Tayfur Evsen | GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ (original) (raw)
Uploads
Book Reviews by Tayfur Evsen
Büyülü gerçeklik, Latin Amerika edebiyatının vazgeçilmez bir yazgısı olmaktadır. Geri kalmış topl... more Büyülü gerçeklik, Latin Amerika edebiyatının vazgeçilmez bir yazgısı olmaktadır. Geri kalmış toplumların sömürgeleştirilmesiyle olaylara olan bakış açıları değişmekte ve en umulmadık şeylere olan inanç artmaktadır. Masallar ve mitler iç içe geçmiştir. Doğruluk payları reddedilemeyecek ölçüde gerçekliğe bağlanmıştır. Uçan halılar, göğe yükselen insanlar, yıllarca dinmeyen yağmurlar, uykusuzluğa gömülen halklar ve daha niceleri… Tümüyle büyülü gerçekliğin yansımaları olarak okuyucuya sunulmaktadırlar. Kehanetler, doğaüstü felaketler, aile içi ilişkiler, savaşların seyri; hepsi bir lanetin sonucudur: Akraba evliliği.
Birbirinden bağımsız oldukları hâlde kimi toplumlar; yaşantılar, kavramlar, toplum içerisindeki i... more Birbirinden bağımsız oldukları hâlde kimi toplumlar; yaşantılar, kavramlar, toplum içerisindeki ilişkiler, tarihsel süreçler ve daha birçok alanda benzer özellikler göstermektedirler. Octavio Paz’ın Yalnızlık Dolambacı adlı eseri aracılığıyla da Meksika kültürü ile Türk kültürünün benzer yönlerinin ortaya koyulması, bu benzerliklerin farklı başlıklar altında incelenmesi amaçlanmıştır. Çeşitli bölümler üzerinden yapılan karşılaştırmalar neticesinde birbirinden kopuk olan iki kültürün de benzer özelliklere sahip oldukları tespit edilmiştir.
Hüsn ü Aşk, Divan edebiyatının son örneklerinden biri olan, güzellik ve güzelliğe yönelişin konu ... more Hüsn ü Aşk, Divan edebiyatının son örneklerinden biri olan, güzellik ve güzelliğe yönelişin konu edindiği Nâbî'nin Hayr-âbâd isimli eserinin fazla övülmesinden rahatsızlık duyarak yazdığı bir mesnevidir. Tasavvufi bir eser oluşturmak isteyen Şeyh Galib, yazdığı bu eserle amacına ulaşmıştır. Ruhani yolculuk, kendini arama ve gerçek aşka ulaşma kurgusunu barındıran mesnevide, ilah aşk için çekilen çilelerden ve zorluklardan bahsedilmiştir. Bu yazının amacı, Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk adlı mesnevisini Spiritüalizm ve tasavvufi alegoriler bağlamında incelemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında, eserde yoğun bir alegorinin hakim olduğu, eserde birçok Spiritüal ögenin bulunduğu saptanmış ve ögelerle sembollerin açıklaması yapılmıştır.
Dede Korkut hikâyeleri Türk kültürünün, geleneklerinin, sembollerinin ve daha birçok unsurun taşı... more Dede Korkut hikâyeleri Türk kültürünün, geleneklerinin, sembollerinin ve daha birçok unsurun taşıyıcısı olmuştur. Günümüzde hâlâ yaygın olarak görülen geleneklerin çıkış noktalarını görme ve anlama konusunda bizlere rehber olmaya devam etmektedir. Bazı haram ve yasakların (içki içme, savaşlardan sonra kadınlara el koyma vs.) uygulanmaya konulmaması açısından bakıldığında ise bir geçiş ürünü olduğunu görmekteyiz. Bu incelemenin amacı, Dede Korkut hikâyelerindeki geleneklerin, aile yapısının, inanç geleneklerinin sembollerle birlikte günümüzdeki yansımalarını ve geçirdikleri değişimleri gözlemlemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında bu Türk geleneklerinin yer yer terk edilmekle beraber çoğu zaman da İslamiyet'in etkisinin artmasıyla beraber dönüşüme uğrayarak günümüze kadar geldiği saptanmıştır.
Yeraltı edebiyatı, soğuk ve kasvetli üslubuyla edebiyat sahasına bodoslama bir dalış yapmıştır. B... more Yeraltı edebiyatı, soğuk ve kasvetli üslubuyla edebiyat sahasına bodoslama bir dalış yapmıştır. Bu edebiyatın bir ürünü olan Ağır Roman, toplumun dışına itilmiş, ötekileştirilmiş çocuklarını aynı çatı altında toplayan ve okuyucuya iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı sorgulatan bir eser olarak karşımıza çıkar. Yozlaşan toplum, anlamını yitiren değerler ve korkutucu görülen gerçekler, yaratılan karakterler üzerinden aktarılmıştır. Bu yazının amacı, Ağır Roman adlı eserin Yeraltı edebiyatı bağlamında, karakterler, mekân, dil ve üslup ile sosyolojik açıdan incelemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında bu eserin dönemi sosyolojik anlamda yansıttığı, Yeraltı edebiyatı için önemli bir kaynak olduğu; olayların içerisinde yer alan karakterlerin, gündelik hayatın dil, üslup ve sorunlarından hareketle gerçekçi ve bir o kadar da rahatsız edici bir yapıya sahip olduğu saptanmıştır.
Kibir, öfke, kıskançlık, cimrilik, gıybet gibi kavramlar, insan zihnini derinlemesine sarsan ve i... more Kibir, öfke, kıskançlık, cimrilik, gıybet gibi kavramlar, insan zihnini derinlemesine sarsan ve iradenin mekanizmasını yıkan durumlar olarak insan hayatının temeline çöker. İncelemenin amacı, Yunus Emre'nin ele aldığı kavramları açıklayış biçimini incelemek ve sorunlara getirdiği çözümleri nitel analizlerle ortaya koymaktır. Tasavvufi düşüncenin önde gelen isimlerinden olan Yunus Emre, verdiği nasihatlerle birlikte, bu kavramların karşısına sunduğu değerleri birer çeri gibi kullanmış, intak sanatı kullanılarak zenginleştirilen anlatımıyla beraber, Türkçenin geniş anlatım olanaklarını da gözler önüne sermiştir.
Tarih boyunca birçok söylenti, insanların bilinç altlarına yerleşerek nereden geldiği bilinmeyen ... more Tarih boyunca birçok söylenti, insanların bilinç altlarına yerleşerek nereden geldiği bilinmeyen soyut bir kurgu, gündelik bir yaşam biçimi hâlini almıştır. Kulaktan kulağa yayılan ve sürekli bir değişim döngüsüne giren olaylar, inandırıcılık bağlamında önemli bir sorun arz etmektedir. Anlatılanların geçerliliği var mı? Kaynağı nedir? Değişim göstermiş midir, göstermişse bu değişim nasıl yaşanmıştır? İncelemenin amacı bu sorulara cevap vermek ve Yaşar Kemal'in Yer Demir Gök Bakır kitabındaki halk hikâyelerinin çıkışı ve gelişimini inceleyerek, halk hikâyelerinin mitoslarla birlikte mitolojiye kadar uzanan sürecini Taşbaş karakteri üzerinden şekillendirmektir. Sırasıyla takip edilen olayların gelişimi nitel analizlerle saptanmıştır. Hikâyelerin, içerdikleri motiflerle mitolojilerin yaratılışına katkı sağladığı, toplumsal sıkıntıların da bu çerçevede rol oynadığı tespit edilmiştir.
Drafts by Tayfur Evsen
Halk ozanlarımızdan biri olarak gösterilen ve yiğitçe söylemleriyle günümüze kadar destanlaşmış b... more Halk ozanlarımızdan biri olarak gösterilen ve yiğitçe söylemleriyle günümüze kadar destanlaşmış bir şekilde gelen Köroğlu, farklı rivayetleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bir kahraman mıdır? Yoksa sadece Kırat'ın kerametleriyle ve halkın kahraman yaratma arzusuyla birleşerek ortaya çıkan azılı bir haydut mu? Bu incelemenin amacı, Köroğlu Destanı rivayetlerinden birkaçını ortaya koymak ve Köroğlu karakterini Alp tipi çerçevesinde değerlendirmektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında ele alınan Köroğlu karakterinin dejenere bir karakter olduğu sonucuna varılmıştır.
Büyülü gerçeklik, Latin Amerika edebiyatının vazgeçilmez bir yazgısı olmaktadır. Geri kalmış topl... more Büyülü gerçeklik, Latin Amerika edebiyatının vazgeçilmez bir yazgısı olmaktadır. Geri kalmış toplumların sömürgeleştirilmesiyle olaylara olan bakış açıları değişmekte ve en umulmadık şeylere olan inanç artmaktadır. Masallar ve mitler iç içe geçmiştir. Doğruluk payları reddedilemeyecek ölçüde gerçekliğe bağlanmıştır. Uçan halılar, göğe yükselen insanlar, yıllarca dinmeyen yağmurlar, uykusuzluğa gömülen halklar ve daha niceleri… Tümüyle büyülü gerçekliğin yansımaları olarak okuyucuya sunulmaktadırlar. Kehanetler, doğaüstü felaketler, aile içi ilişkiler, savaşların seyri; hepsi bir lanetin sonucudur: Akraba evliliği.
Birbirinden bağımsız oldukları hâlde kimi toplumlar; yaşantılar, kavramlar, toplum içerisindeki i... more Birbirinden bağımsız oldukları hâlde kimi toplumlar; yaşantılar, kavramlar, toplum içerisindeki ilişkiler, tarihsel süreçler ve daha birçok alanda benzer özellikler göstermektedirler. Octavio Paz’ın Yalnızlık Dolambacı adlı eseri aracılığıyla da Meksika kültürü ile Türk kültürünün benzer yönlerinin ortaya koyulması, bu benzerliklerin farklı başlıklar altında incelenmesi amaçlanmıştır. Çeşitli bölümler üzerinden yapılan karşılaştırmalar neticesinde birbirinden kopuk olan iki kültürün de benzer özelliklere sahip oldukları tespit edilmiştir.
Hüsn ü Aşk, Divan edebiyatının son örneklerinden biri olan, güzellik ve güzelliğe yönelişin konu ... more Hüsn ü Aşk, Divan edebiyatının son örneklerinden biri olan, güzellik ve güzelliğe yönelişin konu edindiği Nâbî'nin Hayr-âbâd isimli eserinin fazla övülmesinden rahatsızlık duyarak yazdığı bir mesnevidir. Tasavvufi bir eser oluşturmak isteyen Şeyh Galib, yazdığı bu eserle amacına ulaşmıştır. Ruhani yolculuk, kendini arama ve gerçek aşka ulaşma kurgusunu barındıran mesnevide, ilah aşk için çekilen çilelerden ve zorluklardan bahsedilmiştir. Bu yazının amacı, Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk adlı mesnevisini Spiritüalizm ve tasavvufi alegoriler bağlamında incelemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında, eserde yoğun bir alegorinin hakim olduğu, eserde birçok Spiritüal ögenin bulunduğu saptanmış ve ögelerle sembollerin açıklaması yapılmıştır.
Dede Korkut hikâyeleri Türk kültürünün, geleneklerinin, sembollerinin ve daha birçok unsurun taşı... more Dede Korkut hikâyeleri Türk kültürünün, geleneklerinin, sembollerinin ve daha birçok unsurun taşıyıcısı olmuştur. Günümüzde hâlâ yaygın olarak görülen geleneklerin çıkış noktalarını görme ve anlama konusunda bizlere rehber olmaya devam etmektedir. Bazı haram ve yasakların (içki içme, savaşlardan sonra kadınlara el koyma vs.) uygulanmaya konulmaması açısından bakıldığında ise bir geçiş ürünü olduğunu görmekteyiz. Bu incelemenin amacı, Dede Korkut hikâyelerindeki geleneklerin, aile yapısının, inanç geleneklerinin sembollerle birlikte günümüzdeki yansımalarını ve geçirdikleri değişimleri gözlemlemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında bu Türk geleneklerinin yer yer terk edilmekle beraber çoğu zaman da İslamiyet'in etkisinin artmasıyla beraber dönüşüme uğrayarak günümüze kadar geldiği saptanmıştır.
Yeraltı edebiyatı, soğuk ve kasvetli üslubuyla edebiyat sahasına bodoslama bir dalış yapmıştır. B... more Yeraltı edebiyatı, soğuk ve kasvetli üslubuyla edebiyat sahasına bodoslama bir dalış yapmıştır. Bu edebiyatın bir ürünü olan Ağır Roman, toplumun dışına itilmiş, ötekileştirilmiş çocuklarını aynı çatı altında toplayan ve okuyucuya iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı sorgulatan bir eser olarak karşımıza çıkar. Yozlaşan toplum, anlamını yitiren değerler ve korkutucu görülen gerçekler, yaratılan karakterler üzerinden aktarılmıştır. Bu yazının amacı, Ağır Roman adlı eserin Yeraltı edebiyatı bağlamında, karakterler, mekân, dil ve üslup ile sosyolojik açıdan incelemektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında bu eserin dönemi sosyolojik anlamda yansıttığı, Yeraltı edebiyatı için önemli bir kaynak olduğu; olayların içerisinde yer alan karakterlerin, gündelik hayatın dil, üslup ve sorunlarından hareketle gerçekçi ve bir o kadar da rahatsız edici bir yapıya sahip olduğu saptanmıştır.
Kibir, öfke, kıskançlık, cimrilik, gıybet gibi kavramlar, insan zihnini derinlemesine sarsan ve i... more Kibir, öfke, kıskançlık, cimrilik, gıybet gibi kavramlar, insan zihnini derinlemesine sarsan ve iradenin mekanizmasını yıkan durumlar olarak insan hayatının temeline çöker. İncelemenin amacı, Yunus Emre'nin ele aldığı kavramları açıklayış biçimini incelemek ve sorunlara getirdiği çözümleri nitel analizlerle ortaya koymaktır. Tasavvufi düşüncenin önde gelen isimlerinden olan Yunus Emre, verdiği nasihatlerle birlikte, bu kavramların karşısına sunduğu değerleri birer çeri gibi kullanmış, intak sanatı kullanılarak zenginleştirilen anlatımıyla beraber, Türkçenin geniş anlatım olanaklarını da gözler önüne sermiştir.
Tarih boyunca birçok söylenti, insanların bilinç altlarına yerleşerek nereden geldiği bilinmeyen ... more Tarih boyunca birçok söylenti, insanların bilinç altlarına yerleşerek nereden geldiği bilinmeyen soyut bir kurgu, gündelik bir yaşam biçimi hâlini almıştır. Kulaktan kulağa yayılan ve sürekli bir değişim döngüsüne giren olaylar, inandırıcılık bağlamında önemli bir sorun arz etmektedir. Anlatılanların geçerliliği var mı? Kaynağı nedir? Değişim göstermiş midir, göstermişse bu değişim nasıl yaşanmıştır? İncelemenin amacı bu sorulara cevap vermek ve Yaşar Kemal'in Yer Demir Gök Bakır kitabındaki halk hikâyelerinin çıkışı ve gelişimini inceleyerek, halk hikâyelerinin mitoslarla birlikte mitolojiye kadar uzanan sürecini Taşbaş karakteri üzerinden şekillendirmektir. Sırasıyla takip edilen olayların gelişimi nitel analizlerle saptanmıştır. Hikâyelerin, içerdikleri motiflerle mitolojilerin yaratılışına katkı sağladığı, toplumsal sıkıntıların da bu çerçevede rol oynadığı tespit edilmiştir.
Halk ozanlarımızdan biri olarak gösterilen ve yiğitçe söylemleriyle günümüze kadar destanlaşmış b... more Halk ozanlarımızdan biri olarak gösterilen ve yiğitçe söylemleriyle günümüze kadar destanlaşmış bir şekilde gelen Köroğlu, farklı rivayetleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bir kahraman mıdır? Yoksa sadece Kırat'ın kerametleriyle ve halkın kahraman yaratma arzusuyla birleşerek ortaya çıkan azılı bir haydut mu? Bu incelemenin amacı, Köroğlu Destanı rivayetlerinden birkaçını ortaya koymak ve Köroğlu karakterini Alp tipi çerçevesinde değerlendirmektir. Nitel analizler ve eldeki bulgular kapsamında ele alınan Köroğlu karakterinin dejenere bir karakter olduğu sonucuna varılmıştır.