Erdem Etiği ve Rüyadaki Etik Sorumluluk (original) (raw)
Related papers
2025
Bakmak, genellikle görmenin daha basit bir versiyonu olarak algılanır. Ancak, bu iki kavram arasındaki fark, bireyin dünyayı algılama kapasitesinin ve farkındalığının derinliğiyle şekillenir. Görmek, yalnızca gözle algılamak değil; aynı zamanda düşünmek, anlamlandırmak ve bağlam kurmaktır. Bu, bakmak ve görmek arasındaki sınırı belirleyen en temel unsurdur. Bir şeye yalnızca bakmak, yüzeyde kalmayı ifade eder. İnsanlar sıkça çevrelerinde gördükleri nesnelere bakar; ancak bu nesnelerin neyi temsil ettiğini, nasıl işlediğini veya neden orada olduğunu sorgulamazlar. Görmek ise daha derin bir çabadır. Görmek, bireyin mevcut bilgisini kullanarak bakılan şeyi yorumlaması ve daha geniş bir bağlama oturtmasıdır.
Emmanuel Levinas Felsefesinde Etik Sorumluluk
Emmanuel Levinas is a French philosopher of Jewish origin born in Lithuania. He dealt with all aspects of man and revealed in what conditions man could be good man. He believed that man being good could be possible by meaningful relationships between themselves. Levinas: Man has the need to know his existence in the world and to know why he exists. He also needs a good and healthy relationship with other manin order to continue his life. Levinas stated thatit was the ethical relationship which created the good relationship. He founded his own philosophy in the context of responsibility. From this point of view, our work claims that the only way to achieve matureness in reaching good is the ethical relationship established with the others. It also claims thatin Levinas's mind, the ethical relationship was nothing else but responsibility. There are two basic claims in our work. The first claim is that Ethic is not based on "I" and autonomy, and it is not based on Ontology as it is argued in the whole Western philosophical tradition. However, according to Levinas, it was established with metaphysics which is in the essentials of philosophy as Others and Heteronomy. Our second claim is that Levinas, in his own thought about disparity,compelledman to the ethical relationship by dethroning "I" in its relationship with the Others. At the same time, our second claimreveals that ethical relationship emerges from the Other's face appearing is nothing else but ethical responsibility.
A L I S H E R N A V O I Y N O M I D A G I T O S HK E N T D A V L A T O ‘ Z B E K T I L I V A A D A B I Y O T I U N I V E R S I T E TI I “TILSHUNOSLIKNING DOLZARB MASALALARI” ILMIY-NAZARIY ANJUMANI MATERIALLARI , 2022
Türk kültüründe kimi kavramların derin yapısı ile yüzey yapısı arasında önemli farklılıklar vardır. Bu kavramları hem anlambilim açısından hem de kültürdilbilim açısından değerlendirirken geçmişten bugüne doğru anlam özelliklerinin yanı sıra ilişkili olduğu söz varlığı ögelerini de dikkate almak gerekmektedir. Bu çalışmamızda Türk kültüründe erdem/fazilet kavramının insan karakteri üzerindeki etkileri üzerinde durulmaktadır. Ahlak felsefesinin araştırma alanına giren erdem kavramı Türk yazı dili ve kültürünün kıymetli hazinesi Kutadgu Bilig’de de çokça yer almış bir kavramdır. Türkçede bilgelik, yiğitlik, doğruluk, ölçülülük anlamında kullanılan erdem kavramı, Platon’un tespit ettiği düşüncelerin yansıtıldığı ve insanların olmak istedikleri ideal tipin karakterini yansıtmakla görevlidir. Türk kültüründe erdem ve erdemli insanın niteliklerini başka hangi kavramlarla ilişkili olduğu bu makalede değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: erdem, erdemli olma, kültürdilbilim, bilgelik, Türk kültürü
Yönetimde Etik Zeka ve Etik Yeterlilik
KUL, B. (2021). Yönetimde Etik Zeka ve Etik Yeterlilik, İKSAD, Ankara , 2021
Etik zekâ, iyi bilinen ve birçok araştırmaya konu olan bilişsel, duygusal ve sosyal zekâya göre daha yeni ve daha az çalışılmış bir zekâ türü olarak bilinmektedir. Buna rağmen örgütsel davranış alanına ve çalışma ortamlarına sunabileceği katkılar açısından büyük bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir. Doug Lennick ve Fred Kiel (2005) tarafından “Moral Intelligence” adındaki kitaplarında tam anlamıyla geliştirilen “Etik Zekâ”, doğrudan bir "zekâ" türünden daha çok değerler ve davranışlarla ilişkilendirilmektedir. Etik zekâ, doğruyu yanlıştan ayırma, güçlü etik inançlara sahip olma; bunlara göre doğru ve onurlu davranma kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Araştırmalar, toplumsal hayatta veya iş hayatında başarıyı yakalamakta ve sürdürmekte entelektüel veya teknik yeterliliklerden daha çok duygusal zekânın ve onun da ilerisinde etik zekânın daha büyük payı olduğunu göstermektedir. Duygusal zekâ özdenetime ve sağduyulu davranışların sergilenmesine yardımcı olabilir. Fakat sadece duygusal zekâ odaklı hareket etmek doğru ve yeterli bir yaklaşım olmamaktadır. Kişisel amaçlarımız veya iş hayatındaki kariyer hedeflerimiz temel değerlerle ters düştüğünde etik yetersizlik ortaya çıkmaktadır. Etik zekâ, evrensel insanî ilkelerin; değerlerimiz, hedeflerimiz ve eylemlerimize nasıl uygulanması gerektiğini belirleyen zihinsel kapasitedir. En basit tanımıyla doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği olan etik zekâ ve yanı sıra duygusal zekâ, kopyalanması ve taklidi zor olan iki zekâ türüdür. Önemine ve potansiyel gücüne rağmen birçok kurum ve yönetici, bu farklılaştırıcı yetkinlikleri görmezden gelmektedir. Çünkü iki zekâ türü ölçülmesi zor olan ve ciddi yatırım gerektiren yumuşak beceriler olarak değerlendirilmektedir. Etik yeterlilik, çalışanların ve özellikle yöneticilerin günlük uygulamada karar verme süreçlerinde var olan etik boyutları belirlemek için ihtiyaç duydukları temel bir nitelik veya kapasite olarak ele alınmaktadır. Bu kitapta öncelikle etik zekâ, etik yeterlilik ve etik liderlik kavramları ilgili literatürden yararlanılarak geniş şekilde tartışılmış ve deneysel bir araştırmayla kamu sektöründe çalışan yöneticilerin etik yeterliliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın araştırma kısmında Lennick ve Keil (2005) tarafından geliştirilen etik yeterlilik envanteri kullanılmış ve katılımcılardan bu envanter üzerinden etik yeterliliklerini değerlendirmeleri istenmiştir. Bu envanterde 10 boyuta yönelik toplam 40 madde bulunmaktadır. Envanterde yer alan boyutlar şunlardır: A) İlkelerle, değerlerle ve inançlarla tutarlı şekilde hareket etmek. B) Doğruyu söylemek, C) Doğru olanı savunmak, D) Sözlerini tutmak, E) Kişisel Seçimlerinin sorumluluğunu almak, F) Yanlışları ve başarısızlıkları kabul etmek, G) Başkalarına hizmet sorumluluğunu kucaklamak, H) Başkalarına aktif şekilde özen göstermek, I) Kendi yanlışlarını affedebilmek, J) Başkanlarının yanlışlarını affedebilmek. Katılımcılardan envanterde yer alan ifadelere 5’li likert tipi ölçek (1- Asla, 2-Nadiren, 3- Bazen, 4- Çoğu zaman, 5-Her zaman) üzerinden katılım durumlarını işaretlemeleri istenmiştir. Uygulama sonucunda katılımcıların toplam EYE (Etik Yeterlilik) puanları 100 üzerinden hesaplanmış, ayrıca en yüksek ve en düşük yeterliliğe sahip oldukları boyutlar tespit edilmiştir. Elde edilen veriler üzerinde analizler yapılarak çeşitli çıkarımlarda bulunulmuştur.
Ahlâki Bir Değer Olarak Özür Dileme ve Özür Etiği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. / Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi.
Si̇nemada Erdemli̇ Olmak: Godard Ve Wit Fi̇lmi̇ Üzeri̇ne
Galatasaray Üniversitesi İleti-ş-im Dergisi, 2019
To Be Virtuous in Cinema: On Godard and Wit Movie Jean-Luc Godard, who described cinema as an experience and a show business, argued that the show had no side to be revealed. On the other hand, while he is saying that the opposite is necessary in other to teach us thinking rather than the images come before words in movies, he aims to rediscuss the cinema. For this purpose Godard, who created his own movie structure by breaking the links with the conservative style of the cinema and the traditional narrative technique completely while doing so, showing that there is no limit in the cinema. This work inspires from Godard's, he sees the cinema as an unpredictable, intellectual art which are added by him to the movie literature. Starting from this view, Wit by Mike Nichols was selected among the productions within the scope of Hollywood and it was aimed to determine whether the movie was in the frame of Godard or not. Finally, Godard's thoughts about classical narrative tradition representing the mainstream in cinema, which turned the seven since of cinema into virtue, were associated with the Wit and how these ideas were constructed in the cinema. In this context, it was observed that Nichols, like Godard, had an attitude against the classical style and projected its projection into screen with Wit. However, it was found that Wit was on the counter-cinema axis and built a strong bridge between the classical narrative and the modern narrative.