Aşırı Sağ Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Milenyuma yaklaşırken dünyayı 20.yüzyıldan daha iyi bir gelecek bekliyordu. Demokratik rejimlere geçiş dünya çapında artıyor, uluslararası üretim, ticaret ve finans ağı genişliyor, Avrupa entegrasyonunda genişleme ve derinleşme süreci... more

Milenyuma yaklaşırken dünyayı 20.yüzyıldan daha iyi bir gelecek bekliyordu. Demokratik rejimlere geçiş dünya çapında artıyor, uluslararası üretim, ticaret ve finans ağı genişliyor, Avrupa entegrasyonunda genişleme ve derinleşme süreci başarıyla yürütülüyor, Batı ve Batı-dışı toplumların ekseriyetinde refah ve özgürlük düzeyi yükseliyordu. Umutsuz olmak için şüphesiz sebepler vardı; fakat bu sebepler Liberal Zeitgeist'ın gölgesinde kalıyordu. 2000'li yıllara gelindiğinde ise yaşanan gelişmeler iyimser beklentileri boşa çıkarmaya başlamıştı. Yakın zamanda demokratikleşen ve demokrasileri illiberal, rekabetçi, seçimsel gibi " sıfatlarla " (Collier & Levitsky, 1997) nitelenen hibrid rejimlerde otoriteryenizmin yükselişine ve demokrasinin gerileyişine şahit olmaya başladık. Larry Diamond'ın belirttiği gibi, 2000-2014 yılları arasında Rusya, Filipinler, Ukrayna, Venezuela ve Tayland dâhil 25 ülkenin demokrasisinde çöküntü yaşandı. Ayrıca, 2006 yılından itibaren yalnızca seçimsel demokrasilerin değil aynı zamanda liberal demokrasilerin de sayısı düştü. Bu, üçüncü demokrasi dalgasının başladığı 1974'ten itibaren ilk defa oluyordu (Diamond, 2015). Demokrasinin küresel düzeyde gerilemesi bu yıllarda daha çok demokrasiye geçişte başarısız olan bazı ikinci ve üçüncü dalga demokrasilerde vuku buluyordu. Oysa bugün liberal demokrasi ilk olarak ortaya çıktığı ve kurumsallaştığı birinci dalga demokrasilerde de tehdit altında. Başka bir ifadeyle, milenyumun ilk yıllarında Batı-dışı toplumlarda artan illiberal demokrasi pratiklerini, günümüzde, Batılı demokrasileri kasıp kavuran bir siyaset tarzı takip etmektedir. Dolayısıyla bugün Batılı liberal demokrasiler Fareed Zakaria'nın vurguladığı gibi yalnızca dışarıdan değil (Zakaria, 1997), aynı zamanda, kendi içinden de büyük bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu meydan okuma ise kendisini " popülizm " / " popülist siyaset " ekseninde serimlemektedir. Popülist siyasetin illiberal temayülüne karşı Batılı ülkelerde bulunan yerleşik kurumlar herhangi bir Latin Amerika ülkesinden daha fazla direniyor olsa da i , Batıyı saran " Popülist Zeitgeist " (Muddle, 2004) nihai olarak liberal demokrasinin geleceğini orta ve uzun vadede tehdit etmektedir. Zira popülistler yüzyıllar içinde kökleşmiş tüm liberal değer ve kurumları açık bir biçimde hedef almakta ve Batı siyasetinde ve toplumunda paradigmatik bir değişimi zorlamaktadır. Peki liberal demokrasiyi tehdit eden ve yükselişinden sıklıkla bahsedilen bir fenomen olarak " popülizm " nedir ve temel karakteristik özellikleri nelerdir? Popülizm ile liberal demokrasi arasında nasıl bir gerilim vardır? Batı ülkelerinde ortaya çıkan ve nüfuzunu artıran popülist siyaset tarzı bir anomaliyi mi yoksa eş zamanlı ve istikrarlı bir trendi mi ima etmektedir? Eğer ikincisiyse bu trendin ulusal ve uluslararası kökenleri/nedenleri nedir? Farklı ülkelerdeki popülistler arasında oluşan enformel ve moral ittifakın temelleri ve ortak gündemi nedir? Bu ittifak bölgeselleşen ve hatta küreselleşen sorunlar açısından ve liberal demokrasilerin geleceği bakımından ne ifade ediyor? Liberal demokrasinin sonu yaklaşıyor mu? Bu popülist meydan okuma karşısında müesses nizamın kurum ve aktörleri ne yapmalı? Batıda yükselen popülizme dair bu soruların her biri hacimli bir çalışmayı gerektirmekle birlikte bu makale çerçevesinde daha kompakt yanıtlar verilmeye çalışılacaktır. Popülizmin Temel Unsurları Popülizm, temel olarak, halk kitlesini mobilize eden ve müesses nizamı (established order) kökünden sarsmayı vaat eden lider ya da organizasyonların başvurduğu yarı-ideolojik bir çerçevedir. Esasında bir ideoloji olmaktan çok diğer ideolojileri de kesen 'siyasi bir tarz' olarak popülizm şimdiye kadar hemen her ülkede ve bağlamda kendine özgü biçimleriyle ortaya çıkmıştır. Buna karşın ülkelerin 1 Yüksek Lisans öğrencisi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 2 Yüksek Lisans öğrencisi, Boğaziçi Üniversitesi