I. Dünya Savaşı ve Sonrasında Kumarın Yaygınlaşması ve Osmanlı Devleti’nin Aldığı Tedbirler (original) (raw)

Türkiye'de Kumar Alışkanlığı

Devlet eliyle oynatılan sanal kumarlarda Türkiye 8 milyar dolarlık hacimle dünya üçüncüsü olmuştur. Ülkemizde yaklaşık 1.5 milyon kişi internet üzerinden bahis oynamaktadır . Diğer bahis oyunlarıyla birlikte bu sayı 3.5 milyonlara ulaşmıştır . Türkiye’de iki milyon kişi kumar batağındadır. Bu ortamın yarattığı bunalım ve bu batağa saplanan insanların işlediği suçlarda kumarın yarattığı olumsuz psikolojinin ciddi bir payı olduğunu söylemek doğru olacaktır. Devlet, öncelikle şans oyunu olmayan ve artan oranlarda anlık bahis içeren iddiaa’yı ve dahil internet bahis sitelerini kaldırmalı , internet üzerinden at yarışı dâhil bahis oynanmasını engellemek için ciddi tedbirler almalıdır. İnsan paranın ardından o kadar hızlı koşuyor ki, ahlakın arkadan yetişmesi mümkün değil

Feyza KURNAZ ŞAHİN, “II Meşrutiyet Döneminde İstanbul da Sosyal Bir Problem Olarak Kumar İlleti,” Belleten, vol. 84, no. 301, pp. 1143–1174, Dec. 2020.

Feyza KURNAZ ŞAHİN, “II Meşrutiyet Döneminde İstanbul da Sosyal Bir Problem Olarak Kumar İlleti,” Belleten, vol. 84, no. 301, pp. 1143–1174, Dec. 2020., 2020

Hasan DEMİRCİ, "İlk Meclis'te Kumarla Mücadele Meselesi", Kumar Kitabı, (Editör: Emine Gürsoy Naskali), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2020, s. 5-21.

Kitabevi Yayınları, 2020

© Bütün yayın hakları "KİTABEVİ Yayınları"na aittir. Kaynak gösterilerek tanıtım amacıyla ve araştırma için yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir şekilde kopya edilemez, elektronik ve mekanik yolla çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

Birinci Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti’nde Tayyareler için Rasıtların Yetiştirilmesi

DergiPark (Istanbul University), 2022

İnsanoğlu uçmak için ilk önce doğadaki bazı canlıların kanatlarını kullanmıştır. Ancak kanatlar, insan gücünü taşımaya yeterli gelmediğinden tayyareler yapılmıştır. Avrupalı devletlerin sanayileşmesiyle birlikte tayyareler ve buna bağlı olarak havacılıktaki gelişmeler hız kazanmıştır. Havacılık yolunda başlayan gelişmelerden zamanla Osmanlı Devleti de etkilenmiştir. Birinci Dünya Savaşı, Avrupalı devletler arasında başlayıp tüm dünyaya yayılan ilk küresel savaştır. Başta, Osmanlı Devleti bu büyük savaşta tarafsızlığını ilan etmiştir. Ancak, Almanya ile gizli ittifak anlaşmaları imzaladıktan sonra savaşa dâhil olmuştur. Osmanlı Devleti, savaş sırasında tayyarelerin önemini fark ederek personel ve diğer ihtiyaçları karşılamaya çalışmıştır. Havacılık faaliyetlerinin daha sağlıklı ve verimli yürütülmesi amacıyla 1916 yılı sonlarında Harbiye Dairesine bağlı Umur-ı Havaiye Müfettişliği (Hava Müfettişliği) açılmıştır. Hava Müfettişliği özellikle deniz tayyarelerine rasıtçı sınıfının yetiştirilmesi amacıyla Almanya Hava kuvvetlerinde incelemeler yapmıştır. Ayrıca, rasıt ihtiyacının karşılanabilmesi için kurslar açılmasına karar verilmiştir. Kursların idaresi ve talebelere verilecek eğitim üzerine bir nizamname uygulamaya geçirilmiştir. Aşağıda tayyare rasıtlarının yetiştirilmesi için yapılan çalışmalar anlatılmıştır.

Osmanli İmparatorluğu’Nun Bi̇ri̇nci̇ Dünya Savaşi’Ndaki̇ Propaganda Faali̇yetleri̇ Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme: Harp Mecmuasi Örneği̇

Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 2018

The War Journal (Harp Mecmuası), which first issue was published on November 1915, was one of the main propaganda tools of the Ottoman Empire during the World War I. The War Journal, considered as one of the most successful publication of the Empire in terms of its visual propaganda, was closed in June 1918, after publishing 27 issues. This study concentrates especially on the analysis of the Journal’s presentation of the news about the battles on the Hedjaz, Sinai and Palestine frontlines, where the Ottoman Empire lost the most of its territories. The analysis of those news shows, that instead of showing its enemy as a ‘monster’, the dominant discourse chosen by the Journal is mainly about the heroism and the virtues of the Ottoman soldiers.

I.Dünya Savaşında Düvel-i Muhasama Tebaasına Yönelik Uygulamalar

Öz I.Dünya Savaşı, çatışmaların sadece cephe ve savaş meydanları ile sınırlı olmadığı, en az çatışmanın vuku bulduğu sahalar kadar cephe gerisinin de önem kazandığı " topyekûn " bir savaş olmuştur. Savaşın bu niteliğinden dolayı, Devlet-i Ali Osmanî, cepheyi maddi ve manevi unsurlar ile finanse etme adına cephe gerisini, savaşın olağanüstü psikolojisi ile tanzim etmeye çalışmıştır. Bu tanzim sürecinin ana gayesi, sükûn süreci politikalarının bir tezahürü olan " umumi saadet " anlayışı yerine, " umumi selamet " olmuştur. Devlet-i Ali Osmanî, böyle bir gaye ve hedef paralelinde kendi sınırları dâhilinde, savaşın paydaşlarına mensup kendinden olmayan " Düvel-i Muhasama Tebaa " sına yönelik siyasi, iktisadi ve içtimai olarak idari inisiyatifini savaş ortamının olağanüstü şartlarına rağmen insani hassasiyetlere riayet ederek gerçekleştirmiştir.

Osmanli Dönemi̇nde Rumeli̇’De Vakif Paranin Kullandirilmasinda Aranan Şartlar

ADAM AKADEMİ Sosyal Bilimler Dergisi, 2017

Para vakıfları Osmanlı döneminde kendine has uygulamaları ile vakfedilen diğer akarlar içinde ayrı bir yere sahipti. Bu dönemde para vakıfları ile ilgili tartışmaların merkezinde daha çok paranın vakfedilmesinin hukukî yönü ve uygulamada ortaya çıkan bazı idari ve mali tasarruf usulleri yer almıştır. Osmanlı Devleti'nde beş asrı aşan bir zaman diliminde para vakfı uygulamalarına sıkça rastlanmış öyle ki çoğu zaman pek çok vakfın tek gelir kaynağı vakıf para olmuştur. Osmanlı döneminde Rumeli'de / Balkan coğrafyasında kurulan vakıfların gelir kalemleri arasında yer alan paranın kullandırılmasında, bir başka ifade ile işletilmesinde uyulması gereken kurallar, vakıf kurucularının talepleri / şartları arasında ne şekilde yer almıştır? Bu çalışmada Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'ndeki vakfiyelerden yola çıkılarak, para vakıflarının yaygın bir uygulama alanı bulduğu Osmanlı'nın Rumeli coğrafyasında kurulan vakıflardaki para kullandırma usulleri üzerine bir durum tespiti ve değerlendirme yapılacaktır. Böylece vakıf kurucusunun vakıf paranın işletilmesi sırasında doğabilecek zararı aza indirmek için başvurduğu yöntem ve şartlar bir nebze de olsa gözler önüne serilecek ve vakıf kurucularının iç dünyalarına bir yolculuk yapılacaktır.