STANİSLAVSKİ SİSTEMİ VE METOT OYUNCULUĞU’NUN ARALARINDAKİ TEMEL FARKLAR AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI (original) (raw)
Related papers
Michael Chekhov, Konstantin Stanislavski’nin öğrencisi olmasına rağmen, Stanislavski’nin oyunculuk yaklaşımına belli noktalarda karşı çıkmış; Stanislavski’nin “Sistem” adını verdiği oyunculuk yönteminde ortaya koymuş olduğu bazı prensip ve teknikleri reddederek, bunların yerine farklı prensipler ve teknikler geliştirmiştir. Bu makalede, Michael Chekhov’un oyunculuk yaklaşımının Konstantin Stanislavski’den ayrıldığı noktaların ve Chekhov’un bu bağlamda geliştirdiği, Stanislavski Sistemi’nde yer almayan tekniklerin incelenmesi amaçlanmaktadır.
MENTEŞE BEYLİĞİ VE OSMANLI DÖNEMLERİNDE STROBİLOS
Özet Bodrum Yarımadası'nın güneybatısında yer alan ve günümüzde Aspat adıyla bilinen Strobilos, M.Ö. 7.yüzyıldan Osmanlı dönemine kadar kesintisiz olarak iskan görmüştür. 13. yüzyılın ikinci yarısında yöre ile birlikte Menteşe Beyliği egemenliğine giren kent, 16. yüzyıl başında " Sıravolos " adıyla yeni kurulan bir kazanın merkezi olmuştur. Özellikle ortaçağa ait bir çok kalıntı içeren ve gerek Antik çağda gerekse Bizans döneminde önemli bir liman kenti niteliği taşıdığı anlaşılan Strobilos'un Menteşe Beyliği ve Osmanlı dönemlerindeki durumu tartışmalıdır. Çeşitli belgeler, seyahatnameler ve kalıntılar, kentin 15. yüzyıldan itibaren olasılıkla güvenlik gerekçesiyle hızla küçüldüğünü düşündürmektedir. Abstract Strobilos in the Menteşe Emirate and Ottoman Eras Strobilos, known today as Aspat, which is situated in the southeastern part of the Bodrum peninsula faced a continuous habitation from the 7 th B.C. until the end of the Ottoman era. It came under the rule of the Menteşe Emirate in the 13 th century together with the region and in the 16 th century became the capital of the new province called " Sıravolos ". In the light of the remains especially from the Middle Ages, the city was an important center but its position in the Menteşe and the Ottoman eras was under discussion. Various document, travel books and the remains lead to a thought that the city for safety reasons started a decadence from 15 th century on.
FEMİNİST TİYATRO METNİNİN NİTELİKLERİ VE MODEL OYUNLARDA YANSIMASI
2009
Feminizm altmışlı yıllardan itibaren bütün dünyada kadınların hak arama mücadelesini arttıran bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Sadece sosyal ve toplumsal boyutta değil aynı zamanda sanatsal düzlemde de ifadesini bulan feminizm, tiyatro sahnesinde de var olma mücadelesi göstermiştir. Bulunduğu coğrafi bölge ve konjüktürel duruma bağlı olarak farklılıklar göstermesine rağmen feminist tiyatro; metin, yazar, sahneleme, dil, amaç ve benzeri tiyatral noktalarda benzerliklerle üretilmiştir. Bu ortak sahneleme mantığı, özellikle altmışlı yıllarda temelleri atılan ve günümüzde daha ileri boyutlarda ele alınan bir akımın oluşmasına da ön ayak olmuştur. Bu çalışmada ülkelerindeki feminist tiyatro metni konusunda ürünler vermiş Caryl Churchill’ın Zirvedeki Kızlar, Dario Fo – Franca Rame’nin Yalnız Kadın ve Sevilay Saral’ın Beş Kadın ve Kadın Masalları adlı oyunları incelenmektedir. Ele alınan oyunlar feminist metin tanımını kendi içlerinde değişik şekillerde barındırmaktadırlar. İçinde bulundukları toplumsal sürecin de ele alındığı oyunlardan yola çıkılarak bahsi geçen ülkelerdeki kadınların durumu da gözden geçirilmektedir. Feminizmin farklı mecralarda, farklı başlık ve sloganlar dahilinde hareket etmesine rağmen ortak tiyatral duruşları, kadınların her anlamda kendilerine ait bir tiyatroya sahip olmaları için iyi bir başlangıç teşkil etmiştir. Her üç yazarın eserlerinin Türkiye topraklarında ses getiren ve üzerine düşünülen yapıtlar olması, farklılıklar ve benzerlikleri saptama açısından karşılıklı bir analiz ihtiyacını doğurmaktadır. Sahne, feminizm tarafından patriarkal düzenin araçlarını deşifre etmek, kadınları ortak sorunlar etrafında bir araya getirmek ve çözümler üretmek amacıyla kullanılan bir buluşma noktası haline getirilmiştir. İncelenen metinlerde, bu yöntem ve araçların nasıl kullanıldıkları dair açıklamalar getirilmektedir.
Dil Dergisi, 2008
Bu çalışmanın amacı, kısa deneme türünde yazılan öğrenci metinlerinin üstyapı özelliklerini incelemektir. Bu bağlamda, öğrencilerin, metnin üstyapısına ilişkin giriş ve sonuç bölümlerini nasıl düzenledikleri incelenmiştir. Bu incelemede araştırma yöntemlerinden çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Altmış iki öğrenci metninin giriş ve sonuç bölümü, geliştirilen değerlendirme ölçeğine göre çözümlenmiştir. Bu çözümlemeler sonucunda öğrenci metinlerinin giriş ve sonuç bölümlerinin düzenlenmesinde sorunlar bulgulanmıştır. Bu durum öğrencilerin üstyapı düzenlemesi yapamadıkları sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle öğrencilere metnin üstyapısında dönük eğitim verilmesi önerilmektedir.
SVETİ STEFAN KİLİSESİ VE BULGARLARIN FİİLEN BAĞIMSIZLIK KAZANMASI
Bulgar milletinin hafızasında özel bir konuma sahip olan Sveti Stefan Kilisesi'nin, Bulgaristan'ın bağımsızlık kazanmasında ve ileriki tarihlerde Bulgaristan Devleti'nin oluşmasındaki etkisi oldukça fazla olmuştur. Bir papaz evinden demir kiliseye giden zaman diliminde Bulgar milletinin ne kadar yurtsever olduğunu ve Sveti Stefan Kilisesi'nin bağımsız bir Bulgar kilisesi olması konusunda ne kadar istekli olduklarını görmekteyiz. Nitekim bu kilise, bir milletin dini açıdan bağımsızlığının ve bu bağımsızlık uğruna verdiği savaşın simgesi haline gelmiştir.
Toplumsal ve bireysel davranışların şekillenmesinde, toplumsal statü farklılıklarının ve eşitsizliklerin belirleyiciliği vardır. Sanat dallarına yönelik davranışların da diğer toplumsal ve bireysel davranışlar gibi belirlenmiş olduğu ileri sürülebilir. Sanata ilişkin beğenilerin, kabul etme ya da etmeme davranışlarının özel olarak müzik üzerinden ele alınması mümkündür. Belli bir müzik parçasının kişi ya da kişilerce beğenilmesinde, benimsenmesinde ya da dışlanmasında belirleyici olan bir takım faktörlerin bulunabileceği bu çalışmanın ele aldığı konulardan biridir. Müzikal anlamın farklılıklar göstermesi; bir müzik parçasının bazı kişilerce beğenilirken, bazı kişilerce kötü ve değersiz olarak tanımlanması toplumsal statüye dayalı bir tercih olabilmektedir. Kişinin yaşadağı, yetiştiği çevrenin, müzik beğenisinde ve tercihlerinde belirleyici olduğu gözlenebilmektedir. Yine, kişinin inancı ve benimsediği ideoloji ve yaşam biçimi de müzikal beğenisinde belirleyici olmaktadır. Bu çalışmada ele alınan “müzikal anlam” kavramı; belirli müzikal motiflere, müzik eserlerinine yönelik anlama, kabul etme ya da etmeme davranışına yön veren bir belirlenmişiliği tanımlamaktadır. Müzikal anlam “edinilmiş müzikal anlam” ve “temsil edici müzikal anlam” olarak iki alt başlıkta ele alınmıştır. Müzikal anlam farklılılarının oluşumunda toplumsal statü ve eşitsizlikler başta olmak üzere toplumsal belirleyicilerin etkisi bulunmaktadır.
ÖZET TarihÎ kaynaklarda Kızıldeli olarak da bilinen Seyyid Ali Sultan, Rumeli'nin fethine önemli katkılar yapmış ve aynı zamanda Dimetoka'ya yerleşerek burada bir dergâh tesis etmiş bir velidir. Ancak onun hakkında bilgi veren kaynak sayısı oldukça azdır. Bu nedenle Kızıldeli'nin menkıbelerini içeren ve günümüze yazılı hâlde ulaşabilen Velâyetnamesi oldukça kıymetli bir eserdir. İçerik olarak kültürümüzdeki diğer velayetnamelere benzemekle birlikte, Seyyid Ali Sultan Velâyetnamesi, Rumeli'nin fethine katılmış bir velinin menkıbelerini içermesi açısından da dikkat çekicidir. Bu çalışmada, Kızıldeli'ye ait velayetnamedeki olağanüstülüklerle ilgili bazı motifler, Tarihî-Coğrafi Fin Yöntemi ve İşlevsel Hâlkbilimi Kuramı kullanılarak tahlil edilmiştir. Kızıldeli Velâyetnamesi'ndeki olağanüstülük motiflerinin anlamı ve işlevi üzerinde yoğunlaşan bu yazıda motiflerin diğer hâlk anlatılarındaki şekilleri de değerlendirilmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin sonucunda velayetnamedeki olağanüstülük motiflerinin öncelikle Seyyid Ali Sultan'a, daha sonra devrin hükümdarına ve fetih hareketlerine kutsallık ve meşruiyet kazandırdığı görülmüştür. Ayrıca Kızıldeli Velâyetnamesi'ndeki pek çok motifin, diğer velayetnamelerde de yer aldığı ve bu yüzden bu eserin Türk kültüründeki velayetname geleneğinden bağımsız olmadığı sonucuna varılmıştır. ABSTRACT Seyyid Ali Sultan, who is known as Kızıldeli in historical sources, is a curator, and he made significant contributions to the conquest of Rumelia and settled in Dimetoka where he established a convent. However, the number of sources that provide information about him is very low. Therefore his Velayetname containing menkıbes and reaching in written form to the present is a very valuable work. Being similar to other velayetnames in our culture in terms of contents, Seyyid Ali Sultan Velayetname is striking thanks to menkıbes written by a curator who attended to the conquest of Rumeli. Some motifs regarding rareness's in Kızıldeli's velayetname are analyzed by using historical and geographical fin 1 Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, hsahin@balikesir.edu.tr