Mozaik Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Bilime olan saygısı ve keşif heyecanı tüm yaşamını ele geçirir bir arkeoloğun. O yüzdendir ki, mesleğini yapma şansını bulmuş bir arkeoloğa mesai kavramını kabullendirmek pek mümkün olmaz. Emeklilik planı yapmaz, işini yaparken saate... more
Bilime olan saygısı ve keşif heyecanı tüm yaşamını ele geçirir bir arkeoloğun. O yüzdendir ki, mesleğini yapma şansını bulmuş bir arkeoloğa mesai kavramını kabullendirmek pek mümkün olmaz. Emeklilik planı yapmaz, işini yaparken saate bakmaz, kazı sezonunu tatile sayar, ekibini ailesi, kazı evini kendi yuvası bilir. Bu bilim yuvalarında yetişen arkeologlar, üniversite dersliklerinde öğrendiklerine eşsiz bir deneyim katar, arazide Hocalarıyla omuz omuza çalışırken. Zor iştir bu meslekte Hoca olmak, sadece yazdıklarıyla değil tüm yaşamıyla ve duruşuyla model olur, vefa beklemez, emeklerinin boşa gitmediğini görmek yeter ona.
Akademinin belki hiçbir dalında görülmez, Hoca-Öğrenci bağının gücü ve devamlılığı, Arkeoloji’de olduğu kadar. Bu silsile taşır, bir ömre sığmayacak projelerin sürekliliğini. Teslim alınan bayrak kutsaldır hem kültürel mirastır nihayetinde hem Hoca’dan miras. Bizler, öğrencileri ne yapsak ne söylesek kifayetsiz kalır, emeklerinin, cömertliğinin, sabrının karşılığı olarak, Mehmet hocamız için. Kendisinden bilime, yaşama, vicdanlı birer insan olmaya dair öğrendiklerimiz, yeri doldurulamaz hazinemizdir.
Hocamız, 1975-1979 yılları arasında Atatürk Üniversitesi’nde Arkeoloji lisans öğrencisidir. 1980-1981 yılları arasında yüksek lisans, 1982-1987 yılları arasında doktora eğitimini aynı kurumda tamamlar. 1987 yılında Araştırma Görevlisi, 1990 yılında Yardımcı Doçent, 1997 yılında Doçent olan Karaosmanoğlu, 2006 yılından itibaren Profesör unvanıyla Erzurum Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde akademik yaşamını sürdürür. 1999-2008 yılları arasında Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı olan Hocamız, 2008’den günümüze Arkeoloji Bölüm Başkanlığını yürütmektedir.
Bir akademik birimin “ekol” olması, yetiştirdiği öğrencilerin akademik zincire dahil olmasıyla, “hoca” olabilmesiyle başlar. Ülkemizin üçüncü Arkeoloji Bölümü olarak 1973’te kurulan Erzurum Arkeoloji Ekolü’nün oluşmasında da duayen kurucularının yanı sıra, yetiştirdiği öğrencilerinin bilimci olabilmelerinin büyük payı olmuştur. Bölümün ilk öğrencisi, ilk mezunu, ilk asistanı olan Mehmet Karaosmanoğlu, işte bu sürecin kesintisiz şahidi olarak hiç şüphesiz önemli pay sahibidir, Anadolu arkeolojisine adanmış yarım asırlık bilim hayatı, emekleri, başarıları, eserleri ve biz öğrencileriyle. Yarım asra yakın bir süre bir yandan çok sayıda bilimsel çalışmaya imza atan Mehmet Karaosmanoğlu, diğer yandan öğrenciler yetiştirmeye devam eder. Tez çalışmalarını kendisinin danışmanlığında tamamlayan 16 yüksek lisans ve 10 doktora öğrencisi, bugün çeşitli Üniversitelerde ve Kültür ve Turizm Bakanlığının çeşitli birimlerinde hocalarının izindedir.
Meslek yaşamı boyunca pek çok projede yer alır hocamız. Öğrencilik yıllarından itibaren katıldığı Kaleköy (Elâzığ), Toklucak (Ağrı), Tanıktepe (Ağrı), Patara (Antalya), Sos Höyük (Erzurum) ve Kyzikos (Balıkesir) kazılarında aktif olarak yer alır. 1995 yılında Erzurum Müzesi başkanlığında yürütülen Çiğdemli Höyük kazılarının bilimsel danışmanlığını yapar. 2001 ve 2002 yıllarında başkanlığında gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında Erzurum ve Pasinler ovaları adım adım gezilir. 2003 yılında kısıtlı imkanlara rağmen başlayan Erzincan Altıntepe kazılarını 2020 yılına kadar yürütür. Urartu uygarlığının batıdaki kilit noktasını oluşturan kalenin tarihinin Tunç çağına kadar uzandığı, önemini geç Antik çağda da sürdürdüğü bu kazılarla ortaya çıkar. Arazi çalışmalarını bilimsel yayınlarıyla taçlandıran Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu, çok sayıda kongre ve sempozyum etkinliklerine katılmış, pek çok yayına imza atmıştır.
Meslek yaşamı boyunca Anadolu arkeolojisi ve kültürüne olan hayranlığı, araştırma azmi, objektif ve bilimsel yorumlarıyla heyecanımızı hep diri tutan sevgili Hocamızın 67. yaşına ithafen hazırladığımız bu armağan kitap, dostlarının, meslektaşlarının ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilebilmiştir. Çalışmalarıyla bu kitapta yer alan, katılamasa da iyi dileklerini ve tebriklerini gönderen tüm araştırmacılara teşekkür ederiz. Kitabın hazırlanması ve yayınlanması konusunda desteklerini esirgemeyen Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne editörler olarak teşekkürü bir borç biliriz. Son olarak, öğrencisi olmaktan, kendisiyle birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz değerli Hocamıza şükranlarımızı sunar, sağlıklı ve uzun ömürler dileriz.
67. Yaş Günü Kutlu Olsun…