Environmental Studies Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Albay, M., Oruç Babuşçu, F., Berberoğlu, U., Biçkici, E., Çakmak, Ö., Çamur, D., ... Yılmaz, Ş. (2014). Su Sağlığı ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi. In M. Müezzinoğlu, & E. Gümüş (Eds.), Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme... more
Albay, M., Oruç Babuşçu, F., Berberoğlu, U., Biçkici, E., Çakmak, Ö., Çamur, D., ... Yılmaz, Ş. (2014). Su Sağlığı ve Su Kalitesinin İyileştirilmesi. In M. Müezzinoğlu, & E. Gümüş (Eds.), Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı 2013-2023 "Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesine Çok Paydaşlı Yaklaşım" - Fiziksel Çevrenin Geliştirilmesi (pp.17-196). Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı.
Project Page:
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/cokpaydasli-anasayfa
YÖNETİCİ ÖZETİ:
Su, canlıların biyolojik açıdan en temel gereksinimi konumundadır. Su, yaşam için olmazsa olmaz bir maddedir. İnsanlar biyolojik olarak açlığa ve susuzluğa uzun süre dayanabilir gibi gözükmesine karşın, vücut fonksiyonları ve duygusal olarak susuzluğa dayanabilmek sanılanın aksine kolay değildir. Bununla birlikte su sadece içme ve bireysel olarak beslenme ve temizlikte kullanılmaz. Tarımsal üretimin, hidro enerjinin, sanayi üretiminin ve ekosistemin varlığı ve sürdürülebilmesi için de su olmazsa olmaz koşuldur. Dünyada kullanılabilir tatlı su potansiyelinin sadece %1 oranında olması ve bu oranın dünyanın her yerine eşit olarak dağılmaması, hızlı ve çarpık kentleşme ile birlikte nüfusun yoğun olduğu bölgelerde suyun bulunmaması veya mevcut suyun yetersiz kalması veya sağlığa uygun özellikler taşımaması bir çok hastalıkların ortaya çıkmasına ve hatta toplu ölümlere dahi neden olabilmektedir. İnsan, çevre ve doğanın sağlıklı sürdürülebilmesinde “su yönetimi” çok önemli bir kavramdır. Bu nedenle, suya erişim haklarının korunabildiği doğru su yönetiminin hangi kurallar çerçevesinde ve hangi örgütsel yapıyla sağlanabileceğinin tespiti genel koşuldur. Bu çalışmada suyun kulanım alanlarına göre korunması ve yönetimi öncelikle olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME:
Suyun, çevre ve canlı yaşamı için önemi tartışılmaz. Bununla birlikte su, hava ile birlikte çevresel faktörlerden etkilenmekte ve kirlemektedir. Canlıların ve özellikle insanların doğrudan kullabilediği su miktarı ise kısıtlıdır. Kısıtlı olan doğrudan kullanılabilir su kaynaklarını İnsani faaliyetlernedeniyle kirlenmesi beraberinde birçok sağlık sorununu getirmektedir. Bu sağlık sorunları akut, kronik, harra gelecek nesilleri etkileyebilecek genetik sorunlardır.İnsani faaliyetler sonucu hem içme-kullanma suyu gibi doğrudan kullanılabilen, hem de deniz gibi doğrudan tüketilmeyen su kaynakları bile olumsuz etkilenebilmektedir. Bu nedenler su, bireyler ve yerel-merkezi yönetimlerce öncelikli ele alınması gereken bir konudur. Yerel ve merkezi yönetimlerin en temel görevlerinden birisii hatta en başlıcası suyun ve su kaynaklarının korunması, insanlara sürekli, kesintisiz ve sağlıklı su sağlanmasıdır. Yerel ve merkezi yönetimlerin suyun öneminin farkına varmaları, suyu ayrı bir konu olarak ele almalı ve kirlenmeye, kıtlığına yönelik önlem almaları, hem şu an yaşayan topluma hem de gelecek nesillere yapacakları en büyük hizmettir. Su, sağlık sektörü, yerel ve merkezi yönetimler, özel kuruluşlar, üniversiteler, bilimsel kuruluşlar gibi bir çok sektörü ilgiliendiren çok sektörlü bir konudur. Sektörler zaman zaman işbirliği içerisinde çalışmaları gerekeceği gibi, bazen de yetki ve sorumluluk karmaşası ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu nedenle öncelikle su ile ilgili mevzuatın bütüncül bir şekilde ele alınıp düzenlenmesi, güncellenmesi ve geleceğe yönelik yenilerinin hazırlanması gerekmektedir. Mevzuatta özellikle etkin ve uygulanabilir yaptırımlar tanımlanmalı, bunlar yetkili kişi / kurumlarca uygulanabilmelidir. Suyun merkezi ve yerel yönetimlerde yetkilileri ve sorumluları tanımlanmalıdır. Son yapılan bakanlık adları ve görevlerindeki değişiklikler, yerel yönetimlere de yansıtılabilmelidir. Suyun temini, sağlıklı bir şekilde sürekliliğinin sağlanması mali desteği gerektirmektedir. Merkezi ve yerel yönetimler suya yeterince ilgi göstermeli, bütçelerinde olmazsa olmaz payları ayırmalıdır. Suyun insani tüketimine sunulması, gerekli işlemlerden geçirilmesine ve sağlıklı sistemlerler iletilmesine bağlıdır. Gelecekte kentleşme olgusu ve nüfus projeksiyonlarına göre alt yapının oluşturulması vazgeçilemez zorunluluktur. Kentleşme olgusu, medya, yaşanan sorunlar maalesef şehir şebekelerine ve bu sistemlerle bireylere ulaşan suya olan güveni sarsmış durumdadır. Oysa, başta devlet olmak üzere merkezi ve yerel yönetimlerin insanların ev/ iş yerleri çeşmelerinden sürekli su akmasını sağlamaları en temel görevlerinden birisi olmasıyla birlikte, akan suyun sağlıklı olmasını sağlamak da en büyük görevlerindendir. Ambalajlı sular, bireysel su gereksinimini sağlamada çok öenmli yerleri vardır. Ancak, ev ve işyerlerinde şehir şebeke suyu en az ambalajlı sular kadar kaliteli olmak zorundadır. Bu nedenle olmaması gereken şehir şebeke suyuna olan güvensizliğin giderilmesi, bu gidişatı tersine çevrilmesi merkezi ve yerel yönetimlere düşmektedir.