Iktisat Metodolojisi Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Kıt kaynak ve sonsuz ihtiyaç ön kabulleri çerçevesinde günümüz hâkim iktisadınca tanımlanmaya çalışılan iktisadî çaba, gerçekten de bu kadar az değişkence açıklanabilecek kadar basit mi? Tüm insan eylemlerinin, özellikle de günümüzde... more

Kıt kaynak ve sonsuz ihtiyaç ön kabulleri çerçevesinde günümüz hâkim iktisadınca tanımlanmaya çalışılan iktisadî çaba, gerçekten de bu kadar az değişkence açıklanabilecek kadar basit mi? Tüm insan eylemlerinin, özellikle de günümüzde toplumsal eylemin çekirdeği haline gelmiş iktisadî eylem tek bir yaklaşım tarafından, yeterli derinlikte incelenebilecek kadar basit olmamasına rağmen, Neo-klasik (hâkim) iktisadın gelişimi ile iktisadî çaba, sürekli fonksiyonlar ve atomisite bireylerden oluşan toplum tasarlamaktadır. Geliştirdiği fayda-değer kuramı ile iktisadî çaba, sadece ve sadece bireyin bakış açısına indirgenerek açıklanmış; değer yargısı ve sübjektivite, iktisadın incelediği nesnenin bir özelliği olmaktan çıkarılıp bireyin biyolojik özelliği olmaya indirgenmiştir. İktisadın modeller kurarak, sınırlı sayıda değişkeni yapay varsayımlar altında istatistikî ve ekonometrik olarak test etmesi, hâkim ideolojilerin yeniden üretimi veya en azından eleştirilmemesi amacına hizmet etmektedir. İktisadın matematiksel olarak ifade edilmesi zor olan ya da ifade edildiğinde özelliğini kaybedebilecek olan sınıf, grup, kamu mülkiyeti, rasyonel olmayan birey gibi kavramlardan amaçlı olarak ayrıştırılması iktisadın bir kapalı sistem haline gelmesine yol açmıştır. İktisadi analizde yaşanan birçok metodolojik gelişme-doğrulamacılık, yanlışlamacılık, araçsal rasyonalizm-ve özellikle iktisat metodolojisinde araçsal rasyonalizmin egemen olması, teorilerin oluşturulmasında kullanılan varsayımların sorgulanmasının bırakılmasını, sadece önceden kurulmuş denklemlerin öngörülerinin teoriler hakkında belirleyici olmasını sağlamıştır. Böylece var olan sistemin ilkelerinin tekrardan sürdürülmesine yardım etmiştir. Ancak, iktisadi gerçeğin sentetik (yani değer yargısı taşıyan) önermeleri olduğu unutulunca; matematiğin analitik önermeleri (aksiyomatik-başlangıç kabulleri olan), iktisadi analizi ele geçirmiş ve ekonometrik araçlarla bu durum birlikte değerlendirildiğinde, başlangıç varsayımlarının ve değer yargılarının tekrar üretildiği bir yapı yaratmıştır. Bu çalışmada ilk olarak, hâkim iktisat paradigmasının temel özellikleri kısaca açıklanacak; ikinci bölümde ise, hâkim iktisadın kapalı bir sistem oluşturarak hâkim toplumsal sistemin sürekliliğine ve alternatifsizliğine nasıl katkı sağladığı üzerinde durulacaktır. Son bölümde ise, hâkim iktisadın iktisadî çabayı açıklarken, hâkim ideolojinin bir parçası olarak ne tür değer yargıları ürettiği ve ne tür bilimsel sınama yöntemlerinden yararlandığı, bu sınama yöntemlerinin ideolojileri nasıl yeniden ürettiği iddiası cevaplanmaya çalışılacaktır.