Media and Politics in the Context of Ideology, Language and Symbol (original) (raw)
Related papers
2017
Dil ve dusuncenin birlikteligi ideoloji ile desteklendiginde bu birliktelik soylem haline gelir ve soylem siyasetin etkin gucunu olusturur. Siyasetin bu etkin gucu ise medya araciligiyla onemli bir mucadeleye donusebilmektedir. Siyaset dilinin medya araciligiyla genis kitlelere ulasmasi, bir taraftan politize olmus bireylerin varligina isaret ederken diger taraftan siyaset dilinin kitleler uzerinde etkileyici bir arac olarak kullanilmasina da yol acmaktadir. Dil ve ideolojinin birlikteligi ile onem arz eden siyaset dili, hedef kitlenin tercihleri uzerinde etkili olabilmeyi amaclamaktadir. Sembol de bu noktada sagladigi gorsel destek ile ayni amaca hizmet etmektedir. Dil, ideoloji ve sembolun yogun olarak kullanildigi alanlarin basinda medya gelmektedir. Medyanin kullanimi, teknolojinin her gecen gun artan etkinligi sayesinde ayni paralelde artmaktadir. Bu sayede etkinligi artan medyanin siyasiler tarafindan tercih edilmesi kacinilmaz olacaktir. Ozellikle secim donemlerinde siyasiler...
İdeoloji̇, Di̇l Ve Sembol Bağlaminda Medya Ve Si̇yaset
Akademik Hassasiyetler, 2017
Dil ve düşüncenin birlikteliği ideoloji ile desteklendiğinde bu birliktelik söylem haline gelir ve söylem siyasetin etkin gücünü oluşturur. Siyasetin bu etkin gücü ise medya aracılığıyla önemli bir mücadeleye dönüşebilmektedir. Siyaset dilinin medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaşması, bir taraftan politize olmuş bireylerin varlığına işaret ederken diğer taraftan siyaset dilinin kitleler üzerinde etkileyici bir araç olarak kullanılmasına da yol açmaktadır. Dil ve ideolojinin birlikteliği ile önem arz eden siyaset dili, hedef kitlenin tercihleri üzerinde etkili olabilmeyi amaçlamaktadır. Sembol de bu noktada sağladığı görsel destek ile aynı amaca hizmet etmektedir. Dil, ideoloji ve sembolün yoğun olarak kullanıldığı alanların başında medya gelmektedir. Medyanın kullanımı, teknolojinin her geçen gün artan etkinliği sayesinde aynı paralelde artmaktadır. Bu sayede etkinliği artan medyanın siyasiler tarafından tercih edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Özellikle seçim dönemlerinde siyasilerin medyayı kullanmaları kendi hedef ve amaçları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bu bağlamda makalede dil ve düşünce ilişkisine, söylemin ideoloji ile olan birlikteliğine ve sembolün siyasi temsildeki yerine değinilerek medya-siyaset ilişkisinde medyanın kitleler üzerindeki gücüne dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
International Journal of Human Sciences, 2008
Toplumların ortak kültürel kimlikleri, toplum tanımının belkemiğidir. Toplumsallaşma, bireyin grup faaliyetlerine katılması, kendinden beklenen rolüne uygun davranış ve normlardan haberdar olmasıdır. Bireyin toplumsallaşmasında en önemli faktör, toplumsal yapının kendisidir. Toplum, geleneksel bir davranışla toplumsallaşma sürecine girmiş bireyi uygulana gelen toplumsal kuralların içine çeker. Böylece birey, öğrenmesi gerekenleri, öğrenme şartları oluşmuş bir ortamda öğrenme sürecine girer.
Media, society and the symbolic elites as the source of news
International Journal of Human Sciences, 2008
İnsan, insan olurken çevreden etkilenmiş ve kendisi de çevresini etkilemiştir. Homo Sapiens, yaklaşık 30 000 -50 000 yıldır yeryüzünde yaşamaktadır. Buna karşılık elimize geçen ilk yazılı belgeler 6000 yıl öncesine aittir. İnsanlık tarihi günümüze kadar üç büyük devrim geçirmiştir. Bunlar; yazının bulunması, matbaanın bulunması ve elektrik ve elektroniğin insan yaşamına girmesi süreçleridir. İletişim, insanlığın gelişmesinin hem nedeni hem de sonucu olarak büyük hamleler yapmasını sağlamıştır. Bilgi çağı, bilginin üretilmesi, araştırılması, değerlendirilmesi ve medya kanalı ile topluma duyurularak hizmete sunulması olarak tanımlanabilir. Toplumların ilerlemesi, doğru ve tarafsız bilgi edinmeleri ile mümkün olabilir. Bu nedenle medyaya büyük sorumluluk düşmektedir. Medyada haberin tematik ve şematik olmak üzere iki kademeli yapısı vardır. Haberin şematik yapısını oluşturan, "eşik bekçileri" olarak adlandırılan editörlerdir. Haberin tematik yapısını oluşturan, haber kaynağı ya da haber aktörleridir. Bunlar, söylem seçkinleri ve söylem düşkünleri olarak ikiye ayrılırlar. Söylem düşkünleri medyada ancak fail ya da mağdur olduklarında yer alırlar. Gücü/iktidarı elinde bulunduran söylem seçkinleri ise, medyada yer alan olay, olgu ve fikirlerin çerçevesini çizerek, iktidarın söylem yoluyla toplumsal denetim ve uygulamasını sürdürürler. Bourdieu'nün "sembolik seçkinler" olarak tanımladığı, akademisyenler, yazarlar, sanatçılar, yönetmenler, gazeteciler, sahip oldukları yaşam standartlarını kaybetmemek ve konumlarını tehlikeye atmamak için gücün ve iktidarın hizmetinde statükonun devamı için işbirliği yaparlar. Böylece bu kesim, sınıflı toplumlarda mevcut üretim ilişkilerinin yeniden üretilmesine hizmet ederler.
Media and Nihism: Turkish Media Example
Erciyes İletişim Dergisi, 2020
Hiççilik kelimesine karşılık gelen nihilizm, öz ile değer ve amaç yoksunluğudur. Yanılsama felsefesi olarak da nitelendirilen nihilizm, Nietzsche tarafından aktif ve pasif olarak sınıflandırılmakta, Baudrillard tarafından da buna saydam nihilizm eklenmektedir. Bununla birlikte politik, ahlaki, epistemolojik, kozmik ve varoluşsal olarak da ayrılan nihilizm, medyayla çok daha farklı anlamlara bürünmektedir. Medyanın rollerinin dönüşmesi, eğlenceyi merkezine alması ya da olayları abartması medyadaki nihilizm olarak nitelendirilirken, nihilizm çeşitleri için de farklı tanımlamalar ortaya konmaktadır. Nihilizm ve nihilizm çeşitlerinin tablolaştırıldığı ve bu tabloda her nihilizm türüne ait parametrelerin belirlendiği çalışmada, söz konusu parametreler, medya ve nihilizm kapsamında belirlenmiştir. Bu noktadan hareketle, medya ve nihilizm arasındaki bağlantının, başka bir deyişle, medyadaki nihilizmin ele alındığı çalışmada, medyadaki nihilizmin nasıl olduğu ortaya koymak çalışmanın proble...
The Media As An Information Source on General and Political Agenda: An Empirical Study
2016
Toplumsal bir varlık olan insan, çevresinde meydana gelen olaylara kar ı duyarsız kalamamak ta, farklı yol ve yöntemler kullanarak kendi ilgi alanı do rultusunda bilgi edinme yoluna git mektedir. Günümüz insanının küresel, ulusal, bölgesel ve yerel çapta meydana gelen olay ve geli melere ili kin bilgi edinmek üzere yararlandı ı yegane araç olarak medya kar ımıza çık maktadır. Medyanın bu bilgilendirme i levi onu çok ayrı bir boyuta ta ıyarak sahip oldu u önemini bir kat daha artırmakta ve farklı açılardan sorgulanmasını gerekli kılmaktadır. Söz konusu gereklilikten hareketle kaleme alınan çalı mada, genel ve siyasal gündeme ili kin bilgi edinmede medya kullanım alı kanlıkları Selçuk Üniversitesi ö rencileri üzerinde sorgulanmak ta ve kar ıla tırmalı ili kisel taramalarda bulunulmaktadır. Elde edilen bulgular do rultusun da, genel ve siyasal gündeme ili kin bilgi edinmede en fazla internetten yararlanılırken, en fazla gazeteye güvenildi i ve gazeteden etkilenildi i, kullanım, güvenme ve etkilenme anla mında en dü ük seviyede olan medyanın ise, dergi ve radyo oldu u, katılımcıların genel özel likleriyle de kar ıla tırmalı olarak ortaya konulmaktadır.
Dünyada ve Türkiye'de Sağ Popülizm: Yükselişi ve Güncel Tartışmalar, 2023
21. yüzyılın hızın ve değişimin damga vurduğu bir çağ olduğu yaşanan olaylarla rahatlıkla anlaşılabilir. Böylesi bir devinim içinde günümüzde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı söylenebilir. Toplumsala ait kavramlara göz atıldığında, her olgunun başına “yeni” kavramını eklemek yaygın kullanım biçimlerinden biri olduğu görülür: Yeni liberalizm (Neo-liberalizm), Yeni Sağ, yeni popülizm, yeni medya ve daha birçoğu. Bu doğrultuda geleneksel ile yeni olan arasında bazı ayrım noktaları olduğu söylenebilir. Toplum içinde birey-birey, birey-grup ve grup-grup ilişkileri içinde bu kavramların dramatik belirleyiciliği bulunmaktadır. Başta Avrupa ve ABD’de 1970’li yıllarda ortaya çıkan 1980’lerden itibaren ise baskın hale gelen Yeni liberalizm ve kendi hegemonyasını kurabilmek için araçsallaştırdığı yeni popülizm güçlenerek günümüzde sürmektedir. Elbette toplumun inşasında geniş kitleler üzerinde kanal işlevi gören ve siyasal iktidar ile genellikle uyumlu hareket eden, doğası gereği zaten popülist nitelikli medya da unutulmamalıdır. Böylesi girift ilişkilerin ortaya çıkarılması kaçınılmaz olarak bilimin sorumluluğundadır. Bu çalışma, söz konusu Yeni Sağ’ın kullanmakta olduğu popülizm ve medya ile toplumsal ilişkileri nasıl kurguladığını ortaya çıkarma çabasındadır. Bu doğrultuda birbirlerinden farklı (Sol, anaakım, Sağ) ideoloji ve yayın politikasına sahip Türkiye’de yayın yapan üç gazete amaç yönelimli olarak seçilmiştir. Bu örneklem çeşitliliği belirli bir ideolojiye sahip olmayan popülizmin farklı ideolojik perspektiflerde nasıl kullanıldığını tespit etmeye yardımcı olmaktadır. Gazetelerin hem basılı nüshalarının birinci sayfa haberleri hem de bu haberlerin sosyal medya sürümleri bir hafta boyunca izlenmektedir. Toplanan veriler, ideoloji, popülizm ve medya ekseninde eleştirel söylem analizi yaklaşımıyla çözümlenmektedir. Böylece geleneksel medya ve yeni medya arasında da bir karşılaştırma yapmak ve bunu popülizm üzerinden değerlendirmek mümkün hale gelebilmektedir. Araştırma, (1) Sağ ideolojiye sahip gazetenin Yeni Sağ siyasal iktidar ile popülizm açısından uyumlu olup olmadığını; (2) anaakım olması gereken gazetenin merkezi konumunu koruyup korumadığını ve çok sesliliği okuyuculara sunup sunmadığını; (3) Sol görüşlü gazete de dahil olmak üzere tüm gazetelerin haberlerinde medya popülizmi yapıp yapmadığını ve (4) Sol görüşlü gazetelerin karşı hegemonya için popülizme başvurup başvurmadığını test etmektedir. Bu çalışmanın iletişim bilimleri, medya çalışmaları, siyasal iletişim gibi birçok alana katkı sunacağı düşünülmektedir. It can be easily understood from the events that the 21st century is an era marked by speed and change. In such a movement, it can be said that today nothing is the same as before. When we look at the concepts of the social, it is seen that adding the concept of "new" to the beginning of every phenomenon is one of the common usage forms: New liberalism (Neo-liberalism), New Right, new populism, new media and many more. In this regard, it can be said that there are some points of distinction between the traditional and the new. These concepts have a dramatic determining effect on individual-individual, individual-group and group-group relations within society. New liberalism, which first emerged in Europe and the USA in the 1970s and became dominant from the 1980s onwards, and the new populism it instrumentalized to establish its own hegemony, continues to grow stronger today. Of course, the media, which is already populist in nature and acts as a channel for large masses in the construction of society and generally acts in harmony with the political power, should not be forgotten. Uncovering such intricate relationships is inevitably the responsibility of science. This study attempts to reveal how the New Right constructs social relations with the populism and media it uses. In this regard, three newspapers published in Turkey with different ideologies and publishing policies (Left, mainstream, Right) were selected for the purpose. This sample diversity helps to determine how populism, which does not have a specific ideology, is used in different ideological perspectives. Both the front page news of the printed copies of the newspapers and the social media versions of these news are monitored for a week. The collected data are analyzed with a critical discourse analysis approach on the axis of ideology, populism and media. Thus, it becomes possible to make a comparison between traditional media and new media and evaluate this in terms of populism. The research examines (1) whether the newspaper with a right-wing ideology is compatible with the New Right political power in terms of populism; (2) whether the newspaper, which should be mainstream, maintains its central position and offers readers a plurality of voices; (3) It tests whether all newspapers, including the left-wing newspaper, engage in media populism in their news, and (4) Whether left-wing newspapers resort to populism for counter-hegemony. It is thought that this study will contribute to many fields such as communication sciences, media studies, and political communication.
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 2008
Özet Toplumların ortak kültürel kimlikleri, toplum tanımının belkemiğidir. Toplumsallaşma, bireyin grup faaliyetlerine katılması, kendinden beklenen rolüne uygun davranış ve normlardan haberdar olmasıdır. Bireyin toplumsallaşmasında en önemli faktör, toplumsal yapının kendisidir. Toplum, geleneksel bir davranışla toplumsallaşma sürecine girmiş bireyi uygulana gelen toplumsal kuralların içine çeker. Böylece birey, öğrenmesi gerekenleri, öğrenme şartları oluşmuş bir ortamda öğrenme sürecine girer. Bireylerin yoğun olarak medyanın etkisinde olduğu bir toplumda, en yaygın kabul gören değerlerin belirleyicisi medyadır. Medyanın denetiminde gelişen kitle kültürü, kültürün üreticisi ve koruyucusu olan toplumun denetiminden çıkmış ve tamamen ticari amaçlı olarak kültür endüstrisi tarafından yapay, tek tip ve seri olarak üretilmeye başlanmıştır. Medyanın temel taşıyıcılığını üstlendiği kitle kültürü bombardımanı, toplumu ayrıştırıp parçalamakta ve kendi geleneksel kültürüne yabancılaştırmaktadır. Toplumsal çözülme, bireyleri birbirine bağlayan ortak değerlerin-törelerin, geleneklerin, göreneklerin çarpıtılması ya da aşırı abartılarak eğlencelik hale getirilmesi-erozyona uğraması, içinin boşaltılması ile kendini göstermektedir.
2000
How to reflect the US-Iraq war in Western and Middle Eastern media