KEMAH/HAKBILIR (Pekeriç/Pekeriç-i Büzürk) KÖYÜ KÜLTÜR VARLIKLARI (original) (raw)
Related papers
ESKİŞEHİR'İN KÜLTÜREL MİRAS VARLIKLARININ KORUNMASINDA KAMU KURUMLARININ ROLÜ
ÖZET Bu çalışmayla, Eskişehir ilindeki kültürel miras varlıklarının korunmasında Belediyeler ve Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'nun üstlendiği rolün, günümüze kadar koruma altına aldıkları alanların ve gelecekte bu konuda kısa, orta ve uzun vadede yapmayı planladıkları çalışmaların araştırılması ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel Araştırma Yaklaşımı kullanılan bu araştırmada veriler, yapılandırılmamış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Her biri 25-30 dakika süren görüşmelerde, ilgili kamu kurumlarından dört uzman ile 2012 Mayıs ayı içerisinde görüşülmüştür. Toplanan veriler, temel düzeyde betimsel analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma sonunda elde edilen bulgular ışığında; yasalardaki boşluklar ve görev tanımlarının tam olarak yapılmamasından dolayı kültürel miras varlıklarının tespiti, onarımı ve korunması konusunda kurumlar arasında çıkan anlaşmazlıkların önlenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının gerekliliği tespit edilmiştir. Birimlerde görev yapan uzmanların daha iyi şartlarda işlerini yürütmeleri ve varlık tespiti, onarımı ve korunması konularında daha geniş kapsamlı çalışmalar yapabilmeleri için maddi sıkıntılarının giderilmesi, gerekli maddi desteğin yasal güvence altına alınması gerektiği sonucuna da ulaşılmıştır. Her ilde bir Kültürel Miras il müdürlüğü kurulması ve bünyesinde en az bir sanat tarihçisi, bir arkeolog, bir şehir plancısı, bir restoratör mimar, bir inşaat mühendisi, bir çevre mühendisi, bir turizmci ve bir sosyolog bulunmasının, çalışmaların daha sağlıklı yürümesini sağlayacağı önerisinde de bulunulmuştur.
KUR’AN’DA BAZI KELİMELERİN KULLANIM ÖZELLİKLERİNE DAİR GENEL KAİDELER
This study discusses the main features of the use of the Quranic words in a historical context. It examines the sources related to this subject in two categories, classical and contemporary, and puts its emphasis to point out the original ones. It gives a particular attention on the methodology and how the study of the Quranic words has a close relation with wujūh and nadhāir. This study offers a corpus of principles related to the use of the Quranic words. These principles are gathered from various accounts by using the methodologies of contextual analysis and statistics. In an effort to make the principles understandable, this study draws on examples from the Quran. To verify the authenticity of these principles, this study also pays close attention to the Quranic verses and their contexts.
KENDİ GÖK KUBBEMİZ'DE İSİM TAMLAMASI KURAN EKLER KATEGORİSİ
KENDİ GÖK KUBBEMİZ'DE İSİM TAMLAMASI KURAN EKLER KATEGORİSİ
Özet Türk dili ekleşme sistemi bakımından incelendiğinde, yapım eki ve çekim eki olmak üzere yapılan ikili ek sınıflamasının yetersiz olduğu problemi, birçok gramercinin mutābık olduğu bir konudur. Telaffuza dayalı öğeler üzerinden pratik kazanan dilcilik faaliyetleri, kelime ve ek ayrımının doğru olarak yapılamaması ile ekleşme kültürü Türkçe kadar açık olmayan dillerin gramer anlayışlarının devam ettirilmesi bu problemin kaynakları olarak karşımıza çıkar. Türk dilinde yandaş karşıtlık ilişkisi düzeninde on ek kategorisi vardır. Bu kategorilerden biri, sıfatlama ve belirtme ana fonksiyonları ile çeşitlenen isim tamlaması kuran ekler kategorisidir. Çalışmamızda, gerek eserlerinin edebȋ değeri gerekse dili kullanmadaki titizliği ile klāsik bir şāir olan Yahya Kemal Beyatlı'nın Kendi Gök Kubbemiz şiir kitabında yer alan şiirlerin hemen her mısraında yer alan zengin malzemesiyle isim tamlaması kuran ekler ve bu eklerin icra ettikleri fonksiyonlar incelenmiştir. Ana fonksiyonlar, alt fonksiyonlarla detaylandırılarak eklerin şekil fonksiyon ilişkileri tespit edilmiştir. İsim tamlaması kuran eklerin ayrı bir ek sınıfında değerlendirilmesinin gereği nedenleriyle birlikte ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: isim tamlaması kuran ekler, Kendi Gök Kubbemiz, fonksiyon, karşıtlık, kategori. Abstract * Araş. Gör., Sakarya Üniversitesi, FenEdebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Elemanı, orcid.org/0000000180911370, emeltek@sakarya.edu.tr
2017
Öz Bu çalışmada Kırşehir'in Mucur İlçe merkezindeki Emine Hatun, Eski Minareli, Hasan Ağa, Hüseyin Ağa, Lengerlioğlu ve Veli Efendi camileri olmak üzere altı adet yapı incelenmiştir. Camilerin tamamı derinlemesine dikdörtgen planlı olup, mihraba dik üç sahına ayrılmıştır. Yapıların tamamı içten ahşap tavanla, dıştan kırma çatıyla örtülüdür. Örtü sistemleri duvarlar ve ahşap direkler tarafından taşınmaktadır. İncelenen örneklerden sadece Eski Minareli Cami'nin orijinal minaresi bulunmaktadır. Emine Hatun, Lengerlioğlu ve Veli Efendi camilerine ise sonradan minare eklenmiştir. Emine Hatun ve Hüseyin Ağa camilerinin içerisinde zengin duvar resimleri mevcuttur. Özellikle her iki yapının içerisindeki Sultanahmet Camisi tasvirleri dikkat çekicidir. Ancak yapılan bilinçsiz müdahaleler sonucunda Hüseyin Ağa Camisi'ndeki duvar resimleri büyük oranda zarar görmüştür. Diğer camilerse süsleme bakımından yalın tutulmuştur. Abstract Throughout this study, six mosques situated in the provincial center of Mucur in Kırşehir have been examined in a scientific approach, which are called Emine Hatun, Eski Minareli, Hasan Ağa, Hüseyin Ağa Lengerlioğlu and Veli Efendi. All the edifices divided into three sahins perpendicular to the mihrap have been designed in a rectangular plan. All are covered with wooden ceiling inside and hipped roof outside. The top-cover system is supported with the walls and wooden pillars. Among the others does only Eski Minareli have an original minaret. The minarets of Emine Hatun, Lengerlioğlu and Veli Efendi have been added later. A rich painting programme draws attention on the walls of Emine Hatun and Hüseyin Ağa mosques. The depiction of Sultanahmet Mosque on both the mosques is worth to be mentioned. However, some unconscious and wrong touches of restoration have given much harm to the murals at Hüseyin Ağa Mosque. The others seem to be plain in terms of decoration.
ASOS JOURNAL, 2020
İnsan sağlığı ilgili sözcükler bir dilin temel söz varlığı içinde yer alan ve kullanım sıklığı çok olan sözcüklerdir. Vücuttaki eksiklikler ve kusurları ifade eden sözcükler de bu söz varlığının bir parçasıdır. Beş duyu organımızdan biri olan gözle ilgili dilimizde çok zengin bir kavram alanı yaratılmıştır. Göz ile ilgili kullanılan bu zengin kavram alanı, Türk dilinin Eski Türkçe döneminden itibaren yazılı kaynaklarda tanıklanmaktadır. Bu yazı kapsamında, Memlûk-Kıpçak Türkçesinin zengin söz varlığı içinde tespit ettiğimiz göz kusurları ile ilgili sözcükler tarihi-karşılaştırmalı yöntemle incelenecek ve ilgili sözcüklerin Modern Kıpçak lehçelerinden biri olan Kazakçadaki durumu değerlendirilecektir. Böylelikle Memlûk-Kıpçak söz varlığında tespit edilen göz kusurları ile ilgili terimlerin Kazakçadaki yansımalarını belirlemekle birlikte Kazakçada ne ölçüde korunduğunu ve ne gibi değişimlere uğradığını ortaya koymak amaçlanmıştır.
MADDİ OLMAYAN KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER
Müzeler modern dönemin kurumları olmak sonucunda yerleşik yaşam kültürüne ve yazılı kültüre uygun olarak tasarlanmış ve yapılandırılmışlardır. Bir epistemolojik yaklaşım kaynaklı olarak maddi varlığı maddi olamayan varlığa tercih etmiştir. Kültürel nesne terimi genellikle maddi varlıklar için kullanılmış dil, müzik, sözel edebiyat vb. kültürel üretimlerde kültürel değer olarak düşünülmüştür. Durum böyle olunca “material evidence of people and their environment” (insanın ve çevresinin maddi kanıtları) ibaresiyle müzelerin toplama, koruma ve sergileme gibi temel sorumluluk alanlarına girenler kültürel nesneler olmuştur.