Kuran’da Tekrarlar Sebebiyle Hata Olduğu İddiası ve Mu'tezilî Âlim Ebû Tâhir et-Tureysîsî'nin Bu Konudaki İtirazları (original) (raw)

İslamcılık Üzerine Doğru Sanılan Tekrarlar

İnsicam, 2023

“İslamcılık Üzerine Doğru Sanılan Tekrarlar”, İnsicam, 33 (Kasım 2023), s. 48-53. Makale Erişim: https://insicam.net/2023/11/09/islamcilik-uzerine-dogru-sanilan-tekrarlar/ Dergi Erişim (pdf): https://insicam.net/

Müşki̇lu’L-Kur’Ân (Âyetlerdeki̇ Hâl Ya Da Zi̇’L-Hâl’İn Doğru Tespi̇t Edi̇lememesi̇ Sorunu)

Cappadocia Journal of History and Social Sciences, 2021

Kur'ân-ı Kerim'in kendine özel bir dil üslubu vardır. Kureyş lehçesiyle nazil olmasına rağmen kendi bünyesinde başka lehçelerden kelimelere de yer verir. Yine kendisini "Kur'ânen arabiyyen/Arapça bir Kur'ân" olarak tavsif ettiği halde onda İbranice, Rumca, Farsça, Süryanice, Habeşçe, Berberice, Nebatice sözcükler de bulunur. Âyetlerinin neredeyse tamamı Arap dili gramerine uygun cümlelerden oluşur buna mukabil ilk bakışta gramere muhalif gibi duran ve üzerinde gramer açısından özel bir araştırma yapmayı gerektiren cümleleri de vardır. Arapçanın bir yazı diline dönüştürülmesinin temel nedeni, Arap olmayan milletlerin İslam'ı kabul etmesiyle birlikte dilde meydana gelen elhân-ı luğaviyyeden/dil hatalarından Kur'ân'ı korumaktır. Korunması istenen Kur'ân, aynı zamanda bu yazı dilinin gramerini oluşturmada âlimler için ana kaynak olmuştur. Ancak gramere kaynaklık etmesine rağmen Kur'ân'ın bazı cümlelerinde öyle bir nahiv yapısı vardır ki bu yapı cümlelerinin doğru anlaşılmasında çeşitli işkâllere neden olur. Zamirlerin merciini tespit edememe, i'tirâzî cümlelerin nerede başlayıp nerede bittiğini belirleyememe, cümle öğelerinin birbirleri üzerindeki amellerini doğru tespit etmeyi zorlaştıracak iştigâl yapıları, hasr-ı kasr ifade eden istisna kalıplarının kullanılması nedeniyle cümlelerin yanlış anlaşılabilmesi, âyetlerde yer alan bazı kelimelerin aynı anda bedel, hâl ya da atf-ı beyân olabilecek şekilde getirilmesi nedeniyle türünün tespitine yönelik zorluklar, bazı fiillerin mef'ullerinin kendisiyle mef'ulün arasına bir başka fiil girdikten sonra verilmesi, özel işlevi bulunan bazı harflerin tür tespitinde yaşanan sıkıntılar vb. durumlar, söz konusu âyetlerin anlaşılmasını zorlaştırmakta, doğru anlama adına ek çalışmalar yapmayı gerektirmektedir. Bu bağlamda Kur'ân nahvinin neden olduğu işkâl türlerinden biri de cümlede hâlin ya da zi'l-hâlin doğru tespit edilememesinden kaynaklanan işkâllerdir. Bu çalışmada hâlin ya da zi'l-hâlin doğru tespit edilememesinden neşet eden işkâl için bazı örnekler sunulduktan sonra söz konusu işkâlin ortadan kaldırılmasına yönelik alternatif çözüm yolları belirlenecektir.

“Ali Kuşçu’nun el-Muhammediyye fî el-hisâb’ının ‘Çift Yanlış’ ile ‘Tahlîl’ Hesabı Bölümü [Calculation with `Double False` in Ali Qushji’s work of el-Muhammediyye fî el-hisâb]”

Kutadgubilig Philosophy-Science Studies, Num: 4, October 2003, pp. 135-155. [Revised version of the same named article in 3rd Issue.]”

THE CHAPTERS ON "RULE OF DOUBLE FALSE POSITION" AND "ANAL YSIS" IN ALI KUSCU'S BOOK el-MUHAMMEDİYYE fi el-HİSAB In this study, firstly. a general panorama of the life of famous Turkish scholar All Kuscu. hıs works. and his scholarly-phllosoph!cal contribu-Uons are gıven. Secondly. the part of'hiSab el-hataeyn' from el-Muhamnıediyyefi el-hiSô.b ıs gıven both ın origtnal Arabic text and ın Turkish translation. Then, by tracıng back the hıstortcal background of the •rule oj doublejalse positlorı• to Egypt and Ch ina. the literature concerntng mathematıcs. especially ın the period of lslamıc and Ottoman age has bccn deternıined from handwrilten and printed books. The technical ma themalical structure of the subject ıs also explaıned in modern mathematıcal language. Fınally. the transmission of the •nıle oj doublejalse posltion' to west Europc is shortly reviewed.

Bi̇r Kategori̇ Hatasi Olarak David Hume’Un Nedenselli̇k Kavrami

2018

Nedensellik, felsefe ilk ortaya ciktigindan beri, neredeyse her filozofu belli bir dereceye kadar ilgilendiren onemli bir kavram olagelmistir. Sokrates oncesi filozoflardan gunumuze dek konuyla ilgili ortaya konulmus sonuclardan her biri, kendi ic sistemlerine uygunlugu saglayabildikleri olcude, kavramin tarihsel gelisimine onemli katkilar saglamislardir. Burada sundugumuz calisma da, David Hume tarafindan kokten bir elestiriye tabi tutulan nedensellik kavramina, Aristoteles’in kategoriler ogretisi ve Gilbert Ryle’in kategori hatasi uzerinden ontolojik statusunu yeniden kazandirma yonunde bir oneri niteligindedir. Bunun icin de nedenselligin hangi durumlarda bir kategori hatasi olarak degerlendirilebilecegi ve nerede aranmasi gerektigi gosterilmeye calisilmistir.

Büveyhîler Dönemi Kelamcılarının Tahrif’ul-Kur’an İddialarına Yaklaşımları

Kitap Bölümü

İnsanın en temel ayırt edici özelliklerinden birisi bilgi edinmedir. Bilginin tarihi de insanlığın tarihi kadar gerilere gitmektedir. İslam düşüncesinde sağlam ve gerçek bilginin kaynağını vahiy ve akıl oluşturmaktadır. Medeniyetlerin oluşmasında da insanlığın bilgi birikiminin rolü inkar edilemez derecede önemlidir. Medeniyetin insanlığın tamamına hitap

Araştırma Makalesi / İslâm Hukuk Usûlünde Kıyasa Yöneltilen Bir İtiraz Türü: Fesâdü’l-Vaz‘ (Hatalı Kurgulama)

ATEBE Dergisi, 2023

İslâm hukuku, gelişmiş bir hukuk teorisine sahiptir. Edille-i erbaa’nın yanında yorum ve akıl yürütmeye dayalı birçok hüküm elde etme teorisi türetilmiştir. Bunların mahiyeti ve nasıl kullanılacağı İslâm hukukçuları tarafından süreç içerisinde geliştirilmiştir. İslâm hukukçuları, hüküm elde etme yöntemlerinin gerek yanlış kullanımı gerekse bu yöntemlerin kapsamının genişletilmesiyle ortaya çıkan problemli sonuçların düzeltilmesinde bazı ilimlerden ve tekniklerinden yararlanmışlardır. Disiplinler arası bu çalışmalarla özellikle kıyas işlemine ve illete yöneltilen eleştirilerin doğru bir şekilde tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu eleştiri ve itirazların haklı bir nedene ve delile dayanıp dayanmadığını ortaya koyma noktasında istifade edilen ilimlerden biri de münâzaradır. İslâm ilim geleneğinde fıkıh ve kelamla birlikte müstakil bir ilim haline gelen münâzara, mezheplerin teşekkül ettiği dönemlerde oluşmaya başlamıştır. Daha çok fıkıhta kendisine pratik alan bulan münâzara, özellikle usûl-i fıkhın önemli bir bölümü oluşturan kıyasın yorumlanmasına etki etmiş ve hatta istidlâl yöntemleri arasına olduğu varsayılmıştır. Usûl-i fıkıhta pek çok münâzara yönteminden istifade edilmiştir. Bunlardan biri de fesâdü’l-vaz‘dır. En çok kullanılan tanımıyla fesâdü’l-vaz‘, bir illete o illetin gerektirdiği şeyin zıddı olan bir hükmün bağlanması şeklinde tarif edilmektedir. Bu ise illeti bütünüyle geçersiz kılan bir durumdur. Fesâdü’l-vaz‘da, mu‘teriz istidlâlde bulunana, bu yönteme mahsus itirazları yönelterek kıyasın hatalı olduğunu ispat etmeye çalışmaktadır. Fesâdü’l-vaz‘, kıyas kurgusunun temeline yöneltilen bir itiraz türü olduğundan usûlcüler tarafından illete yöneltilen kuvvetli itiraz türlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte bu itiraz türünün hangi illete yöneltilebileceği hususu İslâm hukukçuları arasında tartışılmıştır. Hanefîler fesâdü’l-vaz‘ı sahih bir itiraz yöntemi olarak kabul ederler ancak bununla müessir illete itirazda bulunulamayacağını düşünürler. Zira Hanefîler’e göre müessir vasfın doğruluğu Kitap, sünnet ve icmâ ile ortaya konulmuştur. Bu delillerin fasit vasıf üreteceği düşünülemez. Şâfiîler’e göre ise fesâdü’l-vaz‘ ile her türlü illete ve hükme itiraz edilebilir. Hatta bazı Şâfiî hukukçuları, bu yöntemin kıyasa mahsus olmayan genel bir itiraz türü olduğunu düşünmektedirler. Mezheplerin hem kıyasın şartlarına hem de fesâdü’l-vaz’ın mahiyetine yükledikleri bu farklı yorumlardan dolayı fürû meselelerde farklı sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu çalışmada İslâm hukuk usûlünde kıyas işlemine yöneltilen bir itiraz türü olarak fesâdü’l-vaz‘ incelenmiş ve mukayeseli fürû örnekler tespit edilerek fesâdü’l-vaz‘ın mahiyeti ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Böylelikle, İslâm’da hukuk mantığında önemli bir yere sahip olan ve kıyas adı altında toplanması mümkün olan hukukî akıl yürütme yöntemlerinin çeşitliliğinin tespit ve tahlil edilmesi hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler İslam Hukuku, Münâzara, Kıyas, İtiraz, Fesâdü’l-vaz‘

"Kuranda Gramer Hataları İddiası" ve bir Reddiye.pdf

Nüsha, 2005

Özet: Bu makale bir önsöz ve iki çeviriden oluşmaktadır. Çeviriler iki bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde M. Rafiku'l-Hakk ve P. Newton tarafından kaleme alınan ve orijinal adı "The Qur'an: Grammatical Errors" olan çalışmanın çevirisine yer verilmiştir. Yazarlar, Kur'ân'da gramer hatalarının varlığını iddia etmekte ve iddialarını ayetlerden örnekler vererek açıklamaya çalışmaktadırlar. Makalenin sonunda, bu yanlışların birer yazım hatası olduğunu zikreden yazarlar, elimizde mevcut bulunan Kur'ân metninin "Peygambere indirildiği şekliyle bozulmadan günümüze ulaşan vahyedilmiş yegâne metin" olmadığını; dolayısıyla ilâhî menşeli edebî bir mucize olamayacağını iddia etmektedirler.