TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ve ÇOCUK GELİŞİMİ ODAĞINDA SAMSUN’DA ERKEN EVLİLİĞİ DENEYİMLEYEN KADIN ve ERKEKLERİN EVLİLİK NEDENLERİ (original) (raw)

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ve ÇOCUK GELİŞİMİ ODAĞINDA SAMSUN'DA ERKEN EVLİLİĞİ DENEYİMLEYEN KADIN ve ERKEKLERİN EVLİLİK NEDENLERİ Özet

SOBIDER , 2021

Tüm dünyada görülen ve 18 yaşından önce yapılan evlilikler olarak kabul edilen erken evlilikler, sosyal bir sorun olagelmiştir. Erken evlilikleri konu alan bu çalışma, erken evlilik yapan kadın ve erkeklerin evlilik nedenlerine ilişkin görüşlerini toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk gelişimi bağlamında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Samsun ili, İlkadım ve Atakum ilçesinde erken evlilik yapmış 10 kadın ve 10 erkek katılımcı olarak seçilmiştir. Bu 20 katılımcıya, yarı yapılandırılmış görüşme formu oluşturularak derinlemesine görüşme yöntemi uygulanmıştır. Yüz yüze ve çevrimiçi yapılan görüşmeler sonrasında elde edilen tanımlayıcı bulgular, kadınların erkeklerden daha erken yaşta evlenmelerinin ve hep kendilerinden büyük yaşta erkeklerle evlenmelerinin; kadın ve erkek katılımcıların evlilik biçimlerinin ve öğrenim durumlarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden etkilendiğini göstermiştir. Yapılan analizler ayrıca, katılımcıların evliliklerinin nedenlerinin altı temada özetlenebileceğini göstermektedir. Verilerden elde edilen tüm bu gömülü bilgiler, çocuk gelişimine olumsuz etki eden erken yaşta evlilik olgusunu deneyimleyen hem kadın hem de erkeklerin evliliklerinin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yattığına işaret etmektedir. Anahtar kelimeler: Çocukluk ve Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi, Erken Evlilik, Samsun, Çocuk Gelin, Çocuk Damat, Çocuk Gelişimi

SURİYELİ KADIN SIĞINMACILARIN TOPLUMSAL KABUL VE UYUM SÜRECİNDE EVLİLİKLERİN ETKİSİ (SİİRT ŞEHRİ)

THE JOURNAL OF WORLD WOMEN STUDIES, 2022

ÖZET Çalışmanın temel amacı Siirt kentine Suriye'den göç eden ve geçici koruma statüsünde olan kadın sığınmacıların kent halkı ile olan entegrasyonları çerçevesinde ne durumda olduklarını incelemek ve bu uyum ve kabul sürecine yerel halk ile kadın sığınmacılar arasında yapılan evliliklerin etkisini değerlendirmektir. Bu kapsamda kente bulunan ve sığınmacılarla ilgili çalışmalar yapan çeşitli STK'lar ve ilgili kurumlar ile görüşülmüş ve gerekli veriler elde edildikten sonra ailelere ulaşılmıştır. Çalışma bir saha çalışması olup ailelerle birebir yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Araştırmaya konu olan Siirt, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer almaktadır. En genel manasıyla göç, kişilerin, toplumların siyasi, doğal, ekonomik, sosyal, etnik ve dinsel nedenlerle gerçekleştirdikleri zorunlu ya da gönüllü yer değiştirme veya mekânsal hareketlilik süreçleri olarak tanımlanabilir. Göç, tek taraflı bir mekânsal değişim sürecinin ötesinde, ekonomik ve kültürel etkileşim, sosyal statülerdeki değişimler ve sonuçları itibariyle sosyo-mekânsal dokuda çok yönlü yansımaları olan bir olgudur. Kadınların göçe katılması son yıllarda artmıştır. Günümüzde kadın göçü beşeri coğrafyanın bir alt dalı haline gelen feminist coğrafyanın en çok üzerinde durduğu konulardan biridir. Artan gıda sorunu ve sorunlu bölgelerin daha çok kadın ve çocukları olumsuz etkilemesi kadınların daha güvenli yerlere göç etmesine neden olmaktadır. Günümüzde göç ve göçün getirdiği çeşitli sorunlar, özellikle Arap Baharı olarak bilinen toplumsal olayların 2011 yılından bu yana Suriye'de de yayılması sonucunda büyük göç dalgaları yaşanmaya başlamıştır. Bu göçlerden en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Türkiye'nin kozmopolit kentlerinden biri olan Siirt, Suriyeli sığınmacıların geldiği kentlerden biridir. Kentin çok dilli bir kültürel yapıya sahip olması ve özellikle Arapçanın konuşuluyor olması sığınmacıların kenti tercih etmesinde önemlidir.

SAMSUN İLİNDEKİ 14-17 YAŞ ERKEK VE KIZ ÖĞRENCİLERİN FİZİKSEL VE FONKSİYONEL ÖZELLİKLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

ÖZET Bu çalışmanın amacı çocuklarda yaş ve cinsiyete bağlı fiziksel yapıdaki değişim ile sürat ve anaerobik güç üzerine yaş, cinsiyet ve vücut yağ oranının etkisini araştırılmasıdır. Boy uzunluğu, vücut ağırlığı, skinfold ölçümleri, sürat ve anaerobik güç parametreleri 14-17 yaşları arasındaki 561 erkek ve 200 kız çocuğundan oluşan toplam 761 denek üzerinde test edildi. Deneklerin boy uzunluğu, vücut ağırlığı, subskapula, biseps, triseps ve karın ölçümlerini kapsayan 4 skinfold toplamı, sürati ve anaerobik gücüne yaş ve cinsiyet faktörlerinin etkisini belirlemek için çift yönlü varyans analizi kullanıldı. Bu çalışmanın sonuçları, yaş, cinsiyet ve toplam vücut yağ oranı faktörlerinin boy uzunluğu, vücut ağırlığı, dikey sıçrama, anaerobik güç ve sürati etkilediğini göstermiştir. Yine, skinfold ölçümleri cinsiyet ve yaş gruplarına bağlı değişmektedir. Erkek ve kızlarda yaş gruplarına bağlı fiziksel ölçümlerdeki değişim benzer yapıdadır fakat tüm yaşlarda erkek daha uzun boy uzunluğuna ve daha büyük vücut ağırlığına sahiptir. Süratte ise, 10 metre ve 20 metrede erkekler kızlardan daha hızlıdır. 14-15 yaş erkeklerde hızlı sürat gelişiminin gözlendiği dönemdir. Kızlarda ise, 14 yaştan itibaren hızda azalma görülmektedir. Yeteneğin erken yaşta belirlenmesi ve çocukların gelişim düzeylerinin tespit edilmesi sportif performans ve sağlık açısından önemli gözükmektedir. Anahtar Kelimeler: Çocuklar, sürat, anaerobik güç, vücut kompozisyonu ABSTRACT The aim of this study was to investigate the effects of age, gender and body fat on body height and weight, and physique, speed and anaerobic power of children. For the purpose of this study, variables of height, weight, skinfold measurements, speed and anaerobic power were tested in a total of 761 subjects including 561 males and 200 females between the ages of 14 and 17. Two-way analyzes of variance was used to determine the effects of age and gender on physique, speed and anaerobic power in children.Results of this study showed that gender, age groups and amount of body fat as factors affect body height, body weight, vertical jump and anaerobic power. Skinfold measurements and sum of 4 skinfold were significantly affected by age and gender factors. The change in physical measurements depending on age were similar for boys and girls, however, for all ages boys were taller and heavier than girls.

(18/4) CİNSİYET ROLÜ TUTUMLARI BAĞLAMINDA AİLE VE EVLİLİK KURUMLARINA BAKIŞLARI (Selçuk Üniversitesi Örneği) - Mahmut H. AKIN, Mehmet Ali AYDEMİR

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2007

Bu çalışma, Selçuk Üniversitesi örneğinde, üniversiteli kız öğrencilerin cinsiyet rolü tutumları bağlamında aile ve evlilik kurumlarına bakışlarını anlamaya dönük uygulamalı sosyolojik bir çalışmadır. Türkiye' de modernleşme hareketlerinde en önemli modernleşme imajlarından birisi "kadın" olmuştur. Modernleşme dolayısıyla yaşanılan toplumsal değişme tecrübesi, geleneksel kadın algısında ve anlayışında da değişmelere sebep olmuştur. Yaşları 18-23 arasında yoğunlaşan üniversite öğrencisi bir grubu te91ele alarak yapılan bu çalışmada, toplumsal değişme dahilinde bir aile üyesi olarak kadının "kadınlık" anlayışında nasıl bir değişimin yaşandığı açıklanmaya çalışılmıştır.

Türkiye’de Kuma Evliliklerinin Nedenleri Üzerine Sosyolojik Bir Analiz: Hatay-Samandağ Örneği

Evliliklerinin Nedenleri Üzerine Sosyolojik Bir Analiz: Hatay-Samandağ Örneği , 2020

Abstract: Co-wife marriages can be defined as the informal marriage of a married man to another woman besides his first wife. Such marriages can still exist in the world and in some parts of Turkey despite declining numbers. Economy, migration, lack of education, gender and traditional values lie at the root of them. In this study, co-wife marriages, which is a social notion and a problem in Turkey, were analyzed through Hatay province, Samandağ district. Qualitative method and in-depth interview technique were used in this study. Among 32 women interviewed in the study, 16 of them are first wives and 16 of them are co- viwes. Keywords: Co-Wife Marriages, Marriage, Patriarchal Mindset, Poligamy, Polygyny.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNE YÖNELİK FAALİYETLER, CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME UYGULAMALARI VE KADIN MEMNUNİYETİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ: SAKARYA İLİ ÖRNEĞİ

Araştırmanın amacı; Sakarya’daki mahalli idareler tarafından toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik faaliyetler, cinsiyete duyarlı bütçeleme kapsamındaki hizmetler ve yöneticilerin konuya ilişkin tutum/yaklaşımları ile kadın hemşehrilerin memnuniyeti arasındaki ilişkiyi yapısal eşitlik modeli ile analiz etmektir. Bu sebeple Ekim 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında Sakarya’da yaşayan 1592 kadın ile görüşülmüş ve 25 soruluk bir anket formu uygulanmıştır. Çalışmanın yöntemi, kadınların memnuniyetini etkileyen ana boyutların ve alt maddelerin yapısal eşitlik modeli ile analizidir. Çalışmanın önemi ve özgün değeri, Sakarya’daki mahalli idareler tarafından konuyla ilgili faaliyetler ve hizmetler ile kadın memnuniyeti arasındaki ilişkiyi içeren bir analizin daha önceki çalışmalarda yapılmaması ve bu çalışmada ulaşılan sonuçların mahalli idarecilere bilgi ve öneri verici olmasıdır. Çalışmanın sonuçları sadece Sakarya ili için geçerlidir. Bulgulara göre dört ana boyut ile memnuniyet arasında %74 ve üzeri yüksek korelasyon tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların büyük kısmı Sakarya’yı kadın dostu bir kent olarak nitelememektedir.

Senem Kurt Topuz ve Hülya Erkanlı - TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA KADIN VE ERKEĞE ATFEDİLEN ANLAMLARIN METAFOR YÖNTEMİYLE ANALİZİ

Toplumsal cinsiyet bağlamında kadın ve erkek kavramlarını tanımlamaktan ziyade, metaforlar yoluyla bu kavramların ne anlam ifade ettiğini, bir başka anlatımla nasıl algılandığını ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada, veri toplama formu ile birincil veri toplanmıştır. Geliştirilen veri toplama formu ile toplam 100 katılımcıdan toplanan veriler, kadın ve erkek ifadelerine verilen metaforik yanıtlar esasında ayrı ayrı değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Buradan hareketle katılımcıların kadın ve erkek kavramlarına ilişkin kullandıkları metaforlar ve bu metaforları niçin kullandıklarına ilişkin açıklamalar incelenmiştir. Bu doğrultuda kadın kavramı ve dolayısıyla “kadın”, katılımcılar tarafından; kırılgan, ilgiye ve bakıma muhtaç, edilgen ve bağımlı, karmaşık ve anlaşılması zor, özgeci, mutluluk vermesi beklenen, çalışkan ve sorumluluk sahibi ve yaşamın devamlılığını sağlayan olarak tanımlanmıştır. Erkek kavramı ve dolayısıyla “erkek”, ise katılımcılar tarafından; etken-yöneten- yönlendiren, koruyucu-kollayıcı-sahiplenici, mücadeleci, ailesinin sorumluluğunu üstlenen, mantıkla hareket eden, duygularını göstermeyen, fiziksel güç kullanabilen, öngörülemez-başına buyruk, yüceltilen, ilgi isteyen ve bencil olarak tanımlanmıştır.

TOPLUMSAL KALKINMANIN VE SOSYAL SERMAYENİN BİLİNMEYEN AKTÖRLERİ: KADIN ODAKLI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

ABSTRACT GÖK, Maide. Unknown Actors of Social Development and Social Capital: Women-focused NGO’s, PhD Dissertation, Ankara, 2014. Aim of this dissertation is to describe the concept of social capital in the context of social development and women NGO’s of which is dwelled on enormously from 1990s by lots of social sciences such as sociology, economics, management sciences, law and lately used to explain developmental differences between communities. When it is thought that communities with more social capital become more developed, in this sense social capital is a valuable resource, makes contribution to individuals and groups in achieving their goals. In current study, social capital is examined by sociological perspective which defends that social capital is mostly produced at organizational system. In current study Ankara, Çankırı, Trabzon, Elazığ cities are determined as study area. Depth interview technique was used in the study. To assess the data MAXQDA qualitative content analysis method was used. Seventeen women were interviewed. As a result of this research, it is seen that women NGOs participate in different proportions to the production of social capital and they are active at social development’s economic, political, social, cultural and personal dimensions, designed and applied projects and programs. It is also seen that social capital has an important role for women NGO’s to achieve their goals for social development and overcome obstacles they encounter. In this study, it has been concluded that the abundance and diversity of network, the relationship between trust and participation rate is insufficient to show the formation of social capital. Multitude of networks does not show that organizations can benefit from them and reach resources on those, and each network cannot generate social capital at the same rate. The relationship between trust and participation in women's organizations, as stated by Putnam as an indicator of social capital cannot be used at all times. Then because of some reasons not connected to the confidence such as membership fee and pending membership, it is seen that women’s organizations do not endeavor to increase participation. It is expected that current study make contribution to discussions related to how well NGO’s work in Turkey, respond questions about who benefits from social capital and how it is produced, and roles of women in the production of social capital, and make visible their invisible function in social development. Keywords: Woman, social capital, non-governmental organizations, social development, trust, networks.