Türkiye, Makedonya ve Arnavutluk'un Beşeri Kalkınma Düzeylerinin Karşılaştırmalı Analizi 1 (original) (raw)
Related papers
Türkiye, Makedonya ve Arnavutluk’un Beşeri Kalkınma Düzeylerinin Karşılaştırmalı Analizi
2012
Makale, Makedonya, Arnavutluk ve Türkiye'nin beşeri kalkınmışlık düzeylerini karşılaştırmalı olarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca, adı geçen ülkelerin eğitim seviyesi, ortalama yaşam süresi ve kişi başına düşen milli gelir rakamlarından elde edilen beşeri kalkınma indeks değerleri kullanılarak ve tablo analizleri yapılarak ulaşılmaya çalışılmaktadır. Böylelikle bu ülkelerin, iktisadi gelişmenin en önemli unsurlarından biri olan beşeri sermaye potansiyelleri analiz edilmektedir. Makalenin ilk bölümünde geçiş ekonomilerinin temel özellikleri ve ekonomik performans ile beşeri kalkınma arasındaki ilişki ele alınmaktadır. İkinci bölümde beşeri sermaye kavramının ve beşeri kalkınma indeksinin içeriği hakkında bilgi verilmektedir. Üçüncü bölümde Makedonya, Arnavutluk ve Türkiye'nin Beşeri Kalkınma İndeksi göstergeleri, bu göstergelerin bileşenleri ve trendleri analiz edilmektedir.Ulaşılan bulgulara göre, geçiş ekonomilerinin ekonomik performansları içsel ve dışsal faktörlere bağlı olarak önemli ölçüde farklılıklar göstermektedir. Geçiş ekonomileri içerisinde yer alan Makedonya ve Arnavutluk, bu geçişin sosyoekonomik maliyetlerini en fazla yaşayan ülkeler arasındadır. Makedonya ve Arnavutluk'un karşılaştıkları zorlukları aşmasını sağlayabilecek en önemli faktörlerden biri, sahip oldukları beşeri sermaye potansiyelidir. Nitekim bu iki ülkenin eğitim ve sağlık göstergeleri Türkiye' den daha yüksektir.
Türkiye'de Beşeri Kalkınma: Bölgesel Bazlı Bir Değerlendirme
2005
Turkey experiencing three major economic crises since 1990s has not reached to a desired economic and human development level. The economic crises affected human development negatively. Turkey appears as a country of serious regional imbalances in human development. The regions of Marmara, Aegean, Central Anatolia, Mediterranean and Black Sea are more improved from the perspective of human development than the regions of East Anatolia and South East Anatolia. Kocaeli, Yalova and Istanbul have the most improved levels of human development while rnak, A r and Mu are the least developed ones.
2017
Beseri kalkinma son yillarda iktisadi kalkinma calismalarinda on plana cikmaktadir. Iktisadi kalkinmanin temel bilesenlerinden biri olan beseri kalkinma insani konu edinmektedir. UNDP tarafindan gelistirilen beseri kalkinma yaklasimi egitim, saglik ve kisi basina gelir degiskenleri ile olculmektedir. Bu calismada beseri kalkinma yaklasimi cercevesinde Turkiye ekonomisi karsilastirmali olarak incelenmektedir. Bu amacla beseri kalkinmanin temel gostergeleri dikkate alinarak diger ulkeler ile Turkiye ekonomisi karsilastirilmaktadir. Elde edilen sonuclar Turkiye ekonomisi ile ilgili beseri kalkinma politikalari hakkinda onemli bilgiler sunmaktadir.
Finans Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Bu çalışma ile kırılgan beşli ülkelerinin 2007-2019 dönem aralığı için belirlenen 5 temel makro-ekonomik ve finansal gösterge açısından, kümeleme analizi yöntemlerinden hiyerarşik olmayan K-ortalamalar yöntemi ile gruplanması, Türkiye'nin ait olduğu grubun ve o grupta yer alan diğer ülkelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda göstergeler aylık bazda ele alınarak, analiz her yıl için gerçekleştirilmiş ve dönemsel farklılık ve/veya hassasiyet olup olmadığı incelenmiştir. Ayrıca k-ortalamalar kümeleme yöntemi başlangıç merkez seçimine duyarlı olduğundan, yöntem olası tüm başlangıç merkez veriler için gerçekleştirilmiş ve farklı küme grup yapıları, görülme sıklıkları ve Silhouette indeks değeri yardımı ile karşılaştırılmıştır. Analizlerden elde edilen bulgulara göre, Türkiye ve Brezilya çoğunlukla aynı grupta yer alırken Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika ülkelerinin de çoğunlukla birlikte diğer grupta yer aldığı gözlemlenmiştir.
Türkiye'nin kırsal yapısı: AB düzeyinde bir karşılaştırma
İTÜDERGİSİ/a, 2011
itüdergisi/a mimarlık, planlama, tasarım Cilt: 9, Sayı: 2, 133-144 Eylül 2010 * Yazışmaların yapılacağı yazar: Aliye Ahu GÜLÜMSER. gulumser@itu.edu.tr; Tel: (212) 293 13 00. Bu makale, birinci yazar tarafından İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Şehir ve Bölge Planlama Programı'nda tamamlanmış olan "Gelecek vaat eden sıcak noktalar olarak kırsal alanlar: Sürdülebilir kırsal kalkınma senaryoları" adlı doktora tezinden hazırlanmıştır. Makale metni 02.11.2009 tarihinde dergiye ulaşmış, 02.12.2009 tarihinde basım kararı alınmıştır. Makale ile ilgili tartışmalar 28.02.2011 tarihine kadar dergiye gönderilmelidir. Özet Avrupa'nın kırsal çeperleri ve toplumunun geleceği Avrupa Birliği (AB) tarafından kalkınma ve planlamanın en önemli konularından biri olarak görülmektedir. Pek çok araştırmacı ve uluslararası kuruluş (ör: OECD, AB) kırsal alan dinamiklerini anlamak ve uygun politikalar geliştirmek amacıyla farklı kırsallık göstergeleri belirleyerek çeşitli kırsal alan tipolojileri geliştirmişlerdir. Bu tipolojilerde kullanılmak üzere belirlenen göstergeler, nüfus, göç, ekonomik yapı, performans, sosyal refah, eşitlik, çevre ve sürdürülebilirlik gibi pek çok farklı konuyu içeren geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Ancak genel yaklaşım, kırsallığı daha çok nüfus, nüfus yoğunluğu gibi demografik göstergelerle ölçme yönündedir. Bu çalışmanın amacı, seçilmiş kırsal gelişme göstergeleri temelinde Türkiye'nin kırsal yapısını AB üye ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirmek ve Türkiye'nin AB içindeki yerini tanımlamaktır. Çalışmada 25 AB ülkesi ve Türkiye'yi içeren bir örneklem ile Eurostat ve Dünya Bankası verileri temelinde karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirmede çok değişkenli analiz yöntemlerinden faktör analizi kullanılarak Türkiye'nin Avrupa içindeki kırsal yapısı gelişmemişlik, demografi, kentleşme, yüksek öğrenim ve sanayileşme faktörleri temelinde değerlendirilmiştir. Sonuçlar, AB ülkelerinin kırsallık bağlamında homojen bir yapıya sahip olmadığını, Kuzey ve Güney Avrupa ülkeleri arasında önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir. Öte yandan, çalışmanın sonuçları bu genel yapı içinde Türkiye'nin Avrupa ortalamasından oldukça uzak olmasına karşın göreli olarak Güney Avrupa ülkelerine daha yakın durduğunu göstermektedir.
İçtimaiyat Dergisi, 2023
Türkiye’nin tarihsel olarak hafızası, din ve değer yapıları itibariyle de ortak mirası paylaştığı bir coğrafya olarak Balkanlar oldukça önemlidir. Son yüzyılın hemen her evresinde bir sorun veya sancılı bir dönüşüm süreciyle anılan Balkanlara yönelik Türkiye’nin ilgisi hemen hemen hiç bitmemiştir. Bu ilginin sosyolojik boyutunda ise Müslüman nüfusu ile bölge ülkelerinin yaşadığı sorunlara yönelik demokratik kültürün işlerlik kazanması yatmaktadır. Bölge nüfusunun etnik ve dinsel çeşitliliği ile nasıl bir siyasal anlayış altında buluşacağı görünenin aksine henüz çözülmüş gibi durmamaktadır. Yazının organizasyonunda öncelikle bölge üzerine geliştirilen bir teorik çerçeve ve demokrasi kültürü üzerine genel literatür düzeyinde yer verilen tartışmanın devamında veriler ile somut analizler yapılmıştır. Böylece bölge için demokrasinin önemi ve konumu üzerine kültürel bir okuma yapma ve analiz imkânı sunan Dünya Değerler Araştırmasının Arnavutluk ve Bosna Hersek özelindeki verileri Türkiye ile karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve analiz edilmiştir. Bu amaçla öncelikle değer yapıları üzerine genel bir çerçeve çizilmesi, ardından bir sosyal sermaye kaynağı olarak sosyal güven olgusunun boyutlandırılması son olarak da siyasal yönetim ve demokratik kültür çerçevesinde bir inceleme yapılması amaçlanmıştır.
G-20 orta ölçekli güçte ülkeler (MIKTA) ile Türkiye'nin kalkınma bağlamında karşılaştırmalı analizi
2017
ÖZETKalkınma kavramı, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde az gelişmiş ülkeler için yeni bir rejimin başlangıcına işaret etmekteydi. Kalkınmanın üçüncü dünya ülkelerinin sorunu olarak görüldüğü 1950’li yıllarda, ekonomik büyüme ile kalkınma eş anlamda ilişkilendirilmiştir. 1970’lerin ortalarına kadar popüler olan bu anlayış, yoksulluk ve eşitsizlik konularının gündeme gelmesiyle dönüşüme uğramıştır. 1990’lardan sonraki tartışmalarda ise, kalkınmanın ihmal edilen sosyal, kültürel ve siyasal yönlerine odaklanılmış ve insani gelişim kavramı ortaya çıkmıştır. İnsani gelişme düzeyinin objektif kriterlerce ölçülmesi de Birleşmiş Milletler tarafından geliştirilen İnsani Gelişmişlik Endeksi ile mümkün olmuştur.Ekonomik büyüme ve kalkınmanın küresel bir platformda tartışıldığı ve çözüm üretildiği ortam 1999’dan beri G-20 forumudur. Küresel kriz sonrası dönemde G-20 liderler düzeyinde toplanmaya başlayarak zirve diplomasisinin temel kaynağı olmuştur. G-20 içerisindeki gruplaşmalar ortaya koydu...
OSMANLI DEVLETİ'NİN İSKÂN SİYASETİ VE YERLEŞİM BİRİMLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012
Başlangıçta Batı Anadolu’da bir uç beyliği olarak kurulan Osmanlı Devleti, diğer Türk Aşiretlerinin de desteğiyle devletleşme sürecine girdi. Aşiret gelenekleriyle devleti yönetmek çok zor olduğu için, Kayı Hanedanı bazı geleneklerini değiştirerek yazılı hukuk kurallarını uygulamaya başladı. Bu durum konar-göçerlerin yerleşik hayata geçmelerini de kapsıyordu. Fakat ananelerine sıkı sıkıya bağlı olan Türkmenler için ‘yerleşmek’ uzak bir kavramdı ve bu durum yönetim-reaya gerginliğine zemin hazırladı. Çünkü devlet için bazı kabilelerin iskânları; fetihlerin doğal bir sonucu olduğu kadar, ekonomik istikrarın ve kentleşmenin de gereğiydi. Bu nedenle “Eşitler Arasında Birinci” olan Osmanlı Beyi, bir taraftan tebaasını iskân etmeliydi, diğer taraftan ülkenin büyük ölçüde gıda ve hayvan ihtiyacını sağlayan konar-göçerlerin serbest hareketlerine göz yummalıydı. İşte bu ikilem Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar sürüp-gitti. Bu çalışmada; Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskân politikalarına değinilirken, devletin uzun ömürlü olmasında etkili olan bazı faktörler de bilgi ve belgelerle açıklanmaya çalışılmıştır.
Makedonya'da Yaşayan Türk-Makedon-Arnavut-Boşnak Toplumlarinin Geçi̇ş Dönemleri̇nd
international journal of turkish literature culture education, 2018
Hayatin gecis donemleri geleneksel kulturun en canli oldugu yerlerdir. Toplumlar kulturel degerlerini bu alanlarda yasar ve yasatir. Boylelikle fertler toplumsallasarak icerisinde yasadiklari toplumun kulturu ile kulturlenirler. Sosyal uyumun saglanmasinda dogal bir surec olan bu yaklasim tarihin her doneminde gozlenmistir. Bildiriye konu olan Makedonya, Balkan yarimadasinda bulunmaktadir. Balkanlarin hâkim kulturleri ele alindiginda Turk kulturu buyuk bir sure egemen olmus ve bir hâkim kultur olarak karsimiza cikmaktadir. Calismamiz, Makedonya toplumlarindaki gecis donemleri ile sinirlandirilmistir. Toplumlarin kulturlerini en cok yansitan bu alanlarda, Balkan toplumlarindan da alinan unsurlarla zenginlesen Turk kulturunun genelde Balkanlar, ozelde ise Makedonya’da yasayan topluluklarda canli bir sekilde devam ettigini gostermektedir.