Aşk Mesnevi̇leri̇nde Ayri Di̇nlerden Âşiklarin Aşk Ve Kutsal Çatişmasi (original) (raw)

11)AŞK Mesnevi̇leri̇nde Ayri Di̇nlerden Âşiklarin Aşk Ve Kutsal Çatişmasi

2015

Ask mesnevileri asirlar boyunca toplumun sanat ve estetik zevkine hitap etmistir. Ask duygusunun kahramanlar araciligiyla merak uyandirici bir tarzda islendigi bu eserler pek cok yonden ortak bir kompozisyona sahiptir. Kahramanlari farkli dinlere mensup âsiklar olan mesnevilerde de bu ortak kompozisyonu gormek mumkundur. Ancak bu mesnevilerde diger ask mesnevilerinden farkli olarak olay zinciri icindeki catisma unsurlarinin en onemlisi din farkidir. Eserlerde kahramanlar ve yakin cevreleri din farkliliklarina gore rol alirlar. Islam diniyle diger dinler arasindaki inanc ve degerler farki olay icinde mucadele ve mukayese ettirilir. Bu nedenle dini semboller one cikarilir ve kahramanlarin ask maceralari din ustunlugu iddiasi etrafinda sekillenir. Dini kabuller ve toplumsal zihniyet ve anlayisin geregi olarak ustun tutulan din daima Islam olur. Kahramanlarin cinsel kimlikleri de kulturel ozellikler ve dini anlayisa gore belirlenir. Surekli ask ve iman arasinda catisma yasayan kahramanl...

AŞK MESNEVİLERİNDE AYRI DİNLERDEN ÂŞIKLARIN AŞK VE KUTSAL ÇATIŞMASI LOVE AND HOLY CONFLICT OF LOVERS FROM DIFERRENT RELIGIOUS IN LOVE MASNAVIES

ÖZET: Aşk mesnevileri asırlar boyunca toplumun sanat ve estetik zevkine hitap etmiştir. Aşk duygusunun kahramanlar aracılığıyla merak uyandırıcı bir tarzda işlendiği bu eserler pek çok yönden ortak bir kompozisyona sahiptir. Kahramanları farklı dinlere mensup âşıklar olan mesnevilerde de bu ortak kompozisyonu görmek mümkündür. Ancak bu mesnevilerde diğer aşk mesnevilerinden farklı olarak olay zinciri içindeki çatışma unsurlarının en önemlisi din farkıdır. Eserlerde kahramanlar ve yakın çevreleri din farklılıklarına göre rol alırlar. İslam diniyle diğer dinler arasındaki inanç ve değerler farkı olay içinde mücadele ve mukayese ettirilir. Bu nedenle dinî semboller öne çıkarılır ve kahramanların aşk maceraları din üstünlüğü iddiası etrafında şekillenir. Dinî kabuller ve toplumsal zihniyet ve anlayışın gereği olarak üstün tutulan din daima İslam olur. Kahramanların cinsel kimlikleri de kültürel özellikler ve dinî anlayışa göre belirlenir. Sürekli aşk ve iman arasında çatışma yaşayan kahramanlar bu mesnevilerde örnek kişilik özelliklerini taşırlar. Kahramanların hata yaptığı durumlarda onları uyaran, doğru ve hak yola çeken İslamî güçler örnek kişiliğin oluşmasına yardımcı olurlar. Böylelikle bu mesnevilerde din, ana kahramanlar, yardımcı kahramanlar ve güçler, semboller ve cinsiyete yüklenen roller İslamî olanı öne çıkarmaya, aşkı iman ekseninde olgunlaştırmaya araç olurlar. ABSTRACT: Love masnavies have appealed to community's enjoyment of art and aesthetic along ages. These kinds of performances, in which sense of love is handled intriguingly via heroes, have had many aspects of a common composition. This common composition can also be seen within the masnavies whose heroes are members of different religions. However, as oppose to other masnavies, in this kind of masnavies the main conflict within the sequence of events is the difference of religion. Within these kind of performances, heroes and their close friends are involved according to religious differences. Faith and value differences between Islam and other religions are compared and competed within events. For this reason, religious symbols are higlighted and amorous adventures of hereos are designed based on religioes superority. Because of religioues espousal and social mentality and understanding, Islam always will be preferred religion. Furthermore, sexual identity of heroes is determined by the cultural characteristics and religious understanding. Heroes, who have continuing conflict between love and faith, carry examplary personality in these masnavies. In cases where the hero makes mistakes, Islamist forces alerting them and leading them to the true and right way help to create a personality for example. Thus, religion in this masnavies conduces to develop main heroes, assistant heroes and forces, symbols and sexual roles around an Islamic perspective and maturates a love around faith. Giriş İki kahramanlı aşk mesnevileri asırlarca toplumun aşka ve estetiğe dair romantik duygularının anlatılması ihtiyacını karşılamıştır. Bu eserler toplumun aşka bakış açısını, aşkın dünyevi ve dinî-mistik boyutlarını buna bağlı olarak da toplumun edebî zevkini, estetik duygulanışını aksettirir. Ortak olaylara ve benzer kompozisyona sahip olan pek çok aşk mesnevisinin, aşkı yaşayan kahramanların tanışmasından buluşmasına, ayrıldıktan sonra kavuşmak için verdikleri mücadelelere, hikâye sonunda aşka ve âşığa yardımcı veya engel olan kahramanların sonlarına ve bütün bu maceralar esnasında görülen seferler, savaşlar, göçler, düğünler, oyunlar ve mektuplaşmalara varıncaya kadar toplumun zihniyetine, kültürüne dair önemli bir yansıtıcılık vasfı vardır. Bu iki kahramanlı aşk mesnevileri içinde farklı dinlerden kahramanların aşklarının konu edildiği mesneviler, toplumun dine ve farklı dinlere bakışı, aşk etrafında sosyal çatışma, ötekini tanımlama, öteki olarak görülenin değerlerinin zıtlığı üzerinden kimlik belirleme, dinler arası mukayese yapma gibi hususlara dair fikir vermesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu mesnevilerde aşk etrafında sosyal hayatın ve zihniyetin izleri görülür. Klasik Türk edebiyatında farklı dinlere mensup kahramanların konu edildiği aşk mesnevilerinin sayısı çok değildir. Bunlar arasında Çorlulu Zarîfî'nin Mihr ü Mâh mesnevisi, Hamdullah Hamdî'nin Tuhfetü'l-Uşşak'ı, Alemşah'la Çin fağfurunun kızının aşkının da konu edildiği Vizeli Behiştî'nin Cemşâh u Âlemşâh mesnevisi, Mevlana'nın ve Attar'ın eserlerinden Türkçeye aktarılan ve en bilineni Gülşehrî'ye ait olan Şeyh-i San'an kıssası, Suzî Çelebi'nin Mihaloğlu Ali Bey'in Gazavat-nâme'si ve Tursun Fakih'in Gazavât-ı Resulullah'ı yer alır. Aşk hadisesi, gazavatnamelerde esas konu olan gaza faaliyetleri içinde yer alır. Bu mesneviler dışında şairlerinin Kur'an'daki aslına bazı ilaveler eklemek suretiyle daha romantik ve ilgi çekici kılmaya çalıştıkları Yusuf u Züleyha'larda da bilhassa Züleyha'nın şahsında putperest kadın ve hak dinden erkek kahraman aşkı işlenmiştir. Lamiʿî Çelebi'nin Veyse vü Ramin mesnevisinde de doğrudan farklı dinlerden kişilerin aşkı olarak kurgulanmasa da Ateşperest Veyse'nin eserin sonlarına doğru Müslümanlaştırıldığı görülür. Bir de aşk hikâyesi olmamakla beraber zengin bir Yahudi'nin talip olduğu fakir bir Müslüman kızın yaşadığı maceranın anlatıldığı Kız Destanı (Hazâ Hikayet-i Kız ma'a Cühud) mesnevisi de bu çerçevede değerlendirilebilir. Âşıklar ve sevgililerin erkek olduğu ve bilinen aşk ilişkisi dışında bir muhabbetin konu edildiği Nev'îzade Atayî'nin Heft-Han adlı mesnevisindeki yedinci hikâyede de iki Müslüman gencin iki Hıristiyan denizciye muhabbetleri ve bu Hıristiyanların Müslüman oluşları anlatılmaktadır. Neylî Divanı'nda da mesnevi nazım şeklinde yazılmış Hıristiyan bir kızın Müslüman bir gence aşkını ve kızın Müslüman oluşunu; kızla beraber rahibin de İslam dinine intisabını anlatan bir manzum bir hikâye mevcuttur.

Âşiklik Geleneği̇nde Di̇van Şi̇i̇ri̇ İzleri̇

2016

Ortak bir kultur ve cografyada gelisen halk siiri ile divan siiri, suphesiz, bir evde yetisen iki kardes gibi birbirlerinden etkilenmislerdir. Tarihte divan siiri ile halk siiri, ayri kaynaklardan beslenip ayri kollardan ilerlemislerdir. Halk siiri ve Divan siiri arasinda gerek dil ve sekil, gerek muhteva bakimindan muhtelif farklar bulunmakla birlikte, neticede ayni milletin mali olarak bunlarin temelinde zevk, duygu, heyecan ortak figurler olmustur. Bu calismada Âsiklik gelenegi ve Divan siiri tarzi geleneginde hem sekil hem de muhteva yonunden gorulen ortak ozellikler tespit edilerek ozellikleri ortaya konulmaya calisilmistir.

Âşik-Sevgi̇li̇ Tasvi̇rleri̇ne İli̇şki̇n Karşitliklarin Gazellerdeki̇ Yansimalari

International journal of filologia, 2021

Öz Klasik Türk şiirinde duygu ve hayaller estetize edilerek ele alındığı için anlam, üslup kadar önemsenir. Bu şiirin anlam dünyasını belirleyen mihver duygu aşktır. Özellikle gazel nazım şekli ile yazılan şiirlerde âşık ve sevgili tasviri yapılırken ilgili kavramlar, derin tedailer yansıtacak şekilde teşbih ve tasavvurlara konu edilir. Klasik Türk şiiriyle alakalı yapılan okumalarda âşık ve sevgiliye dair teşbih ve tasavvurların paradoksal yaklaşımlarla ele alınması, dikkate şayeste bir durum olarak değerlendirilmiş ve bu durum çalışmanın hazırlanma gerekçesini oluşturmuştur. Çalışma hazırlanırken klasik Türk şiiriyle özdeşleşen nazım şekillerinden gazel ile iktifa edilmiştir. Bu sınırlandırmanın temelinde, gazelin ana temasının aşk olması ve âşık-sevgili tasvirlerinin gazellerdeki yansımalarının daha belirgin olması düşüncesi etkili olmuştur. Âşık ve sevgili tasviri yapılırken şiir geleneğinin oluşturduğu sınırlılıklar hasebiyle sevgilinin umumiyetle yüceltildiği, âşığın ise değersizleştirildiği görülmüştür. Bu bağlamda sevgili; hekim, Müslüman, avcı, sultan, Süleyman vb. olarak düşünülürken, bu kavramlara mukabil olarak âşık; hasta, kâfir, av, dilenci, karınca olarak tasavvur edilmiştir. Âşık ve/ya sevgili, karşıt kavramların (köle-hür, dert-derman) yanı sıra metnin bağlamına göre karşıtlık ifade eden vasıflarla (hasta-hekim, şal-ipek) da tasvir edilmiştir. Tematik olan bu çalışma, anlama dayalı edebî sanatlardan "tezat sanatı"na dair birçok örnek ihtiva etmektedir. Çalışma tanzim edilirken âşık ve sevgiliyi doğrudan karşılayan karşıt kavramlar ile onlara ait hâl ve unsurları karşılayan karşıt kavramlar alfabetik sıraya göre kategorize edilerek şerh edilmiştir.

Fuzûlî Ve Bâkî Di̇vanlarinda Aşk Anlayişi Ve Sevgi̇li̇ Ti̇pi̇

Turkish Studies, 2010

Fuzûlî ve Bâkî XVI. asırda, klasik Türk şiirine damgasını vuran iki önemli şahsiyettir. Her iki şairin şiirlerinde dile getirdikleri aşk, mahiyeti bakımından çeşitli araştırmacılarca sorgulanmış ve bu konuda farklı görüşler öne sürülmüştür. Klasik şiirin ana teması olan aşk, şiirlerde sevgili ve âşık ekseninde şekillenmekte, bu da söz konusu edilen aşkın mahiyeti hakkında belirli bir kanaatin oluşmasını sağlamaktadır. Fuzûlî ve Bâkî'nin şiirlerinde, aşkın nasıl yer aldığının karşılaştırmalı olarak incelenmesi, aynı yüz yılda yaşamış iki büyük şairin divan şiirinin dayandığı ortak temele, aşk kavramı bağlamında nasıl bir katkıda bulunduklarını görmek açısından gereklidir. Bu amaca yönelik olarak söz konusu şairlerin divanlarında aşk ve aşkla ilgili kavramlar, sevgili ve âşık tiplerinin özellikleri tespit edilmiş ve çeşitli örneklerle somutlaştırılmıştır.

Âşik Dertli̇’Ni̇n Şi̇i̇rleri̇nde Ehli̇ Beyt Sevgi̇si̇ Ve Kerbela Hadi̇sesi̇ni̇n Yansimalari

Turk Kulturu Ve Haci Bektas Veli-arastirma Dergisi, 2016

Âsik Dertli, âsik tarzi Turk siir geleneginin 19. yuzyildaki en onemli temsilcilerinden biridir. Asil adi Ibrahim olan Dertli, mahlasindan da anlasilacagi uzere sikintili bir hayat yasar. Hemen her âsik gibi gurbete gider ve Istanbul’dan Misir’a kadar ulkenin bircok yerini gezer. Dertli’nin siirlerinde dikkat ceken hususlardan biri, Ehl-i Beyt sevgisinin ve Kerbela hadisesinin sik sik islenmesidir. Dertli’nin bircok siirinde Ehl-i Beyte karsi duydugu sevginin, Kerbela hadisesinden duydugu acinin ve Yezid karsitliginin yansimalarini gormek mumkundur. Bu calismanin amaci, Âsik Dertli’nin siirlerinde yer alan Ehl-i Beyt sevgisi ve Kerbela hadisesinin yansimalarini tespit etmektir. Bu baglamda, bu makalede Prof. Dr. Dilaver Duzgun tarafindan hazirlanan Dertli Divani Karsilastirmali Metin kitabindaki siirler taranarak Dertli’nin siirlerindeki Ehl-i Beyt sevgisi ve Kerbela hadisesiyle ilgili unsurlar tespit edilmis ve Dertli’nin konuya bakisi hakkinda degerlendirmeler yapilmistir. Sonuc o...

Fuzuli'De 'Aşk Ve Aşik Kavrami

The Journal of Academic Social Science Studies, 2012

The Poet Fuzûlî was one of the earliest great poets the history of Turkish classical literature, and was widely considered to be the most outstanding of them all. He lived (c. 1495?-? 1556) during the golden age of literature, in the reign of Kanunî Sultan Süleyman " The magnificent." Fuzulî wrote poetry in tree important languages of his time. Fuzulî"s poetry is filled with emotion, sensibility, pathos, melancholy, sweet sorrow, and sombre reflection. Every classic poet has his own romantic accent, corresponding with the scope of his intuition and the degree of harmony or conflict which the vision of the truth creates in his heart.He expresses the misery of mankind, the reing of chance and error, and the tragedy of fate. In the dictionary, love means that extreme and intensive affection, devoting oneself to his/her lover, being keen on his/her partner as cannot see anything or anybody. There are a lot of poets who has written pleasant love poetries in Turkish Liretature. One of these poets is Fuzuli. We"ve generally touched on love, philosophical love and love according to people leading sufism in this workout. And then we"ve scanned Fuzuli"s Classical Otoman Poetry and mentioned that how he described love and lover in his own poetries.

Nev’î Di̇vanı’nda Aşk Üzeri̇ne Teşbi̇hler

2017

Ask, tum zamanlarin en vazgecilmez temalarindan biri olarak varligini surdurmustur. Klasik Turk sirinde ask; hem mecazi, hem de ilahi boyutta en cok islenen temalardan biridir. Asirlar boyunca Divan sairleri kendi bakis acilarina gore aski tanimlamaya calismislardir. Şairler, aski tanimlarken cesitli tesbihler ve mecazlardan faydalanmislardir. Bu calismada, Nev’i Divâni’nda gecen ask ile ilgili beyitler tespit edildi. Bu beyitlerden hareketle sirasiyla Nev’i’de âsik-masuk iliskisi ve rakip anlayisi ele alindi. Daha sonra da ask ile ilgili tesbihler tespit edildi. Ask tesbihleri gruplandirilarak maddeler halinde verildi. Bu calismadan hareketle sairin uslubu, sanati, aska bakisi hakkinda bir degerlendirmeye sahip olunabilir.

Aşk Ve Şi̇i̇r Bağlaminda Mahlas Beyi̇tleri̇nden Hareketle İki̇ Şai̇r İki̇ Şi̇ar: Fuzûlî

International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2018

Öz 16. yüzyılın iki büyük Ģairi olan Fuzûlî ve Bâkî, Ģiirlerinin mahlas beyitlerinde ele alınan hususlara bağlı olarak sanat anlayıĢları ve dünya görüĢleri ile ilgili önemli bilgiler vermektedir. Ġki Ģairin, eserlerini meydana getirirken içinde bulundukları ruh hâli Ģiirin bütününe yayılmakla birlikte daha çok mahlas beyitlerinde görüntü düzlemine çıkmaktadır. Bu bağlamda Fuzûlî, aĢk mefhumu etrafında geliĢtirdiği hayallerini ifade etmede Ģiiri araç olarak kullanan bir âĢık izlenimi verirken Bâkî en güzel Ģiiri yazma tutku ve gayesiyle aĢk olgusunu Ģiirinin malzemesi olarak kullanan bir Ģair portresi çizmektedir. Diğer bir ifadeyle Fuzûlî aĢkın Ģairi, Bâkî Ģiirin âĢıkı edasıyla Ģiir söylemektedir Bu çalıĢmada, söz konusu iki usta Ģair, Ģiirlerinin mahlas beyitlerinde en fazla üzerinde durdukları aĢk ve Ģiir mefhumları yönünden mukayeseli olarak incelenmeye çalıĢılacaktır.

Niyâzî-i Mısrî Dîvân’ında ‘Mürşid’ Olarak ‘Aşk’

2018

Tasavvuf edebiyatı, Klâsik Türk Edebiyatı'nın en zengin mecralarındandır. Mutasavvıf şairler, yazdıklarıyla İslâmiyeti anlatma, insanları irşad etme gayreti içindedirler. Bilhassa mürşidler tarafından tekke/tarikat/tasavvuf muhitinde kaleme alınan manzumelerde bu durum daha açık görülür. Müridlerini irşad etmek isteyen mürşid, sadece vaaz ve derslerle değil, şiirle de bu faaliyetlerini sürdürmeye çalışır. Tasavvufî eğitimin temel taşlarından biri aşktır. Bu aşk, Allah ve Peygamber aşkıdır. Tasavvufî eğitim sisteminde, müridlerin gönlüne evvela bu aşk nakşedilip, ardından yine bu aşkla kemâle varmayı hedefleyen bir irşad süreci başlar. Farzlar, sünnetler, helal ve haramlar gibi ilmihâl eğitimi hususlarında pek etkili olmasa da; müridlere İlâhî aşkı nakş etmenin en etkili yollarından biri şiirdir. Çünkü şiirin muhatabı gönüldür; gönül ise aşkın mekânıdır. İşte bu sebeple olsa gerek, mürşidlerin çoğu aynı zamanda birer şairdir. Buradan anlaşıldığı itibarla aşk, tasavvuf eğitiminde temel taşlardan biri olmakla birlikte, bir nevî mürşidlik vazifesi de görmektedir. Mürid, yolun başında aşkı talim eder. Kendisine gösterilen nihâyî hedef de o aşkla fenâfillâha varmaktır. Bizim bu çalışmayla amacımız, aşkın mürşidlik vazifesini ne şekilde üstlendiğini örnek bir eser üzerinden incelemektir. Niyâzî, tasavvufî edebiyatımızın en etkili ve en meşhur şairlerinden; kendi tarikat kolunu kurabilecek makama erişmiş şeyhlerdendir. Bu sebeple aşkın mürşidlik yönünün inceleneceği bu çalışma için örnek metin olarak Niyâzî-i Mısrî Dîvânı seçilmiştir. ABSTRACT Sufi literature is one of the richest channels of classical Turkish literature. Sufi poets always tried to guide people spiritually by telling of Islam with their writings. This fact is more evidently observed especially in verses composed among Sufi circles of dervish lodges. A spiritual guide (murshid) who wanted to lead his disciples to the right way attempted to do this not only by sermon and preaching but also by writing poems.