Berlin Devlet Kütüphanesi (Staatsbibliothek zu Berlin) Ms. Or. Oct. 3390 Numarada Kayıtlı Bir Şiir Mecmuasındaki Senâyî (Senâ’î) Mahlaslı Şiirler (original) (raw)

Berlin Devlet Kütüphanesi (Staatsbibliothek Zu Berlin), Ms.Or.Oct. 3652 Numarada Kayıtlı Şiir Mecmuasının Mestap'a Göre Tasnifi

Bir şairin manzum bir eserine başka bir şair tarafından aynı vezin ve kafiyede yazılan şiir" diye tanımlanan nazireler, zaman içerisinde nazire mecmualarında toplanmış ve özellikle XVI. yüzyılda bu tür mecmuaların güzel örnekleri verilmiştir. Bu örneklerden biri de Berlin Devlet Kütüphanesi (Staatsbibliothek Zu Berlin), Ms. Or. Oct. 3652 numarada kayıtlı şiir mecmuasının içinde yer alan Mecmû'a-i Nazâ'ir'dir. Kim tarafından derlendiği tam olarak bilinmeyen 328 varaklık mecmuanın yazımı 1002 (m.1594) yılında tamamlanmıştır. Mecmuadaki şiirlerin kümelenme biçimine göre mecmuayı üç bölüme ayırmak mümkündür. "Mecmû'a-i Nazâ'ir" başlıklı birinci bölümde zemin, nazire ve model şiir örneklerine yer verilmiştir. Bu bölümde 2227 gazel yer almaktadır. İkinci bölümü oluşturan divan(çe)ler kısmında sırasıyla Nev'î, Ulvî, Misâlî, Mânî, Hâtemî, Sâ'î, Tîgî'nin toplam 271 şiiri bulunmaktadır. "Karışık şiirler" olarak adlandırılabilecek son bölüm ise 22 şiirden oluşmaktadır. Mecmuada Bâkî, Nev'î, Ulvî, Bağdatlı Rûhî, Gelibolulu Âlî, Azmî-zâde Hâletî gibi tanınmış şairlere rastlanmakla birlikte henüz divanı yayınlanmamış Bezmî, Sâ'î, Hâtemî gibi şairlerin de neredeyse bir divançe teşkil edecek kadar çok sayıda şiiri vardır. Mecmuada diğer nazire mecmualarından farklı olarak edebiyat tarihimizde üzerinde fazla durulmamış veya bilinmeyen çok sayıda şairin daha önce yayınlanmamış şiirlerinin bulunması mecmuayı değerli kılan bir diğer özelliğidir. Bu çalışmada ilk olarak mecmuanın neşri sırasında karşılaştığımız sorunlara değinilmiş, daha sonra müstensihten/mürettipten kaynaklanan ve mecmuanın tamamına yayılan çeşitli yazım hataları örneklerle gösterilmiştir. Mecmuada yer alan mütekerrir şiirler tablo hâlinde verilmiş, son olarak mecmuadaki tüm şiirler MESTAP'a göre tasnif edilmiştir.

Câmi'ü'n-Nezâ'ir'de Kayıtlı Esîrî Mahlasıyla Yazılmış Şiirler

Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, 2022

Esîrî, on beşinci yüzyılın ortalarında doğup on altıncı yüzyılın ilk çeyreğinde vefat ettiği düşünülen bir divan şairidir. II. Bayezid döneminin sonlarına doğru hacca gitmiş ve hac yolculuğunu anlattığı mesnevi nazım şekliyle yazdığı Hüsâm-nâme adlı eserinden başka herhangi bir eseri şu an için elimize ulaşmamıştır. Dîvân’ı ile hangi türde yazdığını belirtmediği iki eserini ise bu yolculuk sırasında kaybetmiştir. Eğridirli Hâcı Kemâl tarafından tertip edilen Câmi‘ü’n-Nezâ’ir adlı şiir mecmuasındaki Esîrî mahlasıyla yazılmış şiirler herhangi bir delil öne sürülmeden ilk olarak Sadeddin Nüzhet Ergun tarafından Hüsâm-nâme şairine ait gösterilmiştir. Sonraki çalışmalarda ise aynı mahlası kullanan Esîrî-i Bursevî’ye atfedilmiştir. Ancak bu şiirler, Hüsâm-nâme’nin ortaya çıkmasıyla birlikte edebî kişiliği hakkında bilgi sahibi olduğumuz Esîrî’ye ait olmalıdır. Bu tespit güncel bilgilerimize göre Hüsâm-nâme’den başka herhangi bir eseri günümüze ulaşmayan Esîrî’nin gazel sahasındaki edebî kimliğini ortaya çıkarması bakımından önemlidir. Câmi‘ü’n-Nezâ’ir’in tertip edilmesinden sonra derlenmiş diğer mecmualardaki Esîrî mahlasıyla yazılmış şiirlerin aynı mahlası kullanan hangi şaire ait olduğunu tespit etmek ise güçdür. Câmi‘ü’n-Nezâ’ir’deki bu şiirlerden hareketle Esîrî’nin şiir tekniği açısından aksaklıklar yaşayan, bununla birlikte klasik Türk edebiyatının kalıplaşmış konularını başarıyla kaleme alan bir nazire şairi olduğu anlaşılır. Âşıkane türde yazdığı gazellerin yanında dinî-tasavufî ve hikemî konuları işleyen şiirler de kaleme almıştır. Bu makalede Esîrî mahlasıyla yazılmış bu şiirlerin büyük bir ihtimalle Hüsâm-nâme şairine ait olduğuna dair ilmî veriler ortaya konulmuştur.

Câmi'ü'n-Nezâ'ir'de Kayıtlı Esîrî Mahlasıyla Yazılmış Şiirler - II

Turkish Studies, 2023

Eğridirli Hâcı Kemâl tarafından tertip edilen Câmi‘ü’n-Nezâ’ir adlı şiir mecmuasında, Esîrî mahlasıyla yazılmış toplam elli adet şiir bulunur. Daha önce kaleme alınan bir makaleyle bu şiirlerin büyük bir ihtimalle II. Bayezid dönemi şairlerinden Hüsâm-nâme müellifi Esîrî’ye ait oldukları delilleriyle öne sürülmüştür. Esîrî’ye ait bu şiirlerin metni 2003 yılında Yasemin Ertek-Morkoç tarafından hazırlanan Eğridirli Hacı Kemal’in Câmiü’n-Nezâir’i (Metin ve Mecmua Geleneği Üzerine Bir İnceleme) başlıklı doktora tezi çalışmasıyla tesis edilmekle birlikte pek çok okuma hatasını barındırır. Esîrî’nin gazel sahasındaki edebî kimliğinin ortaya konulabilmesi için Câmi‘ü’n-Nezâ’ir’in bilinen iki nüshası esas alınarak bu şiirlerin tekrar değerlendirilmeleri ve günümüz Türkçesine aktarılarak yeniden yayımlanmaları gerekli görülmüştür. Bu nedenle bu makalede Câmi‘ü’n-Nezâ’ir’de kayıtlı bu şiirlerin incelemesine ve ardından tenkitli metinlerine yer verilmiş, aynı zamanda şiirler bugünkü Türkçeyle nesre aktarılmıştır. İnceleme sırasında Câmi‘ü’n-Nezâ’ir’e bağlı olarak Eğridirli Hâcı Kemal’in tanıklığında, Esîrî’nin nazire yazmış olabileceği şairler tespit edilmiş, bu sayede Esîrî’nin muhtemel edebî muhiti ve bağlantılı olduğu görünen şairlerle ilişkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Esîrî, yaşadıkları dönemde öne çıkmış Ahmedî, Şeyhî, Ivaz Paşa-zâde Atâyî, Nizâmî-i Karamânî, Cem Sultan, Ahmed Paşa, Hafî, Âşık Paşa, Elvân Çelebi, Nesîmî ve Habîbî gibi başarılı kabul edilen pek çok şaire nazireler yazan, şiirin teknik yönüne dair bazı kusurları bulunan; ancak geleneksel şiir anlayışını başarıyla yansıtan şairlerden biridir.

Bazı Mecmualarda Neşâtî Mahlasıyla Yer Alan Şiirler Üzerine Bir İnceleme

Bazı Mecmualarda Neşâtî Mahlasıyla Yer Alan Şiirler Üzerine Bir İnceleme, 2022

Mecmualar klasik Türk edebiyatının önemli kaynaklarındandır. Pek çok tür ve konuda örneği bulunan ve manzum-mensur yazılabilen bu mecmular deyim yerindeyse klasik Türk edebiyatının kırkambarlarıdır. Divan tertip etmemiş şairlerin şiirini de ihtiva edebilen bu mecmualarda divan tertip etmiş şairlerin divan nüshalarında yer alan kimi zaman da bu nüshalarda bulunmayan şiirlere tesadüf edilebilmektedir. Bu çalışmada bazı mecmualarda Neşâtî mahlası ile kaydedilmiş şiirlerin aidiyeti konusu irdelenmiştir. Klasik Türk edebiyatında Neşâtî dendiğinde genellikle 1674'te vefat eden Edirneli Neşâtî akla gelmektedir. Beş farklı mecmuada Neşâtî mahlasıyla kayıtlı olduğunu tespit ettiğimiz toplam altı şiirin Edirneli Neşâtî'ye ait olup olmadığı konusunda kaynaklardaki bilgiler, şiirlerin yazılış tarihleri gibi konularla çıkarımlar yapılmıştır. Bu şiirlerden baskısı yapılmış Neşâtî Divanı'nda yer alan gazelin gerçekte ona ait olmadığına dair tespitler de bu çalışmada ortaya konmuştur. Ayrıca diğer beş şiirin hangi şaire ya da şairlere ait olabileceğine dair tespitler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: klasik Türk edebiyatı, mecmua, Neşâtî AN ANALYSIS OF THE POEMS WITH THE NICKNAME OF NEŞÂTÎ IN SOME PERIODICALS ABSTACT Periodicals are one of the significant resources of classical Turkish literature. These periodicals, which can be in the shapes of verse or prose, are-so to say-the stores of classical Turkish literature. Periodicals can involve the poems of poets that didn't prepare the works called "collected poems". Poems that are involved in the collected poems prepared by specific poets and the ones that aren't involved in them can sometimes be found in periodicals. In this study, the topic of ownership of the poems registered under the nickname of Neşâtî is studied and analyzed. The nickname Neşâtî in classical Turkish literature is generally related to Neşâtî from Edirne who died in 1674. We determined that there are six poems in five different periodicals registered with the name of Neşâtî. Information about Edirneli Neşâtî and whether or not these poems were written by him are analyzed; the actual date that they were written, are carefully studied. It is determined that, among these poems, the gazel in the published Neşâtî Divanı does not actually belong to him. On the other hand, the other six poems are carefully analyzed to find the real poets that had written them.

Ahmedî’nin Bedâyi'u's-Sihr Fî Sanâyi'i'ş-Şi'r İsimli Eserindeki Türkçe ve Farsça Şiirleri

DergiPark (Istanbul University), 2003

ESERİNDEKİ TÜRKÇE VE FARSÇA ŞİİRLERİ * Ali TEMİZEL ** ÖZET XIV. yüzyılda Anadolu'da yetişen Türk şairlerinden Ahmedî (735/ 1334-5-815/1412-3)'nin bugüne kadar tespit edilen onbir eseri vardır. Bunlardan yedisi Türkçe ve dördü Farsça'dır. Bu makalede Ahmedî'nin Bedâyi è u's-Siór fî äanâyièi'ş-Şièr adlı eserindeki kendisine ait bir Türkçe ve iki Farsça şiir ve bu şiirlerin edebi sanatların hangi konusuna örnek olarak kullanıldığı açıklandı. Ahmedî'nin adı geçen eserinin tespit edilen iki yazma nüshasının tanıtımı ve tavsifi yapıldı. Ayrıca Ahmedî'nin hayatı ve diğer Tükçe ve Farsça eserleri hakkında kısa bilgi verildi. ANAHTAR KELİMELER Ahmedî, Bedâyi è u's-Siór fî äanâyièi'ş-Şièr, Ahmedî'nin eserleri, Türkçe şiir, Farsça şiir.

Ahmedî’nin Bedâyi'u's-Sihr Fî Sanâyi'i'ş-Şi'r İsimli Eserindeki Türkçe ve Farsça Şiirleri

2003

XIV. yuzyilda Anadolu’da yetisen Turk sairlerinden Ahmedi (735/ 1334 -5-815/1412-3)'nin bugune kadar tespit edilen onbir eseri vardir. Bunlardan yedisi Turkceve dordu Farsca’dir. Bu makalede Ahmedi’nin Bedâyieu's-Sior fi aanâyiei's-Şier adlieserindeki kendisine ait bir Turkce ve iki Farsca siir ve bu siirlerin edebi sanatlarinhangi konusuna ornek olarak kullanildigi aciklandi. Ahmedi’nin adi gecen eserinintespit edilen iki yazma nushasinin tanitimi ve tavsifi yapildi. Ayrica Ahmedi’nin hayative diger Tukce ve Farsca eserleri hakkinda kisa bilgi verildi