Lâdi̇k Gölü Havzasinda Arazi̇ Kullanimi (Samsun) (original) (raw)
Related papers
Salipazari (Samsun) İlçesi̇nde Arazi̇ Kullaniminin Zamansal Deği̇şi̇mi̇
The Journal of Academic Social Science Studies, 2017
Bu çalışma ile Samsun ili ilçelerinden Salıpazarı ilçesinde arazi kullanımının zamansal ve mekânsal değişimi incelenmiştir. Çalışmada 20 Eylül 1998 ve 13 Eylül 2013 tarihli Landsat uydu görüntüleri ile uzaktan algılama teknikleri ve coğrafi bilgi sistemleri yöntemlerinden yararlanılmıştır. Salıpazarı ilçesinde arazi kullanımının zamansal değişimi için iki farklı döneme ait 1998 ve 2013 yılı uydu görüntüleri kullanılmıştır. Bu görüntülere görüntü işleme ve görüntü zenginleştirme işlemleri uygulanmış ve kontrollü sınıflandırma işlemi yapılarak elde edilen görüntüler arazi kullanım haritalarına dönüştürülmüştür. Bu haritalarla 1998-2013 yılları arasındaki dönemde, arazi kullanımı değişimleri incelenmiştir. Her görüntü için orman, dikili tarım, ekili tarım, tarım dışı ve su yüzeyleri olarak beş temel sınıf belirlenmiştir. 35.085 ha alan olarak hesaplanan araştırma sahasında, 1998 yılında orman alanları 18.065 ha alan iken 2013 yılında 15.778 ha alana gerileyerek %12.65 oranında azaldığı, dikili tarım alanları 13.295 ha alandan 16.186 ha alana genişleyerek %21.74 oranında arttığı görülmüştür. Ekili tarım alanları 3.051 ha alandan 2.004 ha alana gerileyerek %34.31 oranında azaldığı, tarım dışı alanlar 443 ha alandan 930 ha alana genişleyerek %114 oranında arttığı ve su yüzeylerinin 40 ha alandan 177 ha alan genişleyerek %442.5 oranında arttığı tespit edilmiştir. Ayrıca sınıflandırılan her görüntü doğruluk analizine tabi tutulmuştur. 1998 yılı uydu görüntüsü %86,03, 2013 yılı uydu görüntüsü ise %87,22 oranında doğruluk yüzdelerine sahiptir.
Kahta Çayı Havzası’nda Arazi Kullanımı
Co, 2008
Öz: Kahta Çayı Havzası, Güneydoğu Anadolu Proje sahası içerisinde yer almaktadır. Eğimli bir topografyanın hakim olduğu havzada, tarım faaliyetlerine elverişli araziler oldukça sınırlıdır. Mevcut tarım arazileri de vadi taraçaları üzerindeki araziler ile ormanlık ve otlak alanlardan elde edilmiş arazilerden ibarettir. Havzadaki tarım arazileri nüfusun ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle havza, yıllardır dışarıya göç vermektedir. Havzadaki araziler yüksek eğim ve yanlış kullanım nedeniyle şiddetli bir erozyona da maruz kalmaktadır. Bu çalışmada, Kahta Çayı Havzası'nda arazi kullanımında karşılaşılan problemler tespit edilmeye ve bazı çözüm önerileri getirilmeye çalışılmaktadır.
Küçük Menderes Havzasi'Nda Tarimsal Alan Kullanim Durumu
the Journal of Academic Social Sciences, 2019
In this study, it is aimed to analyze the agricultural potential of Küçük Menderes Basin and evaluate it according to land use type. Küçük Menderes Basin is in İzmir province where agricultural activities are very intense. However, the misuse of the land in the basin with fertile agricultural soils and the depletion of the lands with agricultural potential or the use of them outside its purpose constitute a problem especially in terms of sustainability. In this context; The characteristics of the natural environment affecting agriculture were evaluated by Analytical Hierarchy Process (AHP). In this study, as natural environment properties topographic features of; slope, aspect, drainage characteristics, erosion status, pedogenic properties; soil groups, soil depth, limiting soil characteristics and climatic characteristics; rainfall and temperature data were used. Weights of these factors were determined by AHP method and all data were transferred to GIS environment and weighted overlay method was questioned. At the end of the study, "Agricultural Land Use Suitability Degrees" was classified and compared with the 2012 CORINE land cover data and field observations. As a result of the study, it is observed that the settlement areas that are spreading towards graben base which have high agricultural potential. On the other hand agricultural activities on the sloping land of the basin, which have low agricultural potential, caused the misused.
Ladik Gölü Havzası'nda (Samsun) Akıllı Doğal Afet Yönetimi
2023
İnsanlık var olduğundan bu yana doğal olaylar (deprem, taşkın, heyelan vb.) hep meydana gelmekte ve insanlığa herhangi bir zararı olmadığı müddetçe dikkat çekmemektedir. Ancak doğal olaylar insanlığa zarar verdiğinde doğal bir olay olmaktan çıkıp afet karakterine bürünmektedir. Son birkaç on yıl içerisinde ise doğal afetlerin küresel ölçekte önemli bir problem haline geldiği görülmektedir. Günümüzde ülkeler sadece tek bir doğal afet ile değil, aynı anda birden çok doğal afet ile mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Bu yönüyle doğal afetleri tek tek değil, bütüncül olarak ele almak ve afet öncesi, esnası ve sonrasını düşünerek irdelemek gerekir. Her ne kadar insanlığı her daim tehdit eden doğal olayların oluşumunu engellemek mümkün olmasa da afet karakterine bürünmesini engellemek ve verebileceği zararları en aza indirmek mümkündür. Buradan hareketle daha önce deprem, taşkın ve heyelan türünde doğal afetlerin yaşandığı ve en önemli geçim kaynağının tarımsal faaliyetler olması sebebiyle toprak erozyonu ve kuraklık afetlerinin yaşanabileceği Karadeniz Bölgesi, Samsun ilinde yer alan Ladik Gölü Havzası çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Bütüncül akıllı doğal afet yönetiminin hedeflendiği çalışmanın ilk aşamasında afet öncesi dönemde karar vericilerin planlama yapabilmeleri için deprem, taşkın, heyelan, toprak erozyonu ve kuraklık afetleri dikkate alınarak Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemi, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA) teknikleri ile bahsi geçen afetlere yönelik duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu analizler sonucunda dikkate alınan doğal afetler arasında en etkili olanların sırasıyla toprak erozyonu (%57,93), kuraklık (%50,71), deprem (%39,68), heyelan (%36,28) ve taşkın (%33,19) olduğu tespit edilmiştir. Yine Ladik Gölü Havzası'nda bu doğal afetlerin etkilerinin aynı anda hangi alanlarda daha fazla olabileceğini gösteren çoklu duyarlılık analizi gerçekleştirilmiş ve bu analize göre de havzanın en duyarlı beş (5) yerleşmesinin sırasıyla; Büyükkızoğlu, Bolat, Çakırgümüş, Saray ve Cüce mahalleleri olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise doğal afet duyarlılık analizi sonuçları dikkate alınarak afet öncesinde, esnasında ve sonrasında kullanılmak üzere Ladik Gölü Havzası (Samsun) Akıllı Doğal Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (LADES) isminde hem web hem mobil cihazlar üzerinden erişilebilen bir sistem tasarlanmıştır. Bu sistem havzada yaşayan vatandaşların afet öncesinde yaşadıkları yapı, tarım arazileri vb. gibi yerlerin risk durumlarını öğrenebilecekleri web uygulamaları, afet esnasında acil yardım çağrısında bulunabilecekleri mobil uygulama, yerel yönetimler için de olası bir doğal afet ve etkilerini yönetebilecekleri afet kriz masasında kullanılmak üzere canlı takip paneli ve sahada acil yardım çağrılarına müdahale edebilecekleri web ve mobil uygulamalardan oluşmaktadır.
Kastamonu Ilgaz Daği Mi̇lli̇ Parkinda Arazi̇ Kullaniminin Anali̇zi̇
Marmara Cografya Dergisi, 2012
Ilgaz Mountain National Park, the Black Sea region is located within the Department of Western Black Sea. Properties in order to protect its flora and fauna of this region was declared a national park, in recent years with growing winter tourism in our country has become one of the important winter tourism resorts. For this reason, Ilgaz Mountain National Park is to expose the status of land use, are likely to be done here will have an important role in planning. Geographic Information Systems (GIS) of Ilgaz Mountain National Park in the evaluation using the natural structure of the forest cover in terms of land use that have been identified. Ilgaz Mountain National Park have been identified natural structure of forest cover in terms of land use that using Geographic Information Systems (GIS) of Ilgaz Mountain National Park in the evaluation. There have been especially with pure fir and pine forest stands with forest soil (FS) areas. The land use maps and tables were obtained by examining the spatial data base. The research area in terms of slope and aspect by analyzing the use of national park status was evaluated. There are existing facilities which pose a risk to the sustainability of the national park area. Also used in the areas of winter tourism in the area have been determined. This study was made with the Ilgaz Mountain, spatial analysis, so in the future are likely to be redirected to the data base is formed with human intervention.
Şist ve Gnayslar Üzerindeki Arazi Kullanımına Alanya’nın Doğusu Örneği
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2018
Öz: Araştırma sahası çözünebilir kayaçların geniş sahalı yaylış gösterdiği Orta Torosların güney kesiminde (Alanya'nın doğusunda) yer almaktadır. Ancak, sahanın içerisinde bulunduğu bölgenin Toroslar'ın kuvvetli dağ oluşumu hareketlerine ve sonrasında düşey yükselmelere maruz kalması, metamorfik kayaçların sahadaki yayılış alanlarının genişlemesine sebep olmuştur. Dolayısıyla, sahada kireçtaşlarının metamorfizmaya uğraması ile meydana gelmiş kristalize kireçtaşları ile mermerler önemli yayılışa sahiptir. Ancak, bu çözünebilir kayaçların yanı sıra şist, gnays, metakonglomera gibi kayaçlar da geniş sahalı yayılış göstermiştir. Özellikle de, kuvvetli sıkışma rejimi altında oluşmuş ve metamorfizma geçirmiş Üst Kambriyen ve daha sınırlı olarak Alt Triyas şist ve gnayslar sahada önem arz etmektedir. Dolayısıyla, araştırma sahası şist, gnays gibi geçirimsiz kayaçlarla sık olarak kesintiye uğramış, bu kayaçların çoğu yerde de bir arada geliştikleri gözlenmiştir. Sahada, çözünebilir kayaçlar ile şist ve gnayslar üzerindeki topoğrafik farklılık hemen dikkati çekmektedir. Şöyle ki, çözünebilir kayaçların geniş yayılışa sahip olduğu kesimler daha sarp, engebeli görünüm arz ederken şist ve gnayslar üzerinde yamaçlar daha tatlı eğime sahip olup kireçtaşı sahasındaki haşin görünüm ortadan kalmıştır. Bu nedenle ve söz konusu kayaçların daha kolay işlenebilmesine bağlı olarak sahadaki beşeri faaliyetler de daha ziyade bu geçirimsiz kayaçlar üzerinde ve yakın çevresinde yoğunluk kazanmıştır. Dolayısıyla, nüfusun büyük bir bölümü geçirimsiz kayaçlar üzerinde, geçirimsiz kayaçlarla çözünebilir kayaçların yakın mesafeli olarak gelişim gösterdiği kesimlerde yoğunlaşmıştır. Nüfusun bu kayaçlar üzerinde yoğunlaşması, sahadaki diğer faaliyetleri de (yerleşme, tarım ve hayvancılık, turizm, ulaşım vb.) bu yöne doğru çekmiştir. Dolayısıyla, nüfusa bağlı olarak yerleşim alanları, tarımsal faaliyetler, hayvancılık faaliyetleri, turizm faaliyetleri gibi beşeri etkinlikler daha ziyade bu geçirimsiz kayaçlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu farklılığı vurgulamak amacıyla, çalışmada şist ve gnays anakayaları üzerindeki insan faaliyetleri ele alınarak, bu kayaçlar üzerindeki arazi kullanımı incelenmiştir. Böylece, litolojik farklılığın sahadaki arazi kullanımı üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Kapaklı İlçesinde Arazi Kullanımı ve Tarımsal Faaliyetler
Araştırma sahamız olan Kapaklı ilçesi, Tekirdağ’ın Büyükşehir statüsüne kavuşmasıyla il genelinde yaşanan hızlı dönüşümden etkilenmiş genç idari birimlerimizden birisidir. Ergene Havzası’nın bir parçası olan Kapaklı, sahip olduğu tabii şartların elverişliliği ve de sosyo-ekonomik yapının da uygunluğuyla büyük bir potansiyele sahip ve Tekirdağ’ın hızlı gelişebilecek ilçelerinden birisidir. Özellikle çalışma konumuz gereği arazi kullanım durumu açısından ele alındığında reliefin, iklim şartlarının, toprak yapısının ve toprak kabiliyetinin elverişliliği ile tarım başta olmak üzere çoğu iktisadi faaliyetin rahatlıkla gelişebileceği bir mekânsal yapı söz konusudur.
Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Bu çalışma arazi kullanımı/arazi örtüsündeki (ürün deseni) farklılaşmanın toprakların bazı hidro-fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma alanı olarak Niğde-Akkaya Barajı havzası içerisindeki araziler seçilmiştir. Araştırma amacına ulaşmak için, ekolojik koşulları benzer olan ve çeşitli ürünlerin (fasulye, patates, yonca, elma) yetiştirildiği tarım alanı, 2 yıldır nadasa bırakılmış tarım alanı ve mera alanından toprak örnekleri alınmıştır. Örnekler her bir arazi kullanımı/arazi örtüsünün olduğu arazilerden alanı temsil ettiği düşünülen 20 m x 20 m'lik 2 örnekleme alanından 3'er noktadan usulüne uygun şekilde 0-20 cm derinlikten doğal yapısı bozulmuş ve doğal yapısı bozulmamış olarak alınmıştır. Toprak örneklerinin tane boyut dağılımı (Tekstür), tane yoğunluğu, pH, elektriksel iletkenlik, organik madde, dispersiyon oranı, hacim ağırlığı, porozite, maksimum su tutma kapasitesi, hidrolik geçirgenlik (permeabilite) özellikleri belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre genel olarak araştırma alanı toprakları erozyona duyarlıdır. Genel olarak araştırma alanlarından alınan örnekler üzerinde yapılan analiz sonuçlarında arazi kullanımı/arazi örtüsü değişimlerinden hacim ağırlığı, porozite, pH, organik madde, permeabilite, kil, kum, silt, dispersiyon oranı özellikleri etkilenmektedir.