Yerel Yapi Malzemesi̇ Kaynaklari: Kocaeli̇ (original) (raw)

Yapi Malzemesi̇ni̇n Tari̇hsel Geli̇şi̇mi̇ Ve Mi̇marliğa Etki̇leri̇

ATA Planlama ve Tasarım Dergisi, 2021

Gelişen teknolojiler ile istenilen malzeme üretiminin sağlanması mimarlıkta yapı malzeme çeşitlerini artırmıştır. Fizik ve organik kimya bilimlerindeki gelişmelerle sürekli kendisini yenileyen malzeme bilimi, 21. yüzyıl ile birlikte başlayan dijital dönüşümde yeniden sorgulanmaya başlanmıştır. Bu çalışmanın çıkış noktasını, yapı malzemelerindeki teknolojik gelişim ile mimari ürün arasındaki bu dikkat çekici etkileşim oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı teknolojik ilerleme sürecinde yapı malzemeleri alanındaki olmuş ve olabilecek yeniliklere bir bakış açısı kazandırmaktır. Bu amaçla çalışma kapsamında yapı malzemelerinin tarih içerisindeki gelişiminin mimariye yansımaları, önemli bilimsel olayları ve mimari eşikleri de belirtecek bir kronolojik dizim ile açıklanmıştır. Çalışma sonuçlarının yeni malzeme üretim sürecinde geçmişte kullanılan bazı malzemelerin gelişiminin ve üstün özelliklerinin tanınmasına katkı sağlaması, gelecekte üretilecek malzemelerin gelişimine ışık tutulması hedeflenmektedir. Bu çalışma ile aynı zamanda gelecekte yapılacak araştırmalar için bir altlık oluşturulması amaçlanmaktadır.

Güncel Mimaride Yerel Malzemenin İzi

Yakın geçmişte kültürlerarası etkileşimin ve iletişimin artması ile bölgesel unsurlar yerini küresel unsurlara bırakmaya başlamıştır. Mimari, bu değişimlerin belirgin olarak görülebildiği alanlardan biridir. Geçmişte yerel malzemeler, coğrafi koşullar ve kültürel özellikler ile şekillenen mimari yapılar, günümüzde seçeneklerin artması, teknolojinin gelişmesi, kültürel özelliklerde meydana gelen değişimler vb. ile farklılaşmış, dünya genelinde benzer bir dil oluşmuştur. Bunun yanında yerele özgü malzeme, yapım tekniği ve biçimlerinin tasarım anlayışı içinde yer aldığı örneklere rastlanmaktadır. Çalışma modern yapı tasarımında yerel malzeme kullanımı konu edinilmektedir. Araştırmada, öncelikle güncel mimarlık ortamında yerel malzemeye değinilmiş ve Peter Zumthor'a ait yerel malzeme ve tekniğin kullanıldığı 5 yapısı analiz edilmiştir. Yerel malzemenin sahip olduğu hafıza ve maneviyat özelliği onu mimari kimlik oluşturmada etkili bir öğe haline getirmekte ve çeşitli algısal deneyimlere imkân vermektedir. Yerel malzemenin bugünün tasarım düşüncesi ile buluşarak yeninden yorumlanması geleneksel ile moderni birleştirmekte, özgün ve kimlikli mimari ürünler ortaya çıkmaktadır.

YEREL YAPI MALZEMESİ KAYNAKLARI: KOCAELİ 1 LOCAL BUILDING MATERIALS RESOURCES: KOCAELİ TMD ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ INTERNATIONAL REFEREED JOURNAL OF DESIGN AND ARCHITECTURE

Öz: Doğal taşlar, bilinen en eski yapı malzemelerinden biri olarak bin-lerce yıldır insanoğlu tarafından kullanılmaktadır. Tarihi eserlerin yapı-mında ve onarımlarında en temel sorun taş malzemenin temin edilmesi olmuştur. Taş temininde deniz ulaşımı olan ocaklar önem kazanmıştır. Bu bağlamda İzmit Körfezi'nin her iki tarafında da İstanbul ve yakın çevresinin taş ihtiyacını karşılayan ocaklar yoğun faaliyet içerisinde olmuşlardır. Özgün taş malzemeye en yakın malzeme temininde yerel malzeme kaynaklarının kullanımı, tarihi eserlerin sürdürülebilir bir yaklaşım içinde onarımlarının yapılması açısından da önemlidir. Amaç: Bu çalışmada, Kocaeli ve İstanbul civarında bulunan tarihi eserlerde kullanılan doğal taş malzemelerin Kocaeli ve yakın çevre-sinden temin edilebilirliği ile kullanım potansiyellerinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Literatür araştırmaları sonucunda taş türleri, ocak yerleri ve kullanıldıkları tarihi eserler ile ilgili bilgiler elde edil-miştir. Bulgular: Kocaeli'nin yerel yapı malzemesi temin edilebilirliği açışından zengin bir potansiyele sahip olduğu ancak, günümüze kadar olan süreçte yeni yerleşim ve sanayi alanlarının oluşması nedeniyle bu potansiyel alanların çok aktif bir biçimde kullanılamadığı tespit edil-miştir. Sonuç: Kentlerin planlanmasında doğal kaynakların korunumu dikkate alınarak yerleşim, sanayi vb. tesis alanlarının planlanmasının önemi anlaşılmıştır. Zengin yapı malzemesi rezervleri ve malzeme çeşitliliği bulunan alanların değerlendirilebilmesi için gereken koşul-ların araştırılması, şartların iyileştirilmesi gerekliliği sonucu ortaya çıkmıştır. Tarihi eserlerde kullanılan malzemeler ve onarımlarda kul-lanılabilecek özgün veya en uygun taş türüne ulaşılabilirlik için daha önceki çalışmalardan elde edilen envanterlerin güncellenerek " Doğal Taş Bilgi Sistemi " çalışmasına (Erkanol ve Aydındağ, 2013: 174-156) entegre edilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Abstract: Natural stones have been used for thousands of years as one of the oldest building materials. The most fundamental problem in the construction and restoration of historical monuments has been the provision of stone materials. This difficulty in stone supply has made quarries with marine transport more important. In this context, on both sides of the Gulf of Izmit, the quarries that met the stone needs of Is-tanbul and its immediate surroundings have been in intensive activities. The use of local material resources in the supply of materials closest to the original material is also important in terms of making repairs in a sustainable approach to the historical artifacts. Aim: In this study, the availability of natural stone materials used in historical monuments around Kocaeli and Istanbul from Kocaeli and its immediate surroundings will be investigated. Method: As a result of literature survey, information obtained on stone types, quarry places and historical artifacts have been used. Results: It is known that Kocaeli is an industrial city, has a rich potential for the local building material availability but it has been found that due to the formation of new settlement and industrial areas these potential areas can not be used very actively. Conclusion: It is understood the importance of planning the establishment areas such as settlement and industry under consideration of the conservation of natural resources in the planning of the cities. It is considered useful to update the inventories obtained from the previous studies and to integrate them into the study of " Natural Stone Information System " (Erkanol and Aydındağ, 2013: 174-156) for the accessibility of the original or the most suitable stone product which can be used in historical works for restoration.

Kocaeli̇ Den İstanbul a Kereste Nakli̇, Tersane Ve Tophane De Kullanimi

Studies of the Ottomon Domain

ve evkaf idareleri, odun ve kereste tedarikine gerek duyan önde gelen müesseselerdendi. İzmit ve çevresindeki meşe, çam, karaağaç, diş budak ve gürgenden elde edilen nitelikli keresteler, çoğunlukla donanma inşası, tamiri, kayık ve sandalların onarımı, kalyon, kadırga küreklerinin imali, topların kundak, tekerlek ve sair ahşap mühimmatının yapımı ve yangınlardan sonra inşaat malzemesi olarak kullanılıyordu. İnşa ve imal edilecek şey ya da kullanılacak yere göre pek tabii kerestenin türü değişiyordu. Ormanlık alanlar, korular veya dağlar, buna göre ocaklık olarak tahsis ediliyordu. Mesela mirî kalyonların inşası veya onarımı için ocaklık olarak ayrılan ormanlar, korular ve dağlar vardı. Ocaklardan ağaç kesimi ve nakli, bir dizi görevli ile kereste emininin sevk ve idaresinde yapılırdı. Civarda ikamet eden köy ahalisi, belli kurallar dahilinde bu işte görev alır, avarız veya sair vergilerinden muaf tutulur ya da kendisine belli bir ücret ödenirdi. İncelemede konunun ayrıntıları üzerinde durulmuştur.

Kocaeli̇’Nde Vatan Cephesi̇

Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016

Bu çalışmanın amacı, önemli bir istihbarat toplama yöntemi olan sinyal istihbaratının temel hatlarını ve Türkiye'de alanla ilgili olan gelişmeleri ortaya koymaktır. Her türlü iletişim ve iletişim dışı sinyalin yakalanmasıyla istihbarat ürünü elde edilmesine dayalı olan bu yöntem, günümüzde istihbarata önem veren her ülke için birinci öncelikli duruma gelmiştir. Geniş bir teknolojik altyapının ve bilgi birikiminin ihtiyaç duyulduğu bu toplama türünde başarılı olan devletler, hem kendi bilgilerini koruyabilmekte hem de diğerleri hakkında önemli sırlara ulaşabilmektedirler. Türkiye'de de sinyal istihbaratı konusunda son dönemlerde önemli bir farkındalık ve atılım yaşanmakta, bu doğrultuda adımlar atılmaktadır. Makale kapsamında istihbarat, istihbarat döngüsü, istihbarat toplama yöntemleri, sinyal istihbaratı ve türleri gibi önemli konuları değinilmiş ve Türkiye'de sinyal istihbaratı değerlendirilmiştir.

Mekân Özelinde Malzemenin Önemi

Journal of Interior Design and Academy

Mekân kavramı birçok meslek disiplini tarafından farklı bakış açıları ile tanımlanmaktadır. Ancak bütün tanımların ortak bir noktası olarak kullanıcı, anlamlandırma, barınma gibi kavramlar karşımıza çıkmaktadır. Her mekân kullanıcısı özelinde ve kullanıcısının gözünde şekillense de tasarımcı tarafından mekânsal organizasyon kadar o mekâna hayat veren malzemeler de ayrı bir tanım konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü her malzemenin, dokunun, rengin ayrı bir anlamı vardır. Malzemelerin taşıdığı her anlam mekânlarda yaşanmışlıklarla birlikte değerlenir. Bunun yanı sıra malzemenin sadece mekânların iç mimarisi özelinde değil, tarihsel süreç içerisinde yapıların oluşumunda her alanda önemli olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Bu çalışmanın amacı mekân ve malzeme kavramının hayatımızda tasarım boyutunda bütünlüğü kadar, her iki tanımında tarihsel süreç içerisinde önemini ve birbiri ile etkileşimini ortaya koymaktır.

Ege Bölgesi̇ El Dokuma Kaynaklari

Sanat Dergisi, 2011

pek-boecekciliinden-54-bin-tl.html, Erişim: 26 06 2010. Sanat Dergisi 47 ÖZET Ege Bölgesi'nde el dokumacılığı antik dönemlere kadar dayanmaktadır. Yöreden yöreye farklılık gösteren 'Ege Bölgesi El Dokuma Kaynakları' hakkında vereceğimiz bilgiler, halı-kilim ve düz dokuma yaygılar dışındaki el dokumalarına yönelik bilgilerdir. Türkiye'nin batısında yer alan Ege Bölgesi'nde sekiz il bulunmaktadır.

Perakendeci̇ Ve Zi̇yaretçi̇leri̇n Yöresel Yi̇yecek Algisi: Kayseri̇ İli̇ Örneği̇

Journal of Recreation and Tourism Research, 2019

Turizmde yöresel yiyecekler; yerel mutfak deneyimi üzerine odaklanma, yerel mutfağı, mirası, kültürü ve geleneği yansıtma, yiyecek ve içecekleri öğrenen, takdir eden veya tüketenler için bir turizm deneyimi olarak oldukça önem arz eder hale gelmiştir. Bu süreçte "yerel kültürün özüyle yöresel yiyecek veya içeceklerin tüketilmesinin sağlanması" öne çıkartılmaktadır. Bu araştırmada Kayseri iline özgü yöresel yiyecekler yerel perakendeciler ve ziyaretçiler perspektifinden ele alınmakta ve Kayseri iline özgü yöresel yiyeceklere yönelik algının ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda 127 yöresel yiyecek perakendecisi ve 487 ziyaretçiden anket tekniği kapsamında veri toplanmıştır. Toplanan verilerinin analizi sonucunda perakendecilerinin yöresel yiyecek algısında yiyecek özellikleri, etnosentrizm ve fiyat-erişilebilirlik olmak üzere üç boyut tespit edilmiştir. Ziyaretçilerin yöresel yiyecek algısında ise yiyecek özellikleri ve etnosentrizm olmak üzere iki alt boyuta ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda görülmüştür ki perakendecilerin yöresel yiyeceklere yönelik algı ortalaması 4,61 iken ziyaretçilerin yöresel yiyecekler için algı ortalaması 3,59 olarak tespit edilmiştir. Yöresel yiyecek algısında en büyük farklılık fiyat değişkeninde ortaya çıkmıştır. Perakendeciler (=4,20) fiyat uygunluğu konusunda ziyaretçilere (=2,90) göre farklı düşünmektedir. Bununla birlikte perakendecilerin eğitim ve gelir durumu arttıkça yöresel yiyeceklere daha olumlu yaklaştıkları, ziyaretçilerde ise memur ve emeklilerin yöresel yiyeceklere daha olumlu baktıkları saptanmıştır.

Yerel Yöneti̇mlerde y Kuşağini Yönetme Güçlükleri̇: Kocaeli̇ Beledi̇yeleri̇ Örneği̇

Electronic journal of vocational colleges, 2015

Özet Son yıllarda hemen tüm kamu veya özel kurum ve şirketlerin, siyasi kurumların, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin ve medyanın yoğun ilgisi gençlik araştırmaları ve çalışmaları üzerinedir. Aslında anlaşılmaya çalışılan bir yandan bizatihi öznesi olunan, öte yandan doğrudan hedefi olunan yeni kuşak insanın davranış kodlarını çözmektir. Elbette yeni kuşağın çalıştıkları şirketlerden, yöneticilerden ve genel olarak iş dünyasından beklentileri eski kuşağa göre çok farklıdır. Bununla birlikte kuşaklar arası uçurum hiç bu kadar yoğun olmamıştır. Teknoloji çağı da hiçbir dönem bu kadar yoğun yaşanmamıştır. Hızla değişim insan davranışlarını da değiştirmiştir. Bu çalışma, Kocaeli'deki belediyelerin birim yöneticilerine ikincil kaynaklı veri sunmak, yönetim stillerini tayin etmelerine ve iş yeri çalışma koşullarını belirlemelerine yol göstermektedir. Bu araştırma yeni neslin (çalışmada "Y Kuşağı" olarak adlandırılmıştır) beklentilerinin karşılanabilmesi için yaşanan yönetim güçlüklerini ortaya koymayı hedeflemektedir. Aynı zamanda bu çalışma yerel yönetimlerde yönetsel çalışmaların yeniden yapılandırmanın gerçekleştirilmesi gerektiğine dair ipuçları da vermektedir. Y generatıon management dıffıcultıes study ın public organızation; Kocaeli munıcıpalities.

Turk Dunyasinda Yerel Yonetimler

Türk Dünyasında Yerel Yönetimler, 2013

Sovyetler Birliği’nin çöküşü üzerine Orta Asya ve Kafkasya’da bağımsızlığını kazanan yeni Türk Cumhuriyetleriyle birlikte, “Türk Dünyası” canlanmaya başlamıştır. Diğer bir ifadeyle “Kuvveden fiile” bir dönüşüm yaşayan Türk Dünyası, bağımsız ya da egemen devletler olarak Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti isimleriyle realize olmuştur. Sovyetler Birliği’nin tarih sahnesinden çekilmesiyle ortaya çıkan Türk Cumhuriyetleri tedricen hemen her alanda bir “geçiş” süreci yaşamış ve bugün bağımsızlıklarının 20. yılını geride bırakmış bulunmaktadırlar. Bahsettiğimiz bu geçiş süreci, her alanda olduğu gibi ilgili ülkelerin devlet örgütlenmesi ve idari yapılanmalarında da bir dönüşümü gerekli kılmıştır. Bu bağlamda, bağımsız Türk Cumhuriyetleri yerel yönetim yapılarını merkezi hükümet eliyle yeniden inşa etmişlerdir. Sovyetler Birliği döneminde devlet ve kamu yönetimi örgütlenmesi, komünist ideolojinin de etkisiyle batılı anlamda klasik devlet örgütlenmesinden farklı bir yapılanma arzetmiştir. Bu yönetim yapılanması çerçevesinde birlik bünyesinde yerel yönetim fonksiyonunu “Yerel Sovyetler” yaşama geçirmiştir. Yerel sovyet uygulamalarında somutlaşan Rus yerel yönetimleri, günümüz yerel yönetimlerinden bazı temel noktalarda farklılaşmaktadır. Uygulamada Batılı modelden üç önemli biçimde ayrılan Rus yerel yönetim sisteminde ilk olarak, yerel yönetim aynı federal ve federe meclisler gibi iktidar organı olarak tanımlanmışlardır. Buna ek olarak, yerel yönetimler arasında hiyerarşik bir ilişki vardır. Son olarak ise, yerel yönetim birimleri çifte bağımlılık ilkesine göre faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu bağlamda bu kuruluşları, yapıları, fonksiyonları ve sistem içindeki konumları itibariyle çağdaş anlamda yerel yönetim yapıları olarak görmek pek mümkün değildir. Parti ve devlet örgütlenmesinin katı hiyerarşisi ve vesayeti altında bu kuruluşlar daha çok sembolik temsili yapılar ve Sovyet ideolojisinin propaganda araçları olarak işlev görmüşlerdir. Dolayısıyla, post - sovyet ülkelerine bu dönemden ciddi bir yerel yönetim mirası kalmamıştır. Bununla birlikte, Sovyet sonrası dönemde Türk Cumhuriyetleri’nde inşa edilen kamu yönetimi sistemi ve bu çerçevede yerel yönetim yapılanması formel anlamda Batı tarzı bir görünüme sahip olsa da, geçmiş dönemin yönetim örgütleri ve idari kültüründen de hala önemli izler taşımaktadır. Kamu yönetimi sistemi ve onun bir parçası olarak yerel yönetimlerin hem yapısal hem de işlevsel yönünün uzun zaman dilimlerine yayılan birikim süreçleri sonucunda oluştuğu gerçeğini hatırlarsak, bu normal bir durumdur. Türkiye örneğinde, Osmanlıdan Cumhuriyete, Tanzimat’tan Avrupa Birliği sürecine devam eden arayışlar ve yeniden yapılandırma çabaları da bu yaklaşımı doğrulamaktadır. Hem etkin - verimli hizmet sunmanın aracı olarak hem de daha demokratik ve katılımcı yönetim taleplerine yerel düzeyde verilen bir cevap olarak yerel yönetimler ve bu çerçevede merkezi yönetim - yerel yönetim ilişkileri toplumların, ülkelerin tarihinde uzun zaman dilimlerinde evrilerek realize olmaktadır. Devlet sistemi, kamu yönetiminin örgütsel - işlevsel yönü ve merkezi yönetim - yerel yönetim ilişkileri bağlamında yerel yönetimlerin oluşumu keyfiyeti bakımından, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini de uzun ince bir yol beklemektedir. Geçen zaman diliminde alınan yol, bu bağlamda ümitli olmamız gerektiğini fısıldarken, her alanda tesis edilecek sinerjiyle Türk dünyası olarak geleceğe hep birlikte daha güçlü yürüyebileceğimizin de işaretlerini vermektedir. Kamu yönetimi ve yerel yönetimlerin, çağdaş demokratik normlar ve değerler çerçevesinde inşası ve “bizce” yeniden yapılandırılması konusu, geleceğe doğru atılan bu adımlar içerisinde önemli bir yere sahip olacaktır