Geç Osmanlı Döneminde Amerika Kürtleri (original) (raw)

Geç Dönem Osmanlı'da Kürt Ermeni İlişkileri

Kürtlerle Ermeni vatandaşlar arasında kardeşliği kuvvetlendirmekten, var olan yapıyı sağlamlaştırmaktan bahsedildikçe hatırıma -bilmem neden-daima o zamanlardan beri üzerinde anlaşmazlık olan bir mesele olarak kalmış, her iki tarafça senelerden beri şikâyet sebebi olmuş arazi meselesi gelir. Bu işin halledilmesi için maddi ve tabii çıkarlara dayanan bir uzlaşma meydana getirilmezse, bu iki unsurun birbirinin elini sıktıkça daima, önlerindeki eski anlaşmazlık çukuruna istemeyerek bakmalarından ve böylece bu ölü meselenin ruhsuz cesedinden, anlaşmazlığının zehrinden her iki tarafın manevi bir gıda bulmasından endişe ederim". 1

XX.Yüzyılın Başlarında Amerika'ya Osmanlı Göçleri

Erdem, 2006

ÖZ Osmanlı devletinde ekonomik ve siyasi sıkıntılar özellikle 19.yy sonlarından itibaren yurt dışı göç hareketlerinin oluşmasına neden olmuştur. Devletin yüzyıllardır uyguladığı göç politikalarından farklı bir şekilde meydana gelen bu göçlerin büyük bir bölümü ise "Yeni Dünya" da denilen Amerika kıtasına yönelik olmuştur. Biz bu çalışmamızda, XX.yy. başlarında Amerika kıtasına gerçekleşen göçleri özellikle Arjantin'deki Osmanlı Konsolosluğundan gönderilen raporlar ışığında ekonomik ve kültürel açıdan ele almaya çalıştık. Çünkü bu göçler üzerine yapılacak araştırmalar, sadece gerçekleştiği dönemin koşullarını değil, aynı zamanda, günümüzde söz konusu ülkelerdeki Osmanlı kaynaklı grupların varlığını ve kökenlerini ortaya koyacaktır.

Osmanlı Döneminde Suriye Havalisinden Amerika’ya Göçler

OTAM, 2019

From Ottoman to America emigration of Ottoman peoples from Anatolia, the Balkans or the Middle East were major waves of American immigration. Each has its own distinctive features. As a result, both the non-Muslims and the Muslims were affected by the negative economic conditions of the Ottoman Empire. Especially during the Second Constitutional Period, the social life under the conditions of war and weak economy caused the migration to continue increasingly. In this article, migrations of the Syrian peoples in Ottoman State will be discussed. The nature and quantity of migration will be examined and evaluated.

Osmanlı Dönemi Kürt Basın Tarihi

Michel Foucault, söylem konusunu güç ilişkileri bağlamında ele alır. Bilgi üretimini ve medya temsilini, güç ilişkilerinden bağımsız olarak düşünmez. Ona göre temsil, doğrunun bir kısım rejimlerinin inşasının bir sonucudur. Güçlü grup ve kişiler tarafından üretilen temsiller, bazı bilme ve tasavvur biçimlerini destekler, bazılarını ise dışlar. Bazı grup ve kişilere ayrıcalıklı bir temsil sağlarken, bazılarını ise ötekileştirir. Bu bakımdan, toplumdaki tasavvur ve bilmeler, çoğu zaman seçkinci ve ayrıcalıklı pozisyonları temsil eder. Bu güç ilişkileri ve rejimleri içerisinde ise, bazı bilmeler ve tasavvurların marjinalleştirilmesi ve bazı grup ve kimliklerin ötekileştirilmesi söz konusudur. Bu bakımdan, medyadaki temsil ve sunumlardaki örtük siyaseti ortaya çıkarmak, kodları çözümlemek, toplumsal algıları anlamak bakımından kritik bir değere sahiptir. Bu örtük siyaseti ortaya çıkarmak ve dil kodlarını çözümlemek, toplumdaki güç ilişkileri konusunda önemli ipuçları sunar. Bu nedenle, dil ve söylem analizi ile bu örtük siyasetler, ayrıcalıklı statüler, dil kodları ve normalite sorunsallaştırılarak, toplumsal algıyı oluşturan ve yerleşik düzenin devamını sağlayan kalıplar deşifre edilir.

Milli Mücadele Dönemi’nde Süryaniler

Gazi Akademik Bakış, 2010

Mezopotamya’nin en eski halklarindan olan Suryaniler, Hz Isa’nin tabiati ile ilgili gorus ayriliklari neticesinde cesitli gruplara bolunmuslerdir. Bu gruplardan biri olan Nasturiler, Osmanli Devleti hakimiyeti altinda inanc, ibadet ve yasamlarina karisilmaksizin huzur icinde yasarken Birinci Dunya Savasi’nda Batili devletlerin etkisiyle Osmanli Devleti’ne karsi ayaklanmislardir. Nasturiler, Millli Mucadele doneminde de olumsuz faaliyetlerde bulunmuslardir. Bu makalede Milli mucadele doneminde Suryani ve Nasturilerin durumu anlatilmaya calisilmistir.

SOĞUK SAVAŞ YILLARINDA TÜRK AMERİKAN İLİŞKİLERİ (1945-1990)

İKSAD Publishing House, 2020

Araştırmanın konusu olarak Soğuk Savaş Dönemi Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri seçilmiştir. Bu dönem 1945- 1990 yıları arasını kapsamaktadır. Araştırma konusu olarak 1945- 1990 yılları arsındaki Türk- Amerikan ilişkilerinin seçilmesinde amaç Soğuk Savaş sürecinde Türkiye’nin dış politikasında önemli bir yere sahip olan Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arsında yaşanan gelişmeleri araştırarak olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymak ve böylece Türk dış politikasına katkı sağlamaktır. Çalışma, 1945-1990 yılları arasında Türkiye ile Amerika Devletleri Arasında yaşanan gelişmelerin durumu göz önüne alınarak 5 ana başlığa ayrılmış ve incelenmiştir. Bu başlıklar, giriş, 1945-1960, 1960-1980, 1980-1990 arası yıllar ve sonuç kısmını kapsamaktadır. Çalışmanın 1. Bölümünü giriş kısmıdır. 1945-1960 yılları Arası Türk Amerikan ilişkilerinin araştırdığı 2. Bölümde önce 1945 yılı öncesi Türk- Amerikan İlişkilerine yer verilmiştir. Devamında ise İkinci Dünya Savaşı sonucunda önem kazanan Türk Amerikan ilişkilerinde 1960 Darbesine kadar yaşananlara yer verilmiştir. 3. Bölümde ise 1960-1980 arası dönemde yaşana Türk-Amerikan ilişkileri araştırılmıştır. 4. Bölümde ise 1980-1990 arasın dönemde gelişen Türk- Amerikan ilişkilerine yer verilmiştir. 5. Bölümü oluşturan sonuç bölümünde ise 1945-1990 yılları arası Türk-Amerikan ilişkilerinin bir değerlendirmesi yapılarak çalışma tamamlanmıştır.

Osmanlı Devleti’nde Amerikalı Kadın Misyonerler

Osmanlı Devleti'nde Amerikan Board'un Kadın Misyonerleri, 2023

Bu k tap, Amer kan Board'un Osmanlı Devlet 'nde görev yapmış kadın m syonerler nden bazılarını ele almaktadır. K tapta, Amerkan Board arş v belgeler ışığında kadın m syonerler n mektupları, günlükler , k tapları ve raporları g b b r nc l kaynaklara başvurulmuştur. K tap, Amer kan Board'un kadın m syonerler n n Osmanlı Devlet 'ndek d nî, kültürel, toplumsal, sağlık ve eğ t m alanlarındak faalyetler n nceleyerek m syonerl k çalışmaları l teratürüne katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Kürtlerin tarih boyunca Batı ve Orta Anadolu'daki varlığı

Kürtlerin tarih boyunca Batı ve Orta Anadolu'daki varlığı, 2024

Orta ve Batı Anadolu"daki Kürtlere yüz, iki yüz yıl önce de bugün de sorulduğunda, buraya yerleşmeleriyle ilgili kesin bir tarih vermezler, geleneksel sözlü anlatımlara dayanarak hep yüz elli-iki yüz yıl öncesine kadar giderler. Son zamanlarda, söz konusu bölgede yetişmiş bir avuç gayretli aydının başlattıkları araştırmaların da katkısıyla, genç araştırmacılar büyük ilgi ve heveslerle farklı bilgi ve belgelere ulaşmaya çalışıyorlar. Kısıtlı imkanlar ve bilgi eksiklikleriyle zorlaşan araştırmalar hesaba katılmasa, bilimsel ortamlara sahip çok boyutlu, ciddi bir tarih çalışmasının yapılabildiği söylenemez. Bunun farklı nedenleri var. Birincisi resmi devlet ideolojisinin Kürtleri inkâr eden, Kürt diye bir halkın, dolayısıyla dil, kültür ve etnik mirasının olmadığı kurgusundan hareketle bütün Kürtleri Türk sayan bir anlayışla onlara ait her şeyi yasaklaması, tahrip etmesi, gizlemesi, aşırı şovenist bir eğitim sistemiyle asimilasyona tabi tutması, Kürtlüğü tarih, coğrafya, din, inanç, dil ve kültürel tüm alanlarda bilim ve eğitim dünyasının dışına atmasıdır. Diğer bir nedeni de araştırmaların, bilgi eksikliği ve çarpıtmalarla dolu, aşırı şoven milliyetçi tarih eğitiminin oluşturduğu anakronik tarih anlayışı nedeniyle Türk zulmü-Kürt mazlumiyeti ikilemi içinde Türk modernist-milliyetçiliğine karşıt ama özentili bir Kürt modernist-milliyetçiliği bakışıyla yapılmasıdır. Sonuç olarak Anadolu'daki Kürt varlığının tarihsel geçmişi Osmanlı döneminden daha gerilere götürülemiyor. Kaynak yok-..:: 2 ::.. sunluğu var ama Kürtlerin kendileri bile geçmişe uzanan ufuklarını nerdeyse Osmanlı Devleti'nin ötesine götüremiyorlar. Sanki Osmanlı Devleti orada ebediyen varmış gibi zımni bir duruş var. Diğer yandan Anadolu'daki Kürt varlığının genellikle sürgün, katliam ve zoraki göçlerle anavatandan koparılıp 'Orta ve Batı Anadolu'daki 'yabancı' topraklara sürüldüğü ve hep zorla iskân edildiği gibi bir algı var. Kuşkusuz Osmanlıların son iki-üç yüz yılını ve Cumhuriyet'in günümüze dek gelen politikalarını ele alırsak, göçertilmelerin, sadece doğudan batıya değil, defalarca çift yönlü olduğu, göçebe ve yerleşik nüfusun zorla başka diyarlarda iskana tabi tutulduğu görülür. Kürtlerin 'Orta ve Batı Anadolu' denen coğrafyayla ilişkileri ne Osmanlı ya da Rum (Anadolu/Türkiye) Selçuklu dönemleriyle, ne de İslam'ın ortaya çıkışıyla sınırlandırılabilir. Ataları, 'Anadolu'da Grek/Rum, kuzeyde Ermeni ve Gürcü, güneyde semitik (Asuriler, Araplar vs.), doğuda kendileri gibi Aryayi/İrani olan halklarla birlikte Hint-Avrupalı toplulukların otokton bir parçası ola geldiler. Bu halklar farklı dönemlerde Kafkasya, Medya, Pers, Mezopotamya, Kardukia, El Cezire ve Ön Asya olarak adlandırılan bölgelerde yan yana, iç içe yaşadılar. Georges Perrot ve başka arkeologların bahsettikleri Ankara Haymana yakınlarındaki Gavur Kale kaya kabartmalarının sahipleri oldukları kanıtlanan antik halk Hititler (MÖ 1500-1300) Kürtlerin bilinen en eski tarihlerden beri yaşadıkları kuzey Suriye ve Mezopotamya'dan Anadolu'ya yayılan Hint-Avrupa kökenli bir halktı. Mitaniler aynı bölgede tarih sahnesine çıktılar, batı ve kuzey yönünde yayılan kolları bugün 'Orta Anadolu' olarak bilinen coğrafyaya doğru genişlemişti. Kürtlerin en eski yaşam alanlarından biri olan güney-batı İran'dan, Zagroslardan; Fars, Kirmanşah ve El Cibal bölgelerinden başlayıp