1974 KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NAGİDEN SÜREÇ (original) (raw)
Related papers
HAREKÂT VE NEŞRİYAT: DİYANET GAZETESİ'NDE 1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI SÖYLEMİ
Bilimname, 2020
Türk modernleşme tecrübesinde basın ve yayın önemli bir görev üstlenmiş ve kurucu bir hüviyete sahip olmuştur. Düşünce dünyasının farklı kesimleri fikirlerini gazete ve dergiler vasıtasıyla halka iletmiş, halka modern anlamda vatan, millet, milliyet gibi kavramlar bu unsurlarla tanıtılmıştır. Cumhuriyet’in ilanının ardından din işlerini tanzim etmek maksadıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, 1968’de Diyanet Gazetesi’ni neşretmeye başlamıştır. Dini meselelerin yanında halkın genel kültürünü de tahkim etme çabası gösteren Diyanet Gazetesi, devletin ortaya koyduğu politikalar hususunda da devlet siyasetini destekleyen bir duruş sergilemiştir. Bu duruşun önemli örneklerinden biri de 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde gazetenin yaptığı yayıncılık faaliyetlerinde görülebilir. Türkiye için büyük bir öneme sahip olan Kıbrıs Adası’nda çeşitli antlaşma ve sistemler denenmiş olmasına rağmen barış ve düzenin sağlanamamış olması ve Yunanistan’ın desteklediği askeri unsurların adanın meşru yönetimine askeri darbe gerçekleştirmesi sebebiyle Türkiye, uluslararası antlaşmalardan doğan garantörlük hakkı doğrultusunda 20 Temmuz 1974’te adaya bir harekât düzenlemiştir. Devleti destekleme misyonu doğrultusunda Diyanet Gazetesi Kıbrıs Barış Harekatı’na, harekât öncesi, harekât anı ve sonrasında yer vermiş ve devletin söylemine muvafık bir söylem ortaya koymuştur. Sonuç olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Gazetesi vasıtası ile Türk düşünce geleneğindeki din ve siyasetin kardeş olduğu, devletin dini koruma ve yüceltme dinin ise onu desteklemekle görevli bulunduğu tasavvurunu hayata geçirmiştir. Çalışmada uluslararası meseleler karşısında Diyanet Gazetesi’nin nasıl bir söylem geliştirdiği probleminin Kıbrıs Barış Harekâtı süreci etrafında tetkik edilmesi amaçlanmış ve bu istikamette söylem analizi yöntemi ile gazetedeki Kıbrıs konulu yazılar incelenmiştir. Varılan sonuç ise Diyanet Gazetesi’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde devlet siyasetini tahkim edici bir yayıncılık politikası izlediği olmuştur. In the Turkish modernization experience, the press and media played an important role and had a founding identity. Different segments of the world of thought conveyed their ideas to the public through newspapers and magazines, and concepts such as homeland, nation and nationality were introduced to the public in these modern terms. The Presidency of Religious Affairs, which was established to organize religious affairs after the proclamation of the Republic, started to publish the Diyanet Gazetesi (Religious Affairs Newspaper) in 1968. The Diyanet Gazetesi, which strives to support the general culture of the people as well as religious issues, has taken a stance that supports the policy of the state regarding the policies put forward by the state. One of the important examples of this stance can be seen in the publishing activities of the newspaper during the 1974 Cyprus Peace Operation. Because even though various treaties and systems have been tried on the Cyprus which is an important island for Turkey, there has been always a failure to maintain order and peace, Greece supported to perform military coup to the island’s legitimate government, Turkey has made an operation in accordance with the right of guarantee arising from international treaties on 20 July 1974. In line with its mission to support the state, Diyanet Gazetesi included the Cyprus Peace Operation before, during and after the action and put forward a parallel discourse with the state. As a result, the Presidency of Religious Affairs has realized the understanding that religion and politics are brothers in the Turkish thought tradition and that the state is responsible for protecting and exalting religion while the religion supports it through Diyanet Gazetesi. In this study, it was aimed to examine the problem of how Diyanet Gazetesi developed discourse in the face of international issues around the Cyprus Peace Operation process and accordingly, the articles on Cyprus in the newspaper were analyzed by discourse analysis method. The conclusion was that Diyanet Gazetesi followed a publishing policy that supported state policy during the Cyprus Peace Operation.
KIBRIS’IN STRATEJİK KONUMU VE TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİĞİ AÇISINDAN 1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI
Uluslararası politikanın en önemli belirleyici unsurlarından biri olan coğrafya, geçmişte olduğu gibi, bugün de devletlerin dış politikalarını belirlerken dikkate alınacak bir husustur. Akdeniz'in önemli adalarından olan Kıbrıs stratejik konumu itibariyle bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları açısından önemli bir coğrafyadır. Avrupa, Asya ve Afrika'ya hemen hemen eşit uzaklıkta olması sebebiyle dünya ana kıtası içinde merkezi konuma sahip olan Kıbrıs, su geçiş yollarının kesiştiği bir hat üzerindedir. Asya, Avrupa'yı ayıran; Boğazlar ile Asya ve Afrika'yı ayıran Süveyş Kanalı arasında yer alan Kıbrıs, aynı zamanda Avrasya-Afrika bağlantısının en önemli su havzaları olan Körfez ve Hazar havzaları ile Aden ve Hürmüz suyollarının da nabzını tutabilen bir konumdadır. Bu bağlamda, örneğin, sömürgecilik yöntemlerinin değişmesine rağmen İngiltere'nin Kıbns'ta hâlâ üs bulundurmasının temelinde, bu ihmal edilemez stratejik konum vardır (Davutoğlu, 2001: 175-176). Kıbrıs, küresel ve bölgesel politikalar bağlamında değerlendirildiğinde, Avrupa-Asya, Asya-Afrika ve Afrika-Avrupa arasında doğrudan stratejik bağlantıları bulunması nedeniyle, uluslararası dengede önemli bir yer tutar. Aynı zamanda Kıbrıs, Doğu Akdeniz'in tarihsel coğrafyasında ve bölgedeki dengelerin oluşumunda önemli rol oynar. Hem yönünü doğuya çeviren Batı için, hem de batıya çeviren Doğu için Kıbrıs stratejik bir manevra alanı haline gelmiştir.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA KARA MUHAREBELERİ
1878 yılına gelindiğinde, sömürge yollarının emniyetini arayan İngiltere, Akdeniz'de bu durumu gerçekleştirecek üs ya da üsler aramaktaydı. Stratejik yönden Doğu Akdeniz'in düğüm noktasını teşkil eden Kıbrıs, İngiltere'nin bölgedeki çıkarlarına en uygun bir üs teşkil etmekteydi. İngiltere bu Ada'yı elde etmeliydi. Bu fırsatı yakalamakta da gecikmedi. Rusya, 1877 yılı başlarından itibaren Avrupa'nın desteğini kaybetmiş olan Osmanlı Devleti'ne 24 Nisan 1877'de savaş ilan etti. Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne savaş açması üzerine büyük devletler tarafsızlıklarını ilan etmişlerdi. Yalnızca İngiltere, Rusya'nın harp sebeplerini haklı görmediğini ve Rusya'nın tek başına Balkanlardaki Hıristiyanların durumunu ıslah etmek için silaha sarılmasını protesto etmişti. 42 Osmanlı Devleti, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında yenilgiye uğrayarak Ayastefanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. 43 Osmanlı Devleti, bu antlaşma ile 1,410.000.000 Ruble harp tazminatının bir kısmına karşılık olmak üzere Ardahan, Kars, Batum ve Bayezit (Karaköse) vilayetleriyle Dobriçe'yi Rusya'ya terk etmeyi kabul etmiştir. 44 Rusya'nın Panslavizm politikası sonucu patlak veren 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşını sona erdiren Ayastefanos Antlaşması ve onu kısmen büyük devletler lehine tadil eden Berlin Kongresi ve antlaşması ve buna bağlı bazı gelişmeler, Osmanlı Devleti'ni olduğu gibi, Kıbrıs'ı da doğrudan etkiledi. 45 Ayastefanos Antlaşmasıyla Rusya'nın elde ettiği askeri ve politik güç, İngiltere'nin Ortadoğu'daki çıkarlarıyla çelişiyordu. Kıbrıs üzerinde hesapları olan İngiltere harekete geçmeye karar verdi. İngiltere, Osmanlı Devleti'ne Ayastefanos Antlaşması'nın çok ağır şartlarında tadilat yapabileceğini vaat etti. Ancak İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ni destekleyebilmesi için Akdeniz'de Anadolu'ya yakın bir adanın İngiltere'ye üs olarak verilmesi gerekiyordu. Bu durum bir mektupla Osmanlı Devleti'ne bildirildi. 46 Şurası muhakkak ki, İngiltere, Rus tehlikesini bahane ederek Kıbrıs'ı askeri, ekonomik ve her yönden ele geçirmeye kararlıydı. İngiltere'nin teklifi Osmanlı devlet 141 Birand,
Hazırladığımız bu sözlü tarih çalıĢması yavru vatanda gerçekleĢen savaĢın gazilerin dilinden iç yüzünü ve bilinmeyenlerini anlatmaya yönelik bir çalıĢmadır.
“KIBRIS DİYE BİR SORUNUMUZ YOKTUR”DAN 1974 MÜDAHALESİNE NASIL GELİNDİ?
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016
Öz Kıbrıs sorunu 1954 yılından bu yana siyasi gündemimizde önemli bir yer işgal etmiştir. Başlangıçta böyle bir sorunumuzun olmadığı söylenmiş, kısa bir süre sonra Kıbrıs "millî dava" kabul edilerek politik alanın dışına çıkarılmıştır. Kıbrıs konusunda geliştirilen söylem siyasi atmosfere göre değişiklik gösterip Kıbrıs Türktür'den, Taksim Tezi'ne doğru evrilmiştir. Ancak konu kamuoyunun gündeminden hiçbir zaman düşmemiştir. Taraflar arasında yaşanan çatışmalar, milliyetçi duyarlılığın yaşananlar konusundaki hassasiyeti sonuçta müdahaleyi getirmiştir. Çalışmada Kıbrıs meselesinde müdahaleye götüren sürecin nasıl oluştuğu ele alınmıştır. Yalnız somut siyasal gelişmelerin değil, bunu besleyen milliyetçi dilin de savaşı kaçınılmaz kılmadaki rolüne değinilmiştir.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTININ YEREL BASINA YANSIMALARI: MUŞ ŞARK TELGRAF GAZETESİ ÖRNEĞİ
ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, 2022
While Türkiye became the guarantor state in Cyprus with the Zurich and London Treaties, that role gave Türkiye the opportunity to follow the developments in Cyprus closely and even wanted to organize a military operation to prevent the massacres of the Greeks against the Turks in 1963 and 1967. However, it had to face the obstacles of the USA and the UN at first. On 15 July 1974, following the Nikos Sampson coup in Cyprus, the Hellenic Republic of Cyprus was proclaimed. Türkiye, as a guarantor state against this fait accompli, had to organize a military operation on 20 July 1974. The developments in Cyprus became the most important news topic in the local press as well as in the national press, and Şark Telgraf newspaper, the only local newspaper of Muş in those years, covered the issue extensively in its columns. Present research purports how the I. and II. Cyprus Peace Operations, the Geneva Negotiations and subsequent development were reflected to Muş public by the newspaper, and its attitudes towards the events. For this purpose, the copies of the newspaper between 15 July and 15 September 1974 were reviewed, the newspaper was taken as the main data source.
KUZEY KIBRIS’TA ÖZEL SEKTÖRDE HALKLA İLİŞKİLER: 1994-2004
Bu tezin amacı, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren özel sektör firmalarının, rıza üretmek üzere ortaya çıkarılmış halkla ilişkiler uzmanlık alanının öneminin zaman içerisinde farkına vardığını eleştirel bir yaklaşımla ortaya koymaktır. Çalışmada, KKTC’nin bugün içinde olduğu durum ve özel sektörün geçirdiği niteliksel ve niceliksel değişimler makro ekonomik faktörler bağlamında açıklanmaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta, ‘rıza mühendisliği’ olarak adlandırılan kapitalizmin pazarlama iletişimi araçlarından ve sermaye grupları ve kamuoyu arasındaki stratejik arabulucu olan halkla ilişkilerin belli yaşam tarzlarının benimsetilmesi üzerindeki etkileri, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren profesyonel firma sayısı arttıkça anlaşılmaktadır. 1970’lerden sonra geçildiği kabul edilen postmodern dönemde, eleştirel teorinin giderek üretim düzeyindeki incelemelerden uzaklaşarak, tüketim düzeyindeki değişimleri incelemeye ve kültürel değişim sürecini anlamlandırmaya çalıştığı görülmüştür. Bu konuda yapılan okumalar, Kuzey Kıbrıs’ta tüketim alanındaki değişimler ve bunun kültür düzeyindeki etkileriyle ilgili çalışma merakını doğurmuştur. Bu tezde, tüketim kalıplarının günümüzde sınıf ayrımlarında kullanılan esas ayrım ölçütü konumuna getirilmiş olduğu kabul edilmektedir. Bu düşünceden hareket edilerek, çalışmada, Kuzey Kıbrıs özel sektöründe faaliyet gösteren sermayedarların, halkla ilişkiler haberleri vasıtasıyla tüketim ideolojisini benimsetiş şekilleri, adanın geçirdiği badireleri ve koşulları da ele alınarak incelenmektedir. Bu çalışma, sadece tüketim ve kültür incelemesi olarak değerlendirilmemelidir. Burada ekonomik, politik, sosyo-kültürel ve gerektiğinde teknolojik incelemeler de yapılmıştır. Genel anlamda Kuzey Kıbrıs’ın bugün içinde olduğu durumu ilgilendiren süreçler yeri geldikçe çalışmanın içerisine katılmıştır. Daha önce halkla ilişkiler alanında kullanılmamış bazı analiz metotlarından yararlanmıştır. Birbirlerini destekleyecek şekilde ve karşılaştırmalı olarak kullanılan analiz metotlarından çalışmaya özgünlük katanlar; Mütekabiliyet Analizi, Van Dijk’ın eleştirel söylem analizi, Roland Barthes’ın söylen analizidir. Çalışmada kullanılan Mütekabiliyet Analizi sayesinde hazırlanan ilişkisel dağılım tabloları Kuzey Kıbrıs’ın geçirdiği iktisadi süreçler ve halkla ilişkiler haberleri arasındaki bağlantıları anlamlı ilişkiler kurarak açıklamıştır.