genel yorum kararı ve Türk Anayasa Mahkemesi içtihadı ışığında ortaya konulmasıdır. / THE FUNCTION OF THE PRINCIPLE OF THE BEST INTERESTS OF THE CHILD IN RESOLVING HUMAN RIGHTS CONFLICTS: A REVIEW IN THE LIGHT OF THE CASE LAW OF THE TURKISH CONSTITUTIONAL COURT The best interests of the child, with the emergence of international human rights regulations regarding children's rights, have become a fundamental principle to be applied in all matters concerning children, who are one of the most vulnerable and disadvantaged groups physically, mentally, economically and socially. Notwhitstanding this broad use of the principle, debates continue as to what its function is. According to the general comment adopted by the the Committee on the Rights of the Child in 2013, the best interest of the child is a substantive right, a fundamental interpretative legal principle and a rule of procedure. The aim of this study is to reveal the function of the best interests of the child in resolving human rights conflicts in the light of the 2013 general comment of the Committee on The Rights of Child and the case-law of the Turkish Constitutional Court.

Çocuk Hakları Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Bağlamında Çocuğun Üstün Yararı (Book Chapter) (The Best of Child in the Context of the United Nations Convention on the Rights of Child)

Prof. Dr. Ali Naim İnan Anısına Çocuk Hukuku Armağanı, 2022

ÖZET Çocuğun üstün yararı ilkesi, Çocuk Hakları Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde düzenlenen, çocuğa ilişkin karar alma mekanizmaları işletilirken yargıya temel bir ilke olarak göz önüne alma yükümlülüğü veren kurallardan biridir. Bu ilke, sadece yargıda karar alma sürecinde değil, sözleşmeye taraf olmuş ülkeler bakımından aynı zamanda kanun koyucuya da kanunların düzenlenmesi sırasında bir sorumluluk yüklemektedir. Çocuğun korunması için yargılama esnasında karar mekanizmalarına yardımcı olacak diğer bilimlerden de yararlanılması zorunludur. Çocuğun üstün yararı ilkesinin uygulanması esnasında karşılaşılan sorunlar, çocukla ilgili değerlendirmeler yapılırken ele alınan kriterlerde uzlaşının olmaması, farklı yargı mercilerince bu kriterlere verilen önemin farklı olması, çocukların gelişim ihtiyaçlarının birbirinden farklı olması ve çocuk psikolojisine ilişkin terminolojinin mahkeme tarafından anlaşılamamasıdır. Çocuğun üstün yararının bu sorunlara rağmen tespit edilmesinde uygulayıcılara büyük bir sorumluluk yüklenmiştir. Belirleme yapılırken çocukla uygun yolla iletişim kurulmasının yanı sıra çocuğun yakınlarıyla iletişiminin gözlemlenmesi, yakınlarının görüşlerine başvurulması, içinde yaşadığı toplumun değerlerinin araştırılması gerekmektedir. ABSTRACT The principle of the best interests of the child is one of the rules regulated in the United Nations Convention on the Rights of the Child, which obliges the judiciary to consider as a fundamental principle while operating the decision- making mechanisms regarding the child. This principle imposes a responsibility on the legislator not only in the decision-making process in the judiciary, but also in terms of the countries that are party to the convention, during the regu- lation of the laws. In order to protect the child, it is necessary to draw on other sciences that will help the decision mechanisms during the trial. The problems encountered during the implementation of the principle of the best interests of the child are the lack of consensus on the criteria considered when evaluating the child, the difference in the importance given to these criteria by different jurisdictions, the different developmental needs of children and the inability to understand the terminology related to child psychology by the court. Practition- ers have a great responsibility in determining the best interests of the child de- spite these problems. While determining, it is necessary to establish communi- cation with the child in an appropriate way, to observe the communication of the child with relatives, to consult the opinions of the child’s relatives, and to investigate the values of the society in which the child lives.

Hakkı Hakan Erkiner, Bildiri, "Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun Devletin Sorumluluğu Üzerine Maddeler Projesinin 26’ncı Maddesi Uyarınca Emredici Kurallara Saygı ve Meşrû Müdâfaa İlişkisi Üzerine İnceleme - United Nations İnternational Law Commission’s Article Review..."

V. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi ISBN: 978-605-258-174-2, 2018

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Hukuk Komisyonu (UHK) tarafından oluşturulan Uluslararası Haksız Fiilden Ötürü Devletin Uluslararası Sorumluluğuna İlişkin Maddeler Metni’nin Hukuka Aykırılığı Ortadan Kaldıran Haller başlığının altında 26’ncı maddeye göre “meşrû müdâfaa” uluslararası hukukun emredici bir kuralından kaynaklanan bir yükümlülüğe aykırı herhangi bir devlet fiilinin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmaz. Viyana Antlaşmalar Hukuku Konvansiyonu’nun 53’üncü maddesine göre, uluslararası hukukun emredici bir kuralı uluslararası genel hukukun emredici bir normu, bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumunun, kendisinden hiçbir surette sapmaya müsaade edilmeyen ve ancak aynı nitelikte olan daha sonraki bir uluslararası genel hukuk normu ile değiştirilebilecek olan bir norm olarak kabul ettiği ve tanıdığı bir normdur. Çalışmamız 26’ncı maddedeki düzenlemenin uluslararası hukuk bakımından yerini ve değerini incelemektedir. Established by the United Nations İnternational Law Commission, Responsibility of States for internationally wrongful acts the text relating to Article 26 under the title “self-defense” precludes the wrongfulness of any act of a State which is not in conformity with an obligation arising under a peremptory norm of general international law. According to article 53 of the Vienna Convention on the Law of Treaties, a treaty is void if, at the time of its conclusion, it conflicts with a peremptory norm of general international law. For the purposes of the present Convention, a peremptory norm of general international law is a norm accepted and recognized by the international community of States as a whole as a norm from which no derogation is permitted and which can be modified only by a subsequent norm of general international law having the same character. Our study examines the place and value of article 26's regulation in international law.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Aile İçi Uluslararası Çocuk Kaçırma İhtilaflarına İlişkin Seçilmiş Kararları

Çalışmamızda, çocukların aile içi bir ülkeden başka bir ülkeye kaçırılmasından kaynakla-nan hak ihlallerine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) verdiği kararlar incelenecektir. Konuya ilişkin, AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davalar neticesinde verilen kararların tamamına yer verilmekle birlikte sözleşmeye taraf diğer devletler aleyhine önem arz eden kararlar da dikkate alınmış ve incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Aile içi uluslararası çocuk kaçırmadan doğan uyuşmazlıklar, Ulusla-rarası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçheleri Hakkında Lahey Sözleşmesi Madde 7, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Özel hayata ve aile hayatına saygı ilkesi (AİHS md.8), Adil yargılanma hakkı (AİHS md.6)

Çocuk Hakları Komitesi Bireysel Başvuru Kararları

Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2024

Refakatçisi olmayan küçüğün yaşının belirlenmesi Usuli Sorunlar: İç Hukuk yollarının tüketilmemesi; başvuru hakkının kötüye kullanılması; şikayetin delillendirilmemesi

Hakkı Hakan Erkiner, Bildiri, "Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun Devletin Sorumluluğu Hakkındaki Çalışmasının 21’inci Maddesi Çerçevesinde Meşrû Müdâfaa ve Hukuka Uygunluk - With in The Framework Of United Nations İnternational Law Commission..."

V. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi ISBN: 978-605-258-174-2, 2018

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Hukuk Komisyonu (UHK) tarafından oluşturulan Uluslararası Haksız Fiilden Ötürü Devletin Uluslararası Sorumluluğuna İlişkin Maddeler Metni’nin Hukuka Aykırılığı Ortadan Kaldıran Haller başlığının altında Meşrû Müdâfaa başlığını taşıyan 21’inci maddesi “devletin fiilinin hukuka aykırılığı, fiil Birleşmiş Milletler Şartı’na uygun şekilde, meşrû müdâfaaya izin verilen ölçüler içerisinde ise, ortadan kalkar” demektedir. Çalışmamız, bir hukuka uygunluk nedeni olarak meşrû müdâfaanın incelenmesini hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde devletlerin uluslararası sorumluluğuna hâkim olan ilkeler ve meşrû müdâfaa hakkına başvurma yetkisi incelenirken, çalışmanın ikinci bölümünde uluslararası hukukta meşrû müdâfaa hakkına başvurma yetkisi uyarınca UHK’nun metnindeki 21’nci maddenin yeri ve değeri açıklanmaktadır. The United Nations Law Comission’s text of articles, constituted by the İnternational La Commission includes, Responsibility Of States for İnternationally Wrongful Acts which eliminates the circumstances precluding wrongfulness under the title of as Self-defence article 21, that is, “the wrongfulness of an act of a State is precluded if the act constitutes a lawful measure of self-defense taken in conformity with the Charter of the United Nations”. Our study aims to examine self-defense as in conformity with law. Under this intend our study covers to sections. The first section examines the principals of İnternational Responsibility of States and the competent authority about self-defence, the second section stated in United Nations Law Commission’s İnternational La Commision text, its value and location in accordance with the competent authority.

Dünya Mülteci Çocukları Haklar ve İhlaller

TASAM Yayınları, 2018

2017 yılı itibariyle 7.6 milyara ulaşan dünya nüfusunun yaklaşık olarak 1.9 milyarı (dünya nüfusunun % 26'sı) 15 yaş altı çocuklardan oluşmaktadır. Hem sayısal olarak hem de toplumların gelişmişlik düzeyleriyle yakından ilgili olması nedeniyle, çocuk nüfusu dünya demografisi için önem arz etmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinde milyonlarca çocuk iklime, yoksulluğa, savaş ve çatışma ortamlarına bağlı olarak çocuklar için elverişli olmayan şartlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Uluslararası kuruluşlar, tüm dünya çocuklarının genel prensipler çerçevesinde eşit haklara sahip olabilmeleri ve çocuk haklarına belirli bir standart getirebilmek amacıyla birçok sözleşme ve yönetmelikte uluslararası çocuk haklarının oluşmasına katkı sağlamışlardır. Belirlenen standartların askeri kabul edilmesi ve sözleşmelere taraf olan ülkelerin bu standartların üstüne çıkması beklense de dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca çocuk temel yaşam haklarından dahi yoksun bir yaşam sürmektedir. Çocuk haklarının uygulanamaması bakımından en dezavantajlı grubun mülteci çocuklar olduğu genel kanıdır. Çoğunlukla az gelişmiş ülkelerdeki iç savaşlar ve / veya ülkelerin içindeki çatışma ortamları insanların farklı bölgelere göç etmeye zorlarken, zorunlu göç olarak tabir edilen bu göç hareketinden en çok çocukları olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, çalışma genel çocuk haklarının çerçevesini çizdikten sonra mülteci çocukların genel sorunlarını tespit edip, hakların ihlalin sorunların temelini oluşturduğu sonucuna varılacaktır.