Kisirlaştirilan Kedi̇lerde Krom Pi̇koli̇natin Bazi Bi̇yoki̇myasal Parametreler İle Gli̇koz Ve Insülin Toleransina Etki̇si̇ (original) (raw)
Related papers
Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 2017
Özet: Çalışmanın amacı, kısırlaştırılmış kedilerde krom pikolinatın (CrPic) morfometrik parametreler, ağırlık artışı ile serum lipit ve leptin seviyeleri üzerine etkisinin belirlenmesidir. Kısırlaştırılıp, 2 ay adaptasyon süresini takiben çalışmaya dahil edilen 32 (22 dişi ve 10 erkek) adet, yaşları 1-5 arasında değişen ve ağırlık ortalaması 3021 ± 453 g olan kediler 4 gruba ayrıldı. Kontrol grubu olarak tutulan kediler (Kontrol I), günlük enerji gereksinimi (60 kcal ME/kg) hesaplanarak ticari kuru mama ile beslendi. Ad-libitum beslenen diğer gruptaki kedilere sırasıyla CrPic kapsülden 0 (Kontrol II), 200 ya da 600 µg Cr/gün, 16 hafta süreyle uygulandı. En fazla ağırlık artışının belirlendiği Kontrol II'de, deri kalınlığı, abdominal çevre ve leptin düzeyinde düşük oranda bir artış gözlenirken, vücut kitle indeksi (BMI) ve göğüs çevresindeki artış önemli bulundu (P<0.05). CrPic verilen gruplarda ise bu değişkenlerdeki azalma önemli değildi. Plazma leptin seviyesi ile vücut ağırlığı (r = 0.510, P<0.01) ve aterojenik indeks (AI) arasında pozitif korelasyon (r = 0.479, P<0.05) belirlenirken, Cr arasında negatif korelasyon (r =-0.445, P<0.05) belirlendi. Kontrol II'de trigliserit (TG), total kolesterol (TC), düşük dansiteli lipoprotein (LDL), LDL ve yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) oranı ve AI değerleri en yüksek seviyede olmakla birlikte, gruplar arasında fark gözlenmedi. Krom ilavesinin de bu parametrelere önemli bir etkisinin olmadığı saptandı. Serum Cr ve total kolesterol düzeyleri arasında negatif ilişki belirlendi (r =-0.468, P<0.05). Sonuç olarak, kısırlaştırıldıktan sonra ad-libitum beslenen tüm gruplarda canlı ağırlık, BMI, deri altı yağ doku ve plazma leptin seviyesinde artış belirlenirken, krom ilavesinin bu parametrelere önemli bir etkisinin olmadığı belirlendi.
Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi
Özet:Çalışmada, koyunlarda ksilazin-ketamin, ksilazin-propofol ve ksilazin-ketamin-propofol kombinasyonlarının bazı fizyolojik parametreler üzerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Çalışma ortalama canlı ağırlığı 43.27±4.76 kg olan 1 yaşlarında doğum yapmamış klinik olarak sağlıklı 28 adet Zom ırkı dişi koyun üzerinde yürütüldü. Hayvanlar eşit sayıda (n=7) ve rastgele biri kontrol olmak üzere dört gruba ayrıldı. Kontrol grubu dışında Grup 1'de bulunan hayvanlara ksilazin-ketamin (0.1 mg/kg-2.2 mg/kg), Grup 2'de bulunan hayvanlara ksilazin-propofol (0.1 mg/kg-3 mg/kg) ve Grup 3'te bulunan hayvanlara ksilazin-ketamin-propofol (0.1 mg/kg-2.2 mg /kg-3 mg/kg) kombinasyonları intravenöz olarak uygulandı. Tüm hayvanlardan anestetik ajanların uygulanmasından önce (0.dakika) ve anestetiklerin uygulanmasından sonra 5.,10., 15., 30., 45., 60. ve 120. dk'larda fizyolojik parametre ölçümleri yapıldı. Fizyolojik parametreler bakımından, her üç grup kontrol grubu ile kıyaslandığında kalp atım sayısında sadece Grup 3'te 120. dk'da, solunum sayısında Grup 1 ve Grup 3'te 5. dk ile 30. dk'da, vücut ısısında Grup 2'de 10., 15., 30. ve 120. dk'larda, Grup 3'te ise sadece 120. dk'da meydana gelen fark önemli idi. Koyunların, fizyolojik parametrelerde meydana gelen değişiklikleri vital fonksiyonlarda herhangi bir bozulma göstermeksizin iyi derecede tolere ettikleri izlendi.
Klorürlü Ortamlarda Ni̇koti̇nami̇di̇n Pi̇ri̇nci̇n Korozyonuna Karşi İnhi̇bi̇tör Etki̇si̇ni̇n
2020
In this study, the inhibition effect of nicotinamide compound has been investigated on the corrosion of brass in 0.2 M NaCl solution. The effect of inhibitor concentration and holding time were examined. Cyclic Voltammetry Technique is used to determine the electrochemical behavior of brass in this environment. Tafel Polarization method, which is an electrochemical method, is used to determine the corrosion rate. As a result of the studies, it has been understood that nicotinamide compound is a good corrosion inhibitor for brass in chlorinated environments and shows behavior as an anodic inhibitor. It is determined that the best inhibition activity was achieved with a concentration of 500 ppm with 120-minute holding time.
Kocatepe Veterinary Journal
Lizin ve metiyonin gerek büyüme ve gelişme gerekse süt verimi açısından sınırlayıcı etkiye sahip amino asitlerdir. İlk doğumunu yapan düveler bir taraftan laktasyona başlarken diğer taraftan hala büyüme ve gelişme çağındadırlar. Yapılan bu çalışmada ilk doğumunu yapacak olan düvelerde gebeliğin son iki ayında ilave olarak rumen korumalı lizin ve metiyonin verilmesinin bazı kan matabolizma parametreleri üzerine etkileri incelenmiştir. Çalışmada otuz adet holştayn ırkı sütçü gebe düve rastgele örnekleme metodu ile iki gruba ayrılmıştır. Kontrol (K) grubundaki düvelere NRC (2001) doğrultusunda hazırlanan standart bir rasyon verilmişken Uygulama (U) grubundaki düvelere ise rumen korumalı lizin ve metiyonin takviyesi yapılmış bir rasyon uygulanmıştır. Çalışma esnasında 15’er gün aralıklarla tüm hayvanların kuyruk venasından (vena coccygea) kan örneği alınmıştır. Alınan kan örneklerine glikoz, NEFA, BHBA, kolestrol, trigliserid ve immunoglobülin G analizleri yapılmıştır. Yapılan istatikse...
Besi̇ni̇n İçeri̇ği̇, İşleme Ve Pi̇şi̇rme Yöntemleri̇ni̇n Gli̇semi̇k İndeks Üzeri̇ne Etki̇si̇
2017
Besinlerin glisemik indeksi, besinin icerigine, isleme ve pisirme yontemlerine bagli olarak degisir. Pisirme, besin ogelerinin biyoyararliligini ve besinlerin sindirilebilirligini artirmanin yani sira lezzet gelisimi ve besinlerin tuketilebilir hale gelmesi icin onemli bir surectir. Besinlere uygulanan on islemler, pisirme ve depolama besinlerin glisemik indeksini degistirebilmektedir. Yuksek glisemik indeksli besinler bazi kronik hastaliklarla iliskili bulunurken, dusuk glisemik indeksli besinler bircok kronik hastaligin onlenmesinde onemli rol oynamaktadir. Bu nedenle, glisemik indeks ve glisemik yanitlar insan sagligi acisindan uzerinde siklikla durulan konular arasinda yer almaktadir. Bu derlemede, besinlerin glisemik indeksini etkileyen faktorler degerlendirilmistir.
Kismi̇ Açik Ve Eği̇mli̇ Haci̇mlerde Doğal Konveksi̇yonun Sayisal İncelenmesi̇
2008
Bu calismada, surekli sartlarda isitilan bir hacimde meydana gelen laminer dogal konveksiyonla isi transferi, ustten acik konumda, farkli isi akilarinda (q), farkli aciklik oranlarinda (AO), farkli egim acilarinda (EA) ve farkli geometrik oranlarda (GO) ele alinarak, hesaplamali akiskanlar dinamigi (HAD) yontemi kullanilarak incelenmistir. Isitilan hacmin bir kenarina sabit isi akisi uygulanmis, diger butun kenarlari yalitilmistir. Problem iki boyutlu olarak ele alinmis, kutle, momentum ve enerjinin korunumunu temsil eden denklemler, uygun sinir sartlari kullanilarak sayisal olarak cozulmustur. Elde edilen sonuclara gore aciklik oraninin artmasi ve bununla birlikte egim acisinin azalmasi ile ortalama Nusselt sayisinin arttigi (NuHort.), ortalama yuzey sicakliginin azaldigi gorulmustur.
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 2021
Kalkınma sürecinin başarılı olabilmesi için beşeri sermayenin yarısını oluşturan kadınların işgücü piyasalarına aktif katılımının sağlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin beklentileri, sahip oldukları bireysel nitelikleri ve becerileri işin başarıya ulaşmasını sağlarken kalkınma sürecini de doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle kırsalda önemli bir işgücü potansiyeline sahip olan kadınların girişimci niteliklerinin ve girişimcilik becerilerinin tespit edilmesi amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Amaca yönelik olarak gerçekleştirilen çalışma kapsamında kırsalda yaşayan 106 kadınla görüşülmüştür. Kadınların girişimci nitelikleri ve girişimcilik becerileri arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmada; girişimcilik becerilerinin bireysel nitelikleri açıklamadaki başarısı %50,90 olarak tespit edilmiştir. Bireysel nitelikleri temsil eden faktörler arasında girişimcilik faaliyetlerinin gerçekleştirmelerini engelleyen en önemli faktör “sosyal kontrol odağı” olarak belirlenmiştir. Sosyal kontrol odağı; kadınların kaderci yapısını ortaya çıkarmakta ve girişimciliğin eyleme dönüşmesini engellemektedir.
2021
Bu çalışmada koksidiyozisle enfekte keçilerin bağırsaklarında ısı şoku proteinlerinden Hsp70’in etkinliği araştırıldı. Bu amaçla çeşitli ırk, cinsiyet ve yaşlardan 27 adet keçi kullanıldı. Bu keçilerin 18 tanesi patolojik olarak koksidiyozis tanısı koyulmuş hayvanlar geri kalan 9 keçi ise herhangi bir patolojik bulgu göstermeyen kontrol grubu olarak kullanılan hayvanlardı.Nekropsi sonrası alınanbağırsak örnekleri bilinen yöntemlerle tespit edilditen sonra bu örneklerdenhemotoksilen eozinve immunohistokimyasal boyamalariçin kesitler alındı. Alınan kesitlerin tamamırutin metodlarla boyandı. Histopatolojik bulgular epitel hasarı, hiperplazi, nodüler lezyonlar, çeşitli gelişme dönemlerindeki Eimera etkenleri ve bağırsağın mukozal ve submukozal bölümlerindeki yangısal infiltrasyondu. İmmunohistokimyasal incelemelerde bağırsağın çeşitli bölümlerinde değişen yoğunlukta Hsp70 ekspresyonu görüldü. Hsp70’in hücrelerde koksidiyozis hastalığının meydana getirdiği stresi baskılamak amaçlı ekspre...
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi mühendislik bilimleri dergisi, 2018
Tüm dünyada enerji kaynaklarına olan ihtiyacın hızlı bir şekilde artması ve petrol fiyatlarının giderek artması yeni enerji kaynaklarının aranmasına neden olmuştur. Bu nedenle dünyanın enerji ihtiyacını karşılayacak yeni doğal kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. Bitümlü şeyllerin organik kayaçlar içerisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Yeryuvarının jeolojik tarihi boyunca Prekambriyenden Tersiyer'e kadar bitümlü şeyl çökelimleri gerçekleşmiştir. Özellikler Tersiyer'de; Avrupa, Güney Amerika, ABD'nin batı kesimlerinde ve ülkemizin îç Anadolu, Batı Karadeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde bitümlü şeyl çökelimleri gelişmiştir. Bitümlü kayaçlar ülkemizde litofasiyes özellikleri dikkate alınarak bitümlü şeyl ve bitümlü marn olarak tanımlanmıştır. Genel olarak ısıtıldığı zaman önemli miktarlarda organik yağ elde edilebilmektedir. Bitümlü şeyl rezervleri doğal kaynaklar arasında yer almakta ve pek çok ülkede petrole alternatif olabilecek önemli bir doğal kaynak olarak kullanılmaktadır. Bu araştırmada; farklı bölgelerden alınmış olan bitümlü şeyl örneklerine uygun çözücülerle maksimum verimi elde etmek amacıyla mikrodalga destekli Soxhlet ekstraksiyon (MSE) yöntemi uygulanmıştır. Aynı işlemler karşılaştırma amaçlı olarak mikrodalga kullanılmadan Soxhlet ekstraksiyonu (SE)yöntemi ile yeniden gerçekleştirilmiştir. Elde edilen organik maddede petrol hidrokarbonları (C8-C40 arası) gaz kromatografisi yöntemiyle tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlar karşılaştırıldığında, mikrodalga enerjisinin daha düşük sıcaklık ve çok daha kısa sürede sonuç verdiği gözlenmiştir.
2010
Bu calismanin amaci; Ankara ve Van kedilerinin gebelik ve laktasyon donemlerindeki bazi serum biyokimyasalparametrelerini ve irkin bu parametreler uzerine etkisini arastirmaktir. Ayrica kedilerin gebelik ve laktasyon donemibiyokimyasal degerlerine de katki saglamaktir. Calismada 3-4 yaslarinda, uc Ankara ve dort Van kedisine ait toplam80-85 adet serum ornegi kullanildi. Kedilerden gebeliklerinin erken, orta ve gec donemleri ile laktasyon doneminin erken ve gec donemlerinde kan alindi. Kan serumlarinda alanin aminotransferaz (ALT) ve aspartat aminotransferaz(AST) aktiviteleri, glikoz, total kolesterol, total protein, albumin, globulin, kalsiyum (Ca), inorganik fosfor (Pi) ve magnezyum (Mg) duzeyleri belirlendi. Gebeligin orta doneminde ALT aktivitesi, gec gebelik doneminde globulin ve Ca duzeyleri yonunden irklar arasinda fark bulundu (p