GENÇLİK VE SOSYAL DEĞİŞİM (original) (raw)
Related papers
BANKACILIKTA DEĞİŞİM ve SOSYAL SORUMLULUK
Firmaların küreselleşme hareketleri ve küreselleşme sonrasında yaşanan gelişmeler, ülkelerin ardı ardına krizler yaşamasına neden olmuştur. Ekonomik krizler sonrasındaki gelişmeler finans sektörünün büyümesine ve bankacılık alanında birtakım değişikliklere yol açmıştır. Ülke, şirket, ürün ve müşteri yapılarının değişmesi; rekabeti hızlandırmış, bu da hizmet kalitesi ve çeşitliliği, teknolojik gelişmelere olan talep, reklam harcamaları ve kalitesi, müşteri memnuniyeti, finansal raporların güvenilirliği ve risk yönetimi konusundaki çabaları arttırmıştır. Son yıllarda uluslararası ekonomik ve finansal faaliyetlerin çeşitlenmesi, teknoloji ve iletişim alanlarında önemli gelişmelerin yaşanmasıyla bankacılık sistemi daha fazla önem kazanır hale gelmiştir. 1980'den sonra Türk bankacılık sektörü de teknolojinin getirmiş olduğu kolaylıklardan faydalanarak hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Ancak bankacılık sisteminde öteden beri var olan sorunlara son yıllarda ülkemizde yaşanan krizler de eklenince; sektör daha kırılgan hale gelmiş, skandallar yaşanmıştır. Bankacılık sektörü güçlü ve uluslararası arenada rekabet edebilir seviyeye getirilirken, sağlam bir sosyal sorumluluk bilinciyle de hareket edilmesi gerekmektedir.
TOPLUMSAL DEĞERLER: GENÇLİK, 2020
Sosyologlar ve toplumsal konularla meşgul olanlar arasında kanımızca hiçbir konu değerler kadar tartışmalara yol açmamıştır. Konuya olumsuz yaklaşanlardan bir kısmı, toplumsal değerlerin aslında gerçeklikle ilişkisinin bulunmadığını, daha çok onların sosyal bilim çalışmasının dışında birer psikolojik ve etik olgu olarak irdelenebileceğini ileri sürmektedirler. Buna karşın sosyolojik çözümleme, sosyal politika açısından önemli etkiler yaratma gizilgücüne sahip soruların yöneltildiği her noktada, sosyolojik çözümlemede değer yargıları konusu gündeme gelmiştir.
SİYASAL ALANDA SOSYAL SORUMLULUK: GENÇLİK YAPILANMALARI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Toplumsal bir yükümlülük olarak tanımlanan sosyal sorumluluk kavramı işletmelerin ilgilendiği kadar siyasal aktörlerin ve siyasi partilerinde ilgilendikleri bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Halkla ilişkilerin en temel yapı taşlarından biri olan sosyal sorumluluk faaliyetleri, siyasal partiler tarafından propagandalarını destekleyecek biçimde toplumu etkilemeye ve ikna etmeye yönelik olarak özellikle gençlik yapılanmaları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. 21. yüzyılda kitle iletişim araçlarında yaşanan sürekli ve hızlı gelişmeler günümüz toplumlarında bireylerin siyasi partilerden beklentilerini şekillendiren odak noktalarında keskin değişimlere neden olmuştur. Toplumsal sorunlara duyarlılığın artması ve etik sorumluluk anlayışının giderek yaygınlaşması değişen bu odak noktaları arasında yer almaktadır. Bu durum siyasi partilerin ve siyasal aktörlerin Johnson’ın (2003) işletmeler için ortaya koyduğu sosyal avukat rolünü siyasal alanda üstlenmelerini mecbur kılmıştır. Siyasal aktörler ve siyasi partiler seçmen bağlılığını arttırma, olumlu parti imajı oluşturma ve geliştirme, toplum odaklı parti kültürünü inşa etme, hedef kitlelerinin beklentilerini karşılama ve savunma mekanizması oluşturma, seçmen tabanını genişletme gibi amaçlarını gerçekleştirmek için gençlik yapılanmaları aracılığıyla sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Bu çalışma Türkiye’de ve Almanya’da faaliyet gösteren siyasi partilere bağlı gençlik yapılanmalarının toplumsal sorunlara bakış açıları ve sosyal sorumluluk projelerini betimsel olarak analiz etmek amacıyla tasarlanmıştır. Araştırma, Türkiye ve Almanya’daki siyasal partilerin gençlik yapılanmalarının sosyal sorumluluk faaliyetlerini sağlık, eğitim, çevre, kültür-sanat, spor ve toplumsal olmak üzere altı kategoride sınıflandırarak analiz etmektedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi olan içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak ikincil kaynak taraması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemi Türkiye’de 1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerinde en çok oy alan üç siyasi partinin gençlik yapılanmaları olan AK Gençlik, CHP Gençlik Kolları ve Ülkü Ocakları Kültür ve Eğitim Vakfı ile Almanya’da 2017 yılında gerçekleştirilen federal meclis seçimlerinde parlamentoya giren üç siyasi partinin gençlik yapılanmaları olan Junge Union Deutschlands (CDU), JUSOS (SPD) ve Junge Alternative für Deutschland (AfD) olarak belirlenmiştir. Söz konusu gençlik yapılanmalarının sosyal sorumluluk faaliyetleri hem kendi aralarında hem de ülkeler bağlamında karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.
GENÇLİĞİN DURUMU ve TALEPLERİ- DEV-GÜÇ, 2019
A-Faşizme karşı gençlik kitlelerinin mücadelede ihtiyaçları Faşizmin kurumsallaşma hamleleri toplumun esas dinamik kesimlerini hedef almasıyla yol katetmektedir. Bugünün faşistleri ve başfaşisti bir ara geçiş dönemini örgütlemenin yanında özellikle dıştan gelen başınlarla sistematik bir saldırıları örgütleyememektedir. Ancak yine de örgütlü alanlara girip dağıtma hamleleri gerçekleştirmek istemektedir. Akp-mhp faşizmi toplumsal dinamiklerin örgütlenmesini marjinalleştirerek-suçlu göstermeye çalışarak gençlerin, devrimci örgütlerle ilişkilenmelerinin önünü kesmeye çalışmaktadır. Bu süreci dikkatli izlediğimizde özelleşmiş birimleriyle her gençlik yapısını farklı ele alan ve onu bitirmeye dönük hamleler yapmak istediği görülecektir. Bu anlamda ortaya çıkan sonuç savunmaya kilitlenmiş bir yapı değil hangi rejim-sistem içerisinde olursa olsun gençliği devrim için bir araya getiren, militan ve bu militanlığıyla kitleleri örgütlü alanları içerisinde özgürleştiren, hedefli bir gençlik yapısı olmalıdır. İdeolojik ve siyasal baskılamalarının yani üst yapısal olgularının egemen kapitalist sistem yararına vücut buldurulmak istenilen esas tabaka gençliktir. Eski statükonun üst yapısal olguda eğitim sisteminin esas dayanaklarına darbe vuran, laik ve bilimsel olduğunu iddia eden eski statükosuna karşı faşizm bu alanda ki kendisinden olmayan her ideolojinin temsilcisine maddi-manevi saldırmaktadır. Akademisyenler ve onların sendikaları-örgütlenmeleri, öğrenciler ve onların örgütlenmeleri, örgütsüz gençlik kitlelerine bir korku ve beraberinde yaşamdan beklentisizlikler yaratmaktadır. Tanım itibariyle bir sınıfa ait olmayan bir toplumsal-sosyal tabaka olan gençlik kitlelerinin hareket edemez-kararsız denge durumuna getirilmesi, zaptedilmesi ve çaresiz kılınmak istemesi akp'nin yürüyeceği yolda en önemli adımı olacaktır. Kendinden yana olanın önünü açarak egemen sistemin propagandasını oluşturmak, sistemi sorgulama noktası ise direkt sistem çelişkilerinden kaynaklı olanları ise örgütlenmekten zihnen alıkoyan bir çaresizlik(sistemi değiştirememe düşüncesi) düşüncesine hapsetmek egemenlerin planlamalarından birisidir. Gençliğin değiştirici gücü ve devrimci pratikleri sürekli hareket halindedir. Sistemi eleştirdiği nokta onun hangi tarafta olacağını gösterir. Sistemi eleştirdiği noktada unutulmamalıdır ki örgütsüz gençlik kitleleri de faşizmin propagandası altında da bulunuyordur. Bu sebepten eleştiri noktası sistem ve hükümet eleştirisi olursa bu kitleler ya örgütsüz kalmayı ya da devrimcileşmeyi tercih etmektedir. Düzene dair