Kulak Defektli Hastaların Ekstraoral İmplant Ve Cad Cam Titanyum Altyapı İle Protetik Rehabilitasyonu: Vaka Serisi (original) (raw)

Stafne Kemik Kavitesi: Vaka Serisi

Necmettin Erbakan Universitesi Dis Hekimligi Dergisi (NEU Dent J), Necmettin Erbakan

İlk kez 1942 yılında Stafne tarafından tanımlanan Stafne Kemik Kavitesi(SKK); genellikle içeriğinde tükürük bezi dokusu bulunduran, kemikte içbükey yapıya sahip gelişimsel bir anomalidir. Erkek cinsiyetinde ve yaşamın 5-7. dekatlarında görülme prevalansı yüksektir. Bu psödokiste sıklıkla inferior alveolar sinirin altında ve mandibular lingual kortekste rastlanılır. Panoramik radyografta oval veya yuvarlak şekilli, sınırları belirgin radyolüsent alan olarak izlenir. SKK hastalarda herhangi bir semptom vermemekle birlikte genellikle rutin radyografik muayenelerde rastlantısal tespit edilir. Teşhisinde biyopsiye ve tedavisinde herhangi bir cerrahi girişime ihtiyaç yoktur, rutin radyografik takip hasta idamesinde yeterlidir. Bu vaka serisinin amacı 3 farklı hastada rutin dental muayenede tespit edilen SKK olgularını sunmaktır.

Class 2 Malokluzyonun Lami̇nate Ve Tam Serami̇k Restorasyonlar İle Esteti̇k Rehabi̇li̇tasyonu: Vaka Sunumu

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2020

Ortodontik anomalilerin yaklaĢık 1/3'ünü oluĢturan sınıf 2 maloklüzyonlar gerek klinik görüntüleri gerekse tedavi seçenekleri açısından çeĢitlilik göstermektedir. Bu vakada, metal destekli porselen köprülere kıyasla ıĢık geçirgenliği iyi olduğundan, renk ve form açısından daha doğal olan, protetik açıdan da yüksek dayanıklılık ve estetiğe sahip tam seramik uygulaması tercih edildi. Ağzında mevcut eski kuronlarındaki estetik görüntü Ģikâyeti ile Atatürk Üniversitesi Protetik DiĢ Tedavisi Anabilim Dalına baĢvuran 23 yaĢındaki kadın hastaya ortodontik tedaviyi kabul etmediğinden alternatif tedavi seçeneği olarak protetik planlama yapıldı. Öncelikle maksiller sağ lateral ve sol santral diĢlerinin vestibüle doğru olan aksları olması gereken açıdan fazla olduğundan bu diĢlere kanal tedavisi yapıldı, maksiller sol santral diĢe fiber post ve kompozit uygulandı. Daha estetik bir gülüĢ yakalamak amacıyla, maksiller sağ ve sol kanin diĢlerde, mevcut herhangi bir çürük veya Ģekil bozukluğu olmadığından laminate kuron olarak prepare edildi, maksiller sağ santral ve lateral ile sol santral ve lateral diĢler ise tam seramik kuron preparasyonuna uygun olarak shoulder basamak frezi ile prepare edilip silikon ölçü materyali ile daimî ölçüleri alındı. IPS E.max cam seramik restorasyonlar laboratuvarda hazırlandı ve rezin siman ile simante edildi. Maloklüzyonların tedavisinde protetik rehabilitasyon, hasta ortodontik tedaviyi kabul etmediği durumda alternatif tedavi seçeneklerinden biridir. Lityum disilikat ile güçlendirilmiĢ seramik restorasyonlarla yapılan tedavi sonrasında estetik ve fonksiyon açısından baĢarılı sonuçlar elde edilmiĢ, kontrollerde hasta memnuniyeti sağlanmıĢtır.

Mandi̇bular Defektli̇ Hastalarin Proteti̇k Rehabi̇li̇tasyonunda Farkli Tedavi̇ Seçenekleri̇ : İki̇ Olgu Sunumu

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2016

Maxillofacial defects may be caused by congenital, acquired and developmental factors. Traumatic injuries or congenital malformations may cause soft and hard tissue defects resulting in the loss of alveolar bone and attached mucosa. Restoring the defective area presents a challenge for clinicians. The prosthetic rehabilitation of 2 patients with mandibular dentoalveolar defects with 2 different prosthetic designs is presented. In the first patient, the defect area was restored with tooth-supported fixed dental prostheses; in the second patient, the defected area was restored with removable dental prostheses. The esthetic and functional requirements of the patients were fulfilled.

Vakumla Şeki̇llendi̇ri̇len Ortodonti̇k Peki̇şti̇rme Apareyleri̇ni̇n Kompozi̇t Restorasyonlarin Kli̇ni̇k Başarisina Etki̇si̇

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi

Anterior bölgede görülen diastemalar hem estetik hem de psikososyal problemlere neden olabilmektedir. Bu çalıĢmanın amacı üst anterior bölgedeki diastemaların kapatılmasında kullanılan direkt kompozit restorasyonların klinik baĢarısına vakumla Ģekillendirilen ortodontik pekiĢtirme apereylerinin etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalıĢmaya ortodontik tedavi yapılmamıĢ veya ortodontik tedavi sonrası anterior bölgede diastemaya sahip 40 hastadaki 102 restorasyon dahil edilmiĢtir. Restorasyonlar Clearfil Majesty TM ES-2 (Kuraray, Okoyama, Japonya) kullanılarak aynı hekim tarafından yapılmıĢtır. Hastalar, diastema kapaması sonrası vakumla Ģekillendirilen pekiĢtirme apareyi kullananlar (Grup 1: 20 hasta 45 restorasyon) ve kullanmayanlar (Grup 2: 20 hasta 47 restorasyon) olarak iki gruba ayrılmıĢtır. Restorasyonlar 1 yıl sonra modifiye United States Public Health Service (USPHS) kriterleri kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Veriler Ki-Kare testi kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Bulgular: Retansiyon, renk uyumu ve yüzey pürüzlülüğü açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıĢtır (p>0,05). Grup 1'de polisajla düzeltilemeyen, daha fazla kenar renklenmesi görülürken, Grup 2 de anatomik form kaybı Grup 1'e göre daha fazladır. Gruplar arasında kenar renklenmesi ve anatomik form açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır (p<0,05). Sonuç: Ortodontik tedavi sonrasında kullanılacak vakumla Ģekillendirilen pekiĢtirme apereyleri diastema kapamasında kullanılan direkt kompozit restorasyonların anatomik formunu korurken, restorasyon-diĢ sınırında kenar renklenmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle ortodontik tedavi sonrasında pekiĢtirme apareyi kullanan hastaların oral hijyen konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.