Toronto Üniversitesi Kütüphanesinde Kayıtlı “1256 Târîhlerinde Şu‘arâdan” Başlıklı Bir Hiciv Mecmuası. (original) (raw)

2022, Şevkiye KAZAN NAS - Hatice KÖŞGER (2022). Toronto Üniversitesi Kütüphanesinde Kayıtlı “1256 Târîhlerinde Şu‘arâdan” Başlıklı Bir Hiciv Mecmuası. Klasik Türk Edebiyatında Gülmece ve Mizah, Ankara: İKSAD Global Yayıncılık, ss. 328-352.

Mecmua, Arapça "dağınık şeyleri bir araya getirmek, toplamak" anlamındaki "cem'" masdarından türeyen ve "mecmû'"dan gelen bir kelimedir. Sözlüklerde "cem olunmuş, toplanmış bir araya getirilmiş şey, top, tüm; toplanıp biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi" (Devellioğlu, 2012: 689); "bir araya getirilmiş nesneler bütünü, koleksiyon" (Tulum, 2013: 519); "toplanılıp biriktirilmiş ve tanzim ve tertip edilmiş şeylerin heyeti, eşʻâr ve sâir âsâr-ı müntehaba cem ve kayd ile hâsıl olmuş risâle; bu gibi âsâr-ı müntehebanın kaydına mahsus cüzdan; ulûm ve fünûn ve edebiyâta müteallik mebâhisi câmiʻ olarak neşrolunan risâle-i mevkûta" (Şemseddin Sami, 1317: 1293); "içinde seçme yazıların bulunduğu el yazması eser" (Pala, 2018: 300) olarak tanımlanan "mecmua" kelimesi zaman içinde "dergi" (TDK, 2011: 1642) anlamını kazanmış ve süreli yayınlar için kullanılmaya başlanmıştır. Kütüphanecilik literatüründe "derleme" olan mecmuanın tarihi eskilere dayanır. Hz. Muhammed'in hadis yazımını müsaade ettiği ve hadis derlemelerinin yapıldığı zamanlarda henüz mecmua adıyla nitelendirilmemişken ilerleyen zamanlarda hadis derlemelerinin gelişmesiyle bu türde ortaya konulan eserlere "elcâmi" adı verilmiştir. Hadisleri nakledenlerden bizzat toplayarak en güvenilir olanlarını bir araya getiren Buhârî, Müslim ve Tirmizî'nin eserleri de "el-Câmiʿu'ssahîh" adıyla anılmış; zamanla hadis ve fıkıh ilmine dair "mecmû'" ve "mecma' " adı