Ahmet Mithat Anlatılarında Kimlik İnşası ve Modernizm (original) (raw)

Mustafa Kutlu'nun Nur Hikayesinde Modern Paradigmanın Karşısında Bir Kimlik İnşasına Yönelik Değerler

ÇÜTAD Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2023

Mustafa Kutlu, modern Türk hikâyesinin gelişim ivmesinde sanatsal duruşunu dil, üslup ve biçim yönüyle hikâyede sabitleyen ender yazarlardandır. Hikâyelerinin zeminini, modernizme bağlı gelişen toplumsal değişimin bireyin zihin dünyasında meydana getirdiği tahribat oluşturur. Onun hikâyelerinde, insanın iç derinliğine yönelen, zamanın ve eşyanın hakikatini sorgulayan, aynı zamanda İslam medeniyetinin kültür birikiminin damıtıldığı toplumsal hayat pratiğini arzulayan bilinçli bir duruş vardır. Bu durum Kutlu’nun modernizm ve gelenek arasında gelenekten yana aldığı tavrı belirginleştirir. Kutlu, hemen her hikâyesinde İslam inancı, kültürü ve geleneğiyle yoğrulmuş; Anadolu irfanının öz değerleriyle inşa edilmiş bir kimliğe dönüş çağrısı yapar. Bu çalışmada Kutlu’nun Nur hikâyesi üzerinden teklif ettiği kimliğin değerler dünyası incelenmiştir.

Ahmet Mithat Efendi'de mizahın toplumsal cinsiyeti

Bilkent University, 2014

Ahmet Mithat Efendi, one of the most prolific writers of the establishment phase of modern literature, depicts an age of political and social transformation, while also producing the first examples of novels and stories. In reflection of his social responsibility consciousness, this writer discusses in his texts the necessity of building a society according to neo-traditional forms, without departing from the principle of "useful information". Acknowledging the advantages of popularization Ahmet Mithat Efendi takes advantage of opportunities provided by the media, in his production of series of novels and stories which depict his view of ideal social order and his conceptualization of modern identities for both men and women. Through such works, and by using media as a channel, he aims to be accessible to all sectors of society and share his views on ideal traditional-modern femininitymasculinity forms. In other words, while reproducing tradition according to Western criteria, his primary goal is to reorganize gender relations. Features of traditional narration function as a vehicle for the author, onto which he transposes the images of men and women who will lead society. Thus, Ahmet Mithat Efendi, aware of the limitations of his contemporary readership and of traditional forms of narrative, inserted his view of ideal gender roles into fictional texts. The writer employs humor for the purpose of combining his view of a new social order with gender identity in his literary texts. Humorous elements contribute both to constructing the text and to determining an ideal gender perception; people and phenomena, though depicted in humorous ways, display a social acceptance of gender roles. In this context, during the Tanzimat period the behavior of the Ottoman citizen and readers' perceptions of gender identities are shaped according to Western norms Ahmet Mithat Efendi promotes such influences within his fictional works of and he uses humor as a tool to help convince his readership of his ideas. vi

Modernleşme, Aşkın Yurtsuzluk ve Kimlik

ÖZ Bu yazı, "kimlik" meselesini, ev/yurt, yersizyurtsuzluk, kimlikçi mantık, kimliksizleşme, ironi gibi anahtar kavramlarla ve modernliğe yönelik fenomenolojik bir okumayla değerlendiriyor. Yazının amacı, hem oluş felsefesinin zamana/ilerlemeye/evrenselciliğe vurgu yapan ilkelerinin ve hem de varlık felsefesinin mekânı/ilerleme eleştirisini/yerelciliği önceleyen ilkelerinin kendi başına ele alındıklarında yol açacakları tek yanlılığa dikkat çekmek ve kimliği "ikili optik"le değerlendirmek. Kimlik, aynı anda geçerlilik talep eden iki ilkenin arasında, Oluşun kaygan zeminleriyle Varlığın aşkın yurt arayışlarındaki sabitlemelerinin gelgitinde yer alır; "Varolma"nın olduğu gibi "Oluş"un, geçmişin olduğu gibi geleceğin, sürekliliğin olduğu gibi değişimin konusudur. Kapitalist modernleşmenin yurtsuzlaştıran süreçlerinde acımasızca akan (Hegelyen) Dünya-tarihi'ne karşı otantik etiğe çağrılırız. Diğer yandan, bir tarafta Hegel'in huzursuz tin'i diğer tarafta ise Heidegger'in otantik etiğiyle "kaygı"lanırız. Bu duraksız gelgitler hakkında uyanık olmak, sorunu kökten çözmese bile mesele haline getirmenin bir yolu olabilir; iki taraflı kaygıları anlamayı ve sorgulamayı sağlayabilir; tehlikeli çağrılmalara ve mensubiyetlere karşı bizi sürekli uyarır. O halde, yapılması gereken, kimliği ironisinden yalıtarak ele alan tek optikli/boyutlu yaklaşımın terk edilmesidir. ABSTRACT This article examines the matter of "identity" via key concepts such as home/territory, deterritorialization, identity logic, non-identity and through a phenomenological reading of modernity. The aim of this article is to attract attention the one-sidedness (which is manifested when these two issues are treated separately) of both the principles of the philosophy of becoming, which emphasizes time/progress/ universality, and of ontology, which prioritizes the space/the critique of progress/localism, and to examine identity with the dual optic. Identity exists between these two principles which simultaneously demand validity; in the ebb and flow of the slippery ground of becoming and the immobilization caused by the search for a transcendent territory; identity is a matter of "becoming" as well as of being, of the past as well as the future, of change as well as continuity. We are called towards the authentic ethic against the (Hegelian) world-history, which flows relentlessly through the deterritorializing processes of the capitalist modernization. Still, we are anxious with Hegelian uneasy Geist on the one hand, and with Heideggerian authentic ethic on the other. Being aware of this unceasing tide may not solve the problem completely, but it might be a way to make a question of it; it may help understand and question the reciprocal concerns; it warns us against dangerous connotations and allegiances. What should be done then is to abandon one-optical/dimensional approach, which deals with identity by insulating it from its inherent irony.

Mi̇llet İnşâi: Özcü, Moderni̇st Ve Etno-Sembolcü Yaklaşimlar

Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2015

Bu çalışma millî kimliğin inşâına dair farklı yaklaşımları karşılaştırmalı olarak tartışmak amacındadır. Kimliğin sosyal ve tarihî gelişmelerden bağımsız doğal bir "öz"le birlikte düşünülmesi gerektiği biçimindeki "özcü" iddianın karşısına, modernistlerin kimliğin bir sosyal mühendisliğin ya da hayal etmenin ürünü olduğu iddiasını yerleştirebiliriz. Çalışmada son olarak, bu iki yaklaşımın kimi aslî vurgularının bir arada ele alınması gerektiği iddiasındaki etno-sembolcü yaklaşım analiz edilmektedir.

Kendilik Bahsi ve ‘Ahlat Ağacı’ Filminde Modernite Eleştirisi

ATEBE, 2021

Bu makale, iTenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir/This article has been scanned by iTenticate. No plagiarism detected. Etik Beyan/Ethical Statement: Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur/It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited (Kübra Çamurdaş).

Mesafesiz Dilin Olanakları: Hikâye Anlatan Adam Ahmet Mithat

Söylem Filoloji Dergisi, 2016

1870-1910 yılları arasındaki kırk yıllık yazın hayatı boyunca iki yüze yakın telif/tercüme eser kaleme almış, velut bir yazar olan Ahmet Mithat, gerek yaşamı ve renkli kişiliği gerekse de yazarlığı ve eserleri ile senelerdir kendinden söz ettirmiştir. “Efendi Baba”, “Kırk Beygir Gücünde Yazı Makinesi” gibi adlarla anılan yazar hakkında farklı perspektiflere sahip birçok akademik araştırma ve çalışma yapılmıştır. Nüket Esen’in yakın zamanda kaleme aldığı Hikâye Anlatan Adam: Ahmet Mithat adlı inceleme ise hem içerik hem de üslup özellikleri itibarıyla konuyla ilgili öteki çalışmalardan farklı bir yer edinmiştir kendine. Bu kitap, Nüket Esen’in Ahmet Mithat’la ilgili yayımlanan en son kitabı. “En son” diyorum çünkü yirmi beş seneyi aşkın süredir Ahmet Mithat üzerine çalışmakta olan Esen’in yazarla ilgili üç kitabı daha var: Ahbar-ı Asara Tamim-i Enzar (2003), Merhaba Ey Muharrir! [Erol Köroğlu’yla birlikte] (2006), Beliyat-ı Mudhike ve Karı Koca Masalı ve Ahmet Mithat Kaynakçası (2011). Ayrıca, Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar (2006) kitabının ilk bölümü olan “Modern Türk Edebiyatının Doğuşunda Ahmet Mithat” da, Esen’in yazarla ilgili çalışmalarını topladığı önemli kaynaklardan biri. Peki, Esen’in en son yayımlanan kitabında Ahmet Mithat ve onun yazın hayatı nasıl, hangi anlatısal stratejilerle ele alınmıştır, bu incelemenin konuyla ilgili diğer çalışmalara göre konumu ve onlardan ayrılan özellikleri hakkında neler söylenebilir? Hikâye Anlatan Adam: Ahmet Mithat, daha ilk sayfalarında geleneksel tanım, açıklama ve kabullere aykırı bir anlatım ve okunuş biçiminin olacağını deklare eder niteliktedir: “Ahmet Mithat’ın, geleneklere bağlı biri olarak bilinmesine rağmen nedense kalıpların dışına taşan bir aykırılığı vardır. Yaşadığı dönemin diğer yazarlarına hiç benzemez. Zaman zaman nereye ait olduğu, tam olarak nerede durduğu anlaşılmaz.” (2014: 9) Esen’in ön sözde değindiği bir diğer kayda değer nokta da bu metnin akademik bir inceleme olmadığı, daha çok yirmi beş senelik Ahmet Mithat çalışmasının Esen’de kalan iz ve etkilerinin bir çeşit tezahürü olduğu vurgusu. Esen’in kendi deyimiyle bu kitap, 21. yüzyılın başında bir kadın Türk edebiyatı araştırmacısının Ahmet Mithat’ta gördüklerini işlemektedir (10). Yirmi beş senedir devam eden Ahmet Mithat çalışmalarının Esen’deki izleri, etkileri kitabı şekillendirdiği için metin, çoğu zaman mesafeli ve nesnel bir üslubun hâkim olduğu akademik çalışmalardan ziyade daha çok sohbetimsi ve samimi bir deneme tarzına yaklaşmaktadır. Yazar, metin boyunca ele aldığı sorunsalları sade ve rahat bir üslupla dile getirmiş ve böylelikle edebî dünyanın epistemik cemaatine ait olan mesafeli, “üst dil”i kırarak onu âdeta herkesin erişimine açmıştır.

Hayal ve Hakikat: Ahmet Mithat ve Bir 5 Harfli

http://www.5harfliler.com/hayal-ve-hakikat/ Elli liralık banknotların arkasında yer alan bir imge olarak Fatma Aliye figürü zamanımızın (sözel) ekonomisinde tedavüle girmiş bulunmakta. Ancak Fatma Aliye’nin modern Osmanlı edebiyat alanına dahil oluşu çok daha meşakkatli.

İhap Hulusi’nin Afişlerinde Modernleşme ve Yeni Yurttaş

Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD)

Cumhuriyet bir toplumsal dönüşüm projesidir. Bu proje yeni ulus-devletin siyasal, adli, idari, eğitsel ve ekonomik kurumlarını yeniden inşa ederken, yeni yurttaş, kadın ve erkek kimliklerini, gündelik hayat, değer ve ahlak anlayışını da şekillendirmeyi amaçlamıştır. Bu yeni toplum devrimlerle, kurumlarla yeniden oluşturulurken, bireyin gündelik hayatına nüfuz etmek, bu yenilikleri topluma aktarmada kitle iletişim araçları çok önemli rol oynamıştır. Gazete ve dergilerin yanı sıra afiş bu araçlardan biridir. Hatta afişin az sözcük ve çok görsele dayalı yapısının toplumun belleğinde daha etkili ve kalıcı rolü olduğu söylenebilir. Bu çalışma, erken Cumhuriyet dönemi afişlerinin modernleşme projesi bağlamında incelenmesini ele almaktadır. Bu doğrultuda, İhap Hulusi’nin afişleri incelemenin konusu oluşturmaktadır. Çalışmanın temel amacı, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde modernleşmenin ve yeni yurttaş kimliğinin inşası sürecinde belirleyici olan bileşenlerin İhap Hulusi’nin afişlerinde nası...

Ahmet Mithat Efendi'nin Ahmet Metin ve Şirzat Romanında Tarihsel Hafıza

Söylem Dergisi, 2023

Tarih bilimi, kaçınılmaz olarak geçmişe dayandığı için bir 'hatırlama', 'hafızada arama', 'hatırlatma' etkinliğidir. Dolayısıyla insanın, tarihsel bilgiye dayanan bir hafızası ve hatırlama biçimi söz konusudur. Öte yandan edebiyat ise esasen dil, düşünce, hayal, hafıza ve çağrışıma dayanan bir sanat etkinliğidir. Özellikle konu ya da kurmaca bir araç olarak tarih bilgisinden yola çıkan eserlerde 'tarihsel hafızaya' bağlı bir hatırlama biçimi ortaya çıkar. Böylece yazı, dil, yaşantı, zaman, söylem gibi anlatısal araçları bakımından tarih bilimi ve edebiyat arasında kurgusal ve tahkiyevi bir ortaklığın varlığından söz edilebilir. Bu bağlamda okunduğunda, Türk edebiyatında ilk Türk romancılarından biri olan Ahmet Mithat Efendi'nin Ahmet Metin ve Şirzat romanında tarihe dayalı bir hatırlama biçimi söz konusudur. Bu romanda Ahmet Mithat Efendi, tarih algısı bakımından 19. yüzyılın romantik tarih anlayışının etkisindedir. Romantik tarih algısına bağlı olarak geçmişe ideolojik ve idealist bir perspektifte bakan yazar, iki örnek kahraman yaratmıştır. Bu çerçevede romanın merkezi kahramanları Ahmet Metin ile Şirzat, Osmanlı-Müslüman-Türk kimliğini temsil eden birer prototiptirler. Roman, Ahmet Metin'in Selçuklu asilzadesi Şirzat'ın maceralarını anlatan bir tarih kitabının peşine düşerek Sicilya'ya yaptığı deniz yolculuğundan oluşmaktadır. Yazaranlatıcı bu yolculukta tarih kitapları, seyahatname, sözlük, ansiklopedi gibi çeşitli kaynaklara başvurur. Bu makalede, Ahmet Metin ve Şirzat romanında merkezi bir konumda yer alan tarihsel hafızanın görünme biçimleri incelenmektedir. Çünkü romanda anlatıcı veya kahramanların neleri hatırladığı, hatırlamanın amacı, hafızanın anlam ve nitelikleri, anlatının özünü ve odak noktasını temsil eder.