korku kültürü Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

11 Mart 2020 itibariyle Türkiye’nin de etki alanına dâhil olduğu Covid-19 salgını toplumun çeşitli kesimleri üzerinde önemli sosyal ve ekonomik etkilere neden olmuştur. Özellikle dezavantajlı gruplar olarak kategorize edilen toplumsal... more

11 Mart 2020 itibariyle Türkiye’nin de etki alanına dâhil olduğu Covid-19 salgını toplumun çeşitli kesimleri üzerinde önemli sosyal ve ekonomik etkilere neden olmuştur. Özellikle dezavantajlı gruplar olarak kategorize edilen toplumsal kesimler arasında yer alan “yaşlı bireyler (65 yaş ve üstü” bireyler)” bu süreçten diğer toplumsal gruplara göre daha farklı şekilde etkilenmişlerdir. Yaşlı bireyler gerek medyada gerekse sokakta adeta korku kültürünün bir parçası haline gelmişlerdir. Araştırmanın amacı salgın süreci ve kısıtlamaların yaşlı bireyler tarafından nasıl deneyimlendiğinin dijitalleşme deneyimleri bağlamında değerlendirilmesidir. Araştırmanın problemi doğrultusunda “Dijital kültür ve yeni teknolojiler salgın döneminde yaşlılar için hangi düzeyde bir özgürleşme sağlamıştır?” sorusuna yanıt aranmıştır. Salgının başından bu yana Türkiye örneğinde yaşlı bireylerin korku kültürünün önemli bir parçası haline getirilmesi, sosyal hayatlarının kısıtlanması ve kısıtlamaların mizah dili yoluyla medyaya yaş ayrımcılığı olarak yansıması söz konusu olmuştur. “Hes kodu” ve “hayat eve sığar” gibi dijital uygulamalarla devletin bireyler üzerinde önemli bir denetim kurması sonucu sosyal hayattan izole edilen bireyler bir taraftan teknoloji yoluyla kısıtlanırken, diğer taraftan da bu dönemde teknoloji yoluyla dijital ortamlara doğru geçiş yaparak burada bir nefes alanı ve özgürleşme olanağı bulmuşlardır.
Yaşlı nüfusun artması sosyoloji ve gerontoloji alanında “nüfusun grileşmesi” olarak da ifade edilmektedir. Dünyada ve Türkiye’de nüfusun grileştiği, göz önünde bulundurulduğunda yaşlılara yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. Yaşlılık çalışmaları ancak son yıllarda daha fazla önem kazanan bir alan olurken, yeni iletişim teknolojileri ve yaşlılara yönelik saha araştırması içeren çalışmaların oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. Araştırma kapsamında kartopu örneklem tekniğine göre seçilen 65 yaş ve üstü bireylerden oluşan 7 erkek ve 8 kadın ile odak grup görüşmesi gerçekleştirilerek nitel bir araştırma yürütülmüştür. Elde edilen veriler yorumlayıcı fenomenolojik yaklaşım (YFA) yoluyla alt ve üst temalara ayrılarak analiz edilmiştir. YFA kapsamında “salgının zorlukları”, “salgın öncesi ve sonrası hayat: geçmiş ve gelecek”, “başa çıkma stratejileri” ve “politika ve uygulamalar” ana temalar olarak belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda katılımcıların kısıtlılıklar sürecinde kendilerini “aciz”, “güçsüz”, “bir ayağı çukurda”, “ölüme yakın”, “zavallı” hissettikleri ve yaş ayrımcılığına maruz kaldıkları bulgusuna ulaşılmıştır. İnternet ve yeni medya teknolojileri salgın döneminde önemli bir tampon mekanizma olmuştur. İleri yaş grubundaki bireyler literatürde “dijital çağın göçmenleri” olarak kavramsallaştırılsa da yaşlılar tarafından internetin eğitim, ekonomik ve sosyal faktörlere bağlı olarak oldukça etkin kullanıldığı bulunmuştur. İnternetin, kısıtlılıkların beraberinde getirdiği sorunlarla baş etmede önemli bir araç olduğu görülmüştür. Yaşlıların insan haklarının ihlallerinin önlenmesi konusunda dünya genelinde halen en büyük bariyeri oluşturan sosyal dışlanma ve yoksulluk konularında önerilerde bulunulmuştur. Sonuç olarak, “Eleştirel gerontoloji” perspektifinden “yaşlılık ve teknoloji” konularında sosyoloji, iletişim ve sağlık alanlarında ortak çalışmalara ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Dijitalleşme, Dijital göçmenler, Yaşçılık, Korku kültürü, Yorumlayıcı fenomenolojik yaklaşım (YFA)

FROM CULTURE OF FEAR TO DIGITAL CULTURE: EXPERIENCES OF INDIVIDUALS OVER 65 IN THE COVID-19 PANDEMIC- Extended Abstract
As of March 11 2020, Turkey has been affected from Covid-19 pandemic as much as the rest of the world, causing severe economic and social impacts on various social segments in Turkey. In particular, “elderly individuals (65 years and over”), who are categorized as disadvantaged groups in the society, were affected by this process in a different way, compared to other social segments. Elderly individuals have become objects of the “fear culture” imposed by the media and social life. The aim of the research is to evaluate how the pandemic and relevant restrictions are taken by elderly individuals in the context of digitalization experiences. “What level of liberation did digital culture and new technologies provide for the elderly during the pandemic?”, as a question in line with the problem of the research, has been investigated during the study. Since the beginning of the pandemic, the elderly people have become an important part of the culture of fear, their social life has been restricted, and the restrictions have been reflected in the media as age discrimination through humor in the case of Turkey. As a result of increasing control over individuals (65+) with digital applications such as "HES code" and "Hayat eve sığar" by the government, on one hand individuals who are isolated from social life are restricted through technology, but on the other hand, they found a breathing space and opportunity for liberation for their self-thanks to their adoption with digital technologies during this period.
There is a need for studies on the elderly, considering the graying of the population in the world as well as in Turkey. It is known that comparing to European countries, ageing in Turkey is twice as fast. While studies on aging have gained more importance in recent years, studies involving new communication technologies including field research for the elderly are quite limited. Within the scope of the research, focus group interviews with 7 men and 8 women aged 65 and over, selected according to the snowball sampling technique, were conducted under qualitative research. The data obtained were analyzed by
the interpretative phenomenological approach (IPA) through sub-and main themes. Four main themes were determined within the scope of IPA. Under “difficulties of the pandemic” title which is the first theme “illness and psychological problems”, “restrictions” and “the language of discrimination reflected in the media” were selected as sub-themes. Besides health and psychological problems, the language of discrimination towards elderly, caused feeling isolated and excluded from the society for elderly. From the second main theme which is “life before and after the pandemic: past and future”; “what the pandemic teached”, “farewell”, and “liberation” sub-themes were obtained. Thus, the ruptures and continuities between life before and after the pandemic were discussed. In the third theme, under the title of "coping strategies", "physical activity and hobbies" and "digitalization experiences" were determined as sub-themes. The increased levels of physical activity and internet use are the most remarkable data of the research. These tools made it possible for elderly to open up a space of freedom during restrictions while also functioning as a “psychological buffer”. In the fourth and last theme under the title of "policy and practices"; "lack of credibility and trust", "double standards in decisions", "conflicts", "problems becoming visible with litmus paper” and "moral problems" emerged as sub-themes.
As a result of the study, it was found that the participants felt "incapable", "powerless", "one foot in the hole", "close to death", "poor" and were exposed to age discrimination in the process of restrictions. The internet and new media technologies have been an important buffer mechanism during the pandemic. As a part of the globalization process, internet technologies have had a great help during restrictions, which is interpreted as "loss of freedoms" and "being confined at home". Although elderly is conceptualized as “digital age immigrants” in the literature, it was found that the elderly uses the internet quite effectively depending on education, economic and social factors. It was found that the internet is an important tool in coping with the problems brought about by the restrictions. New technologies are also crucial for elderly in order to live an active ageing process, to ease daily chores, to live a healthy and independent life. Current inequalities were deepened even more during the pandemic for disadvantaged classes such as elderly, women, poor. In order to decrease the disadvantages, social politics that may increase the quality of life and provide solutions for those discussed in the paper should be developed. Within this scope elderly should be provided internet subscription, economical support in the acquisition of smart devices and education regularly by the related institutions. Finally, more interdisciplinary studies in the fields of sociology, communication and health on “aging and technology” from the perspective of “critical gerontology” are needed.
Keywords: Digitalization, Digital immigrants, Ageism, Culture of fear, Interpretive phenomenological approach (IPA)