Unutulanları Hatırlamak için Yapılan Fuar: 1863 Sergi-i Umûmî-i Osmanî [Osmanlı Genel Sergisi] (original) (raw)
Related papers
Mavi Atlas, 2020
Öz Osmanlı'nın modern anlamda ilk fuar katılımı 1851 Londra Dünya Fuarı'na olurken, düzenlediği ilk ulusal fuar da, 1863 yılında Sultanahmet Meydanında açılan Sergi-i Umûmî-i Osmanî ya da Osmanlı Genel Sergisi idi. Bu sergi, Osmanlı sanayileşme hamlesi için Islah-ı Sanayi Komisyonunun belirlediği yol haritasının şartlarından biri olan fuar açılmasının teşvik edilmesi ilkesinin bir sonucuydu. Aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip eden padişah ile Osmanlı bürokrasinin çağını yakalama arzusunun tezahürüydü. 1863 Sergisi her bakımdan ilklere ev sahipliği yapacaktı. İlk kez bir sergi binası inşa edildi. İlk kez özel sektörün ve padişahın sağladığı maddi imkanla fuarın finansmanı yapıldı. İlk kez bir sergi tüzüğü hazırlanarak, herkesin buna uyması sağlandı. Ama hepsinden önemlisi, ilk kez Osmanlı'ya has bir sergi iç dizaynı, yani fuar tasarımı yapıldı. İç düzenlemeler ile teşhir dolapları tasarlandı, imal edildi ve ücretle üreticilere kiraya verildi. Çevre düzenlemesi yapıldı. Ziyaretçilerin kontrol edilip sayılabilmesi için ilk kez turnike sistemi kullanıldı. Fuar alanındaki bu ilklerin yanı sıra ekonomide yol açtığı etkiler de ilkler oluşturdu. İlk kez Osmanlı İmparatorluğunun bütün vilayetlerinden, yani günümüzde 40'tan fazla devletin yer aldığı coğrafyadan toplanan 15 bin çeşitten fazla ürün İstanbul'a getirilerek bir envanter çıkarıldı. Tarımsal üretimin yanı sıra sanayi üretimi için de ciddi bir politika oluşturulmasına zemin hazırlandı. Açılışını Sultan Abdülaziz'in yaptığı 1863 Sergisi ürünlerinden tasarımına kadar Türkiye'nin köklü fuarcılık birikimini ortaya koyuyor. Ama en önemlisi de Türkiye'nin uzun süredir kaybettiği üretme kabiliyetini yeniden kazandırmak gibi iddialı bir vazifeye sahipti. While the first participation of the Ottoman Empire to an exhibition in the modern sense was in 1851 at the London World Fair, the first national fair it ever organized was the Sergi-i Umûmî-i Osmanî or Ottoman General Exhibition, which opened in Sultanahmet Square in 1863. It was also a manifestation of the desire of the sultan, who closely followed the developments in European countries and the Ottoman bureaucracy to catch up with the times. The 1863 Exhibition would host many "firsts" in all respects. For the first time, an exhibition building was built. For the first time, the fair was financed with the financial means provided by the private sector and the sultan. It was the first time that an exhibition charter was prepared making everyone to comply with it. But above all, for the first time, an exhibition interior design-a fair design unique to the Ottoman Empire was made. Display cabinets with interior arrangements were designed, manufactured and rented to manufacturers for a fee. Landscaping was done. For the first time, the turnstile system was used to control and count the visitors. Besides these “firsts” in the exhibition area, the impacts the exhibition had on the economy led to other “firsts”. For the first time, an inventory was made by bringing more than 15 thousand kinds of products collected from all provinces of the Ottoman Empire. A basis for the establishment of a serious policy for industrial production as well as agricultural production was laid. The 1863 Exhibition of which Sultan Abdülaziz made the opening, with its displayed products and designs revealed Turkey’s deeply rooted fair accumulation. But most importantly the exhibition served to help Turkey to regain her production ability and capacity, which she had long lost.
Sergi̇-İ Umumi̇-İ Osmani̇’Ni̇n (1863) Açilişi Ve Sergi̇’Ni̇n Duyurulmasinda Gazeteleri̇n Rolü
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Avrupa'da 19. yüzyılda üretimin artması ve ticaretin gelişmesi sonucu başlangıçta ulusal olarak yapılan sergiler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası olarak organize edilmiştir. Osmanlı Devleti Avrupa'daki teşkil edilen uluslararası sergilere ülkenin tanıtımı açısından önemli olacağı düşüncesiyle katılmaya özen göstermiş ve Avrupa'da organize edilen uluslararası sergilerin çoğuna iştirak etmiştir. Osmanlı Devleti'nde uluslararası sergilerin katılımı yanında ülkede bir serginin açılmasının ülkenin sanayisi açısından önem arz edeceği ve ülkede ne gibi ürünlerin üretildiği hakkında halkın haberdar olmasını teşvik edeceği gibi sebeplerle bir sergi açma düşüncesi oluşmuştur. Bu doğrultuda Mustafa Fazıl Paşa yönetiminde bir kurul oluşturulmuş ve sergi 1863 senesi Ramazan ayında İstanbul'da açılmıştır. Sergi komitesi sergiyi organize ederken serginin duyurulmasında gazetelerden faydalanmış ve gazeteleri etkin kullanmıştır. Dönemin yayın organları da İstanbul'da düzenlenen sergiye ilgi göstermiştir. Gazetelerde yazı yazan dönemin aydınları sergilerin öneminden ve ekonomiye olan etkisinden bahsetmiş ve sergiye katılımı teşvik etmiştir. Bu çalışmada ülkede açılan ilk sergi olan 1863 Sergi-i Umumi-i Osmani'yi gazeteler gözüyle incelenmiştir.
II. Abdülhamit Dönemi Osmanlı Mahallî Fuarcılığı Bağlamında 1906 Bursa Sergisi
Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi (MTAD)
EBSCO uluslararası alan endeksi tarafından taranmakta ve dizinlenmektedir. Dergide yayınlanan makalelerdeki görüşler yazarlarına aittir. Yayın Kurulu tarafından benimsendiği anlamına gelmez. Yayın Kurulu, yazının özüne dokunmaksızın gerekli yazım ve ifade değişikliklerini yapma hakkını saklı tutar. Dergiden yapılan alıntılarda kaynak göstermek mecburidir.
Feyza KURNAZ ŞAHİN, “Türkiye’nin Uluslararası Sergi, Fuar ve Panayırlara İştiraki (1929-1939)”, 9. ULUSLARARASI ATATÜRK KONGRESİ, C. 1, Yay.Haz: Erdem ÜNLAN-Halit Aytuğ TOKUR, Ankara 2021, s. 855-908., 2021
ÖZ Avrupa'da 19. yüzyılda üretimin artması ve ticaretin gelişmesi sonucu başlangıçta ulusal olarak yapılan sergiler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası olarak organize edilmiştir. Osmanlı Devleti Avrupa'daki teşkil edilen uluslararası sergilere ülkenin tanıtımı açısından önemli olacağı düşüncesiyle katılmaya özen göstermiş ve Avrupa'da organize edilen uluslararası sergilerin çoğuna iştirak etmiştir. Osmanlı Devleti'nde uluslararası sergilerin katılımı yanında ülkede bir serginin açılmasının ülkenin sanayisi açısından önem arz edeceği ve ülkede ne gibi ürünlerin üretildiği hakkında halkın haberdar olmasını teşvik edeceği gibi sebeplerle bir sergi açma düşüncesi oluşmuştur. Bu doğrultuda Mustafa Fazıl Paşa yönetiminde bir kurul oluşturulmuş ve sergi 1863 senesi Ramazan ayında İstanbul'da açılmıştır. Sergi komitesi sergiyi organize ederken serginin duyurulmasında gazetelerden faydalanmış ve gazeteleri etkin kullanmıştır. Dönemin yayın organları da İstanbul'da düzenlenen sergiye ilgi göstermiştir. Gazetelerde yazı yazan dönemin aydınları sergilerin öneminden ve ekonomiye olan etkisinden bahsetmiş ve sergiye katılımı teşvik etmiştir. Bu çalışmada ülkede açılan ilk sergi olan 1863 Sergi-i Umumi-i Osmani'yi gazeteler gözüyle incelenmiştir. ABSTRACT In Europe, in the 19th century, expositions were organised nationally at first as a result of development in trade and increase on production. As of the second half of the 19th century, these expositions were held internatinoally. Ottoman Empire cared to oin this international expositions in Europe in contemplation of promoting of the statae and joined most of the expositions. An idea to open an exposition in the Ottoman Empire was formed in the course of the time because an exposition would be important fort he country's industry and would provide the society to be informed about the production of the industry. In this direction, a board was formed under Mustafa Fazıl Paşa and the exposition was opened in the month of Ramadan in 1863 in Istanbul. While organizing the event, exposition committee benefited from the newspapers and used them effectively. The media organs of the period were also interested in the exposition. The intellectuals wrote about the significance of the exposition and exposition's effects on economy on their collumns, and promoted the participation to event. In this study, Ottoman's first exhibition 1863 Ottoman General Exposition is analyzed through newspapers of the period. Toplumlarda artan ticari mübadelelerin kolaylaşması amacıyla kurulan pazar ve panayırların kurumlaşmış hali olan sergiler Avrupa'da başlangıçta ulusal anlamda açılmıştır. Sergiler, ülkelerin üretim kaynaklarının toplum tarafından bilinmesini ve ülkede nelerin üretildiğini gösteren mekânlar olarak önem kazanmıştır. Dünyada ne gibi ürünlerin üretildiği, teknolojide ne gibi yeniliklerin yaşandığı gibi hususlarda toplumu haberdar etmesi nedeniyle devletler ülkelerinde sık sık ulusal sergiler organize etmişlerdir. Avrupa devletleri sömürgeleri altında olan devletlerin üretim yapısını anlamak ve diğer gelişmiş ülkelerdeki teknolojinin bilinmesi amacıyla uluslararası sergiler 1 Yrd. Doç. Dr., İstanbul Medipol Üniv., İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, İSTANBUL kdemir@medipol.edu.tr,
Berna TÜRKDOĞAN-UYSAL Armağan Kitabı, (Edit. Şenol Kantarcı, Fatma Şimşek), Ankara, 2014
Sevil Derin * 1904 St. Louis Dünya Fuarı ve Osmanlı Temsiliyeti: Celal Esad Arseven Sergisi
Art-Sanat, 2020
The 1904 St. Louis World Fair and Ottoman Representation: Celal Esad Arseven's Exhibition Öz İlki uluslararası anlamda 1851 yılında Londra'da gerçekleştirilen fuar organizasyonları, Batılı ülkelerin sanayileşme ve kapital ekonomiyi yaygınlaştırma politikaları gereği sonradan dünya çapında düzenli olarak organize edilen etkinliklere dönüşmüştür. Söz konusu fuarlar başta teknoloji, sanat, kültür, zirai ürünler olmak üzere bir ulusu yansıtan bütün öğelerin toplanıp sergilendiği yerlerdir. XIX. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti'nin bu fuarlara Batı'dan esinlenerek hazırlanılan yeni mimari modelleri içeren çizimler ve çizimlerin reprodüksiyonu, el sanatları ve ziraî ürünlerle katılarak modern dünyadaki yerini kanıtlamaya çalıştığı görülmektedir. Amerika'daki St. Louis kentinin Fransızlardan satın alınmasının 100. yılı dolayısıyla 1904'te düzenlenen fuar da bunlardan biridir. Söz konusu fuarda, fuar komitesi Osmanlı'nın tanıtımı için Kapalı Çarşı ve Türk Mahallesi temasını benimseyerek Celal Esad'dan inşa projesi hazırlamasını istemiştir. Bugün İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda bulunan bu çizimler, Celal Esad hakkında pek çok araştırma yapılmasına, pek çok yayın bulunmasına rağmen bilinmemektedir. Bu makalede 1903 yılında Celal Esad Arseven tarafından hazırlanan ve 1904 St. Louis Dünya Fuarı'ndaki Türk pavyonunda sergilenen yapıların çizimleri, dünya fuarları ve Osmanlı Devleti'nin bu fuarlarda temsil edilmesi bağlamında incelenmiştir. Abstract The organization of international fairs (the first of which was held in London in 1851), transformed into a regular occurence around the world due to the industrialization and expansion of the capital economy of Western countries. The fairs in question were places where all the elements reflecting a nation-especially technology, art, culture, and agricultural products-were collected and exhibited. Throughout the 19th century, it was seen that the Ottoman Empire tried to prove its worth in the modern world by participating in these fairs with drawings (including new architectural models inspired by the West and reproductions of these drawings), crafts and agricultural products. One of these was the exhibition held in 1904 for the centenary of the acquisition of the city of St. Louis in America from the French. At the fair in question, the fair committee adopted the theme of the Grand Bazaar and the Turkish Quarter and asked Celal Assad to prepare a construction project on this theme for the promotion of the Ottoman Empire. These drawings, which are in the Atatürk Library of the Istanbul Metropolitan This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License
XV.-XVIII. YÜZYILLARDA OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ MUAFİYETİ
Osmanlı Devleti, birçok hukukî ve malî kurum ve uygulamaları gibi vergi sistemi ile vergiden muaf olma uygulamasını da kendinden önceki Türk-Ġslâm devletlerinden tevârüs etmiĢlerdi. Osmanlılar, bazı kiĢi ve zümreleri çeĢitli sebeplerle vergiden muaf tutmuĢlardı. Halkın askerî (yöneticiler) ve reâyâ (yönetilenler) olmak üzere iki ana sosyal sınıfa bölündüğü Osmanlı Devleti"nde XV.-XVIII. yüzyıllarda uygulanan vergi muafiyeti, yöneticileri yönetilenlerden ayıran en önemli özellikti. Saray halkı, askerî ve sivil bürokrasi, din adamları ile yargı-ilim bürokrasisi her türlü vergiden muaftılar. Kimi hizmetleri yerine getiren kiĢilerle, çeĢitli iĢ kollarında çalıĢan gruplar da vergilerin tümünden ya da bir kısmından muaf tutulmuĢtu. Ġskân edilenler ve göçmenlerden de bir süre için vergi alınmıyordu. Osmanlı devlet düzeninde, hukukî ve malî yapısında vergi muafiyeti hem siyasî hem de malî ve ekonomik olarak önemli iĢlevlere sahipti. XV.-XVIII. yüzyıllarda Osmanlılar vergi muafiyetlerini kamu harcamalarını azaltacak, Ģehirlerin iaĢesini sağlayacak ve sosyal çatıĢmalara engel olacak Ģekilde kullanmaya gayret ettiler. (Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, vergi, vergi sistemi, vergi muafiyeti, kanun-nâme, tapu ve tahrir defterleri)
Osmanlı Döneminden Kalan Emanet: Bursa Büyükşehir Müzeleri Koleksiyonundaki Destimal-i Şerifler
3. Bingöl Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 22-24 Kasım 2024, 2024
Destimal, kelime anlamı olarak el ve yüz silmeye yarayan mendil tanımı ile liteatürde yer bulurken, İslam dininin kutsal emanetlerinden Hz. Muhammed’in Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saadet ziyaretlerinde dağıtılan ince tülbentleri ifade etmektedir. Destimal-i Şerifler geçmişte pamuk, keten ve ham ipekten dokunur, üzerine Hz. Muhammed’i öven mısralar basılırdı. Osmanlı Devleti’nin İslam’ın hamiliğini aldığı Yavuz Sultan Selim dönemi ile birlikte, kutsal emanetler de başkent İstanbul’a taşınmış ve büyük saygı gösterilmiştir. Bunlardan Hırka-i Şerif’in her yıl ramazan ayının on beşinci günü devlet erkânı tarafından ziyaret edilmesi geleneği, yüzyıllarca uygulanan bir tören halini almıştır. Hırka-i Şerif’in kumaşının ve yapısının zarar görmesini önlemek amacı ile üzerine örtülen destimal-i şerif denilen mendiller, ziyarette bulunan devlet büyüklerine hediye edilir; destimal-i şerif sahibi kişiler de bu hatırayı büyük önemle saklar ve ölümleri halinde yüzlerine ya da göğüslerine sarılmasını vasiyet ederlerdi. Yüzyıllar boyu sürdürülmüş bu gelenek, günümüzde bazı devlet büyükleri tarafından da devam ettirilmekte veya unutulmaması amacı ile yeniden destimal-i şerifler üretilerek hediye edilmektedir. Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeleri’nde farklı kişilerin bağışları ile müzelere kazandırılan ve sergilenen destimal-i şerifler izlenime sunulmuştur. Bursa Kent Müzesi, Bursa Vakıf Kültürü Müzesi, Muradiye El Yazmaları Müzesi ve Bursa Mevlevîhânesi Müzesi’nde destimal-i şerifler yer almakta, özellikle ramazan ayları ve kandil gecelerinde yoğun ilgi görmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türk-İslam kültüründe önemli bir yer tutan destimal-i şerifleri tanıtmak, bu kültür içerisindeki yeri ve önemini vurgulamak, müze kurumlarında destimal-i şeriflerin korunması, tanıtılması ve geleneğin devam etmesi adına yapılan çalışmaları örneklendirmek ve geleceğe taşınmasına aracı olmaktır. Çalışmanın gerçekleşmesi için literatür taraması yapılmış, müze yetkilileri ile görüşülmüş, fotoğraflar ile metin kısmı desteklenmiş ve geleneğin devamına ilişkin örnekler verilmiştir.