Kadın Hakları Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

ÖZ 1905 yılında Rusya'da ortaya çıkan Meşrutiyet hareketi, Azerbaycan Müslüman Türk toplumu üzerindeki baskıların kısmen gevşemesine yol açmıştır. Fikirlerini eskiye göre biraz daha serbest biçimde ifade edebilen Türk aydınları, 1905... more

ÖZ 1905 yılında Rusya'da ortaya çıkan Meşrutiyet hareketi, Azerbaycan Müslüman Türk toplumu üzerindeki baskıların kısmen gevşemesine yol açmıştır. Fikirlerini eskiye göre biraz daha serbest biçimde ifade edebilen Türk aydınları, 1905 yılından itibaren gazete ve dergiler çıkarmış; şiir, roman, hikaye ve tiyatro türlerinde kitaplar yayımlamaya başlamışlardır. Verilen serbestlikle birlikte özgürlük, bağımsızlık, insan hakları, emek sömürüsü, cahillik, eğitimsizlik, dini tutuculuk, batıl inançlar gibi konular yayın faaliyetleri aracılığıyla daha yüksek sesle dile getirilmiştir. Azerbaycan'da başta Molla Nasreddin olmak üzere dönemin etkili gazete ve dergileri etrafında kümelenen edebiyatçı ve aydınlar, diğer güncel konuların yanı sıra kadın sorunlarını da gündeme getirirler. 20. yüzyıl başlarında üzerinde ısrarla durulan sorunların başında kadın hukuksuzluğu gelir. Efendiyev, Yusuf Vezir Çemenzeminli gibi edebiyatçılar kadın hukuksuzluğunu eserlerinde işlemişlerdir. Ailede alınan kararlarda kadının söz hakkının bulunmaması ve kadının eve kapatılarak toplumdan izole edilmesi büyük sorun olarak dile getirilmiştir. Kadının ikinci sınıf insan olarak kabul edilmesi, toplumda hak ettiği değeri görememesi şair ve yazarlar tarafından eleştiri hedefine konmuştur. Ayrıca kız çocuklarının okutulmaması, çocuk yaştaki kızların yaşlı erkeklere zorla evlendirilmesi, erkeklerin çok eşliliği, kısa süreli geçici nikah olarak da bilinen "muta nikahı" gibi sorunlar ısrarla ele alınır. Toplumdaki kadın hukuksuzluğu ile kadının toplumdan dışlanmışlığı keskin ifadelerle eleştirilmiştir. Bu çalışmada 20. yüzyıl başlarında Azerbaycan edebiyatına yansıyan kadın hukuksuzluğu örnekler aracılığıyla ele alınmış, üzerinde yorum, tahlil ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan edebiyatı, kadın hakları, kadın hukuksuzluğu, çokeşlilik, kadınların dışlanması ABSTRACT Constitutionalist movement that emerged in Russia led to a partial easing of the pressure on the Azerbaijani Muslim Turkish people. Turkish intellectuals, who became able to express their ideas a little more comfortably than the past, have published newspapers and journals since 1905; and have started to publish books in the fields of poetry, novels, stories and theatre, as well. With the freedom given, issues such as liberty, independence, human rights, labor exploitation, ignorance, lack of education, religious fanaticism and superstitions have been focused on more through publication activities. Literati and intellectuals in Azerbaijan, including especially Molla Nasreddin, gathering around the influent newspapers and journals of the period began to discuss women's issues as well as other current issues. Unlawfulness toward women was one of the basic problems mostly discussed in the early 20th century. Literati such as Celil Memmedquluzade dealt with unlawfulness toward women in their works. They discussed the lack of women's right to speak about the decisions made and women's isolation from society, as major problems. The poets and authors criticized that women were treated as second-class people and they did not find the value they deserved. They also put great emphasis on issues such as not sending girls to school, forcing girls at young age to marry elder men, polygyny, and the so called "muta marriage" also known as the short-term temporary marriage. Unlawfulness toward women and isolation of women from society were sharply criticized. In this study, unlawfulness toward women reflected on Azerbaijani literature in the early 20th century was presented through examples, commented on, analyzed and evaluated. 1. GİRİŞ Rusya'daki Türk aydınlarının 19. yüzyılın başlarından itibaren medeniyet ve toplum hayatıyla ilgili yeni fikirlere yöneldikleri bilinmektedir. Bu konuda ağırlıklı olarak aile ve kadın meselelerine ilgi duydukları, mevcut sorunları gidermek için reformist yaklaşımlar sergiledikleri anlaşılmaktadır. Batı ülkelerinde kadın hakları mücadelesi, ilk kez kadınların seçme ve seçilme ile çalışma hakları talepleriyle başlar. Bu yolda yapılan çabalar, zaman içinde farklı bir yol izleyerek feminizm hareketine evrilir. Kadın hakları mücadelesi zamanla Türk dünyasında da görülür. Müslüman Doğu toplumlarında kadın haklarını ile kadın hukuksuzluğunu açıkça dile getiren ve meselenin ciddi bir problem olduğunu söyleyen aydınlar daha çok Batı medeniyetini tanıyan kişilerdi. Ağırlıklı olarak Avrupa'da eğitim almış bu aydınlar, Avrupa'nın değerlerine sempati duyuyorlardı.