Modern Arap Şiirinde Ayasofya (original) (raw)
Arap Şiirinde Modernizm Ve İstiare
eskieserler.com
Bu makalede, Arap Edebiyatındaki edebi sanatlar içerisinde önemli bir yeri bulunan istiarenin ortaya çıkışı ve bu sanatın, yirminci yüzyılda Arap dünyasında tanınan üç şairin şiirlerindeki yansımalarının modernizm kavramıyla ilişkileri ele alınmıştır.
Ayasofya'daki Runik Yazıya Dair Bir İnceleme
Ayasofya'nın ikinci katında mermer korkuluğun tam üzerinde Vikinglere ait olduğu iddia edilen runik bir yazı bulunmaktadır. Maalesef bu yazı Türkiye’de bile bazı kesimler tarafından Viking olarak kabul edilip tanıtımı yapılmaktadır. Öncelikle bu yazının Vikinglere ait olduğuna ilişkin iddiaları bir görelim.
Modern Arap Şiirinde Yeni Sufilik
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002
Giriş XIX. yüzyılda gerçekleşen yenilenmeden beri, Arap şiirinin biçim ve tekniğinde bir çok değişme meydana gelmiştir. Hem Arap-İslam geleneği hem de yabancı kültürlerin etkilemesine karşın, körü körüne taklitten sakınmaya özen gösteren modern bir sanat oluşmuştur. Yeni çağın ruhunu yansıtan Arap şiiri, modern insanın tecrübelerinin tam bir düzenlemesidir. Onun (modern Arap şiirinin) göze çarpan olgularından biri de, çağdaş ideolojileri, felsefeleri ve tecrübeleri açıklamak için, tasavvufî kavramları, simgeleri ve motifleri kullanmasıdır. 1 Arap şiirindeki tasavvufî boyutlar, tevbe ile başlayan ve en yüksek manevî makam olan tevhidde son bulan tasavvufî düşüncenin hemen hemen bütün tezahürlerini yansıtır. 2 Klasik sufî şairlerin aksine, modern şairler yaşanan bir tasavvufî hayat tarzını benimsemezler. Yeni tasavvufî eğilimin merkezinde yer alan şairler: Mısırlı Salah 'Abdussabur 3 (1931-1981); Suriyeli Adunis lakabıyla tanınan Ali Ahmed
Modern Arap Şiirinde Sembolik Bir Figür Olarak İsâ Mesîh
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2020
One of the important movements in literature is symbolism. As a literary movement, it is defined as an allusive expression of the mind and spirit of the poet within the framework of a number of symbols. This movement, which we find many examples in the classical Arabic literature, has reappeared as a result of the introduction of Arabs to the European literature. The reflection of symbolism, which first appeared in the European literature with Charles Baudelarie, reached its peak with the Tammuzi movement in the Arab literature. The idea of reaching the depth of meaning arising both from the tense political environment in the Arab society and the phenomenon of allusiveness in poetry has led many poets to participate in this literary movement. The most important element of symbolism is the figure. Undoubtedy, one of the symbolic figures of the modern period in this context is Jesus Christ. The symbol of Christ has been constantly mentioned by Jebra Ibrahim Jebra and Jibran Khalil Jibran in prose, and by the pioneers of the modern poetry such as Badr Shakir al-Sayyab, Khalil Hawi, Mahmoud Darvish, Izz ad-Din al-Musanara, Amal Dunqul and Abdul Wahhab al-Bayati in poetry. Both Muslim and Christian poets have tried to explain the meaning they want to express with some symbols such as mercy, hope, resistance, leader, affliction, identification and expatriate within the framework of Christ.
Ayasofya (klise tarihçesi mimarisi ve bezemeler)
Roma imparatoru Konstantin ve annesi helena İsa'dan 300 yıl kadar sonra Hristiyanlığı benimsemiştir. Konstantin m.s. 313 milano fermanı ile Hristiyanlığı serbest bırakmıştır. Hristiyanlık resmi din ilan edilene kadar bir çok saklı kilise inşa edilmişir. Ancak roma imparatoru imparatorluğa yakışır bir kilse yaptıracaktır. M.s. 360 da İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmıştır. Günümüzde hiçbir kalıntısı yoktur. Ahşap veya kerpiçten yapıldığı tahmin edilmektedir. Hristiyan roma dünyası her sıkıntısını derdini ve ayaklanmalarını hipodrom meydanında çıkarmakta ve çıkan ayaklanmalar Ayasofya da bitmektedir. Theodosios 'un oğlu Arkadios döneminde kraliçe Eudoksiya (evdoksiya) Ayasofya ayinlerine sürekli katılıyordu. Bir süre Kendi adına Ayasofya bahçesine bir anıt yaptırmak isitiyor bir sutun, korint sutun başlığı ve en üstte ise yarı çıplak eudoksia heykeli yerleştiriliyor. o dönem Hristiyanları tesettüre özen gösterdiği için bu anıt halkı rahatsız ediyor. Ayasofya patriği krizostomos bu anıttan rahatsız oluyor ve ayin sırasında bu rahatsızlığı bildiriyor ancak bu patriğin adalara sürgün edilmesine sebep oluyor. Daha sonra yönetimden de şikayetçi olan halk hipodrom meydanında toplanıyor ve hem anıtı hemde ayasofyayı yakıyor.
Çağdaş Suudi Romanında Arap Toplum Eleştirisi Tam Metin
Çağdaş Suudi Romanında Arap Toplum Eleştirisi , 2018
SUUDİ ARABİSTAN'IN SİYASAL TARİHİ VE SOSYAL ELEŞTİREL ROMANLARI HAZIRLAYAN ETKENLER 1932 yılında Abdülaziz b. Suud liderliğinde kurulan Suudi Arabistan 1 , sahip olduğu petrol gibi yeraltı kaynakları ve ev sahipliği yaptığı kutsal topraklardan dolayı sadece Arap yarımadasının değil, tüm Ortadoğu'nun da en önemli aktör ülkelerinden biridir. 2 Ülkenin kurucu ailesi olan Suudiler, 1700'lü yılların ortalarından itibaren Necd denilen bölgede hâkim kabile konumunda olmuştur. 1744 yılında Vehhâbî hareketinin kurucusu Muhammed b. Abdülvehhâb ile Suudi Emiri Muhammed b. Suud arasında sağlanan işbirliği ile daha sonra kurulacak olan Suudi Arabistan devletinin resmi din anlayışının da temeli atılmıştır. 3 Bu işbirliği ile Vehhâbî hareket siyasi desteği elde etmiş olduğu gibi, Suudiler de Osmanlıya karşı çıkabilmek için ideolojik bir meşruiyet argümanına kavuşmuştur. 4 Suudi ailesi Osmanlı yönetiminde olduğu günlerden, 1932 yılında bağımsız bir krallık oluncaya kadar ki süre içerisinde, her zaman diğer güçlü kabilelerle bir şekilde sürtüşme, rekabet
Klasik Arap Edebiyatında Şiir Antolojisi Geleneği
2024
Klasik Arap edebiyatında yer alan şiir antolojileri, Arapçanın zenginliğini ve gücünü sergileyen önemli edebi eserler olarak değerlendirilebilir. Bu antolojiler, barındırdıkları çeşitli ve çok sayıda şiir sayesinde, geçmişten günümüze Arap kültürünün ve dilinin anlaşılmasında mühim bir role sahiptir. Ayrıca, bu eserlerin birçoğu birer antoloji olmanın ötesinde içerdiği şiirlerin birincil kaynağı olması nedeniyle, Arapçanın gramer yapısını ve kelime hazinesini koruyan önemli edebiyat malzemeleri olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda, çalışmada klasik Arap şiirinde antoloji kavramı, tanımı, tarihçesi ve türleri gibi konular ele alınmıştır. Ayrıca, bu dönemde antoloji geleneğinin bir göstergesi olarak belli başlı şiir antolojileri, kronolojik sıraya göre tür, amaç ve yöntemleri hakkında bilgi verilerek tanıtılmıştır. Antolojilerin tanıtımında büyük ölçüde ilgili eserlerin mukaddimelerinden faydalanılmıştır. Böylece, klasik Arap edebiyatında şiir antolojisi geleneğinin yeri ve önemi vurgulanmıştır.
Klasik Arap Şiirinde “Yaşlılık”
2020
Varliga ilk adim attigi andan itibaren hayati seven insanoglu, yasi ilerle-dikce tanistigi ve baglandigi diger insanlarin sayisinin artmasiyla hayata daha da baglanmaktadir. Ancak ne var ki anne-baba, evlat-torun, es-dost yakinliklariyla senlenen hayatin sonunu ve ayriliklarin yakinlasmakta oldugunu haber veren ihtiyarlik gun icinde ikindiye, yil icerisinde de sonbahara benzemektedir. Karanlik gece ve soguk kislarin habercisi olan ihtiyarlik donemi beka arzusuyla coskun insan tabiati acisindan huzunlu bir donemi ifade etmektedir. “Yaslilik” olgusu, duygusal yogunluklardan hayatini alan edebiyatin dikkatini ceken temalarindan biridir. Hemen her dil edebiyatinda kendinden sikâyetle bahsedilen ihtiyarlik, ozellikle Arap edebiyatinda siklikla islenen konulardandir. Klasik Arap edebiyatinin buyuk sairlerinden neredeyse tamami ihtiyarliktan bahsetmistir. Ihtiyarlik onlarin gozunde cogu zaman tatli hayatin aci yonudur. Bu makalede klasik Arap siirinde sairlerin yaslilik konusunu nasil ele ...
Tarih Ne Söyler, Resim Ne Anlatır: Ayasofya’daki Zoe Mozaiği’ne İlişkin Bazı Tespit ve Öneriler
27.Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, 2023
Bursa ve çevresi, Osmanlı öncesi dönemlere ait arkeolojik veri bakımından pek zengin olmamakla birlikte, birçoğu yeniden kullanılan ve bu sayede günümüze ulaşan, bir kısmı müzede bulunan ve opus sectile döşemeler gibi örneklerin ise in situ korunduğu mimari süsleme elamanlarının işlendiği mermer ve diğer doğal taş türleri azımsanmayacak çeşitlilik göstermektedir. Bu bildiri, Bursa ve çevre yerleşimlerden seçilmiş örnekler üzerinden bölgenin Geç Antik ve Bizans dönemi mimarisinde kullanılan doğal renkli taş türleri, kullanım alanları, ocaklar ve taşıma prosedürü üzerine yakından gözleme dayalı tespit ve değerlendirmenin yanı sıra söz konusu dönemlerin mimari dekorasyonunda malzeme ve renk kullanımı konusunda yorumlar sunmayı amaçlamaktadır Prokonnesos (Marmara Adası) mermerinin, Antik, Bizans ve Osmanlı dönemleri boyunca sadece Bursa'da değil, çevre ilçelerde de en çok kullanılmış mermer türü olması şaşırtıcı değildir. Porfir, gri granit, Aswan graniti, yeşil Tesselya mermeri (verde antico) gibi uzak merkezlerden işlenmiş veya yarı işlenmiş olarak getirilen parçaların yanı sıra nispeten yakın çevredeki ocaklardan sağlanan Dokimeion mermeri, Gebze breşi, Bilecik breşi (marmor sagarium), traverten Bursa'da rastlanan diğer taş türleridir. Günümüze ulaşan renkli taşlardan işlenmiş olan parçaların büyük çoğunluğunu sütun gövdeleri oluşturmaktadır. Hüdavendigar Camii ve Yeşil Medrese'de gri granit sütun gövdeleri, Yeşil Medrese'de Aswan granitinden işlenmiş sütun gövdesi, I. Murad Türbesi'ndeki Tesselya mermerinden sütun gövdesi örnekler arasındadır. Lala Şahin Paşa Medresesi'nin Gebze rudistli kireçtaşından işlenmiş olan kapı çerçevesi ile aynı kapının Vezirhan tektonik breşi (marmor sagarium) eşiği dikkat çekicidir. Çevre ilçelerdeki doğal taş çeşitliliği daha zayıftır. Sütun başlıkları, sütun gövdeleri, ambon gibi farklı mimari ve litürjik öğeler genellikle yakınlardaki ocaklardan sağlanan pembe veya sarı damarlı traverten türlerinden işlenmiştir, önemli merkezler dışında zor sağlanan dolayısıyla daha kıymetli ve taş türlerine pek rastlanmaz.