Bakım Verenler Arasında “İyi Ölüm” Kavramı: Sistematik Derleme (original) (raw)

Psikiyatri Hemşireliğinde Şefkat Yorgunluğu: Sistematik Derleme

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2017

Öz Bu çalışma, psikiyatri hemşirelerinin şefkat yorgunu olup olmadığını belirlemek amacı ile yapılmış bir sistematik derlemedir. Bu amaçla çeşitli veri tabanları taranarak konu ile ilgili dört makale makale saptanmıştır. İncelenen makalelerin üçü tanımlayıcı, biri kesitsel desende tasarlanmıştır. Dahil edilme ölçütleri doğrultusunda konu ile ilgili Türkçe dilinde yazılmış makaleye rastlanmamıştır. Makalelerde, şefkat yorgunluğunun, "şefkat doyumu ve tükenmişlik" kavramları ile birlikte ele alındığı belirlenmiştir. Çalışmalardan elde edilen bulgulara göre, psikiyatri hemşirelerinin şefkat doyumunun düşük, şefkat yorgunluğu ve tükenmişlik seviyesinin yüksek olduğu, yanı sıra posttravmatik stres belirtileri gösterdikleri saptanmıştır.

İnmeli Hastaların Ailelerinin, Bakım Verme Yeterliliğini Geliştirmek İçin Yapılan Girişimler: Sistematik Derleme

Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care, 2016

Objective: It is to determine interventions performed to develop competence of family caregivers of patients with stroke in coping with caregiving and what are they of these interventions. Method: 20 randomized controlled studies, one of them meta-analysis, were evaluated in accordance with inclusion criteria. All studies were systematized and examined. Results: Types of interventions made to the caregivers were consultancy via phone, e-mail, web aided training, home visits, and group education. The intervention provided to caregivers was found to be effective in 15 of 20 studies included in the study. In other five studies, there was no statistical difference in terms of a measured parameter; whereas, it was found useful for caregivers in at least one of the other measured parameters. Conclusion: The fact that interventions for strengthening caregivers were highly effective points out the requirement of determining cost effective methods in future studies.

İyi Ölüm ve Yapılandırılması

Balıkesir sağlık bilimleri dergisi, 2021

Ölüm yaşamın doğal bir parçasıdır ve kaçınılmazdır. İyi ölüm, ölüm sürecindeki tüm değişkenlerin, ölüm yerinin ve zamanının kontrol altında bulunduğu, fiziksel semptomların kontrol altına alındığı, kişiselleştirilmiş yaşam sonu bakımın verildiği, sosyal katılımın olduğu, ölümün planlanabileceği ve hazırlanılabilen bir ölümün gerçekleşmesi sürecidir. Ölüm sürecine giren hastanın tanılanması, rahatının sağlanması uygun bir bakımın planlanması ile sağlanabilir. İyi bir ölümün yapılandırılabilmesi için; ölmek üzere olan bireyin bakımındaki öncelikleri belirlemek, birey ve ailesiyle hassas bir iletişim kurmak, multidisipliner bir ekip anlayışıyla çalışmak, hastanın konforunu sağlayacak girişimleri ve ilaç yönetimini yapmak, birey/ailenin kültürel ve spritüel gereksinimlerinin bakımın bir parçası olduğunu unutmamak, ölümle ilgili etik konuların farkına varmak önemlidir. Ayrıca sağlık profesyonellerinin ölüm ve yönetimi konusundaki bilgileri güncellenmeli; lisans ve lisansüstü programlarında bu konuya daha ağırlık verilmelidir.

Palyati̇f Bakim Hastalari, Yakinlari Ve Hemşi̇releri̇ni̇n İyi̇ Ölüme İli̇şki̇n Görüşleri̇

Anadolu hemşirelik ve sağlık bilimleri dergisi, 2021

Opinions of Palliative Care Patients, Relatives and Nurses on Good Death Aim: The aim of this research; to state the opinions of palliative care patients, patient relatives and nurses on good death. Methods: Research was carried out between 01.07.2019-29.09.2019 at Palliative Care Clinics in Malatya provincial and district centres. The sample of the research occurred 90 patients, 90 relatives and 90 nurses who volunteered to attend in the research.

Sağlık Kurumlarında Örgütsel Gelişim Aracı Olarak Takdir Edici Sorgulama: Sistematik Derleme

Turkiye Klinikleri J Health Sci., 2020

Objective: In this study, it is aimed to evaluate the effectiveness of the Appreciative Inquiry (AI) applications performed in health institutions from the perspective of patients, employees and health institutions. Material and Methods: In the study; systematic review method were used for data collection, analysis, interpretation and presentation of findings. As a result of the review, 533 publications have been reached and 26 publications that meet the inclusion criteria have been evaluated within the scope of the research. Results: As a result of the research, when AI applications are examined for perspective of patients it is beneficial to adoption of a patient-oriented approach, supporting participation in decision-making processes, developing communication skills, and increasing cooperative behaviors; from the employee perspective, it has been determined that it has positive effects on encouraging teamwork, increasing employee satisfaction, increasing knowledge and expertise and creating value. Also from the perspective of the health institution, it provides benefits in terms of facilitating identification and detection, encouraging change, supporting development and triggering learning. Conclusion: Focusing on developing positive aspects rather than problematic areas in delivering of healthcare services AI, offers a new alternative to health managers and researchers in organizational development and change issues. This study demonstrates the effectiveness of AI studies in the field of health from a holistic perspective. Furthermore, this study also bears a guide for the application of AI to be held in Turkey.

Ameliyathanede hasta güvenliği: Sistematik derleme

Pamukkale tıp dergisi, 2016

Amaç: Sağlık bakım hizmetlerinin kişilere vereceği zararı önlemek amacıyla sağlık kuruluşları ve bu kuruluşlardaki çalışanlar tarafından alınan önlemlerin tamamı hasta güvenliğini oluşturmaktadır. Bu çalışmada hasta güvenliği ile ilgili çalışmaların sistematik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Konuyla ilgili 2004 ile 2014 tarihleri arasında yayınlanmış 5649 çalışma incelenmiştir. Araştırmaya dahil edilme kriterlerine uygun toplam 10 yayın çalışma kapsamına alınmış ve karşılaştırma, sınırlılık ve sonuçlar açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Sağlık personelinin %6.2'si tıbbi hata yaptığı, %10.4'ü arkadaşının yaptığı tıbbi hataya tanık olduğunu belirtmişlerdir. Cerrahi alan enfeksiyonu, ameliyat sonrası komplikasyonlar, iyileşme zamanının uzaması ve yatak yaralarının oluşması gibi komplikasyonlar ve (%41) uygun antibiyotik kullanılmaması gibi durumlara tıbbi hataların neden olduğu bildirilmiştir. Ameliyathanelerde iletişim eksikliği, bilgi eksikliği, artan iş yükü, hemşirelere görev dışı işlerin yüklenmesi, personel ihtiyacının karşılanmaması ve çalışanlar arasındaki rekabet gibi unsurların hasta güvenliği için büyük tehdit oluşturduğu belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda öğrenci hemşirelerin çalışan hemşirelere göre daha fazla tıbbi hatalara neden olduğu vurgulanmaktadır. Sonuç: Ameliyathanede hasta güvenliğinin sağlanmasının; uygun güvenli ergonomik koşulların oluşturulması, çalışanların bu konuda yeterli bilgi beceriye sahip olması ve uygun çalışma koşullarının sağlanması ile mümkün olacağı düşünülmektedir.

Hemşirelerin Telefon Danışmanlığı: Sistematik Derleme

Sağlık akademisi Kastamonu, 2022

Bu sistematik derlemede, telehemşirelik kapsamında, telefon danışmanlığının veya telefonla izlemin etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma için 2010-2020 yılları arasında yayınlanmış olan makaleler alınmıştır. Çalışma, Pubmed, Ebscohost, Science Direct, Dergipark veri tabanları kontrol edilerek yürütülmüştür. İngilizce anahtar kelimeler için MeSH (Medical Subject Headings) dizini ve dizinde yer almayan ilgili anahtar kelimeler, Türkçe anahtar kelimeler için TBT'de (Türkiye Bilim Terimleri) yer alan tek sözcük olan "telefonla hemşirelik" ile İngilizce anahtar sözcüklerin Türkçe çevirisi kullanılmıştır. Sonuncusu Mayıs 2020'te yapılan taramalar, belirlenen anahtar kelimeler ile çeşitli kombinasyonlar yapılarak tamamlanmıştır. Araştırmada, PİCOS yöntemi kullanılarak kriterler belirlenmiştir. 1275 sonuca ulaşılmıştır. Dahil etme kriterlerine uyan toplam 11 sonuç değerlendirme kapsamına alınmıştır. İncelemeye alınan çalışmaların örnekleminin 10'unu hastalar, 1'ini bakım vericiler oluşturmuştur. Çalışma kapsamına alınan araştırmalardan, sekizinin randomize kontrollü deneysel (biri yarı deneysel), birinin tek seferlik vaka çalışması, birinin faz 2 çalışması, birinin tabakalı rastgele kontrollü deney araştırma deseninde olduğu belirtilmiştir. Değerlendirmeye alınan çalışmalarda, telefonla takip veya danışmanlık girişimlerinin ilaç uyumu, hastalıklara uyum, yaşam kalitesinin artması, hastalık semptomlarının azalması, öz bakım, hastaneye tekrar yatışların azalması gibi durumlar üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Bu çalışmada, sadece İngilizce dilinde yazılmış çalışmaların olması Türkiye'de yapılan çalışmaların sınırlı olduğunu ortaya koymuştur. Sistematik derlemeden elde edilen sonuçların, telefon danışmanlığı konusundaki çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Kronik Ruhsal Bozukluğu Olan Bireylerin Gereksinimleri: Sistematik Derleme

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2020

Bu sistematik derleme, kronik ruhsal bozuklugu olan bireylerin gereksinimleri ve etkileyen faktorleri saptayan son on yil icindeki arastirmalari degerlendirmek amaciyla yapilmistir. Sistematik derlemenin literatur taramasi “Pubmed”, “Google Scholar”, “Science Direct”, “Medline”, “Ebsco” “Cochrane” veri tabanlarinda Ingilizce ve Turkce anahtar kelimeler kullanilarak yapilmistir. Incelenen literatur sonucunda 2008 ve 2018 yillari arasinda, kronik ruhsal bozuklugu olan bireyler ile yapilmis olan 20 calisma derlemeye dahil edilmistir. Incelenen arastirmalarin 19’u tanimlayici, biri ise randomize kontrollu deneysel calismadir. Incelemeye alinan calismalarin orneklem buyuklugu 35 ve 588 araligindadir. Hastalarin sosyal ve yakin iliskiler, fiziksel saglik durumu, hastalik durumu ve tedavi hakkinda bilgi, gunduz aktiviteleri, psikolojik sikinti gibi psikososyal gereksinimlerinin cogunlukla karsilanmadigi bulunmustur. Hasta bireylerin gereksinimlerinin yas, cinsiyet, etnik koken, hastalik ta...

Bakım verenlerin depresyon, kaygı düzeyleri, ölüm kaygısı ve yaşam kaliteleri

Cukurova Medical Journal

The pupose of present study was to compare the depression-anxiety levels, fear of death, and quality of life of the patient relatives who provide care for people who have chronic physical diseases and who have schizophrenia. Materials and Methods: Three groups were included in our study. The first group consisted of the relatives of schizophrenia patients, the second group consisted of the relatives of patients enrolled in the Home Healthcare Services Unit, and the third group was the control group. The Sociodemographic Data Form, Death Depression Scale (DDS), Templer's Death Anxiety Scale (TDAS), Beck Depression Scale (BDS), Beck Anxiety Scale (BAS) and Quality of Life Scale-short form (SF-36) were completed by subjects. Results: A total of 115 people were included in the present study. Compared to the control group, score for BDS in the relatives groups were higher. Compared to the control group, score for DDS in the relatives of patients with schizophrenia group were higher. For SF-36 scores for physical functioning, physical role limitations, social functioning and general health sub-scales levels were lower in the caregivers compared to the control group. Conclusion: Depression scores and depression related death scores of the caregivers were higher and the quality of life scale in certain sub-dimensions were lower scores. Amaç: Çalışmamızda; kronik fiziksel hastalığı olan kişilere bakım veren hasta yakınları ile şizofreni hastalarına bakım verenlerin depresyon-anksiyete düzeyleri, ölüm kaygıları ve yaşam kalitelerini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya üç grup alındı. İlki şizofreni hastalarının yakınları, ikinci grup Evde Sağlık Hizmetleri birimine kayıtlı hastaların yakınları ve üçüncü grup kontrol grubu olarak dahil edildi. Tüm katılımcılara; sosyodemografik veri formu, Ölüme İlişkin Depresyon Ölçeği (ÖDÖ), Templer Ölüm Kaygısı Ölçeği (TÖKÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ve Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF-36) uygulandı. Bulgular: Çalışmaya toplamda 115 kişi alındı. BDÖ için bakım veren hasta yakınlarının kontrol grubu ile karşılaştırıldığında aldıkları puanlar daha yüksekti). ÖDÖ için şizofreni hastalarının yakınlarının kontrol grubu ile karşılaştırıldığında daha yüksek değerler aldığı görüldü. SF-36 fiziksel fonksiyon, fiziksel rol kısıtlılığı, sosyal fonksiyon ve genel sağlık alt boyutları bakım veren kişilerin aldıkları puanların kontrol grubu ile karşılaştırıldığında daha düşük olduğu görüldü. Sonuç: Bakım veren kişilerin depresyon skorları ve ölüme ilişkin depresyon skorları yüksek, yaşam kalitesi ölçeğinden ise belli alt boyutlarda daha düşük puanlar elde ettikleri görüldü.