İnflamatuar Barsak HastalıklarındaVitamin Metabolizması (original) (raw)

İnflamatuar Barsak Hastalığı Ve Barsak Mikrobiyotası

2017

Crohn Hastaligi (CH) ve Ulseratif Kolit (UK) nedeni kesin olarak bilinmeyen, patogenezinde genetik ve cevresel faktorlerin rol aldigi infl amatuar barsak hastaliklaridir (IBH). Tum dunyada UK insidansi, 6,3-24,3/100.000, CH insidansi 5-20,2/100.000 olarak bildirilmistir (1). Turkiye’de ise IBH derneginin 2007 yilindaki verilerine gore IBH prevalansi, 36/100.000 dir. Infl amatuar barsak hastaligi icin tedavi stratejilerinde son yillarda artan gelismeler olmakla beraber hala karsilanmamis onemli ihtiyaclar mevcuttur. Hastalar daha guvenli, immunmodulator ve immunsupresif tedaviye alternatif olabilecek tedaviler aramakta olup bu anlamda IBH’da barsak mikrobiyotasinin modulasyonu kavramsal olarak cekici ve gercekci gozukmektedir (2). Fakat calisma ve yayinlardaki ikna edici olmayan sonuclar konu ile ilgili halen yeterli kanitlari gosterememistir ve bu nedenle calismalar elde edilen bulgularin klinik pratige yansimasini degerlendirme konusunda yetersiz kalmaktadir. Bu yazida IBH ile bars...

Inflamatuvar Barsak Hastaliklarinda Ortalama Trombosit Hacmi Ölçümünün Hastalik Aktivitesi ile Iliskisi

ZET Bu çalismanin amaci inflamatuar barsak hastaligi (IBH) hastalik aktivitesi ile ortalama trombosit hacminin (mean platelet volume, MPV) iliskisini ortaya koymak ve hastalik aktivitesi için kullanilan diger parametrelerle korelasyonunu incelemektir. 145 ülseratif kolit (ÜK), 73 Crohn hastasi (CH) ve 92 saglikli birey çalismaya dahil edildi. Hastalarin klinik ve endoskopik aktivite indeksleri, hemoglobin, lökosit, trombosit, M PV, eritrosit sedimantasyon hizi (ESH), fibrinojen, CRP, albumin, karaciger ve renal fonksiyon testlerinin sonuçlari kaydedildi. Hastalik aktiviteleri; ÜK için klinik aktivite indeksi ve CH için Crohn hastaligi aktivite indeksine (CDAI) göre hesaplandi; aktif ve inaktif gruplar olusturuldu. ÜK ve CH grubunda MPV kontrol grubuna göre anlamli derecede düsüktü (p<0.05), CH ve ÜK'li gruplar arasinda ise anlamli farklilik yoktu (p>0.05). Hem aktif, hem de inaktif ÜK grupta MPV düzeyi kontrol gruptan anlamli derecede düsüktü (p<0.05). Aktif ÜK'li g...

İnflamatuar Barsak Hastaliği Olan Hastalarda Blastocystis SPP.'NİN Farkli Tani Yöntemleri̇ İle Araştirilmasi Ve Genoti̇plendi̇ri̇lmesi̇

İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 2017

Blastocystis spp; fekal-oral yolla özellikle kötü hijyen koşullarında bulaşan, tüm dünyada yaygın bir protozoondur. Enfeksiyon asemptomatik seyredebildiği gibi karın ağrısı, kabızlık, bulantı gibi gastrointestinal semptomlara neden olabilmektedir. Blastocystis spp.'nin barsakta çeşitli patolojilere neden olabileceği, inflamatuar yanıtı uyararak İnflamatuar Barsak Hastalıkları (IBH)'nın gelişmesi ile ilişkisi olabileceği öne sürülmektedir. Gereç-Yöntem: Çalışmamıza İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı'nda 30 Crohn hastalığı (CH), 30 ülseratif kolit (UK) tanısı alan hasta ve 40 gastrointestinal system hastalığı bulunmayan sağlıklı kontrol grubu dahil edilmiştir. Bu hastaların dışkı örnekleri tüm parazitler yönünden incelenmiş, mikroskopi, kültür, ELISA ve PCR ile Blastocystis spp. varlığı araştırılmıştır. Blastocystis spp. saptanan örneklerde subtip dağılımı sekanslama yöntemi ile araştırılmıştır. Bulgular: İBH grubunda mikroskopi ve kültür yöntemleri ile 6 (%10)'sında, kontrol grubunun 2 (%5)'sinde Blastocystis spp. varlığı saptanmıştır. ELISA ile Blastocystis spp. antijeni IBH grubunun 12 (%20)'sinde, kontrol grubunun 3 (%7,5)'ünde saptanmıştır. Blastocystis spp. DNA'sı PCR ile IBH grubunun 8 (%13,3)'inde, kontrol grubunun 6 (15%)'sında bulunmuştur. Gruplar arasında Blastocystis spp. varlığı yönünden anlamlı bir sonuç saptanamamıştır. Suptipler arasında ST3 en sık olarak saptanmış, bunlarda en yaygın klinik semptomun karın ağrısı olduğu gözlenmiştir. Sonuç: İki farklı besiyeri kullanılması tanı duyarlılığını arttırmıştır. En duyarlı tanı yöntemi PCR olarak saptanmış, ELISA yöntemi de oldukça yüksek duyarlılık ve özgüllükte sonuç vermiş, mikroskopi ve kültüre alternatif bir yöntem olabileceği gözlenmiştir. Sonuçlarımız subtipler ile klinik bulgular arasında bir bağlantı olduğunu göstermese de konuyu aydınlatmak için çalışmalara ihtiyaç olduğuna işaret etmektedir.

İnflamatuar Barsak Hastalıkları Yorgunluk Ölçeği’nin Türkçe Uyarlamasının Psikometrik Özellikleri

Acıbadem Univ. Sağlık Bilim. Derg, 2021

Amaç: İnflamatuar barsak hastalıkları (İBH) gastrointestinal kanalın çeşitli bölgelerini tutabilen, remisyon ve alevlenmelerle seyreden, kronik inflamatuar hastalıklardır. Hastalığın majör belirtilerinden biri aşırı yorgunluktur. Hastalar remisyonda olsalar dahi yorgunluk şikayetiyle sıklıkla hastaneye başvurmaktadırlar. Bu çalışmada, İBH Yorgunluk Ölçeği'nin (İBH-Y) (Inflammatory Bowel Disease Fatigue) Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Çalışma Planı: Metodolojik türde planlanan araştırma 245 İBH tanılı hasta ile yürütülmüştür. Örneklem içerisinden 50 hastaya tekrar test uygulaması yapılmıştır. İBH-Y Ölçeği üç bölümden ve toplam 40 maddeden oluşmakta; her bölüm kendi içerisinde puanlanmaktadır. Orijinal ölçekte olduğu gibi ilk iki bölüm Türkçe uyarlama çalışmasına dahil edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 25.0 ve LISREL 8.727 programlarıyla psikolinguistik ve psikometrik incelemeler yapılmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için etik kurul izni alınmıştır. Bulgular: Ölçeğin, çoğul uzman görüşüne göre kapsam geçerliliği Davies tekniğiyle değerlendirilmiş, her bir maddenin KGO değeri 0.99, KGİ değeri 0.99 olarak saptanmıştır. Özgün ölçeğe göre açımlayıcı faktör analizinin ardından, yeniden doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmış; T değeri 1.96' dan küçük değer olmadığından herhangi bir madde atılmamıştır. DFA analizi sonucunda, uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir düzeyde uyumlu olduğuna, ölçeğin daha önce belirlenen yapısının toplanan verilerle genel olarak kabul edilebilir düzeyde uyum sağladığına karar verilmiştir. Ölçeğin güvenirlik analizlerinde, Spearman Brown katsayı değeri (0.906) ve Cronbach's Alpha splithalf (0.971 ve 0.928) değerlerinin 0.70'ten büyük olması nedeniyle ölçeğin iç tutarlılığı yüksek olarak değerlendirilmiştir. Sonuç: İBH-Y Ölçeği'nin Türkçe uyarlamasının yapıldığı bu araştırmada; ölçeğin kabul edilebilir düzeyde uyumlu olduğu, ülkemiz için üç faktörlü olmasının uygun olduğu ve iç tutarlılığının yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. İBH-Y ölçeği, ülkemiz için geçerli ve güvenilir bir ölçektir.

İnflamatuvar Barsak Hastalığında Histopatolojik Kriterlerin Klinik Semptomatolojiyle Ilişkisi

2008

In order to overcome the difficulty in the diagnosis of Inflammatory bowel disease it might be useful to assess the value of histologic parameters and colitis pattern in distinguishing ulcerative colitis from Crohn's disease. We aimed to assess the correlation of clinical and histologic parameters in distinguishing ulcerative colitis from Crohn's disease. A total of 70 Inflammatory bowel disease patients were included in the study. The most commonly observed histologic finding was lamina propria inflammation (n:66; 94,3%) and crypt distortion (n=62; 88.6%), followed by cryptitis and mucus depletion (n=58; 82.9%). No statistical difference was observed between ulcerative colitis and Crohn's disease patients in terms of histologic parameters except lamina propria inflammation (p

Kardiyovasküler Hastalıklarda Bağırsak Metabolitlerinin Rolü

Beslenme ve diyet dergisi, 2022

Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) dünya genelinde tüm ölümlerin %30'nu oluşturarak önde gelen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Hastalığın başlamasına ve ilerlemesine neden olan değiştirilebilir ve değiştirilemez birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunlar arasında obezite, hipertansiyon, tip 2 diyabet, dislipidemi, sigara kullanımı, sağlıksız beslenme ve fiziksel inaktivite yer almaktadır. Bağırsak mikrobiyotası tarafından üretilen trimetilamin-N-oksit (TMAO), kısa zincirli yağ asitleri (KZYA), safra asitleri ve fenilasetilglutamin (PAGln) gibi metabolitler KVH'nin risk faktörleri arasındadır. Bu nedenle son zamanlarda mikrobiyota ve kardiyovasküler sistem arasındaki ilişki araştırmalara konu olmuştur. Üretilen metabolitler çeşitli mekanizmalar yolu ile KVH sürecini olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir. Bağırsak mikrobiyotasının diyet müdahalesi, probiyotik, prebiyotik ve sinbiyotik kullanımı yolu ile değiştirilmesi önemli tedavi yöntemleri arasındadır. Bağırsak mikrobiyota bileşiminin bu yöntemlerle değiştirilmesinin, KVH dahil birçok hastalık üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır. Bu derlemenin amacı, beslenme ve bağırsak metabolitlerinin kardiyovasküler hastalıklar üzerine olan ilişkisini literatür doğrultusunda özetlemektir.

Kemi̇k Fosfat Metaboli̇zmasi Bozukluklari

2015

Fosfat, serum seviyeleri barsaklar, iskelet ve böbrekler tarafından ayarlanan önemli bir mineraldir. İskelet gelişimi, kemiğin bütünlüğünü, enerji metabolizması, hücre sinyali, protein sentezinin kontrolü ve matur kondrositlerin apoptozunda önemli rol oynamaktadır.