Investigation of Self-compassion and Hope Levels of Adolescents (original) (raw)

Examination of Secondary School Students’ Hope Levels in terms of Anxiety, Depression and Perfectionism

TED EĞİTİM VE BİLİM

Bu çalışmanın amacı ortaokul öğrencilerinin umut düzeylerinin mükemmeliyetçilik, depresyon ve kaygı açısından incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, araştırma ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını Denizli/Pamukkale Lütfi Ege Ortaokulu ve Basma Sanayi Ortaokulu'ndan tesadüfi örneklem yöntemi ile seçilen 508 (287 kız/ 221erkek) ortaokul öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Çocuklarda Umut Ölçeği, Olumlu ve Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği, Sürekli Kaygı Ölçeği, Çocuklar için Depresyon Ölçeği kullanılmıştır. Veriler korelasyon ve çoklu regresyon teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları depresyon, kaygı ve olumlu mükemmeliyetçilik değişkenlerinin umudun önemli yordayıcıları olduğunu göstermiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular alan yazın ilişkisinde tartışılmıştır.

Understanding the Role of Self-Compassion in the Focus of Adolescents' Social Media Use

Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi

In this study, the views of adolescents on the use of social media in the focus of self-compassion were examined. The study group of the research consists of 26 adolescents between the ages of 13-16. In this study, phenomenology design, one of the qualitative research methods, was used. The data of the study were collected with a semi-structured interview form developed by the researchers. The obtained data were analyzed through content analysis. According to the research findings, the participants; He actively uses Instagram, Youtube, Snapcat, Tiktok, Twiter applications for an hour to eight hours. It has been observed that adolescents use social media most frequently to follow accounts related to their interests, to follow peers, to follow entertainment and phenomena. In addition to being happy with the shares they follow on social media, it has been concluded that adolescents often have negative feelings when they see the posts. After following the social media posts, it was conc...

Ergenlerin Tanri Algilariyla Sosyal Kaygi Ve Umut Düzeyleri Arasindaki İlişkiler - Relationship Between Adolescents’ God Perception and Their Levels of Social Anxiety and Hope

Öneri Dergisi, 2014

Bu araştırmada ergenler n Tanrı algılarıyla sosyal kaygı ve umut düzeyler arasındak l şk ncelenm şt r. Ayrıca, bu değ şkenler le c ns yet, okul dışında d nî çer kl eğ t m alıp almama, ebeveyn öznel d ndarlık algısı ve a len n gel r düzey ne l şk n algı g b faktörler arasındak l şk de ncelenm şt r. C ns yet faktörü ergenler n Tanrı'yı algılama b ç mler nde b r farklılık meydana get rmem şt r. Bulgular, kızların erkeklere nazaran ulaşmak sted kler amaca daha çok güdülend kler n ; ancak daha fazla olumsuz değerlend r lme korkusu yaşadıklarını ortaya koymuştur. Okul dışında d nî çer kl eğ t m alıp almama ergenler n sosyal kaygı ve umut düzeyler nde b r farklılaşma meydana get rmem şt r. Ancak okul dışında d nî çer kl eğ t m faal yet ne katılanlar Tanrı'yı kend ler ne daha yakın h ssett kler n fade etm şlerd r. Anneler ne l şk n d ndarlık algıları yüksek olan ergenler Tanrı'yı kend ler ne daha yakın bulduklarını bel rtm şlerd r. Ekonom k durum ergenler n Tanrı algıları, sosyal kaygı ve umut düzeyler nde fark meydana get rmem şt r. Tanrı'yı olumlu b ç mde algılama ve O'nun kend ler n koruduğunu düşünme ergenler n, sırasıyla, amaçlarına ulaşma yolları arama ve amaçlarına güdülenme düzeyler n arttırıcı, genel sosyal kaygı düzeyler n düşürücü etk yaratmıştır.

The Predictive Role of Hope, Self-Efficacy and Self-Esteem on Adolescents' Career Anxiety

Cukurova University Faculty of Education Journal, 2023

Anstract In the current study, it was aimed to determine the extent to which adolescents' levels of hope, self-efficacy and self-esteem predict their career anxiety. To this end, the relational survey model was used to determine the relationship between the variables. The study group was formed by using the convenience sampling method. The online form prepared by the researchers was shared on social media platforms commonly used by adolescents and in this way, a total of 253 adolescents (165 females and 88 males) were reached. The mean age of the participants is 15.61. The data in the study were collected by using a demographic information form developed by the researchers, the Career Anxiety Scale, the Dispositional Hope Scale, the Self-Efficacy Scale for Children and the Rosenberg Self-Esteem Scale. In the analysis of the data, multiple linear regression analysis and the Pearson product moment correlation coefficient were used to determine the relationship between the variables. As a result of the study, negative significant correlations were found between the career anxiety of the adolescents and their levels of hope, self-efficacy and self-esteem. In addition, it was concluded that the career anxiety of the adolescents was predicted negatively and significantly by their hope, self-efficacy and self-esteem. On the basis of these findings, it can be said that the healing power of hope, self-efficacy and self-esteem can be used to cope with the career anxiety of adolescents. The results were discussed in light of the relevant literature and suggestions were made for future research.

The Anxiety and Hope Levels of Adolescents for the Future in the COVID-19 Outbreak

Turkish Journal of Child and Adolescent Mental Health, 2021

Bu araştırma, Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) salgını nedeniyle uygulanan karantina günlerinde ve karantina bitimindeki "yeni normal" süreçte ergenlerin geleceğe yönelik kaygı ve umut düzeylerini saptamak amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmamız Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından hazırlanan çevrimiçi bir anketin verilerini içermektedir. Anket karantina döneminde (8-15 Nisan 2020) ve karantina bitiminden sonra (5-12 Ağustos 2020) 2 kez uygulanmıştır. Anket sosyodemografik veriler, COVID-19 hakkındaki bilgi düzeyi, salgın ve sonraki dönemlere yönelik kaygı düzeyi ilgili soruları içermektedir. Katılımcılardan ayrıca Çocuklarda Umut Ölçeği ve Sürekli Umut Ölçeği'ni doldurmaları istenmiştir. Bulgular: 8-15 Nisan tarihlerinde ilk kez uygulanan anketi 11-18 yaş aralığındaki 136 katılımcı doldurmuş olup, katılımcıların yaş ortalaması 15,83±1,86 yıl olarak saptanmıştır. Beş ve oniki Ağustos tarihlerinde uygulanan anketi ise 122 katılımcı doldurmuş olup, grubun yaş ortalaması 14,73±2,25 yıldır. Koronavirüs hakkındaki haberleri ve gelişmeleri takip etme sıklığının Ağustos ayındaki ankette azaldığı gözlenmiştir. Hem Nisan hem de Ağustos ayındaki anketlerde sürecin belirsiz olması ve kontrolsüz yiyip kilo almanın kızlarda erkeklere göre daha fazla kaygı oluşturduğu gözlenmiştir (p<0,05). Her iki ankette de umut düzeyleri açısından cinsiyetler açısından anlamlı farklılık saptanmamıştır. Sonuç: Çalışmamızda ele alınan çevrimiçi anketlerin verileri klinik bir durumu yansıtmamakla birlikte, salgın sürecinde ergenlerin kaygı ve umut düzeyleri ile ilgili verilerin tıbbi yazına katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Ruhsal olarak incinebilir gruptaki çocuk ve ergenlerle bu alanda yapılacak yeni çalışmalara ihtiyacın olduğu açıktır.

The Development and Psychometric Evaluation Study of Self-Efficacy for Protecting Adolescences from Substance Abuse Scale

Journal of Psychiatric Nursing, 2013

Bu çalışmanın amacı lise öğrencilerinin madde bağımlılığından korunmaya ilişkin öz-yeterlik algılarını ölçmede kullanılabilecek bir ölçek geliştirmektir. Gereç ve Yöntem: Ölçeğin geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları 1100 (526 kız, 574 erkek) öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Ölçek geliştirme çalışmasında kapsam analizi ve açımlayıcı faktör analizine başvuruldu, madde ayırt edicilikleri belirlendi ve Cronbach Alpha güvenirlik sayısı hesaplandı. Bulgular: Çalışma sonunda toplam varyansın 50.3'ünü açıklayan dört alt boyut ve bir kontrol maddesi olmak üzere 24 maddeden oluşan bir ölçek elde edildi. Alt boyutlar uzman görüşüne dayanılarak Uyuşturucu/Uyarıcı Maddelerden Uzak Durma (12 madde), Baskı Altında İken Uyuşturucu/Uyarıcı Maddelerden Uzak Durma (4 madde), Uyuşturucu/Uyarıcı Maddeler Konusunda Yardım Arama (4 madde), Uyuşturucu/Uyarıcı Maddeler Konusunda Arkadaşına Destek Olma (3 madde) olarak isimlendirildi. Ölçeğin toplam iç tutarlılık katsayısının (Cronbach's) 0.81 olduğu bulundu. Alt boyutların iç tutarlık katsayıları 0.45 ile 0.87 arasında değişti. Test tekrar test korelâsyonu pozitif yönde anlamlı derecede ilişkili (p<0.001) bulundu. Sonuç: Sonuçlar 24 madde ve dört alt boyutu olan ölçeğin lise öğrencileri için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermiştir. Farklı sosyoekonomik ve öğrenim düzeylerinde geçerlik güvenirlik çalışmalarının yapılması önerilmiştir. Sonuç olarak Ergenler İçin Madde Bağımlılığından Korunma Ölçeği madde bağımlılığı önleme programlarının etkinliğini ölçmede yararlı pratik bilgiler sağlayabilir.

Investigation of Self-injurious Behavior in Adolescents in Terms of Risk-taking Behavior and Self-esteem

TED EĞİTİM VE BİLİM, 2014

Bu araştırmanın amacı, kendine zarar verme davranışını (KZVD) risk alma davranışı ve benlik saygısı açısından incelemektir. Araştırma grubunu, Trabzon ili merkezinde beş ortaöğretim kurumunun 329 kız 402 erkek olmak üzere toplam 731 öğrencisi oluşturmuştur. 731 ergenin 270'inin KZVD gösterdiği tespit edilmiştir. Bu ergenlerin 88'i kız, 182'si erkektir. Araştırmada ölçme aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu, Kendine Zarar Verme Davranışı Envanteri, Ergenlerde Risk Alma Davranışı Ölçeği ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçlar, KZVD gösteren ve göstermeyen ergenlerin risk alma davranışları ile benlik saygısı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olduğunu göstermiştir. Ayrıca KZVD gösteren ergenlerin, KZVD ile risk alma davranışları ve benlik saygısı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmanın bir diğer sonucu ise; risk alma davranışı ve benlik saygısı KZVD'nı anlamlı düzeyde yordamaktadır.

An Investigation of Secrecy in Adolescents in Terms of Emotional Autonomy, Moral Maturity, Loneliness, Shyness and Social Support

The aim of this study is to investigate the secrecy in adolescence with respect to some developmental variables. In this study, the realitonships among secrecy and emotional autonomy, moral maturity, loneliness, shyness and social support were examined. The sample of this study consists of 225 adolescents (160 females and 65 males aged between 15 -19 years). ‘‘Self concealment Scale, ‘‘Emotional Autonomy Scale’’, ‘‘Moral Maturity Scale’’, ‘‘UCLA Loneliness Scale, ‘‘Shyness Scale’’ and ‘‘Social Support Scale’’ were used to collect the data. In this sudy, Independent t test, ANOVA, Pearson correlletion coefficient and Stepwise multiple regression analysis were used. Results indicated that self concealment levels of the adolescents didn’t differ significantly with respect to gender and number of siblings while it was found to differ significantly with respect to grade and the residential place lived the longest. However, there was significant positive correlations between self concealment scores and lonelines and shyness where as there was a negative correlations between self concealment and moral maturity, emotional autonomy and social support. Also, the regression model was found to significant statistically.

Determination of Self-Esteem and Mental Status of Abused and Neglected and Non-Neglected Adolescent

Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care

Amaç: Bu araştırma kurumlarda yaşayan istismar ve ihmale uğramış ve uğramamış adölesanların benlik saygılarını ve ruhsal durumlarını belirlemek amacıyla karşılaştırmalı olarak tanımlayıcı türde yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun Ankara ilinde bulunan yetiştirme yurtlarında yapılmıştır. Araştırma örneklemine yetiştirme yurtlarında yaşayan çalışmaya katılmayı kabul eden 208 adölesan alınmıştır. Bu adölesanların 68'i ailesinin yanında istismar ve ihmale uğradığı için kuruma yerleştirilmiş (araştırma grubu), 140'ı diğer sebeplerle (sosyoekonomik sebepler, ebeveyn terki, aile parçalanması vs.) kuruma yerleştirilmiştir (karşılaştırma grubu). Araştırma verileri kişisel bilgi formu, Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri ve Kısa Semptom Envanteri ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde frekans ve yüzdeleme, Ki-kare testi ve korelasyon testleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmanın bulgularında istismar ve ihmale uğrayan adölesanlarla diğer sebeplerle kuruma yerleştirilen adölesanların benlik saygıları arasında anlamlı bir fark bulunamamış (p>0,05); her iki grubun benlik saygıları puan ortalamaları 54 olarak bulunmuştur. Araştırma ve karşılaştırma grubunun ruhsal durumlarını karşılaştırdığımızda her iki grubun ölçek alt puanları birbirine çok yakın bulunmuş aralarında istatistiksel olarak bir farkın olmadığı tespit edilmiştir (p>0,05). Sonuç: Her iki grubun da hostilite ve depresyon belirtileri yönünden riskli grubu oluşturdukları tespit edilmiştir. Adölesanların benlik saygıları ve ruhsal durumları arasındaki ilişkiye bakıldığında benlik saygısı düşük olan adölesanların ruhsal belirti alt ölçek puanlarının da yüksek olduğu tespit edilmiştir.