İslam Hukuku Ve Modern Hukuk Bağlaminda (original) (raw)
Related papers
Gelenek Ve Moderni̇zm Bağlaminda İslam
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD), 2014
Öz 19.yy Avrupa aydınlanmasının bütün dünyada düşünce ve yaşam alanlarını etkilemesine modernizm adı verilmektedir. Modernizmin en temel özelliği bilimde akılcılığı, yaşamda ise din dışılığı (profan)esas almasıdır. Bu yaşam ve düşünce tarzının getirileri ilk olarak gelenek dediğimiz eski yaşam ve inanış şekillerini eleştiriye açtı. Bir süre kendini savunan geleneksel değerler birer birer yenilgi bayrağını çekince modernizmin başta kutsal algısına dayalı dini düşünceyi ve gelenekleri kaldırıp yerine kendi değerlerini yerleştireceği öngörülmeye başlandı. Ancak modernlik bütün çabalarına rağmen "kutsal"ı öldürmeyi başaramayınca geleneklerin birçoğu evrilerek yeni hayata uyum sağladı. Değişime doğal olarak bir süre direnen İslam de medeniyeti modernizmin zorlayıcı tutumundan daha fazla müstağni kalamadı ve yeni dünya da kendine özgü yeni değerler üretme yoluna gitti. Modernleşmeyi Avrupalılaşmaktan ayırarak bir yandan özgün değerlerini korumak isterken diğer yandan çağa ayak uydurmanın yolarını aramaya başladı. İslam medeniyetinin "eski" ile "yeni"yi nasıl örtüştüreceğinin yollarını aradığı bu süreçte henüz yolun sonuna ulaştığı ve sonuçlar üzerinde fikir birliği sağlandığı söylenemez.
Modern Zamanlarda Hukuk Devleti Olgusu
Yargıtay Dergisi, 2022
Toplumsal adalet ve siyasal meşruiyetin sağlanması yolunda başat hukuki kuramlardan biri, hukuk devletidir. Devlet gücünün hukuk ile sınırlandırılması ihtiyacının ürünü olan hukuk devleti olgusu, modern dünyada hukukun egemen olduğu bir devletin tesis edilmesi uğrunda verilen düşünsel ve toplumsal mücadeleler ile yükselen bir değer olmuştur. Modern dönemler itibariyle hukuki sahada yapısal sistematiğe kavuşan hukuk devleti, anayasal demokratik bir rejimi ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir yönetim anlayışını hâkim kılma ideali ile küresel bir siyasi referans ve evrensel bir hukuki standart haline gelmiştir.
Modernleşme Döneminde Doğal Hukuk Vurgusu ve Hukûk-ı Nâs ‘ın Neşredilmesi
7. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiriler Kitabı - I, 2019
Uluslararası hukuku doğal hukuk çerçevesinde ele alan Hukuk-ı Nas(Le Droit des gens) adlı eser Emer de Vattel tarafından 1758’de Fransızca yazıldı. Frankofon ve Anglo Sakson toplumlar başta olmak üzere uluslararası siyaset anlayışlarını etkiledi. Yayımlandığı dönemden XX. yüzyıla dek alanında popülerlik kazanan bu eserin, Fransızcada 1863 yılına kadar 20 farklı baskı, İngilizcede 1834 yılına kadar 10; Amerika Birleşik Devletleri’nde 1854’e kadar 12 farklı baskısı yapılmıştır. Tanzimat sonrası Osmanlı Türkçesine çevrilen eser müellifler tarafından ilk hukuk tercümesi olarak tanımlanmaktadır. Türkçede ilk hukuk metni olmasının yanı sıra Tasvir-i Efkar’ın ve Yeni Osmanlı aydınlarının siyasi düşüncelerini yansıtması da önemli bir husustur. Modernleşme döneminde felsefenin, felsefenin siyasi tezahürlerinin ve modernleşme mefhumunun kendisinin tahlil edilebileceği bir yayın görünümündedir. Yeni Osmanlı aydınlarının muhalefet teşebbüslerini İslam esaslarıyla temellendirmeye devam ederken uluslararası düşüncelerden destek almasının bir örneğidir. Öteden beri ilahi adalet talebi olan aydınların Hukuk-ı Nas ile aynı talebi doğal hukuk şeklinde telaffuz etmesi batı felsefesinin alımlanış yöntemine de delalet eder. Türk düşüncesindeki eksen değişikliğinin nedenleri, mahiyeti, yöntemi ve etkileri modernleşme dönemi felsefe çalışmaları kapsamında ortaya çıkmakta ve bu eser ile de örneklenmektedir.
Miras Hukukunda Cari İlkeler Bağlamında Türk Mer'i Hukuku ve İslam Hukuku
DergiAbant, 2021
Human beings, who is a real person who are accepted in rights and duties, have the right to dispose of their goods as they wish by working and trying throughout their life. Except for the exceptions of the law, the use, consumption, dismissal of property, etc., with or without gratuity, throughout as he wishes. After his death, all his rights, especially the property right, which are called taraka, pass to his heirs. Each legal system has determined some rules on which values will be transferred to the estate and at what rate they will be shared among the inheritors. In the Islamic Inheritance Law, which is based on evidences such as the Qurʾān, circumcision and ijmāʿ, inheritors were determined by divine division and their shares from the inheritance were called farḍ. In the Turkish land law, provisions regarding inheritance are included in the Civil Code. The Civil Code was translated into our language in 1926 and Swiss Civil Code was enacted in the Turkish Grand National Assembly, and it was re-accepted in 2001 with amendments. Islamic Inheritance Law in many principles such as general succession, appointed heir, shares, usufruct rights, inheritance of parents, inheritance of children out of wedlock, inheritance of adoption, abduction from inheritance, renunciation of inheritance, denial of inheritance, return of inheritance, joint responsibilities of heirs with their own assets in paying the depts of the inheritor. There are differences between Turkish legal inheritance law. The study examines these principal differences. Haklara ve ödevlere ehil kabul edilen gerçek kişilik olan insan, hayatı boyunca çalışıp didinerek elde ettiği mal üzerinde, hayattayken dilediği gibi tasarrufta bulunmaya hak sahibidir. Hukukun istisna ettikleri dışında, hayatı boyunca malında kullanma, tüketme, ivazlı veya ivazsız olarak mülkiyetinden çıkarma vb. şekillerde dilediği gibi tasarruf edebilir. Ölümüyle de mülkiyet hakkı başta olmak üzere tereke adı verilen tüm hakları varislerine geçmektedir. Her hukuk sistemi hangi değerlerin terekeye intikal edeceği ve bunların varisler arasında hangi oranda paylaşılacağına dair birtakım kurallar belirlemiştir. Kur’an, sünnet, icma gibi delillere dayanan İslam Miras hukukunda mirasçılar ilahi teşri ile belirlenmiş ve mirastan alacakları paylarına farz adı verilmiştir. Türk mer’i hukukunda ise miras ile ilgili hükümler Medeni Kanun’da yer almaktadır. Medeni Kanun 1926’da İsviçre Medeni Kanun’u dilimize çevrilerek TBMM’de yasalaşmış, 2001’de yapılan değişikliklerle yeniden kabul edilmiştir. Külli halefiyet, mansup mirasçılık, paylar, intifa hakkı, anne babanın mirasçılığı, evlilik dışı çocuğun mirasçılığı, evlatlığın mirasçılığı, mirastan ıskat, mirastan feragat, mirası ret, iade, mirasçıların miras bırakanın borçlarını ödemekte kendi mal varlıklarıyla müteselsilen sorumlulukları gibi birçok ilkede, İslam Miras Hukuku ile Türk mer’i miras hukukunun farkları bulunmaktadır. Çalışma bu ilkesel farkları incelemektedir.
İslam Hukukunda Gabän Ve Akde Etkäsä
2008
Described in Islamic law as “to be deceived by buying something with a larger pricethan its worth or selling it with a smaller one”, “gabn” was not considered as a causemaking the consent disabled and the contract invalid (fasid). But it was in questionwhen the consent was disabled or there was an unfair detriment.To decide if there is a “gabn-i fahis” in a contract, for the majority of the jurists, thelocal custom regarding that contract is considered as a criteria. But a considerableamount of Hanafi jurists, despite the preferred doctrine is same as the opinion of themajority, accepted the price, that is included in the value fixed by the expert, as “gabn-iyasir” and the price, that is smaller or too much than the value, as “gabn-i fahis”.The concept of “tagrir” is described in Islamic law as “to mislead someone by havinghim formed an incorrect opinion or kept his former incorrect opinion to make himdeclare a will (irada) in favour of you”. For that reason “tagrir” is considered a...
İslâm Hukukundaki Hidâne Müessesesinin Günümüz Uygulaması ile Mukayesesi
Kadin ve Demokrasi Dernegi, 2018
Öz • Toplumun temel yap ta n aile olu turmaktadr. Bu sebeple aslolan ailenin birlik, beraberlik içerisinde ve huzurlu bir ortamda çocuk-larn yeti tirebilmesidir. Evlilik birli i devam etti i müddetçe e ler, çocuklarnn bakmn ve onlarla ilgili sorumluluklar birlikte yerine getirmektedir. Ancak bo anma ya da ba ka sebeplerden dolay bu her zaman mümkün olamamaktadr. Bo anma halinde çocuklarn kimin ya-nnda kalaca , bakm ve yeti tirilme sorumlulu unun kime ait olaca meselesi gündeme gelmektedir. Bu süreç baz durumlarda özellikle ço-cuklar olumsuz ekilde etkilemektedir. Bu olumsuz etkinin giderilmesi amacyla gerek slâm hukukunda gerekse modern hukukta bo anm ailelerin çocuklarna yönelik hukukî düzenlemeler yaplm tr. Biz bu ça-l mamzda, slâm hukukundaki hidâne ve velâyet kavramnn tanm, mahiyeti ve kapsam üzerinde ksaca durduktan sonra günümüz hukukundaki bo anmalarn sonucunda velâyet ile ilgili düzenlemeleri ve her iki hukuk arasndaki farkllklar ortaya koymaya çal aca z.