TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Edgell "Sınıf" adlı eserine sınıf kavramının insanlık tarihi boyunca farklı kullanımlarından bahsederek başlar. Sınıf kavramı Roma döneminde mali ve askeri amaçlarla, halkın mülk temeline dayalı olarak bölünmesi anlamına gelmektedir.... more
Edgell "Sınıf" adlı eserine sınıf kavramının insanlık tarihi boyunca farklı kullanımlarından bahsederek başlar. Sınıf kavramı Roma döneminde mali ve askeri amaçlarla, halkın mülk temeline dayalı olarak bölünmesi anlamına gelmektedir. Ancak sınıf kavramının modern anlamda kullanımı endüstri devrimi ile başlar. Sınıf kavramın geçirmiş olduğu en büyük değişikliklerden ikisi, sınıfsal konumların doğuştan değil beceri temeline dayanması eğilimi ve tarih boyunca görülmemiş yeni sınıfların oluşmasıdır. Sınıfın kavramsal gelişimi kısaca özetlendikten sonra klasik sosyologlardan Karl Marx ve Marks Weber'in sınıf teorilerine değinilir. Karl Marks' ın sınıf teorisi temelde iki önemli sınıf üzerine yoğunlaşır. Bu yoğunlaşmanın temelinde ise üretim araçlarının sahipliği yatmaktadır. Üretim araçlarına sahip olan kapitalist sınıf, rekabetçi ekonomik koşullarda kar edebilmek için üretim araçlarına sahip olmayan işçi sınıfını sömürmek durumundadır. Bu sebepten dolayı sermaya ve emeğin çıkarları ters orantılıdır. Marks, kapitalist sınıfın üretim gücünün önemini kabul eder, ancak bu sistemde emek gücünün israf edildiğini ve iki sınıflı bu sistemin periyodik krizlere tanık olacağını iddia etmiştir. Ona göre emeği sömürülen işçi sınıfı, sınıf bilincini kazanarak bu sisteme son verecek ve proletarya diktatörlüğü kurulacaktır. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere Marks'ın toplumsal değişim teorisinin temel etkeni diyalektik materyalizm gereği tez ve antitezin, yani birbirine tamamen zıt olan proleterya ve kapitalizm arasında da meydana gelecek olan çatışmadır. Marks için devrimci değişim önünde 3 temel engel yatmaktadır. Bunlardan ilki belirtilen iki sınıftan daha fazla sınıfın var olmasıdır. Marks birçok eserinde küçük burjuvazi, köylü sınıfı, orta sınıf, ordu çevreleri gibi sınıflardan bahsetmiştir. Bu sınıfların birçoğunun önünde sonunda işçi sınıfına dahil olacağı tahmininde bulunmuştur. İkinci olarak kapitalistlerin üretim araçlarını kontrol etmesinin yanı sıra, düşünsel olarak insanları etkileyen ideolojik araçları da kontrol ettiğini, bunun da proleteryeyı var olan kaotik düzene uymaya yönelttiğini söyler. Üçüncü bir engel olarak ise proleter sınıfının mal edinirken kullanımı dikkate almaktan çok, kendi içinde bir amaç olarak ürünlere yönelme eğilimini yani "meta fetişizmi" 'ni görmüştür. Weber kapitalizmin bürokrasiyi beslediğini savunur. Ona göre sosyalist bir yönetim çalışma güdüsünü zayıflatır ve insanlığın gelişmesini engeller. Weber sınıf kavramının ortak sınıfsal koşulları paylaşan herhangi bir insan topluluğuna işaret ettiğini söyler. Weber'e göre bireyin sınıfsal konumunu belirleyen temel unsur piyasadaki fırsattır. Weber ilk olarak mülk sahiplerini ve edinimci ya da ticari sınıfı birbirinden ayırır. Bunlardan ilki değişik türlerden mülklere sahip olanları kapsamaktayken, ikincisi piyasaya arz edilebilecek malları veya hizmetleri olanları, girişimcileri, tüccarları veya meslek sahiplerini kapsar. Weber ayrıca üç olumsuz ayrıcalıklı ticari sınıf-kalifiye,yarı kalifiye, kalifiye olmayan işçiler-ile üç olumsuz ayrıcalıklı mülk sahibi sınıf-özgür olmayanlar, sınıftan çıkarılanlar ve yoksullar-arasında ayrım yapar. Bu sınıf tipleri arasında değişik orta sınıfların bulunduğunu belirten Weber, buna örnek olarak köylüler, zanaatçılar, memurlar ve serbest meslek sahiplerini gösterir. Weber'in sosyal sınıf adı altında sınıfsal durum gruplaştırmalarını ele almıştır. Weber sosyal sınıf adı altında 4 grup sıralamıştır: İşçi sınıfı, küçük burjuvazi, mülksüz aydınlar, uzmanlar(teknisyenler türünden) ve mülkleri ile eğitimleri sayesinde ayrıcalıklara sahip olan