Cultural Studies (Communication) Research Papers (original) (raw)
2025, Türkbilig
İnsanlık tarihine bakıldığında en başından bugüne, insanın, varoluşunu sürdürmek adına daima tüketme eylemi içinde olduğu görülür. Önceleri ihtiyaçları için ve ihtiyaçları doğrultusunda ‘fayda’ odağıyla tüketime yönelen insanoğlu, zaman... more
İnsanlık tarihine bakıldığında en başından bugüne, insanın, varoluşunu sürdürmek adına daima tüketme eylemi içinde olduğu görülür. Önceleri ihtiyaçları için ve ihtiyaçları doğrultusunda ‘fayda’ odağıyla tüketime yönelen insanoğlu, zaman içerisinde -bilhassa Sanayi Devrimi ertesinde- hipnotize olmuşçasına, doğrudan, tüketmenin kendisini bir ihtiyaç hâline getirir. Bu süreç kapitalizmi doğururken, bu süreçte insan, nesnelere fonksiyonları ve faydaları için değil, onlar üzerinden statü sağlama/yansıtma ve modayı kaçırmama gibi gayelerle yönelir hâle gelir. Söz konusu global süreç Osmanlı Devleti/Türkiye’de de 1900’lü yıllardan itibaren dünyaya paralel bir şekilde ve yıllar içerisinde etkisini arttırarak varlık gösterir. Sosyolojik gerçekliği daima bünyesinde barındıran edebiyat eserine ve daha özelde Türk romanına bakıldığında, özellikle Servet-i Fünûn döneminde -daha çok Halit Ziya’nın eserlerinde- ve sonraki dönemde tüketimin söz konusu olduğu romanlar varlık gösterir. Tüketimin toplumdaki işleyişine paralel olarak tüketim kültürünün örneklendiği romanlar, esas itibarıyla Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında sayıca artar. Sayıca artmanın yanı sıra konunun işlenişi de derinlikli ve çok boyutlu bir hâle gelir. Cumhuriyet dönemi Türk romanında tüketim kültürünün işlenişini ele alan bu çalışmada -tarih aralığını sınırlandırmak ve belirli bir dönemi incelemek adına- modernist olduğu konusunda ortak kabul gören yaklaşık kırk roman taranarak tüketim kültürünün izlerine rastlanan sekiz roman üzerinden bir örneklendirmeye varılmıştır.
2025, Science Diplomacy
This Science Digest is open to new ideas, valid criticism and constructive feedback. If there is any science diplomacy/ policy related event which requires wider outreach, please share it with us. We welcome your articles/ feedback/... more
This Science Digest is open to new ideas, valid criticism and constructive feedback. If there is any science diplomacy/ policy related event which requires wider outreach, please share it with us. We welcome your articles/ feedback/ suggestions at
2025, İnsan ve Toplum Dergisi
2025, Politik ‘Şeyleri’ Tasniflemek: Komplo Teorileri Nasıl Okunmalı
2025
Nostalji literatürü yaygın olarak, radikal değişim dönemlerinde, daha sabit, sakin ve mutlu algılanan bir geçmiş imgesine yönelik özlemin, yani kolektif nostaljinin arttığını varsayar. Türkiye'nin özellikle son on yılda bu tarz bir kökten... more
Nostalji literatürü yaygın olarak, radikal değişim dönemlerinde, daha sabit, sakin ve mutlu algılanan bir geçmiş imgesine yönelik özlemin, yani kolektif nostaljinin arttığını varsayar. Türkiye'nin özellikle son on yılda bu tarz bir kökten dönüşüm geçirdiği ileri sürülebilir. Bu süreç, "Eski-Yeni Türkiye" karşıtlığında vücut bulan, kutuplaşmayı artırıcı, politik bir söyleme de dönüşmüştür. Eski Türkiye'yi "altın çağ" olarak görenler için bu dönemin popüler kültürü, iyileştirici, bugünden kaçışı sağlayan bir işlev edinmektedir. Şüphesiz bu durum, nostaljinin bir "duygu" olarak sadece olumlu olana yönelmesiyle ilgilidir. Bu çalışma, "Eski-Yeni Türkiye" gerilimini, "yitirilmiş rejim nostaljisi" kavramı bağlamında, Old Laik Days (@oldlaikdayss) adlı Instagram hesabı üzerinden okumayı hedeflemektedir. Paylaşımlar incelendiğinde, yitirilmiş rejim nostaljisi (geçmişi yüceltme), geçmiş ile bugünü kıyaslama, iç-şarkiyatçılık ve bastırılmış hıncı dolayımlama temalarının baskın olduğu görülmektedir.
2025, Asian Journal of Professional Ethics & Management
Sanskrit literature is a treasure trove of ancient wisdoms which continue to be pertinent even today. From time-immemorial, our ancient sages have been extolling the virtue of silence. "Mounam", the Sanskrit word for "silence" derives... more
Sanskrit literature is a treasure trove of ancient wisdoms which continue to be pertinent even today. From time-immemorial, our ancient sages have been extolling the virtue of silence. "Mounam", the Sanskrit word for "silence" derives from the word "Muni" as "Muneh idam-Mounamiti" (that which is pertaining to Muni). This shows how important silence was for the ancient ṛishis. However, in this age of fake news and social media, the signal to noise ratio has become very low, with truth and ethics getting lost in the din. In the following article, we let "silence" speak for itself. From the subhashitanis that silence quotes, discerning readers can easily understand the role of silence in ethics and management.
2025, Arredamento Mimarlık
2025
-eleştirel bir girişfahrettin altun içdüzen mürettibhane kapak tasarımı ve uygulama ahmet altıyaprak baskı-cilt elma basım yayın ve iletişim hizmetleri san. tic. ltd. şti. matbaa sertifika no: 12058 insan yayınları istiklal caddesi no: 96... more
-eleştirel bir girişfahrettin altun içdüzen mürettibhane kapak tasarımı ve uygulama ahmet altıyaprak baskı-cilt elma basım yayın ve iletişim hizmetleri san. tic. ltd. şti. matbaa sertifika no: 12058 insan yayınları istiklal caddesi no: 96 beyoğlu/istanbul
2025
This article analyzes the construction of verisimilitude realized in a graphic novel created by the American-Maltese author Joe Sacco, a work assignable to the genre denominated Comic-Journalism. The work undertakes this objective... more
This article analyzes the construction of verisimilitude realized in a graphic novel created by the American-Maltese author Joe Sacco, a work assignable to the genre denominated Comic-Journalism. The work undertakes this objective understanding the verisimilitude in the sense in which authors like Todorov, Kristeva, Barthes and Eco understood it; and taking into account the attribution of sources, the utilization of different degrees of iconicity in the drawing and the appropriation of own resources of audiovisual journalism grammar.Este artículo analiza la construcción de verosimilitud realizada en una novela gráfica creada por el autor norteamericano-maltés Joe Sacco, una obra adscribible al género denominado Comic-Periodismo. El trabajo acomete tal objetivo entendiendo lo verosímil en el sentido en que lo entendieron autores como Todorov, Kristeva, Barthes y Eco; y atendiendo a la atribución de fuentes, a la utilización de distintos grados de iconicidad en el dibujo y a la apropi...
2025
Tarihi bir olaya, Dersim Soykırımı anısına dikilen bir anıtın açılışına tanıklık ediyoruz. Anıtlar, yaşanmış bir tarihin unutulmaması ve hatırlanmasını için dikilirler. Antropologlar, insan hafızasının esas refleksinin unutmak olduğunu... more
Tarihi bir olaya, Dersim Soykırımı anısına dikilen bir anıtın açılışına tanıklık ediyoruz. Anıtlar, yaşanmış bir tarihin unutulmaması ve hatırlanmasını için dikilirler.
Antropologlar, insan hafızasının esas refleksinin unutmak olduğunu söylerler. Çünkü ne bireylerin ne de toplulukların geçmişte yaşadıkları her şeyi hatırlamaları mümkündür. Unutmak, insanın yeni eylemliliğin temel şartıdır. Asıl mesele şudur: mutlaka unutulmaya mahkûm olan hangi olayları seçmeli ve onları yaratacağımız hangi mekanizmalar yoluyla unutulmaz hale getirmeliyiz? Anıtlar, müzeler, sözlü tarih çalışmaları bu soruya verilen yanıtlardan sadece bazılarıdır.
Peki niye hatırlamak zorundayız? Unutmak, hatırlamamak daha iyi değil mi?
Hatırlamanın, birbirinden kopuk olmayan; iç içe geçmiş ve biri diğerini doğuran dört temel nedeni vardır. Konuşmamda bu dört temel nedeni okuyacaksınız.
2025
It is a great honor for me to have been invited to address such a distinguished audience. I want to thank IATEFL, particularly the President, Peter Grundy, for his personal invitation, and the conference organizers, particularly Alison... more
It is a great honor for me to have been invited to address such a distinguished audience. I want to thank IATEFL, particularly the President, Peter Grundy, for his personal invitation, and the conference organizers, particularly Alison Medland, for making it possible for me to be here, and for all the thoughtful arrangements.
2025, Контуры будущего в контексте мирового культурного развития : XVIII Международные Лихачевские научные чтения
Шемякина О.Д. "Триада враждебности": препятствия для диалога культур // Контуры будущего в контексте мирового культурного развития : XVIII Международные Лихачевские научные чтения, 17–19 мая 2018 г. — СПб. : СПбГУП, 2018.— С. 455-457.
2025, Altyazı Aylık Sinema Dergisi
Altyazı'nın Mart 2022'de dijital olarak yayınlanan 217.sayısında yer alan Apichatpong Weeresethakul dosyasında yer alan yazı.
2025, İNALCIK VE OĞUZOĞLU ANISINA OSMANLI DEVLETİ'NİN KURULUŞUNDAN CUMHURİYET TÜRKİYE'SİNE YALAKOVA'DAN YALOVA'YA 2024 CİLT 2
Osmanlı-Türk modernleşmesinin önemli bir yönü olan şehirleşmede, 1950-1960 yıllarına tekabül eden Demokrat Parti dönemi özel bir sa a teşkil etmektedir. Bu süreç, Amerikalı araştırmacı Daniel Lerner ve ekibinin gerçekleştirdiği Türkiye,... more
2025, Communication and Critical/Cultural Studies
Engaging critical rhetorical fieldwork in the Mariana Islands archipelago, this article destabilizes colonial naming projects and US federal control that dispossess island places from Indigenous peoples. On Euro-American and military... more
Engaging critical rhetorical fieldwork in the Mariana Islands archipelago, this article destabilizes colonial naming projects and US federal control that dispossess island places from Indigenous peoples. On Euro-American and military maps, archipelagoes are depicted as distant, tiny, empty, or merely (is)lands for US geostrategic control. I argue for a remapping of the Marianas as expansive, oceanic sites of resistance to colonial cartographic violence and US militarization. Fieldwork in the Marianas demonstrates how Indigenous epistemologies function as archipelagic rhetoric enacted through a Chamoru sense of place. I examine these fluid relational connections to place and their implications for decolonization.
2025, Communication and Critical/Cultural Studies
Engaging critical rhetorical fieldwork in the Mariana Islands archipelago, this article destabilizes colonial naming projects and US federal control that dispossess island places from Indigenous peoples. On Euro-American and military... more
Engaging critical rhetorical fieldwork in the Mariana Islands archipelago, this article destabilizes colonial naming projects and US federal control that dispossess island places from Indigenous peoples. On Euro-American and military maps, archipelagoes are depicted as distant, tiny, empty, or merely (is)lands for US geostrategic control. I argue for a remapping of the Marianas as expansive, oceanic sites of resistance to colonial cartographic violence and US militarization. Fieldwork in the Marianas demonstrates how Indigenous epistemologies function as archipelagic rhetoric enacted through a Chamoru sense of place. I examine these fluid relational connections to place and their implications for decolonization.
2025, Etnorock II: Diez años después
En el presente capítulo, utilizando como ejemplo a varias bandas del rock tsotsil, se examina la hipótesis que las y los artistas de música contemporánea que ejercen sus canciones en los idiomas regionales de México están siendo... more
En el presente capítulo, utilizando como ejemplo a varias bandas del rock tsotsil, se examina la hipótesis que las y los artistas de música contemporánea que ejercen sus canciones en los idiomas regionales de México están siendo insertados dentro de la industria musical en un “circuito cultural” a diferencia del “circuito comercial” de la misma, además, impidiendo su traslado entre ambos. Es decir, debido a su condición étnica que está siendo vislumbrada a través de su arte y donde es uno de sus elementos principales, dichos grupos musicales se pueden sostener económicamente sólo a través de los programas del gobierno orientados hacia los grupos indígenas (neoindigenismo) y eventos temáticos donde se celebra la diversidad cultural de México. Esto a diferencia de un denominado “circuito comercial” dentro del cual artistas nacionales e internacionales se presentan en festivales masivos y en lugares trascurridos comúnmente (bares, clubes, foros, etc.) que están orientados hacia los conciertos en vivo, y donde las bandas que cantan en idiomas regionales de México usualmente están ausentes.
A través de entrevistas cualitativas con los músicos del rock tsotsil, se indaga por sus opiniones sobre las posibilidades, las limitaciones y la perspectiva que involucra el hecho de ser una “banda indígena” dentro de la industria de música en México.
Se concluye que esta situación, caracterizada por un implícito statu quo dentro de la industria y una rígida diferenciación y segregación de lo indígena y lo no indígena, está directamente vinculada con una de las expresiones del racismo más aparentes en México: la discriminación étnica y el racismo anti-indígena, donde colindan tanto el racismo cultural como el racismo colorista.
2025, Etnorock II: Diez años después
Los escritos reunidos en este libro invitan a retornar a una revisión crítica del etnorock como fenómeno sociocultural, pero en esta ocasión redimensionado como un concepto paraguas para referirse a las expresiones musicales de distintos... more
Los escritos reunidos en este libro invitan a retornar a una revisión crítica del etnorock como fenómeno sociocultural, pero en esta ocasión redimensionado como un concepto paraguas para referirse a las expresiones musicales de distintos géneros contemporáneos en diferentes idiomas regionales, por así nombrarlos, debido a su concentración lingüística en determinadas regiones de México. Se propone una reflexión retrospectiva, tomando como referencia el auge del etnorock a principios del presente siglo, propiciado tanto por la producción musical como por su interés académico, pero también a partir de la cualidad casi longitudinal de este libro al ponerlo en perspectiva comparativa con “Etnorock. Los rostros de una música global en el sur de México” (2014). ¿Qué es lo que ha cambiado desde entonces? ¿Cuáles son los aspectos y temas que están siendo priorizados actualmente al indagar sobre el etnorock en México? ¿Qué perspectivas epistemológicas y analíticas se adoptan sobre el etnorock a diez años de su primera publicación? Estas son algunas de las interrogantes que se intenta responder en los capítulos que conforman esta obra.
2025, Uluslararası Dil Edebiyat ve Kültür Araştırmaları Dergisi
Bu çalışmanın amacı, Celil Memmedguluzade'nin 1894 yılında yayımlanan Danabaş Köyünün Hikâyeleri adlı öykü kitabından "Danabaş Köyünün Öyküsü" başlıklı hikâyesini temel alarak, Azerbaycan'da kadınların bilinçlenmesi, toplumsal... more
Bu çalışmanın amacı, Celil Memmedguluzade'nin 1894 yılında yayımlanan Danabaş Köyünün Hikâyeleri adlı öykü kitabından "Danabaş Köyünün Öyküsü" başlıklı hikâyesini temel alarak, Azerbaycan'da kadınların bilinçlenmesi, toplumsal gerçekçilik, ataerkil yapılar ve cehalet konularını ele almaktır. Metin, Mihail Bahtin'in çok-dillilik, çok-seslilik, diyalojizm ve karnavalesk kavramları kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada, ana kadın karakter Zeynep'in, 19. yüzyılda kadınların temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakılmasına rağmen, bu hakları elde etmek için nasıl mücadele ettiklerini ortaya koyduğu savunulmaktadır. Eserin Bahtinci perspektiften okunması, Zeynep'in diğer karakterlerle olan etkileşimlerini ortaya koyan önemli bir araç olarak işlev görmüştür. Bu tutumun mizahi bir dille ele alınması ise, geleneksel ataerkil düzeni sorgulamaya ve alternatif bakış açılarına kapı aralamaya olanak tanımıştır. Karnavalesk yaklaşım, yazarın ciddi meseleleri daha erişilebilir ve eleştirel bir biçimde ele almasına, ayrıca bazı toplumsal normların absürtlüğünü vurgulamasına yardımcı olmuştur. Bu kapsamda, Zeynep'in deneyimleri, kadınlığın pasif bir temsili yerine, toplumsal diyaloğun aktif bir parçası olarak görülmelidir. Bahtinci bir bakış açısı, Zeynep'in hikâyesini bireysel bir mücadelenin ötesinde, toplumsal bir değişimin sembolü olarak görmemizi sağlamaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmanın önemi, Celil Memmedguluzade'nin "Danabaş Köyünün Öyküsü" adlı eserinin Mikhail Bahtin'in kuramsal kavramları çerçevesinde incelenmesiyle, 19. yüzyıl Azerbaycan'ında kadınların uyanış mücadelesinin bağlamsallaştırılmasında yatmaktadır.
2025
Christian Boltanski'nin sanatsal pratiği ve Bulgaristan nekrolog geleneği, hafıza, kimlik ve ölüm temalarını derinlemesine inceleyerek, bireysel kayıp ile kolektif hatırlama arasında derin bir diyalog oluşturmaktır. Boltanski'nin "Les... more
Christian Boltanski'nin sanatsal pratiği ve Bulgaristan nekrolog geleneği, hafıza, kimlik ve ölüm temalarını derinlemesine inceleyerek, bireysel kayıp ile kolektif hatırlama arasında derin bir diyalog oluşturmaktır. Boltanski'nin "Les Archives du Coeur" (Kalp Arşivleri) ve "Monuments" (Anıtlar) gibi eserleri, fotoğraflar, kişisel eşyalar gibi arşiv materyallerini kullanarak insan varoluşunun kırılganlığını araştırır ve yok olanın varlığını hatırlatma amacı taşımaktadır. Benzer şekilde, Bulgaristan'daki nekrologlar, kamusal alanlarda sergilenen ölüm ilanları olarak, kişisel yası kolektif bilince entegre etmektedir. Her iki pratik de, özel yas sürecini paylaşılan bir kültürel deneyime dönüştürerek, yaşamın geçiciliğini ve hafızanın kalıcı gücünü vurgulamaktadır. Boltanski'nin enstalaonları, kişisel ve kolektif hafıza arasındaki sınırları bulanıklaştırarak, izleyicileri insan varoluşunun geçiciliğiyle yüzleşmeye davet etmektedir. Bulgar nekrologlar ise, Bulgaristan'ın kültürel, dini geleneklerine ve kaybettikleri sevdiklerine bağlılık göstermektedir. Bu ilanlar, ölümü duyurmak ve toplumu yas sürecine katılmaya davet etmek amacıyla kamusal alanlarda sergilenmektedir. Nekrologlar, genellikle biyografik detaylar, fotoğraflar ve keder ifadeleri içerir, böylece hem bireysel bir saygı hem de kamusal bir kayıp bildirimi işlevi görmektedir. Kolektif hafıza kavramı ise, hem Boltanski'nin eserlerinde hem de Bulgar nekrologların merkezi bir role sahiptir. Boltanski, anonim portreler ve tekrarlanan yerleştirmeler kullanarak, bireysel kimliklerin genellikle daha büyük tarihsel anlatılara ve anıtlara nasıl dönüştüğünü vurgular. Buna karşılık, Bulgar negrologları, ölen kişiyi kişiselleştirerek, onların hafızasını toplum içinde canlı tutma amacı güdmektedir. Her iki pratik de, sosyal bağları güçlendiren ve hafızanın sürekliliğini sağlayan kültürel araç olarak işlev görmektedir. Kamusal alanları ya da sergi mekânlarını birer anma mekânlarına dönüştürerek, kişisel ve kolektif yas arasındaki sınırları sürekli olarak yeniden inşaa etmektedir. Sonuç olarak, Boltanski'nin sanatı ve Bulgar nekrogları, hafıza, kimlik ve ölümün birbirine olan bağlılığını farklı biçimlerde ifade eden yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki yaklaşım da, yas ve hatırlama deneyimine dair derin bir anlayış sunarak, geçmişi nasıl andığımızı ve bireysel kaybı kolektif bilince nasıl entegre ettiğimizi sorgulamamıza olanak tanımaktadır. Bu çalışmada, 1 Beyan (Tez/ Bildiri): Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur. Çıkar Çatışması: Çıkar çatışması beyan edilmemiştir. Finansman: Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır. Telif Hakkı & Lisans: Yazarlar dergide yayınlanan çalışmalarının telif hakkına sahiptirler ve çalışmaları CC BY-NC 4.0 lisansı altında yayımlanmaktadır. Kaynak: Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
2025, in Cingari, S., Sgavicchia, S. (eds.), Pasolini nel mondo: mito, tradizione, immagini, Mimesis, Sesto San Giovanni
Tutta l'opera di Pier Paolo Pasolini (almeno a partire dal 1958 e fino alla sua morte) è costellata di riferimenti all'Africa, agli africani e alla loro diaspora. Solo per citare alcuni esempi, ricordiamo: i film La rabbia (1963 ),... more
Tutta l'opera di Pier Paolo Pasolini (almeno a partire dal 1958 e fino alla sua morte) è costellata di riferimenti all'Africa, agli africani e alla loro diaspora. Solo per citare alcuni esempi, ricordiamo: i film La rabbia (1963 ), Appunti per un 'Orestiade ajì-icana (1970), Il.fiore delle Mille e una notte (1974), ma anche Salò o le 120 giornate di Sodoma (1975), in cui compare l'icona della "serva negra"; progetti per il cinema, come Il padre selvaggio (1975) e Appunti per un poe ma sul Terzo Mondo ( 1968, postumo); decine di poesie; scritti critici di varia natura, come La Resistenza negra (1961 ); articoli e resocon ti di viaggio che svelano la memoria coloniale italiana (La grazia degli Eritrei del 1968 e altri, in parte postumi); fino a icone estreme di subalternità, quali le schiave in vendita al mercato di Khartoum che incontriamo nel postumo romanzo-fiume Petrolio. In Pasolini, l'interesse per l'Africa e il "mito africano" sgorgano dal suo primario e fondante amore per il mondo contadino e dia lettale friulano; essi vanno pertanto letti alla luce di un più ampio approccio panmeridionalista, sul quale, in questa sede, ci soff erme remo solo brevemente 1 • Nonostante i moltissimi riferimenti all'Africa presenti nell'opera e sebbene il poeta vi ci sia recato una dozzina di volte 2 , per la più * 2 Dr Giovanna Trento ha portato a termine questo saggio nell'ambito della sua affiliazione alla School ofLiterature, Languages & Media della Universit)• of Witwatersrand (Johannesburg, Sudafrica) in qualità di Research Associate. Per approfondimenti rimando a: G. Trento, Pasolini e l'Africa, l'Ajì-ica di Pasolini. Panmeridionalismo e rappresentazioni dell 'Ajì-ica postcoloniale, Mimesis, Milano-Udine 2010. Durante un nostro incontro a Bologna nel 2009, lo scrittore Nico Naldini, cugino e biografo del poeta, mi riferì che Pasolini non fu mai davvero soddi sfatto dai suoi viaggi africani e che l'Africa restò per lui essenzialmente un
2025, AWKA JOURNAL OF RESEARCH IN MUSIC AND THE ARTS (VOLUME 17 ISSUE
Apala music holds a special place in the cultural practices of the Yoruba people of Nigeria. Rooted in history and tradition, Apala music is timeless, with unique rhythms, music and lyrical stories. As the world goes digital, the question... more
Apala music holds a special place in the cultural practices of the Yoruba people of Nigeria. Rooted in history and tradition, Apala music is timeless, with unique rhythms, music and lyrical stories. As the world goes digital, the question of how to preserve this precious heritage in cyberspace arises. Preserving the Yoruba Apala music genre in cyberspace is confronted with substantial challenges due to the lack of extensive digital recordings, limited online access, and the risk of misrepresentation due to the potential loss of heritage and history. This study prescribes the strategies to effectively maintain, protect, reproduce and sustain Apala music culture in cyberspace. This article highlights the concept of the Apala music genre of the Yoruba, describes the musical performance and the potential of choral platforms for preserving Apala music, discusses the challenges of preserving Apala music, and discusses strategies to protect this genre. The methodology for this study is qualitative, and data were elicited through observation, oral interviews, biography and other bibliographical evidence. The conceptual framework for this study is based on the concept of cultural hybridity and globalisation. The paper argues that choral platforms offer a promising way to preserve Apala music in the digital economy. However, the paper also acknowledges some challenges associated with using choral platforms. These challenges include developing new digital tools for preserving Apala music, training choral conductors to use choral platforms, and raising awareness of Apala music among younger generations. The paper concludes by proposing some ways choral platforms can be used to preserve Apala music. The study recommends, among others, a collaborative effort between choral conductors, musicians, and scholars.
2025, Altyazı Aylık Sinema Dergisi
Altyazı'nın 155.sayısındaki Chantal Akerman dosyasından.
2025, Pişmanlık
Çalışmada, Aziz Nesin'in Medeniyetin Yedek Parçası ile Fahri Erdinç'in Marşal Katırı öykülerinden hareketle traktör imgesine bakış, ideolojik söylem üzerinden ele alınmıştır.
2025, Armenian feminist struggle in Turkey
Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Feminist Ermeni Kadınlar Mücadele, Kimlik ve Direniş Kadın hakları mücadelesi tarih boyunca yalnızca cinsiyet eşitliği için değil, aynı zamanda toplumsal adalet, özgürlük ve insan hakları için verilen... more
Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Feminist Ermeni Kadınlar Mücadele, Kimlik ve Direniş
Kadın hakları mücadelesi tarih boyunca yalnızca cinsiyet eşitliği için değil, aynı zamanda toplumsal adalet, özgürlük ve insan hakları için verilen daha geniş çaplı bir mücadelenin parçası olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecinde, Ermeni kadınlar da bu mücadelenin ön saflarında yer almış, eğitim, yayıncılık, sosyal reform ve örgütlenme alanlarında önemli adımlar atmışlardır. Ancak, yaşanan siyasi dönüşümler, azınlık kimliği taşıyan kadınların seslerinin zamanla bastırılmasına neden olmuştur. Bu makale, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde feminist Ermeni kadınların toplumsal mücadelelerini, karşılaştıkları zorlukları ve bıraktıkları mirası ele alarak onların katkılarını gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır.
2025
A 31-hour nissological marathon on JUNE 24 2020 On June 24, 2020, we should have been at Memorial University, Newfoundland, Canada, for our 17 th Islands of the World Conference, but a virus destroyed and shelved our plans. We decided to... more
A 31-hour nissological marathon on JUNE 24 2020 On June 24, 2020, we should have been at Memorial University, Newfoundland, Canada, for our 17 th Islands of the World Conference, but a virus destroyed and shelved our plans. We decided to do something about it. Here are the abstracts of a fine collection of island studies papers to be presented electronically on June 24, 2020. With thanks to the Leslie Harris Centre at Memorial University of Newfoundland, Canada, for technical and logistic support.
2025, Эмоциональные преграды во взаимопонимании культурных общностей (заметки историка о межгрупповой враждебности)
Шемякина, О. Д. Эмоциональные преграды во взаимопонимании культурных общностей (заметки историка о межгрупповой враждебности) / О. Д. Шемякина // Общественные науки и современность. – 1994. – № 4. – С. 104-114 Человек, унаследовав от... more
2025, ACS Publisher
Printed at ACS Prints, Delhi, India "This book is meant for educational and learning purposes. The author(s) of the book has/have taken all reasonable care to ensure that the contents of the book do not violate any copyright or other... more
Printed at ACS Prints, Delhi, India "This book is meant for educational and learning purposes. The author(s) of the book has/have taken all reasonable care to ensure that the contents of the book do not violate any copyright or other intellectual property rights of any person in any manner whatsoever. In the event the author(s) has/have been unable to track any source and if any copyright has been inadvertently infringed, please notify the publisher in writing for any corrective action."
2025, «La letteratura e noi»
Recensione a Marco Vacchetti, "Disegnare un elefante. L'insegnante di liceo come professione", Torino, Einaudi, 2024.
2025, Mexican Studies/Estudios Mexicanos
Este artículo presenta un análisis de la imagen percibida de Tijuana a través de cuatro composiciones musicales compuestas entre 1930 y 1941, todas creadas por compositores no mexicanos. El objetivo es discernir, a través de su contenido... more
Este artículo presenta un análisis de la imagen percibida de Tijuana a través de cuatro composiciones musicales compuestas entre 1930 y 1941, todas creadas por compositores no mexicanos. El objetivo es discernir, a través de su contenido lírico y motivos musicales, marcadores específicos de identidad. Se busca iluminar una Tijuana distinta de la representación convencional predominante que la asocia con una ciudad marcada por el vicio y el deterioro moral. Esta indagación se fundamenta en preguntas fundamentales: ¿Qué constituía la percepción predominante de Tijuana durante la década de 1930? ¿Cómo podemos establecer una correlación entre la música elaborada por compositores extranjeros y las nociones preconcebidas en torno a Tijuana? De este modo, se logra trazar un recorrido histórico-musical que revela una ciudad con una identidad sonora y una historia distintivas.
2025, Kaos Q+ Queer Çalışmaları
Bu çalışmada, Hande Kader cinayetinin 12 Ağustos 2016’da ortaya çıkmasının ardından dijital gazete haberlerinde nasıl yer aldığı incelenecektir. Bu nedenle, internet üzerinden Ağustos 2016 boyunca Hande Kader hakkında yapılan haberler... more
Bu çalışmada, Hande Kader cinayetinin 12 Ağustos 2016’da ortaya çıkmasının ardından dijital gazete haberlerinde nasıl yer aldığı incelenecektir. Bu nedenle, internet üzerinden Ağustos 2016 boyunca Hande Kader hakkında yapılan haberler taranmıştır. Gazete haberleri seçilirken, ana akım ve eleştirel yaklaşımlar geliştiren muhalif medya çeşitliliği göz önünde bulundurulmaya çalışılsa da cinayetin pek çok gazeteye yansıtılmaması sebebiyle taranan gazete çeşitliliği kısıtlanmıştır. bianet, BirGün, Diken, Habertürk ve Sözcü gazetelerinden seçilen beş haber Teun van Dijk’in eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. İnceleme sonucunda, cinayete haberlerde çoğunlukla doğrudan yer verilmediği, yer verilen gazetelerde ise çoğunlukla cinayetin toplumsal olay olarak ele alınmadığı, edilgen bir dille failliğin gizlendiği ve saldırının sorumluluğunun faile değil, failin saldırdığı kişiye yüklendiği görülmüştür. Buna karşın, hak odaklı habercilik anlayışıyla hareket edilen; haber dilini, haberin sunuşunu ve haberin kaynaklarını bu anlayışı esas alarak şekillendirilen haberler de görülmüştür ancak cinayetin nefretle ilişkisini kuran, hak ihlallerini ön plana çıkaran haber dili azınlıkta kalmıştır.
2025, Archaeological Museum of Chania. Guide
This Guide is organically linked to the “Organisation of the permanent exhibition of the new Archaeological Museum of Chania and storeroom equipment” project, which was integrated and completed in the framework of the “Crete 2014-2020”... more
This Guide is organically linked to the “Organisation of the permanent exhibition of the new
Archaeological Museum of Chania and storeroom equipment” project, which was integrated
and completed in the framework of the “Crete 2014-2020” Operational Programme of the
Region of Crete. However, it also provides an overview of the journey of the Museum of
Chania through time and space. We therefore considered it necessary, in addition to our main
objective – the presentation of the permanent exhibition of the Archaeological Museum of
Chania – to include an introductory section briefly presenting the history of the Museum from
its foundation in 1899, the enrichment of its collections over time and its establishment in its
permanent home, against the background of the historical fortunes of Chania. As a result, the
Guide is structured in four parts: the introduction and three main exhibition sections, following
the course of the exhibition narrative.
2025, Bodhi: An Interdisciplinary Journal
This article discusses the discipline of communication as a vidya (true knowledge) according to Hinduism. The present article is a revisit to an older article (Adhikary, 2010). It presents Hindu perspective on communication concerning the... more
This article discusses the discipline of communication as a vidya (true knowledge) according to Hinduism. The present article is a revisit to an older article (Adhikary, 2010). It presents Hindu perspective on communication concerning the Sadharanikaran Model of Communication, employing the message-or artifact-oriented research approach. This article observes moksha as the highest of purushartha chatustayas (four goals of human life) based on Hindu belief and presents an appraisal on verbal communication as a means for attaining moksha-in-life. In addition, the article recognizes different kinds of yoga, such as jnanayoga, karmayoga, and bhaktiyoga in Hinduism and examines whether the process of communication qualifies to be regarded as the sancharyoga. Then, it concludes yoga is a communication model, and the discipline of communication is a vidya itself, being relied on perspectives of Hinduism
2025, Anlatı Araştırmaları
Anlatı, söylemsel bir kurgudur. İnsanlık tarihi boyunca önce sözlü sonra da yazılı olarak gelişmiş, insanın dil üretme becerisinin devamında ortaya çıkan simgesel bir repertuvarı işaret eder. Nitekim insanı diğer canlılardan farklı kılan... more
Anlatı, söylemsel bir kurgudur. İnsanlık tarihi boyunca önce sözlü sonra da yazılı olarak gelişmiş, insanın dil üretme becerisinin devamında ortaya çıkan simgesel bir repertuvarı işaret eder. Nitekim insanı diğer canlılardan farklı kılan en beşeri niteliğin de bu simgesel dünyayı inşa etme ve bir hikâye anlatma becerisi olduğu söylenebilir. Birbirinden farklı dönemlerde, farklı toplumsal ve ekonomik sistemlerde, farklı gündelik pratikler içerisinde yaşamış insanların önce bu pratik edimlerini hikâyeleştirmesi sonra da onu kendisinden sonraki kuşaklara aktarması bütün insanlık tarihinin bir anlatısal ortaklık içerisinde biraraya getirir. Kadim bir göç coğrafyası olarak Anadolu'da 12 bin yıl evvel yarı/göçebe toplulukların Göbeklitepe mekânında durarak kutsalla bağ kurma arayışları ve bunu T formlu dikilitaşlar üzerine çizdikleri semboller üzerinden anlatmaları ile bugünün postmodern dünyasında gündelik yaşama sızan dinsel ve/veya seküler motifler anlatısal bir ortaklık içinde yanyana dizilir. Bu antropoloji dolayısıyla anlatı üretme becerisinin insan zihnine kayıtlı, yer yer genetik özellikler de gösteren kültürel bir gerçeklik olduğu kabul edilir. Fredric Jameson (1981: 13), anlatıyı "insan zihninin merkezi bir işlevi veya asli bir hali" olarak tanımlarken buna yakın bir yere işaret etmiş olmalı.
2025, Teoria e Prática em Administração
Resumo: O Sistema Nacional de Cultura (SNC) foi criado com intuito de superar os modelos tradicionais da gestão das políticas culturais no Brasil. Tal sistema pretende integrar a sociedade civil e os três níveis da federação (União,... more
Resumo: O Sistema Nacional de Cultura (SNC) foi criado com intuito de superar os modelos tradicionais da gestão das políticas culturais no Brasil. Tal sistema pretende integrar a sociedade civil e os três níveis da federação (União, estados e municípios) a fim de partilhar responsabilidades comuns funcionando de forma não concorrencial. Para facilitar o entendimento dos atores responsáveis pela adesão do SNC em seus respectivos municípios, bem como auxilia-los na criação de seus Sistemas Municipais de Cultura, este trabalho tem por objetivo propor um Modelo Lógico (ML) que seja aplicado no processo de adesão e introdução dos Sistemas Municipais de Cultura no contexto brasileiro. Dessa forma, a partir da análise documental foram estabelecidas relações causais entre insumos, atividades e resultados – de curto, médio e longo prazo – e, por fim, delineou-se a Teoria do Programa em nível municipal, que se materializou no Modelo Lógico (ML) como tecnologia para a gestão pública no setor c...
2025, Australian Feminist Studies
Australian Feminist Studies is excited incalling for expressions of interest to submit papers on Trans Feminism in honour of the work of renowned trans historian Susan Striker. Please see the attached Call for Papers.
2025
Başaramayan, mutluluğu yakalayamayan ve yaşamın da sadece mutluluk ve başarıyla ilerlemesi gerektiğini sanan bireyler gün geçtikçe yıkıcılaşmaktadırlar. Çünkü kişisel gelişim kitaplarının bazıları, bazı sosyal medya fenomenleri, uzman... more
Başaramayan, mutluluğu yakalayamayan ve yaşamın da sadece mutluluk ve başarıyla ilerlemesi gerektiğini sanan bireyler gün geçtikçe yıkıcılaşmaktadırlar. Çünkü kişisel gelişim kitaplarının bazıları, bazı sosyal medya fenomenleri, uzman addedilen bazı insanlar; bütün insanlığı kalıcı bir mutluluğa, sürekli başarılı olma haline davet etmektedir. Çabalar hep mutlu olmak üstünedir. Sosyal medyada özellikle de takipçisi fazla olan fenomenlerin Eyfel Kulesi önünde, teknelerde, havuz kenarlarında o masalsı yaşamlarını paylaşmalarıyla, bu kişileri takip edenler de böyle bir hayatın özlemiyle mutsuzluğa, depresyona sürüklenmektedirler. Devamlı mutlu olmaya çalışmak, insanı kolayca kurtulamayacağı bir mutluluk şiddetine itmektedir. Schmid’e göre insanlar ne kadar olumluda ısrar ederlerse o kadar olumsuzun içine batarlar. Yazara göre “hep ileri bak” mantığı geride kalanlardan bir şey öğrenmeye niyeti olmayanların şiarıdır. Yaşam sanatı hayatın her iki yanıyla birlikte yaşamayı gerektirir. Sadece pozitif olanla, hoş olanla, zevkli olanla değil, negatif olanla, nahoş olanla ve acı verici olanla da baş etmeyi öğrenmek gerekir.
2025, JJDMS
The communication systems used by Indigenous people are not to be generalised and therefore considered as sacred. The patterns of communication are deeply rooted in the community structures unique to each ethnic group. The observed modes... more
The communication systems used by Indigenous people are not to be generalised and therefore considered as sacred. The patterns of communication are deeply rooted in the community structures unique to each ethnic group. The observed modes o f transmissio n within the se c o mmunities include inter-generational and lateral communication. Notably, in recent times, there have been a few changes relating to their modes of communication as a result of globalization, modernisaton, and cultural homogenization which compromise the retention of indigenous knowledge. This paper explores on the modes of traditional communication, including practices of communication and feedback among the Galo community of Arunachal Pradesh that explain the factors of continuity and change in these systems. The paper focuses on i) the sharing of indigenous knowledge and the communication channels utilized in encoding that knowledge within the traditional communication systems of the community ii) modern-day issues and external communication strategies that are engaged by the community that serves the purpose of safeguarding the indigenous knowledge.
2025, The Pastoral Counsellors: Journal of Nigerian Association of Pastoral Counsellors
The significant of artificial intelligence in cross-cultural communicating of the gospel today is very germane. Leveraging on the significant advantages offers by artificial intelligence (AI) will enhance the evangelistic approach. It... more
The significant of artificial intelligence in cross-cultural communicating of the gospel today is very germane. Leveraging on the significant advantages offers by artificial intelligence (AI) will enhance the evangelistic approach. It produces easy access to evangelistic materials in different languages across the world. Though the benefits come with challenges of authenticity, data security, insensivity of norms and cultural background. The potential to shift attention of thorough biblical memorization and retention to artificial intelligence is imminent. Interim of this, evangelistic work has to be done intentionally. Though, the advent of artificial intelligence is keeping people abreast of information at their fingertips. AI cannot effectively replace the position of human led effort when it comes to relational and spiritual exercise. The aim of this paper is to find out how to use artificial intelligence to complement human being effort to carry out the mandate given by Jesus Christ. Holistically, AI can be integrated into the strategies to spread the gospel to the nooks and crannies and still sustaining the relational way of evangelism. Effective training curriculum on how to communicate the gospel with aid of AI must be developed and equipped the witness team with it. Follow-up technique and relational discipleship will keep the converts. Proper use of AI will enhance the propagating of the gospel effectively. This paper provides means of carrying out evangelistic work in communities effectively. The need for ethical frameworks is require and to see that principles of evangelistic work is not overlook with the involvement of AI.
2025, İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Savaşların ve kitlesel ölümlerin çağı olan XX. yüzyılda, faşizmin kökeninde yatan otoritaryen kişilikleri ortaya çıkaran koşulların ne olduğuna dair bazı araştırmalar yapılmıştır. Bunlardan birisi, Otoritaryen Kişilik adıyla bilinen 1950... more
2025, Journal of Sustainable Equityand Social Research (JSESR)
Bu çalışma, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1921'de İkdam gazetesinde yayımlanan bir yazısındaki kadın söylemleri ve Selma Rıza'nın eleştirel yanıtını merkeze alarak, yazarın eserlerindeki kadın temsilini incelemektedir. Araştırmanın temel... more
Bu çalışma, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1921'de İkdam gazetesinde yayımlanan bir yazısındaki kadın söylemleri ve Selma Rıza'nın eleştirel yanıtını merkeze alarak, yazarın eserlerindeki kadın temsilini incelemektedir. Araştırmanın temel amacı, aynı dönemde yaşamış iki önemli aydının kadın hakları konusundaki farklı yaklaşımlarını karşılaştırmalı bir perspektifle ortaya koymaktır. Çalışmanın kapsamında, Yakup Kadri'nin Kiralık Konak, Yaban, Sodom ve Gomore, Ankara ve Kadınlık ve Kadınlarımız romanlarındaki kadın temsili ve 1921'de İkdam gazetesindeki yazısı ile Selma Rıza'nın buna cevaben yazdığı mektup detaylı bir şekilde analiz edilmektedir. Metodolojik olarak çalışma, feminist eleştiri yöntem biliminin analitik araçlarını kullanarak, nitel araştırma yöntemleri, söylem analizi ve tarihsel analiz teknikleriyle dönemin
metinlerini sistematik bir şekilde değerlendirmektedir. Bu yaklaşım, edebi
metinlerdeki ataerkil yapıların ve cinsiyetçi söylemlerin çözümlenmesine olanak sağlarken, kadın karakterlerin temsili ile dönemin toplumsal yapısı arasındaki ilişkiyi
bilimsel bir zeminde incelemeyi mümkün kılmaktadır. Araştırmanın literatüre üç
temel katkısı bulunmaktadır: İlk olarak, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş sürecindeki
kadın hareketinin entelektüel boyutunu belgeleyerek tarihsel bir perspektif
sunmaktadır. İkinci olarak, dönemin aydınları arasındaki fikir ayrılıklarını feminist perspektiften analiz ederek güncel kadın çalışmalarına tarihsel bir zemin hazırlamaktadır. Üçüncü olarak ise, erken Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatındaki kadın temsilini inceleyerek edebiyat sosyolojisi alanına özgün bir katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda çalışma, hem tarihsel bir dönemin kadın-erkek ilişkilerini anlamak açısından önemli veriler sunmakta, hem de günümüz feminist çalışmalarına ışık tutacak nitelikte bulgular ortaya koymaktadır.
2025, Didaskalia. Gazeta Teatralna
Na przełomie listopada i grudnia tego roku odbyły się w trzech miastach Ukrainy – Lwowie, Iwano-Frankiwsku i Kijowie – pokazy finałowego etapu ogólnokrajowego festiwalu teatralnego Premia Gra, który już po raz szósty organizuje Narodowy... more
Na przełomie listopada i grudnia tego roku odbyły się w trzech miastach Ukrainy – Lwowie, Iwano-Frankiwsku i Kijowie – pokazy finałowego etapu ogólnokrajowego festiwalu teatralnego Premia Gra, który już po raz szósty organizuje Narodowy Związek Artystów Teatru w Ukrainie (NSTDU, Nacjonalna Spiłka teatralnych dijacziw Ukrajiny, https://nstdu.com.ua/). Festiwal, do tej pory organizowany wyłącznie w Kijowie, gościł w tym roku jeszcze we Lwowie i Iwano-Frankiwsku, gdzie oprócz lokalnych produkcji pokazywano spektakle z mniej bezpiecznych stron kraju, jak Charków i Odessa (tam ostrzały artyleryjskie są zbyt dotkliwe). W Kijowie pokazy trwały tylko dwa dni i zakończyły się ceremonią wręczania nagród. Miałam przyjemność być członkiem międzynarodowego jury tego festiwalu, razem z Henrikką Lindquist z Finlandii, Jørgenem Knudsenem z Norwegii i Meelisem Oidsalu z Estonii. Ktoś pewnie zapyta od razu: sześć edycji to dużo czy mało? I jakie znaczenie ma ten festiwal dla ukraińskiego teatru oraz na ile pozwala zagranicznym gościom i rodzimej publiczności zorientować się w teatralnych trendach panujących w Ukrainie?
https://didaskalia.pl/pl/artykul/pokoleniowa-zmiana-warty
2025, Kritik İletişim Çalışmaları Dergisi
Gündelik yaşam çalışmalarına ilişkin literatür, özellikle 20. yüzyıldan bu yana, disiplinler arası sosyal bilim alanlarının özgün araştırmalarıyla gelişmektedir. İlgili literatür bu açıdan; gündelik yaşamda kabul gören ve bu nedenle... more
Gündelik yaşam çalışmalarına ilişkin literatür, özellikle 20. yüzyıldan bu yana, disiplinler arası sosyal bilim alanlarının özgün araştırmalarıyla gelişmektedir. İlgili literatür bu açıdan; gündelik yaşamda kabul gören ve bu nedenle sorgulanmayan yapı-eylem ilişkisinin rutin kuruluşuna yönelik eleştirel bir okumayı da mümkün kılmaktadır. Yoksulluğun gündelik yaşam pratikleri üzerinden değerlendirilişi böyle bir okumaya işaret etmektedir. Burada yoksulluğa ilişkin tanımlamalar ve bu tanımları yapan kaynaklar ve yoksulluğun algılanan ve deneyimlenen biçimlerine yönelik bütüncül bir değerlendirme ihtiyacı öne çıkmaktadır. Medya bu noktada tanımlayıcı bir
kaynak olarak öne çıkmaktadır. Yoksulluk tanımları ve temsilini medya metinleri üzerinden ele alan araştırmaların sayısı görece daha fazla iken; bu konuyu bizzat yoksulların yaklaşımlarından hareketle yorumlayan ve medya aracılığıyla üretilen yoksulluk tanımlarını, onların bakış açısıyla değerlendiren araştırmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Özellikle genç yoksulluğu ve medya bağlamı, medya tüketimi ve iletişim çalışmaları açısından yoğun kullanım odağı nedeniyle önem taşımaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada yoksul gençlerin yoksulluk tanımları ve gündelik yaşamdaki
pratiklerinden hareketle; yoksulluğa ilişkin görüş ve deneyimleri tartışmasında medyayla kurdukları etkileşim ve medya tüketimi yaklaşımları, bu alanda daha önce tamamlanmış bir saha çalışmasının bulgularından da yararlanılarak değerlendirilmektedir.