BİYOKLİMATİK TASARIM MATRİSİ (TÜRKİYE (original) (raw)

DOĞADAN ÖĞRENEREK TASARLAMANIN SERÜVENİ: BİOFİLİ VE BİOMİMİKRİ

İdil, 2023

Biyomimikri, doğadan ilham alarak tasarım ve mühendislik alanlarında problem çözmek için kullanılan bir disiplindir. İlkel insanlar döneminden itibaren doğadan öğrenme ve taklit etme eğilimi gözlemlenmiştir. Mitoloji ve kültürel bağlamlar da doğadan esinlenmede önemli bir rol oynamıştır. İnsanlar, doğal dünyanın sembollerini ve motiflerini kullanarak mitolojik hikayeler anlatmış ve kültürel ifadelerini şekillendirmiştir. İnsanların doğaya olan içsel bağlantısı biofili kavramıdır. İnsanlar, doğal çevrelerde olma isteği, bitkilerle etkileşim kurma dürtüsü ve doğal öğelerin rahatlatıcı etkileri gibi faktörlerle doğaya olan çekim hissederler. Doğa, insanların zihinsel ve duygusal sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve insanlar doğadan ilham alarak ruh hallerini iyileştirebilirler. Bu makale, doğadan ilham alma sürecini, biyomimikri ve biofili kavramlarını, mitoloji ve kültürel bağlamlarda doğadan esinlenmenin rolünü, insanların doğaya olan içsel bağlantısını ve doğadan ilham alan sanat ve tasarımı örneklerle ele almaktadır. Bu makalenin amacı doğanın Yüzyıllardır insanların ilham aldığı ve etkilendiği bir kaynak oluşunu incelemek, gelecekte de hala başvurulan bir kaynak olarak potansiyelini keşfetmektir.

BİYOLOJİK GÖLET TASARIMINDA BİTKİSEL MATERYAL KULLANIMI

Peyzaj Araştırmaları ve Uygulamaları Dergisi, 2021

Biyolojik gölet tasarımlarının temel amacı bölge ekosisteminin ve su rezervlerinin korunmasıdır. Bölge ekolojik değerlerinin korunabilmesi ve geleceğe aktarılabilmesi için doğru kullanımlara yer verilmesi gerekir. Biyolojik gölet kullanımı bireylerin boş zamanlarını verimli, sağlıklı geçirmeleri sağlamanın yanı sıra, toplumsal eğitimi de sağlamaktır. Çalışmada Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Botanik Bahçesi'ne ve Çanakkale kentine uygulanabilecek biyolojik gölet için kullanıma uygun tasarım bitkileri belirlenmiştir. Belirlenen su kıyısı, su kenarı ve su içi bitkilerinin özellikleri, kullanım ilkeleri ve tasarım önerileri tablo halinde değerlendirilmiştir. Çalışmada belirlenen bitki türlerinin bölge doğal bitki örtüsünde yer alan örnekleri vardır. Bunların yaşam alanları, iklim istekleri, morfolojik ve dendrolojik özellikleri tablo ile açıklanarak, botanik bahçesi için önerilerde bulunulmuştur.

BİÇİM GRAMERİ İLE OLUŞTURULAN MEKANLARDA SAYISAL TASARIMIN YARATICILIK SÜRECİNE ETKİSİ

Bildiri Sayısal tasarımın yaratıcılık sürecine etkisine yönelik konuları kapsayan çalışmalar üzerine odaklanmaktadır. Bildiride ele alınan sayısal sistematik araçlarının yaratıcılık sürecinde tasarımcıları geliştirme seviyesi sorgulanmaktadır. Biçim yaratma sürecinde sayısal sistematik araçların rolü özgün tasarımların geliştirme seviyesi üzerine çalışmamız odaklanmaktadır. Öz: Giriş: Bu bildiride Sayısal tasarımın yaratıcılık sürecine etkisine yönelik konuları kapsayan çalışmalar incelenmiştir. Biçim grameri temelde basit modüllerin bir araya gelerek, çoğaltılarak, belirli bir dili, anlamı karşılayan şeklin bütünsel ifadesidir. Bu modüller birbiriyle köşelerinden bağlanabildiği gibi belirli bir oranda şaşırtılarak organize edilebilmektedir, asıl olan bir dil yaratmaktır. Tasarım sürecinde de her tasarımcının oluşturduğu bir dil kuralı vardır. Gramer sözcüğü teknik anlamda ilk defa Chomsky tarafından kullanılmıştır. Chomksy'e göre üretken bir gramer teorik bir gramerdir. Gramer tanımına bağlı olarak Stiny Tarafından geliştirilen biçim gramerlerinin temelini " şekiller ve alt şekil ilişkileri " oluşturmaktadır. Standart biçim gramerleri; şekil ve bunlar arasındaki mekânsal ilişkilere dayalı komposizyonları üretmek için formal bir mekanizma sunan üretim sistemleri olarak tanımlanmaktadır. Tasarım süreci, çözülmesi gereken bir problem olarak tanımlanabilir. Tasarım çözüm üretmek olarak ele alındığı zaman, problem ve zaman arasındaki ilişkiye dikkat etmemiz gerekmektedir. Zamanla çevreye bakış açımız değişmiş buna paralel olarak tasarıma yaklaşım açımız da değişmiştir. Problemlerin değişmesi ve daha karmaşık olması ile birlikte mevcut olan formal sistemler üzerine yeni düzenler geliştirilmiştir. Ancak yaratıcılık özünde hayal kurmak, çevremize bilinçli bakış ve yeniden yorumlama gibi temel kavramlara bağlı olarak gelişen bir olgu olduğu değişmemiştir. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın sonuç, bir keşfetme eylemidir. Ancak günümüzde keşfedilen ürün ya da yapı kısa ömürlüdür. Çağımızda bir keşfin uzun ömürlü olabilmesi için kendini yenileyebilen, yenilenirken de biçim değiştirebilen, üreyebilen sistemlerin varlığından söz edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda tasarımın özgün kurgusunun sürekliliği onun her üründe çeşitlenebilmesine bağlıdır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kullanıcının beklentisi ve tatmin düzeyi değişmiş ve yeni arayışlara girmiştir. Bu süreç tasarımda yaratım krizine neden olmuş, tasarım yaklaşımında daha geçerli sistemlerin araştırılmasına yol açmıştır. Bu kriz ve sorunlar doğrultusunda yeni yöntemler geliştirilmiş ve tasarım yaklaşımına yeni çalışma parametreleri geliştirmesine neden olmuştur. Bu yöntemler var olan sınırlı biçimlerin çeşitlenerek değişiminden oluşan doğal sistemlerin izlendiği araçlardan oluşmaktadır. Bu kullanılan sistemler Parametrik tasarım, Sayısal tasarım, Hesaplamalı tasarım adıyla literatürde kullanılmaktadır. Sayısal Tasarım; Parametreler ve

TÜRKİYE'DE TASARIM YARIŞMALARININ İÇ MİMARLIK ALANINDAKİ YERİNE VE DURUMUNA DAİR BİR DEĞERLENDİRME

Tojdac, 2021

The aim of this study is to examine the connection between the culture of competition and interior architecture by questioning the place of design competitions organized from past to present in this field. The reason of focusing on interior architecture is to draw the attention on the changing role in the presence of the architecture-interior architecture dichotomy of the past and present and to examine the situation of competitions, which can be regarded as 'democratic' platforms for expression and production. In other words, the study points out the need to reconsider the mechanisms that define competence or extends in conditions where the professional boundaries and roles become increasingly ambiguous; in specific the mechanism of competition here is in question. The study has been structured in two sections. The first section is a literature study on the historical progress of these competitions along with their role in education. The second section is the inventory of the competitions organized in Turkey covering interior architecture. The main purpose of this part put forward quantitative data of competitions and analyze those data that categorized as five separate categories of space, furniture, concept, product, and poster. The data of this study has been parsed from the websites of "Arkitera, Mimarist, Issue, Mimarizm, Yarismo, Tasarim Yarismalari" that design competitions were announced, and the data has been classified, analyzed and evaluated using both quantitative and qualitative research methods. The study reveals that; (i) When evaluating history of interior design competitions in Turkey in the field of interior architecture, even if started to produce with the competition in the post-Republic period, it can be stated, the competition mechanism could not become traditional, and number of competitions was quite few until the millennial period. (ii) When evaluated within the framework of various disciplines such as interior architecture, architecture, or industrial design, it is observed that the competitions are mostly themed on space, followed by product, furniture, concept, and poster. (iii) It has been observed that the competitions are commonly organized by enterprises. University organized/cooperated competitions are sparse. (iv) Participant profile indicates a greater number of students than professionals are participating these competitions. It has been observed that the competitions which has an active role in design education are not prevalent specifically in the discipline of interior architecture. The study reveals the necessity of widespread, diverse competitions in design disciplines and increase encouraging role of competition in education by increasing the universitycompany cooperation of the competitions, which are determined mostly opened by commercial institutions. This study is an evaluation of status quo and it is thought that the findings will contribute to the construct of the competitions to be opened in 2021 and beyond, and the studies on the literature of education and competition.

TARİHSEL BİYOGRAFİ İNŞASINDA SÜBJEKTİFLİK SORUNU

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi-Journal of Turkish Researches Institute TAED-60, Eylül-September 2017 Erzurum, 2017

Biyografi yazarının temel problemi, tarihin nesnesi olmuş ve kendini savunma imkânından yoksun bir insan hakkında hüküm verecek olmasıdır. Tarihte sübjektifliğe en açık alanlardan birisi olarak görülen biyografi inşasında, biyografın his dünyasında, hayatını yazdığı şahsa karşı ister istemez bir yakınlık meydana geldiği reddedilemez. Bu durum biyografı, hayatı yazılan şahıs nezdinde müspet veya menfi bir tür tarafgirliğe itmektedir. Bilimsel biyografi inşasında biyograf, psikolojik tahlillere ve kişisel hükümlere girişmemeyi prensip edinip referanssız bilgilerden kaçınmaya özen göstererek objektifliğe yaklaşabilir, özel evrakın, mektupların, doğru nakledilen sözlerin muhafaza edildiği ve bunların vesikalarla doku uyumunun sağlandığı durumlarda ise sübjektiflikten olabildiğince uzaklaşır. Tarih yazıcılığının en kadim türü olan ferdin tarihini inşa ederken sübjektifliğe düşmenin temel nedenlerinin tespiti ve bu durumdan uzak durmanın başarılıp başarılamayacağı tarih felsefesinde tartışmalı bir mevzudur. Çalışmada genel olarak tarih inşasında ve onun bir çalışma sahası olan biyografi inşası özelinde, objektifliksübjektiflik kavramları ile kastedilen asıl şeyin ne olduğunun ve sübjektiflik olarak adlandırılan durumun oluşmasına etki eden şartların neler olduğunun izi sürülecektir.

BİYOLOJİ ÖĞRETİMİNDE BİT KULLANIMI TUTUM ÖLÇEĞİNİN TÜRKÇEYE UYARLANMASI: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

Özet Bu çalışmanın amacı, orijinali Kubiatko & Haláková (2009) tarafından geliştirilen Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin Türkiye koşullarında geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. Ölçeğin Türkçeye çevirisi dil uzmanlarınca ve araştırmacı tarafından yapılmıştır. Daha sonra Türkçeye uygunluk, içerik ve ölçme değerlendirme açılarından da uzmanlar tarafından değerlendirilmiştir. Alınan görüşler doğrultusunda düzenlemelerin yapıldığı ölçek, geçerlik ve güvenirliğinin saptanması amacıyla 220 lise öğrencisine uygulanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin bulgular faktör analizi yöntemi ile sağlanmıştır. Ölçek üç boyuttan oluşmaktadır. Birinci boyut; BİT"in avantajları, ikinci boyut; BİT"in Dezavantajları ve üçüncü boyut; BİT"in Biyoloji derslerinde kullanılması şeklindedir. Ölçek 26 madde içermektedir. Ölçeğin geneli için Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı 0,85 bulunurken, BİT"in avantajları boyutu için 0,83, BİT"in Dezavantajları boyutu için 0,80 ve BİT"in Biyoloji derslerinde kullanılması boyutu için Abstract The purpose of this study is to determine the validity and reliability of original version of the using ICT in biology teaching attitudes scale developed by Kubiatko & Haláková (2009) in Turkey conditions. Experts and researcher made translation of the scale into Turkish. Revised version of the scale was administered to 220 high school students to determine its validity and reliability. The instrument consists of three dimensions those advantages of ICT, disadvantages of ICT, using ICT in biology lesson. The instrument consists of 26 items. Reliability analysis of the scale revealed Cronbach-Alpha coefficients of 0,85 for the generation of the instrument, 0,83 for the dimension of advantages of ICT, 0,80 for the dimension of disadvantages of ICT and 0,74 for the dimension ICT using in biology lesson. These results showed that the using ICT in biology teaching attitudes scale can be used in Turkey. 22 ise 0,74 olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar ölçeğin Türkiye"de de kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: Tutum, tutum ölçeği, bilgi iletişim teknolojileri, biyoloji öğretiminde teknoloji, geçerlik ve güvenirlik. Key words: Attitude, attitude scale, information and communication technologies, technology in biology teaching, validity and reliability.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TASARIM YAKLAŞIMI AÇISINDAN BİYOPLASTİKLERİN İNCELENMESİ/INVESTIGATION OFBIOPLASTICS IN TERMS OF SUSTAINABLE DESIGN APPROACH

SANAT VE TASARIM/ ART AND DESİGN, 2021

ÖZET: Sürdürülebilir tasarım yaklaşımına göre tasarım alanı her ne olursa olsun, önemli konulardan biri malzeme seçimidir. Yenilenebilir kaynakların korunması, üretimi esnasında fosil kaynaklı yakıtların kullanımı, insan ve doğadaki canlı metabolizmalarına etkileri, geri dönüşüm kapasitesi, atık hale geldiğinde bertarafı esnasında ortaya çıkan materyallerin nitelikleri, kısacası çevreye etkisi, malzeme seçimini önemli kılan kriterlerdir. Plastikler o denli yaygın olarak kullanılmaktadır ki yaşadığımız çağı “plastik çağı” olarak adlandırabiliriz. Buna paralel olarak da, plastikler çevre için büyüyen bir sorun olmaya devam etmektedir. Plastiklerin neden olduğu sorunlara çözüm olacağı öngörülerek, petrol kaynaklı plastiklere alternatif olarak geliştirilen biyoplastiklerin kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. “Çevre dostu” olarak tanıtılan biyoplastiklerin üretiminde kullanılan biyo-esaslı materyallerden bazıları gıda olarak da ekonomik değeri olan malzemelerdir. Dolayısıyla çevre etki değerlendirmesinde çok yönlü ve kapsamlı bir analiz gerekmektedir. Ekonomik maliyetinin yanısıra, gerek gıda güvenliğini tehdit etmesi, gerekse tarımsal üretimi sırasında kullanılan bir takım kimyasallar dengeleri değiştirebilecek faktörlerdir. Biyoplastiklerin bütünüyle petrol kaynaklı plastiklerin yerine geçip geçemeyeceği tartışılan bir konudur. Bu konuda yapılan araştırmalar petrol kaynaklı plastiklerle biyoplastikleri karşılaştırarak üstünlüklerini ortaya koysa da, gerçek hayatta çevreye etkisinin umulduğu kadar olumlu olamadığı görülmektedir. Biyoplastiklerin çevreye olan etkilerinin olumlu yönleri yanısıra olumsuz etkilerinin de tartışıldığı literatür taraması ile biyoplastiklerin sürdürülebilir tasarım yaklaşımı kapsamında daha nesnel bir gözle değerlendirilmesine katkı sağlamak amaçlanmıştır. ABSTRACT: The choice of material is one of the most important issues in terms of sustainable design approach regardless of the field of design. The protection of renewable resources, fossil-based fuel usage during production, their effects on humans and other organisms in nature, recycling capacity, the chemicals that emerge during waste disposal, in short, the environmental impact is out most importance in selection of materials. Plastics are used so widely that we can call the age we live in as the “plastic age” however plastics continue to be a growing problem for the environment. The use of bioplastics developed as an alternative to their petroleum-based counterparts has become widespread, with the expectation of solving problems caused by conventional plastics. The raw materials used to produce some bioplastics are also sources of food for human consumption. Therefore, a comprehensive study is much needed in terms of life cycle assessment. In addition to economic costs, both threats to food safety and some nature of chemicals used in agricultural production are factors that can change the balance. Whether bioplastics are completely environmentally friendly alternatives to petroleum-based plastics is a debatable issue. Although research reveal certain advantages to using bioplastics, in real life so far the effect on the environment has not proved to be as positive as expected. A literature review analyzing both the possitive and the negative aspects of the bioplastics is conducted so that a more objective perspective can be achieved in accordance with sustainable design principles.