GÖLGE MARKETLERDE ÇALIŞMA KOŞULLARI, ÇÖZÜME DAIR SENDIKAL TUTUM VE STRATEJILER: TÜRKIYE’DE GETIR ÖRNEĞI (original) (raw)

ÖRGÜTSEL KÜÇÜLME STRATEJİSİNİN TÜRKİYE’DEKİ BÜYÜK İŞLETMELERDE ÇALIŞANLARIN TUTUM ve DAVRANIŞLARINA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Öneri, 2020

The strategy of organizational downsizing is one of the most applied strategies since the beginning of thel990 's. Layouts occurred due to the implementation of this strategy. These developments impose some negative ejfects on the employees who remain in the organization and who leave the organization. In this paper, a strategic model has been formed in order to manage the effects of organizational downsizing on the employees remaining in the organization. In this study conducted at the 60 private industrial Turkish firms that implemented downsizing. Effects of downsizing on employees' attitudes and behaviors are investigated.

KÜRESELLEŞME YAKLAŞIMLARI VE TÜRKİYE İÇİN STRATEJİLER

SOSYAL GÜVENLİK DÜNYASI DERGİSİ (HAKEMLİ) SAYI:82 SYF: 92-105, 2013

Günümüz ekonomik, sosyal ve kültürel ortamının en fazla tartışılan konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Dünya coğrafyasının her geçen gün küçüldüğü, okyanus ötesi kavramının giderek kaybolduğu, ekonomik ve sosyal hayatın giderek melezleştiği bir süreç yaşanmaktadır. Son otuz yılın gündemini oluşturan küreselleşme kavramı, beraberinde derin tartışmalar doğurmakta, savunanları ve eleştirenleri karşı karşıya getirmektedir. Bu makalede küreselleşme yaklaşımları tarafsız olarak incelenmiş, süreci destekleyenlerin bakış açıları tespit edilmiş, küreselleşme karşıtlarının süreç ile ilgili şüphe ve endişeleri irdelenmiştir. Makalenin son safhasında ise Türkiye‘nin küreselleşme sürecinden istifade etme yol ve stratejilerine değinilmiştir.

COVID-19 VE SENDİKALAR: TÜRKİYE’DE İŞÇİ SENDİKALARININ SALGIN DÖNEMİNDEKİ TUTUM VE FAALİYETLERİ

COVID-19 SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE SOSYAL POLİTİKA, 2021

Bu kitap bölümünün konusu çalışma hayatının temel aktörlerinden birisi olan ve esasen kendi üyelerinin ancak geniş manada da bütün çalışanların hak ve menfaatlerini koruyup geliştirme amacı güden örgütler olarak tanımlanan işçi sendikalarının Türkiye’de Covid-19’un etkilerine yönelik tutum ve faaliyetleri açısından ele almak olarak belirlenmiştir. Bu maksatla öncelikle Türkiye’de Covid-19 salgının çalışma hayatı üzerindeki etkileri ve alınan tedbirler incelenmiş daha sonra da işçi sendikalarının hem bu etkilere hem de tedbirlere yönelik tutum ve faaliyetleri irdelenmiştir. Kıstas olarak ise sadece 2020 yılı içerisindeki veriler dikkate alınmış ve değerlendirme buna göre yapılmıştır.

TÜRKİYE’DE VERGİ UYGULAMALARI VE VERGİ AHLAKI İLİŞKİSİ: TRABZON, GİRESUN VE GÜMÜŞHANE İLLERİ ÖRNEĞİ

Bu çalışmada devletin en önemli gelir kaynaklarından olan vergi konusu incelenmiştir. Çalışmanın amacı Türkiye'deki vergi uygulama ve politikalarının etkinliği konusunu, mükellef davranışları temelinde incelemek ve böylece vergi mükelleflerinin vergi ahlakı düzeyini etkileyen faktörleri tespit etmektir. Çalışmada Trabzon, Giresun ve Gümüşhane Defterdarlıklarına bağlı olan ve ticari kazanç veya serbest meslek kazancı elde eden vergi mükelleflerinin gelirleri ve sosyo ekonomik özelliklerine yönelik olarak anket uygulanmış ve elde edilen veriler Logit Modeli kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre Trabzon, Giresun ve Gümüşhane illerinin vergi ahlakı değeri 5 puan üzerinden ortalama 3,774 puan olmuştur. Fakat vergi ahlakının belirleyicilerinden olan içsel motivasyonun değeri yine 5 puan üzerinden ortalama 2,848 puan düzeyinde kalırken, vergi yapısı algısı ve kamu yönetimi algısına ilişkin değerler de sırasıyla 2,595 ve 2,380 puan olarak gerçekleşmiştir. Burada Logit Modelde kullanılan değişkenlerden; vergi denetimleri, kamuya güven algısı, vergi adaleti algısı ve demokrasi algısı değişkenleri ile vergi ahlakı arasında aynı yönlü (pozitif) bir ilişki tespit edilmiştir. Buna karşın, vergi cezaları, vergi oranının yüksek olduğuna yönelik algı, vergi mevzuatının karmaşıklığı algısı, vergilerin israf edildiği algısı ve eğitim düzeyiyle vergi ahlakı arasında ise ters yönlü (negatif) bir ilişki bulunmuştur.

TÜRKİYE'DE GİG EKONOMİSİNİN İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ: İŞİN OLSUN ÖRNEĞİ

Dünya üzerinde birçok alanın dijitalleşmesi, teknolojik yenilikler ve internetin hızlı gelişmesi insanların yaşam ve çalışma şekillerinde köklü değişiklikler yaratmıştır. Dünyanın küresel bir boyuttan dijital bir boyuta geçmesi, insanların yer ve zaman ayırt etmeden kolay bir şekilde istediği bilgilere ulaşma fırsatı tanımıştır. Dahası 2008 yılında yaşanan Avrupa Borç Krizi ve ardından dünya geneline hızlıca yayılan Covid-19 pandemisi, insanların evlerinde kalarak işlerini yürütebileceği düşüncesini gün yüzüne çıkarmıştır. Uzaktan çalışma fikri insanlara cazip gelerek firmaların ya da hükümetlerin bu alanda hızlı bir şekilde çalışmalar yapmasını zorunlu hale getirmiştir. Böylece bu çalışmayla Türkiye'de büyümeye başlayan gig ekonomisinin işgücü piyasasına etkisi incelenmeye başlamıştır. Bu kapsamda örneklem olarak Türkiye'nin en büyük online işe alım platformu olan Kariyer.net'in mavi yaka istihdamına katkı sağlamayı amaçlayan konum bazlı platformu "İşin Olsun'' uygulaması seçilmiştir. Çalışma sonucunda, İşin Olsun'un Türkiye'de 78 binden fazla tam, yarı ya da esnek zamanlı (parça başı) iş ilanı ile 10 milyona yakın iş arayan kişiyi karşılaştırarak gig ekonomisine katkı sağladığı düşünülmektedir. Ayrıca, uygulamanın benzersiz özellikleri sayesinde geçici işlerde daha fazla işe almayı açık hale getirebileceği ve istihdamı arttırabileceği tahmin edilmektedir.

TÜRKİYE’DE GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜNDE BULUNAN SURİYELİLERİN İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ DURUMU VE EKONOMİK ETKİLERİ

Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan: Sosyal Bilimler Çerçevesinde Güncel Araştırmalar, 2023

Göçün ülkeler üzerindeki etkileri ekonomik ve demografik tartışmalar etrafında yoğunlaşmıştır. Dünyadaki en büyük mülteci nüfusunu barındıran ülke Türkiye’dir. Türkiye, Suriyelileri kabul ederek onların temel ihtiyaçlarını karşılamayı bir insani sorumluluk olarak değerlendirmiştir. Bununla birlikte kitlesel Suriyeli göçünün yol açtığı sonuçlarla ilgili yapılan tartışmalarda ekonomi üzerindeki etkiler merkezi önemde olmuştur. Bu çalışmada çoğu düşük vasıflı olan Suriyeli göçmenlerin düşük vasıf gerektiren işlerde istihdam edilmesi halinde ülke üretimine fayda sağlamaktan çok mevcut yoksulluğu artırabileceği resmi veriler ve çeşitli araştırma sonuçları ile desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır. Ekonomistler geç de olsa kitlesel göçün gelişmiş ülkelerde de gelir eşitsizliğini şiddetlendirdiğini kabul etmişlerdir. Ekonomi prensiplerine göre, daha fazla göçmen daha fazla işgücü anlamına gelmektedir. Çoğu düşük vasıflı olan göçmenin, istihdamdaki payının artması düşük vasıflı yerli çalışanların ortalama ücretlerini düşürecektir. Göçmenler işgücü piyasasına dahil olduklarında ülkenin toplam üretimini gösteren gayrisafi milli hasılası şüphesiz yükselecektir. Fakat bir ülkenin yaşam standardının en iyi göstergesi toplam hasıladan ziyade nüfusu da içeren kişi başına düşen gayri safi milli hasılasıdır. Göçün en büyük kazananları varlıklı yerliler iken en büyük kaybedenleri yoksul ve orta sınıf olmaktadır. Açıkçası, göç yoksullar ile varlıklılar arasındaki ekonomik farkı artırmaktadır. Dolayısıyla bu durum, geçici koruma altındaki Suriyelilerin işgücüne dahil edilme sürecinde dikkate alınması gereken önemli bir husustur.

TÜRKİYE’ DE SERMAYE PİYASALARI VE BORSALARIN GELİŞİM SÜRECİ

ÖZET Küreselleşen dünya ekonomisinde, 1980’li yıllardan sonra mal ve hizmet piyasalarında başlayan serbestleşme ve bütünleşme hareketlerindeki gelişim, iletişim teknolojilerinde yaşanan büyük ilerleme ve değişimlerin de etkisiyle, uluslararası ilişkilerin ve işlemlerin artmasına yol açmıştır. Bu kapsamda, özellikle sermaye hareketlerinin önündeki engellerin büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla finansal piyasalar ve kurumların küresel anlamda etkileşimleri artmış, dünyada “küresel sermaye” olarak ifade edilen bir ortak kavram ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecindeki Ülkemiz açısından da ekonomik büyüme ve kalkınma konusunda büyük önem taşıyan yatırımların gerçekleştirilmesinde, finansal araçlar yoluyla reel sektöre uzun vadeli kaynak sağlamasının yanında; sermayenin tabana yayılması, adil gelir dağılımı, kayıt dışı ekonomi ile mücadele gibi sosyo-ekonomik konularda sermaye piyasalarının önemi büyüktür. Anahtar Kelimeler: Sermaye Piyasaları, Uluslararası Ekonomi, Küreselleşme, Büyüme, Kalkınma.