İZMİR’İN İŞGALİ SONRASI YUNAN KARA PROPAGANDA FAALİYETLERİ (original) (raw)
2022, Çaka Bey'den Günümüze İzmir
Günümüzde birçok insan tarafından olumsuz olarak değerlendirilen Latince “yayılması gereken şey” manasındaki “propagare” kelimesinden türemiş olan propaganda, Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca” olarak ifade edilmektedir. Propagandanın etkisini gösterip, devletlerce kabul edilmesi Birinci Dünya Savaşı dönemine rast gelmektedir. İlk topyekün savaş olarak nitelendirilen Birinci Dünya Savaşı’nın en ayırıcı özelliklerinden biri değişen savaş şartlarının gereği olarak göğüs göğüse savaş taktiği yerine propaganda faaliyetlerinin geliştirilmesi olmuştur. Yoğun propaganda faaliyetleri içerisinde geçen Birinci Dünya Savaşı, birçok kaynakta ‘kelimelerin savaşı’ olarak da betimlenmiştir. Propaganda ve istihbaratın, bütün safhasını, Millî Mücadele döneminde Anadolu’da görmek mümkündür. Zira bu dönemde hem İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan gibi işgal devletlerinin propaganda ve istihbarat faaliyetleri, hem de bu propagandaları etkisiz bırakacak karşı faaliyetler söz konusudur. 1917 yılında İtilaf devletlerinin yanında savaşa girmiş olan ve savaşta pek az bir rolü olan Yunanistan, Anadolu’dan toprak talepleri öne sürmüştür. Paris Barış Konferansı’nda, İtalyanların karşı çıkmasına rağmen, İzmir ve çevresinin Yunanistan’a bırakılması uygun görülmüştür. Bu karar doğrultusunda, 15 Mayıs 1919’da Yunanistan İzmir’e asker çıkarmış ve Anadolu’da peyderpey genişleyen 40 aylık bir işgal süreci başlamıştır.