Mikolojik Tanının Önemi: 20 Yıl İhmal Edilen Bir Scedosporium apiospermum Kompleks Miçetoma Olgusu (original) (raw)

Moleküler Ve Geleneksel Yöntemlerle Tanimlanarak Uzun Süre Saklanmiş Stok Candi̇da Kökenleri̇ni̇n Maldi-Tof MS İle Anali̇zi̇

İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 2021

Son yıllarda Candida türlerine bağlı enfeksiyon oranlarında artış gözlenmesi ve antifungal duyarlılık sonuçlarının türlere göre farklılıklar sergilemesi gibi nedenlerle, Candida izolatlarının hızlı ve doğru bir şekilde tür düzeyinde tanımlanması gerekli hale gelmiştir. Bu çalışmada, MALDI-TOF MS yönteminin, geleneksel ve moleküler yöntemler ile tür düzeyinde tanımlanmış ve uzun süre-20°C'de saklanmış Candida klinik izolatlarını tanımlamadaki etkinliğini araştırmak amaçlanmıştır.

Isolation of Scedosporium apiospermum (Teleomorph: Pseudallescheria apiosperma) from an Acute Myeloid Leukemia Patient

Mikrobiyoloji Bulteni, 2013

Scedosporium apiospermum özellikle immün sistemi baskılanmış kişilerde hayatı tehdit eden enfeksiyonlar oluşturabilen fırsatçı bir patojendir. Bu raporda, 62 yaşındaki erkek, akut miyeloid lösemi hastasında gelişen S.apiospermum enfeksiyonu sunulmaktadır. Remisyon-indüksiyon kemoterapisi sırasında nötropenik ateş gelişen hastaya piperasilin-tazobaktam tedavisi başlanmıştır. Ateş yüksekliğinin devam etmesi nedeniyle imipenem tedavisine geçilmiş ve ampirik amfoterisin B deoksikolat tedaviye eklenmiştir. Amfoterisin B alerjisi nedeniyle, ateşin beşinci gününde kaspofungin tedavisi başlanmıştır. Yüksek çözünürlüklü toraks tomografisi değerlendirmesi sonucunda, invazif aspergilloz düşüncesiyle antifungal tedavi vorikonazol olarak değiştirilmiştir. Vorikonazol tedavisinin başladığı gün galaktomannan testinin negatif bulunması üzerine, akciğer sol alt lob apikal segmentten fiberoptik bronkoskop ile alınan örnekler çeşitli

Ense Yerleşimli Bir Jüvenil Miyofibrom Olgusu

2006

Kemik ve ic organlar gibi lokalizasyonlari disinda, en sik deri ve deri alti yerlesimi olanmiyofibromlar, cocuk yas grubunda daha sik gorulur. Sunulan hastada, gec cocuklukdoneminde ortaya cikan, ense orta hatta yakin yerlesimli subkutan kitlenin total eksizyonusonrasinda histopatolojik bulgulari miyofibromla uyumlu bulundu. Rastlantisal olarak ortahatta yakin yerlesimi, bu hastada farkli ayirici tanilarin da dusunulmesini gerektirdi

Yumuşak Damakta Pleomorfik Adenom Zemininde Gelişen “Malign Myoepitelyoma”

Malign Myoepitelyomalar tüm tükrük bezi malignitelerinin %1'inden azýný oluþtururlar. Malign Myoepitelyoma genellikle parotis bezinden kaynaklanýr ancak minör tükrük bezlerinin bulunduðu bölgelerde de görülebilir. Pleomorfik adenomdan geliþen ve yumuþak damak kökenli Malign Myoepitelyoma çok nadir görülür. Bu makalede yumuþak damakta pleomorfik adenom zemininde geliþen bir Malign Myoepitelyoma olgusu sunulmuþtur.

Sığırlarda Neospora caninum doku kistlerinin araştırılması

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 2017

Bu çalışmada rastgele seçilen 200 sığırda N. caninum seropozitivitesinin belirlenmesi, seropozitif sığırların beyin ve iskelet kası doku örneklerinde N. caninum doku kistlerinin percoll gradient santrifüj ve PCR yöntemleri ile araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda sığırlarda %5,5 oranında N. caninum seropozitivitesi belirlenmiştir (11/200). Percoll gradient santrifüj yöntemi ile incelenen seropozitif sığırlara ait doku örneklerinde parazite ait doku kistleri tespit edilmemiştir. Ancak iki seropozitif boğanın beyin dokusunda N. caninum'a ait DNA amplifiye edilmiştir (%18.1). Anahtar sözcükler: Doku kisti, Neospora caninum, seroloji, sığır. Investigation of Neospora caninum tissue cysts in cattle Summary: In this study, it was aimed to detect N. caninum seroprevalence in 200 cattle randomly selected and to detect tissue cysts of N. caninum in tissue samples of brain and skeletal muscles of the seropositive cattle. Seropositivity of N. caninum was detected in 5.5% of cattle (11/200). N. caninum tissue cysts were not observed in tissue samples of cattle examined with percoll gradient centrifugation. However, N. caninum DNA was amplified in brain tissues of two seropositive bulls (18.1%).

ERZURUM'DA Patateslerde Stolbur Hastaliğini Oluşturan Mi̇koplazma Benzeri̇ Organi̇zma (MLO)'LARI Taşiyan Vektörleri̇n Tespi̇ti̇ Üzeri̇ne Araştirmalar

DergiPark (Istanbul University), 2011

ERZURUM'DA PATATESLERDE STOLBUR HASTALIĞINI OLUŞTURAN MÎKOPLAZMA BENZERÎ ORGANİZMA (MLO)'LARI TAŞIYAN VEKTÖR!.ERİN TESPİTİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR (1) Şaban GÜÇLÜ (2) Hikmet ÖZBEK (2) ÖZE! : Bu çalışma, Erzurum'da patateslerde stolbur hastalığının vektörlerinin tespiti amactyla ! 988-1990 yıllarında yapılnuşftr. Araştırmada, arazide patateste bulunan homopter türleri laboratuara getirilerek, saksılarda yetiştirilen domates ve biber gibi test bitkileri üzerirvie beslenmiştir. Araştırmada ete alınan türlerden Hyalesthes obsoletus Stgıt, ve Maerosteles leavis (Rib.)'in hastalığı taşıdığı anlaşılmış patateste ycı^un olan Eınpoasca decipiens Paoli. Circulifer haemmotseps (MJlj, Psattanotettix stnaıus (L), Ps. provinciaiis (Rib.), Neoali. jrus fenestratus (H.S.), Eusccıidiııs mundus (Haupt), Platymetopius rostratus (H.S.), Handianus porcerus {H.S.) ve Bacteriocera nigricornis (Först) türleri de ele alınmış, ancak bunların beslendiği test bitkilerinde har hangi bit belirtiye rastlamutrmşnr.

Mi̇ksopapi̇ller Ependi̇mom (10 Olgunun Kli̇ni̇kopatoloji̇k Değerlendi̇rmesi̇)

egetipdergisi.com.tr

*Bu çalışma XVII. Ulusal Patoloji Sempozyumunda 1-6 Ekim 2004 tarihleri arsında poster bildiri olarak sunulmuştur. ÖZET Bu çalışma, bölümümüzde 8 yıllık süre içinde miksopapiller ependimom tanısı alan 10 olgunun klinikopatolojik araştırmasıdır. Tümörlerin tümü miksopapiller ependimom için tipik olan lumbosakral yerleşimlidir. İki olgu dışındaki olguların tümü nispeten sakin histoloji göstermekte idi. İki olguda orta derecede hücresel atipi ve mitoz ile solid alanlar vardı. Bu iki olgudan birisi sepsise bağlı kaybedildi, diğer hastada multipl rekürrensler ve ilk eksizyondan 22 yıl sonra akciğer metastazı gelişti. Yaklaşık 6 yıllık izlem süresi olan beş olguda nüks görülmedi. Miksopapiller ependimomun rekürrens riski düşüktür fakat uzun süreli takibi gereklidir ve çok nadir de olsa uzak metastaz gösterebilir. SUMMARY This study is a clinicopathologic investigation of ten myxopapillary ependymomas encountered during 8 year period. All tumors were located to lumbosacral region that is typical for myxopapillary ependymomas. All but two cases showed relatively indolent histology. Two cases have solid areas with moderate cytologic atypia and mitotic activity. One of these two patient died of sepsis, other patient had pulmonary metastasis after multipl recurrences and 22 years later fom the first excision. Five cases with a follow-up period of approximately 6 year have no recurrences so far. Myxopapillary ependymomas have low risk for recurrences but it should be follow-up for a long time and very rarely it may show distant metastasis.

MEZOPOTAMYA ASTROLOJİSİNİN DOĞUŞU, GELİŞİMİ VE KAYNAKLARI

Çivi yazılı belgelerden öğrendiklerimize göre, Eski Mezopotamya’da gök bilimleri konusunda araştırmalar yazının icadı kadar eskiye dayanmaktadır. Gökyüzünde meydana gelen olayların yeryüzünde meydana gelen olayları etkilediği ve tanrıların insanlara bildirmek istedikleri mesajları gökyüzündeki işaretler vasıtasıyla bildirdikleri inancı, Eski Mezopotamya’da gökbilimlerine ilgiyi artırmıştır. Mezopotamya'da M.Ö. III. Binyıl’dan itibaren astrolojiyle ilişkilendirilebilecek metinler ortaya çıkmıştır. Ancak M.Ö. III. Binyıl astrolojisin daha çok sözlü nitelikte olduğu düşünülmektedir. Özellikle Eski Babil Dönemi’nden (Yaklaşık M.Ö. 2000-1600) itibaren sistemli astroloji metinleri derlenmeye başlanmıştır. Yeni Asur Dönemi'nde (M.Ö. 911-612) Mezopotamya astrolojisi zirveye ulaşmıştır. Bilginlerin yüzyıllar süren gökyüzü gözlemleri neticesinde astronomi ve astroloji alanlarında önemli eserler verilmiştir. Bunlardan en kapsamlısı “Enuma Anu Enlil” serisi astroloji tabletleridir. M.Ö. I. Binyıl’ın ikinci yarısına kadar Eski Mezopotamya’da astronomi ve astrolojinin kesin olarak birbirinden ayrılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca astrologlar tarafından Asur krallarına gönderilen astrolojik raporlar ve mektuplar Mezopotamya astrolojisi hakkında önemli kaynaklardır. Eski Mezopotamya gökbilimleri dinin bir uzantısı olarak gelişme göstermiştir. Mezopotamya’da M.Ö. I. Binyıl’ın ikinci yarısından itibaren gök bilimlerinde önemli bilimsel keşifler meydana gelmiştir. Böylece Mezopotamya gök bilimlerinde dini inançların etkisi azalmaya başlamıştır. Mezopotamya astrolojisinin özellikle Yunan, Mısır ve Hint astrolojisini etkilediğini öğreniyoruz. Anahtar kelimeler: Sumer, Asur, Bābil, Antik Mezopotamya, Bābil Astrolojisi, Burçlar, Enuma Anu Enlil, MULAPİN, Antik Astronomi.