FİRDEVSÎ-İ RÛMÎ, SÜLEYMÂN-NÂME-İ KEBÎR (1. CİLT) GİRİŞ, METİN, DİZİN (original) (raw)
Related papers
İBN YEMÎN-İ FERYÛMEDÎ ’NİN DȊVȂN’INDA VEZİN TÜRLERİ
Bu çalışmada, Hüseyin Alî-i Bâstânîrâd tarafından 1344 (hş.) yılında Tahran'da neşredilen İbn Yemîn-i Feryûmedî'nin divanındaki manzumelerin bahirleri ve vezinleri ele alınmıştır. Divanda mevcut manzumelerden rubai kalıplarının dışında hepsinin taktii yapılarak, bahri ve vezni bulunmuştur. Bahirler, divandaki sıralarına göre incelenmiş ve her bahirdeki vezinlerin sayısı yüzdelik oranla belirtilmiştir.
FİRDEVSÎ-İ RÛMÎ'NİN BİR MÜNAZARASI
Firdevsî-i Rûmî, Süleymân-nâme adlı eserinde konuyu daha iyi anlatabilmek için fırsat buldukça kısa veya uzun bazı manzum parçalar söyler. Bazen de konu ile ilgili çeşitli hikâye ve kıssaları, metne dahil eder. Bu yazıda incelediğimiz metin de böyle didaktik bir amaçla esere katılmıştır. Sözkonusu metin, eserin 45. cildinde geçmektedir. Ayrıca bütün hikâyenin yazar tarafından yorumlandığı bir bölüm de vardır. Mübahase bölümünde şeker ve tuz arasındaki tartışmayı, münazara bölümünde ise şeker, bal ve pekmez arasındaki karşılıklı atışmayı aktardıktan sonra, son bölümde müellif kendisi de konuya dahil olur ve bu rumuzlardan ne anlaşılması gerektiğini etraflıca anlatır.
GAZZÂLÎ, RÂZÎ VE ÎCÎ'NİN ÖRNEKLİĞİNDE MÜTEAHHİRÛN KELÂMI'NDA FELSEFE VE/VEYA BİLİM
Gazzâlî, Râzi ve Îcî Örnekliğinde Müteahhîrun Kelâmı’nda Felsefe ve/veya bilim adlı makalemiz bir giriş ve üç temel bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde genel olarak makale başlığının bir nevi tahlili yapılmaya çalışılmış, bu bağlamda –şahsiyetleri diğer bölümlere bırakarak- Müteahhirûn Kelamı, Felsefe ve/veya Bilim kavramlarının İslâm toplumundaki karşılıkları ana hatlarıyla incelenmiştir. Ardından da genel olarak Kelam ve Felsefe ve/veya Bilim Münasebetine değinilmiştir. Birinci bölümde Felsefe’yi bir bütün olarak konu edinen Gazzâlî ve Felsefe Tavrı, ikinci bölümde Gazzâlî’nin en önemli müdâvimi addedilen Razî ve Kozmoloji/Atomculuk Tavrı ve üçüncü bölümde de bu iki âlimin çizgisini başarılı bir şekilde devam ettiren Îcî ve Astronomi Tavrı incelenmiştir. Bu çalışmayı yapmamızdaki temel gaye Müteahhirûn döneminin tüm Felsefe ve/veya Bilim anlayışlarını ortaya koymak değil, temsil kabiliyeti yüksek olan üç âlimim –ki sonrakileri en çok etkileyen şahsiyettir- belli başlı konularda öne çıkan tavırları çerçevesinde bu dönemdeki Felsefe ve Bilim anlayışına külli bir perspektiften bakabilmeyi sağlamak ve bu bâkir alana bir nebze ışık tutabilmektir. Tercih edilen âlimlerin kendilerinden sonraki Kelamcılar üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip oldukları göz önünde bulundurulduğu zaman bu âlimler merkezinde gerçekleştirilen bir okumanın Müteahhirûn Kelam’ında Felsefe ve/veya Bilim anlayışını yansıtabilme imkânının oldukça yüksek olduğu aşikâr olmaktadır. Bu önemli alanda küllî bir çerçeveden bakılarak yapılmış müstakil çalışmaların –görebildiğimiz kadarıyla- azlığı/yokluğu bu çalışmayı hazırlamamıza bir sebep teşkil etmiştir. Gayret bizden başarı Allah’tandır.
Bu makalede Kerîmî’nin şehrengizinin şekil ve muhteva özellikleri ile eserin tenkitli metnine yer verilmiştir. Kanunî devri şairlerinden olan ve hayatı hakkında oldukça sınırlı bilgilere ulaşılan Kerîmî’nin Edirne şehrengizinin iki nüshasına ulaşılmıştır. Bu nüshaların karşılaştırılması neticesinde oluşan metne göre eser 202 beyittir. Tevhid, münâcât, sebeb-i te’lif, Edirne şehrinin övgüsü, Edirne güzellerinin övgüsü, dua ve hâtime bölümleri bulunan manzumede Kerîmî 59 güzelin övgüsünü yapmaktadır. Kerîmî’nin Edirne şehrengizi, XVI. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan ve yazılması bir süre moda haline gelen Divan şiiri içerisinde özgün yapısıyla dikkat çeken türün tipik bir örneğidir. Sanat kaygısının görülmediği, çarşı esnafından meslek sahibi erkek güzellerin mesleklerine, ad ve lakaplarına uygun cinas ve teşbihlerle tasvir edildiği karakteristik bir yapı arz etmektedir.