Oswald Spengler Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Döngüsel tarih, tarihsel olguların sistemli ve periyodik bir şekilde kendini tekrar etmesidir. Döngüsel tarih anlayışı, bilimsel anlamda İbn-i Haldun ile başlamıştır. Oswald Spengler, bu anlayış için yeni bir model kurmuş ve bu modeli... more

Döngüsel tarih, tarihsel olguların sistemli ve periyodik bir şekilde kendini tekrar
etmesidir. Döngüsel tarih anlayışı, bilimsel anlamda İbn-i Haldun ile başlamıştır. Oswald Spengler, bu anlayış için yeni bir model kurmuş ve bu modeli sınıflandırmıştır. Arnold Toynbee de Spengler’ın modelindeki döngü yılını artırarak kendi modelini oluşturmuştur. Pitirim Sorokin ise hem modelin coğrafyasını genişletmiş hem de iki model üzerine eleştirilerde bulunmuştur. Çalışmanın amacı bu modelleri geliştirmek ve yeni bir model kurmaktır. Çalışmanın kapsamı siyasi, iktisadi, diplomatik, sosyal sistemler çerçevesinde genel dünya tarihidir. Eski çağlardan günümüze kadar yaşanan tarihsel olgular ve uygarlıkların benzerlikleri esas konudur. Çalışmada, Dünya tarihinin değişken bir coğrafya içerisinde yaklaşık 2350 yıllık bir devirle kendisini tekrar ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu tekrar toplumların kültürel değerlerinden ziyade uygarlıkların iktisadi, sosyal ve politik yapıları üzerinde şekillenmiştir. Kurulan modele göre ele alınacak ilk periyot M.Ö. 2350 yılından M.S. 1 yılına kadardır. İkinci periyot ise M.S. 1 yılı itibariyle başlamıştır. Coğrafya olarak ikinci periyottaki Orta ve Batı Avrupa, ilk periyotta Mora yarımadasının ve Güney Ege havzasının karşılığı olmuştur. Buna göre ikinci periyottaki Güney Avrupa ilk periyottaki Girit’i, Doğu Avrupa da Fırat nehrine kadar olan Güney Anadolu bölgesini yansıtmıştır. Orta Doğu’nun ilk periyottaki karşılığı ise Levant ve Aşağı Mısır bölgesidir. Orta Asya ise Kuzey Suriye ve Kuzey Mezopotamya’nın, Çin de Güney Mezopotamya’nın yansıması olmuştur. Dünya’nın yuvarlak olması sebebiyle coğrafi keşiflerden sonra her iki periyot içinde ilk periyottaki Sicilya ve Güney İtalya’nın karşılığı, Pasifik Okyanusu olmuştur. Sonuç olarak ilk periyotta Luvi ve Hurri istilaları Kavimler Göçü ile ilişkilendirilmiştir. Feodalitenin yaşandığı ve Yunan ortaçağı olarak adlandırılan dönem ile Avrupa ortaçağı eşleştirilmiştir. Hiksos fetihleri ile Arap fetihleri arasında benzerlikler kurulmuştur. Ege göçleri Haçlı seferleriyle, Arami göçleri Türk göçleriyle, Asur fetihleri de Moğol fetihleriyle ilişkilendirilmiştir. Yunan kolonileşmesi ile Avrupa’nın sömürge hareketleri arasında bağlantılar kurulmuş, Yunan şehir devletlerinin gelişmesi ile Avrupa devletlerinin gelişmesi aynı çerçevede değerlendirilmiş, Peloponnez savaşları ile Dünya savaşları arasında ise büyük benzerlikler kurulmuştur. Son olarak Makedon işgalleri ile Nato faaliyetleri ilişkilendirilmiştir. Kurulan model birçok tarihi olay ile örneklendirilerek detaylandırılmıştır. Dünya’nın yuvarlak olması sonucu ilk periyottaki bazı tarihi olaylar, 1450 yılından sonra Doğu Asya’da tekerrür etmemiş, bu da tekrarlarda sapmaların yaşanmadığı Avrupa merkezli tarih anlayışıyla paralel “etkileşim alanı” kavramını doğurmuştur. Etkileşim alanı, ayrıca iktisadi olarak incelenmiş ve bu alanın, zıtların birliği ilkesiyle hareket eden bir sistem olduğu anlaşılmıştır. Her iki periyotta da etkileşim alanı, sırasıyla globalizm, tersine kolonileşme, feodalizm, kolonileşme, bütünleşme ve yıkım çağlarını yaşamıştır.
Anahtar kelimeler: Döngüsel tarih, Spengler, Toynbee, İbn-i Haldun.