Primer psoas absesi: Bir olgu sunumu (original) (raw)
Related papers
Tüberkülozun nadir bir şekli: tek başına psoas apsesi
turkpediatriarsivi.com
Türk Pe di at ri Ar şi vi Der gi si, Ga le nos Ya yı ne vi ta ra fın dan ba sıl mış tır. / Tur kish Arc hi ves of Pe di at rics, pub lis hed by Ga le nos Pub lis hing Tüberkülozun nadir bir şekli: tek başına psoas apsesi A rare form of tuberculosis: isolated psoas abscess Ya z›fl ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce: Dr. Mustafa Özçetin, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Tokat, Türkiye E-pos ta: mozcetin@gmail.com Ge lifl Ta ri hi/Re cei ved: 13.01.Günümüzde tüberküloz yılda iki milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. Çocuk yaş grubunda yıllık sıklığı yaklaşık 1,3 milyon olup, ölümle sonuçlanan olgu sayısının 450 000 olduğu tahmin edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, olguların %15-25'inin akciğer dışı tüberküloz hastaları olduğunu bildirmektedir. Burada immün yetersizliği olmayan, iki taraflı psoas apsesi ve ingüinal lenf bezi tutulumu ile giden nadir bir tüberküloz olgusu sunulmaktadır. (Türk Ped Arfl 2011; 46: 340-2) Anah tar söz cük ler: Çocuk, psoas apsesi, tüberküloz
M. Biceps brachii'nin aksesuar humeral başı: Olgu sunumu
DergiPark (Istanbul University), 2009
Humeral accessory head of biceps brachii muscle: A case report During dissection of 55-year-old female cadaver, we encountered an accessory head of biceps brachii in the right upper extremity. The other two heads of the muscle were as usual. Additionally on the same side, the musculocutaneous nerve didnt pierce the coracobrachialis muscle. The accessory head originated from upper third of the humerus, superior and medial to the origin of brachialis muscle and inserted to the common tendon of biceps brachii. As the other two heads, accessory head was innervated from the musculocutaneous nerve. In the literature this head was named as infero-medial humeral head and its incidence changes between 7.7%-12% according to ethnicity. Supernumerary heads may lead confusion at surgical procedures of arm or cause compression of neurovascular structures just as pronator syndrome. To avoid clinical complications, during radiodiagnostic procedures (CT, MRI) or surgical approach of this region, awereness of such a variation is of interest not only to anatomists, but also to orthopedic surgeons, physiotherapists and radiologists.
Nörobruselloza balakut psikoz: Bir olgu sunumu
2000
Although brucellosis has been traditionally characterized as a disorder primarily of acute high fever, night sweating, arthralgia; it can also mimic the insidious psychiatric disorders progressing with atypical chronic symp- toms. Neurobrucellosis is a rare complication of brucellosis affecting central and peripheral nervous system and causing serious clinical complications. One of these complications is psychosis which has been rarely reported
2005
Fascioliasis is a zoonotic disease caused by the trematode Fasciola hepatica, a liver fluke. Its usual hosts are sheep and cattle, in which it causes a disease of economic importance. Humans are accidental hosts who become infected after eating uncooked aquatic plants on which encysted organisms are present.The three patients described here in a review of the literature demonstrate the broad clinical and histopathological spectrum of fascioliasis.
Frontotemporal demans: Bir olgu sunumu
Dusunen Adam: The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, 2010
Olgu Sunumları / Case Reports ÖZET Frontotemporal demans: Bir olgu sunumu Fronto temporal demans (FTD), orta yaşlarda Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen primer dejeneratif demans türüdür. Genellikle 45-65 yaşları arasında sinsi bir şekilde başlayan, her iki cinsiyette eşit sıklıkta görülen, kişilik, davranış ve duygulanım değişikliklerinin yanında içgörü kaybı, perseveratif ve stereotipik davranışlar ve yeme alışkanlıklarında değişikliklerin görülebildiği bir hastalıktır. Bu hastalarda nörolojik muayene, rutin elektroensefalogram (EEG) normaldir ve beyin görüntülemede, frontotemporal loblarda fokal anormallikler vardır. Yürütücü işlevlerde belirgin yetersizlikler vardır. Bu yazıda, hastalığı ellili yaşlarda sinsice başlayan, kişilik değişikliği ve davranışta bozulmanın en çarpıcı belirtiler olduğu, içgörü kaybı, hiperoralite ve diyetle ilişkili değişiklikler, kompülsif ve stereotipik davranışlar, künt duygulanım, konuşma miktarında azalma ve dışa vuran davranışlarda yavaşlama, kişisel bakımda bozulma, altına idrar ve gaita kaçırmanın eşlik ettiği, demans için pozitif aile öyküsünün bulunduğu bir erkek FTD olgusu sunulmuştur. Hastada nörolojik muayene ve rutin EEG normaldi. Kraniyal Manyetik Rezonans Görüntüleme'de (MRG), sağ hemisferde belirgin olmak üzere, dorsolateral ve orbitofrontal bölgede asimetrik atrofi vardı. Hastaya yapılan Tc-99 HMPAO tek fotonlu emisyon tomografisinde (SPECT), sağ frontal ve paryetal lobları içine alan geniş bir alanda asimetrik hipoperfüzyon saptandı. Frontal yürütücü işlevlerde yetersizlik vardı. Hastada, ketiapin 300 mg/gün tedavisiyle davranışsal belirtilerde kısmen düzelme görüldü. Bu olgu, orta yaşlarda sinsi şekilde psikiyatrik belirtilerle başlayan olgularda mutlaka ayrıntılı öykü, fizik ve nörolojik muayene ve beyin görüntüleme dahil tıbbi inceleme yapılması gerektiğini göstermektedir.
Olgu Sunumu: Primer Testis Lenfoması
utf.dergisi.org
Primer testis non-Hodgkin lenfoması nadir görülen bir hastalıktır. Tüm testis malignitelerinin %1-9'unu oluşturur. Nadir görümesine rağmen, 60 yaşın üzerinde en sık görülen testis malignitesidir. En sık rastlanan histolojik tipi diffüz büyük B hücreli lenfomadır. Özellikle erken evre hastalıkta standart bir tedavi mevcut olmamakla birlikte, evre I ve II hastalıkta, orşiektomi sonrası doksorubisinli kemoterapi uygulaması önerilmektedir. İleri evre (evre III ve IV) hastalıkta kombinasyon kemoterapisi tercih edilen tedavi modalitesidir. Primer testis lenfomalı, 69 yaşındaki erkek hasta, hastalığın klinik özellikleri ve tedavi modaliteleri ile birlikte tartışmaya sunuldu.
Çocuklarda Ateş Yüksekliğinin Nadir Bir Sebebi: Psoas Absesi
2016
Psoas absesi infant ve cocuklarda nadir gorulen, suphelenilmedigi taktirde tanisi gec konan bir durumdur. Olus mekanizmasina gore primer ve sekonder olarak siniflandirilir. Spesifik bir basvuru semptomu yoktur. Tani ve tedavideki gecikmeler morbidite ve mortaliteye yol acmaktadir. Bu calismada; odagi bilinmeyen ates yuksekligi nedeniyle 10 gun dis merkezde ampirik antibiotik tedavisi verilen, sikayetinin gecmemesi nedeniyle hastanemize yonlendirilen, cekilen ultrasonografi ve bilgisayarli tomografide psoas absesi saptanip USG esliginde perkutan drenaj uygulanan, uygun antibioterapi ile birlikte basarili bir sekilde tedavi edilen 17 aylik kiz hasta sunulmustur.