Batıkan ERKOÇ | Yeditepe University (original) (raw)
Papers by Batıkan ERKOÇ
Evlilik konusunda en son ABD Federal içtihadını oluşturan davadır.
1950-1960 yılları arasında Türk siyasi yaşamına yön veren Demokrat partinin kapatılması makalenin... more 1950-1960 yılları arasında Türk siyasi yaşamına yön veren Demokrat partinin kapatılması makalenin konusunu oluşturur. Makale dava dilekçelerini ifadelerini ve kararları içerir.
The unknowns on the language, which is the most complicated communication system used by people, ... more The unknowns on the language, which is the most complicated communication system used by people, started with the studies of linguistics which started in the late 19th century. However, it is very difficult to remove ambiguities about the origin of the language, because books, documents, papyrus papers and even clay tablets and stone pagodas, which are the materials of the linguists, are the tools after the invention of writing aimed at using the language as a record.
Türkiye Türkçesinde çok geniş bir yeri olan sıfatlar, adlardan önce gelerek onları niteleyen, nas... more Türkiye Türkçesinde çok geniş bir yeri olan sıfatlar, adlardan önce gelerek onları niteleyen, nasıl olduklarını gösteren veya çeşitli yönlerden belirten sözlerdir: açık kapı, boş oda, geniş yer, uzun yol, yaşlı adam, beş kişi, üçer ay, her insan, beşinci sınıf, bu sözler, hangi başarı, yanan ateş, sararmış yaprak gibi. (Korkmaz, 2009) Sıfatın anlam ve işlev bakımından kendi varlığını ortaya koyabilmesi için mutlaka bir adın önünde bulunması ve o adı nitelemesi veya belirtmesi gerekir: cıvılcıvıl kuşlar, dalgalı deniz, düşünen insan, kırmızı gül, bu yıl, şuradaki okul gibi. (Korkmaz, 2009) Dilimize girmiş olan yabancı kökenli sıfatlar, ya tarihî devirlerdeki kültür ilişkilerinin ve ortak İslâm medeniyetinin bir sonucu olarak Arap ve Fars dillerinden yahut da yine günümüze kadar süregelen çeşitli ilişki ve etkilerle Fransızca başta olmak üzere Yunanca, İtalyanca, İngilizce, İspanyolca gibi batı dillerinden geçmiştir. Sayıları da epey fazladır. (Korkmaz, 2009) Dilimizdeki Farsça sıfatların sayısı daha az olmakla birlikte bunlar çoklukla ön ve son ekleriyle birlikte girmişlerdir: bedbin (bir fikir), bîgünah (kadın), bîkes (çocuk), bîperva (adam), bülend (servi), derunî (âlem), divanî (yazı), kem (söz), kenar (mahalle), kör (göz), lerzan (dudaklar), nikbin (görünüş), niyazkâr (bakış), pak (gönüllü), perişan (hâlde), serbest (kürsü), tembel (öğrenci), yabani (gül), yekpare (ayna), zinde (güç, kuvvet), zor (iş) gibi. (Korkmaz, 2009)
İnsanların kullandığı en komplike iletişim sistemi olan dilin üzerindeki bilinmezlikler , özellik... more İnsanların kullandığı en komplike iletişim sistemi olan dilin üzerindeki bilinmezlikler , özellikle 19.yüzyılın sonlarında başlayan dilbilim çalışmaları ile kaldırılmaya başlandı. Ancak dilin kökeni hakkındaki bilinmezliklerin kaldırılması oldukça zor görülen bir durumdu, çünkü dilbilimcilerin malzemeleri olan kitaplar, belgeler, papirüs kağıtlar ve hatta kil tabletler ve taş abideler, dilin kayıt olarak kullanılması amacını taşıyan yazının icadından sonraki araçlardır. Dilin kökeni nedir, sorusu her zaman aklı kurcalayan soruların başında gelir. İlkokul-da öğretilen insan taşları birbirine vurdu , çıkan sesi taklit etti, doğadaki sesleri taklit etti gibi gerçekte günümüzde bilimsel olarak nitelenemeyen teorilerin yerine, farklı cevaplar ve teoriler bilim adamları tarafından geliştirildi. Charles Darwin, antropolojinin en önemli yapıtlarından birisi kabul edilen " TheDe-cent of Man-İnsanın Türeyişi " isimli çalışmasında, insanın alt türlerden geldiğinin kanıtları bö-lümünde dil konusunu da ele almıştır: " Eşeysel seçmeden söz ederken en eski insanın, daha doğrusu insanın eski atalarından birinin bugün bazı uzun kollu maymunların yaptığı gibi belki sesini önce gerçek müziksel dü-zenlilikler yaratmak, yani türkü çığırmak için kullandığını göreceğiz. " Darwin bu ifadesiyle dilin müzikal kökenini incelemiştir. Ancak bunun gibi birçok teori , kanıtlanması mümkün olmayan teoriler olarak değerlendirilmektedir. Dil antropologları, primataloglar ve paleo-antropologlar farklı teorilerle bu soruya ce-vap vermektedirler. Dil antropologları dilin ortaya çıkışının nedenleri üzerinde dururken, prima-tologlar bizlerle akraba olan türlerin dile benzer iletişim sistemleri ile alakalı çalışmaktadırlar. Ancak paleo-antropologlar bu konuyla ilgilenmemelerine rağmen bu konuya cevap buldular: Modern insanın en eski atalarından olan ve homo (Ltn:insan) cinsinin ilk örneği kabul edilen Homo Habilis'in (Ltn: Yetenekli İnsan) (Bir geçiş formu olan Homo Naledi'nin 2013 yılında bulunuşu bu konuda tartışmaları beraberinde getirmiştir.) sosyal yeteneklerinin ne de-recede geliştiği veyahut dil gibi komplike bir işlemi yerine getirebilecek bir beyin kapasitesine sahip olup olmadığı antropologlar tarafından yeterince tespit edilememiştir. Ancak ,HomoHabilis ile aynı ve sonraki dönemde yaşamış farklı bir homo türü olan Homo Erectus'u incelediğimizde bunun değiştiğini görüyoruz. Homo Erectus (Ltn:Dik duran insan), bundan yaklaşık 1,9 milyon yıl ile 250 bin yıl öncesinde yaşamış bir insan türüdür. Türün ilk örneği EugeneDubois tarafından 1894 yılında keşfedil
İngiliz Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin çıkarttığı yıllık dergi olan " LONDON GEOGRAPHICAL JOURNAL ... more İngiliz Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin çıkarttığı yıllık dergi olan " LONDON GEOGRAPHICAL JOURNAL " dergisi dünyanın her bir köşesinden gelen gezi yazıları, coğrafi keşifler ve bilimsel çalışmaları yıllık olarak 1830 yılından 1880 yılına kadar yayınlamıştır. Dergi İngiltere'de yayınlanan en prestijli jeoloji ve coğrafya dergilerinden bir tanesidir. Bu derginin esas önemi 19.yüzyılın süpergücü birleşik krallığın dünyanın farklı yerlerinin coğrafya, politika ve ekonomik yapıları hakkında bilgi edinmesini sağlayarak ingiliz imparatorluğu için ticaret başta olmak üzere farklı ülke ve bölgelerle ilişkiler geliştirmesini sağlamaktı. Böylece İngiliz şirketlerinin büyümesi için yeni pazarlar açılıyordu. Bu dergi aynı zamanda bölgelerin politikalarını ve demografilerini de inceleyerek İngiliz dış politikasına bilgi sağlıyordu.
Conference Presentations by Batıkan ERKOÇ
Teknoloji ve Dil kavramlarım incelemeden önce bu iki kavramın tanımım yapmak, özelliklerini belir... more Teknoloji ve Dil kavramlarım incelemeden önce bu iki kavramın tanımım yapmak, özelliklerini belirlemek gerekir.
Öncelikle sizlere yap›lan iki araflt›rmadan bahsetmek istiyorum: Birincisi, Türk Dil Kurumu ve Ra... more Öncelikle sizlere yap›lan iki araflt›rmadan bahsetmek istiyorum: Birincisi, Türk Dil Kurumu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu yapt›¤› araflt›rma sonucunda Türkçemizdeki 22.000 kelime içerisinden medyan›n kelime havuzunda 450-500 kelime kulland›¤›n› tes-pit etmifltir. Bu araflt›rma bizlere dilin yozlaflmas›n›n sebeplerini anlat›yor zannediyorum. ‹kincisi, televizyon izlemek için ayr›lan süre okul ve uyku hariç di¤er yap›lan etkin-liklerin toplam›ndan daha fazla. Bu hem biz ö¤renciler ve çocuklar için hem de yetifl-kinler için geçerlidir. Bizim de¤inmemiz gereken önemli nokta televizyon ve medyan›n kullan›m›: 0-9 yafl aras› çocuklar için televizyon bak›c› görevi görüyor. Çocuklar›na vakit ay›-ramayan anne ve babalar yani çal›flan ebeveynler televizyonu çocuk bak›c›s› olarak kullan›yor. Bu ise çocuklar›n geliflimini olumsuz etkiliyor. Bu tip medyan›n olumsuz kullan›m› ve medyan›n ö¤rencileri dikkate almamas› ile ilgili Türkiye Ö¤renci Meclisi 2 adet karar alm›flt›r. Bu kararlar genel olarak çocuklara verilen programlar›n kalite ve say›lar›n›n artt›r›l-mas› yönünde. Bu kararlar ö¤rencilerin medya ile ne kadar ilgilendi¤ini aç›kça gösteriyor. Bizim esas sorunlar›m›zdan ikincisi de çocuklar›n medyadan olumsuz bir flekilde etkilenmesidir. Biz çocuk ve gençlere yönelik programlarla ilgili kuflku ve s›k›nt›lar flunlard›r.
Evlilik konusunda en son ABD Federal içtihadını oluşturan davadır.
1950-1960 yılları arasında Türk siyasi yaşamına yön veren Demokrat partinin kapatılması makalenin... more 1950-1960 yılları arasında Türk siyasi yaşamına yön veren Demokrat partinin kapatılması makalenin konusunu oluşturur. Makale dava dilekçelerini ifadelerini ve kararları içerir.
The unknowns on the language, which is the most complicated communication system used by people, ... more The unknowns on the language, which is the most complicated communication system used by people, started with the studies of linguistics which started in the late 19th century. However, it is very difficult to remove ambiguities about the origin of the language, because books, documents, papyrus papers and even clay tablets and stone pagodas, which are the materials of the linguists, are the tools after the invention of writing aimed at using the language as a record.
Türkiye Türkçesinde çok geniş bir yeri olan sıfatlar, adlardan önce gelerek onları niteleyen, nas... more Türkiye Türkçesinde çok geniş bir yeri olan sıfatlar, adlardan önce gelerek onları niteleyen, nasıl olduklarını gösteren veya çeşitli yönlerden belirten sözlerdir: açık kapı, boş oda, geniş yer, uzun yol, yaşlı adam, beş kişi, üçer ay, her insan, beşinci sınıf, bu sözler, hangi başarı, yanan ateş, sararmış yaprak gibi. (Korkmaz, 2009) Sıfatın anlam ve işlev bakımından kendi varlığını ortaya koyabilmesi için mutlaka bir adın önünde bulunması ve o adı nitelemesi veya belirtmesi gerekir: cıvılcıvıl kuşlar, dalgalı deniz, düşünen insan, kırmızı gül, bu yıl, şuradaki okul gibi. (Korkmaz, 2009) Dilimize girmiş olan yabancı kökenli sıfatlar, ya tarihî devirlerdeki kültür ilişkilerinin ve ortak İslâm medeniyetinin bir sonucu olarak Arap ve Fars dillerinden yahut da yine günümüze kadar süregelen çeşitli ilişki ve etkilerle Fransızca başta olmak üzere Yunanca, İtalyanca, İngilizce, İspanyolca gibi batı dillerinden geçmiştir. Sayıları da epey fazladır. (Korkmaz, 2009) Dilimizdeki Farsça sıfatların sayısı daha az olmakla birlikte bunlar çoklukla ön ve son ekleriyle birlikte girmişlerdir: bedbin (bir fikir), bîgünah (kadın), bîkes (çocuk), bîperva (adam), bülend (servi), derunî (âlem), divanî (yazı), kem (söz), kenar (mahalle), kör (göz), lerzan (dudaklar), nikbin (görünüş), niyazkâr (bakış), pak (gönüllü), perişan (hâlde), serbest (kürsü), tembel (öğrenci), yabani (gül), yekpare (ayna), zinde (güç, kuvvet), zor (iş) gibi. (Korkmaz, 2009)
İnsanların kullandığı en komplike iletişim sistemi olan dilin üzerindeki bilinmezlikler , özellik... more İnsanların kullandığı en komplike iletişim sistemi olan dilin üzerindeki bilinmezlikler , özellikle 19.yüzyılın sonlarında başlayan dilbilim çalışmaları ile kaldırılmaya başlandı. Ancak dilin kökeni hakkındaki bilinmezliklerin kaldırılması oldukça zor görülen bir durumdu, çünkü dilbilimcilerin malzemeleri olan kitaplar, belgeler, papirüs kağıtlar ve hatta kil tabletler ve taş abideler, dilin kayıt olarak kullanılması amacını taşıyan yazının icadından sonraki araçlardır. Dilin kökeni nedir, sorusu her zaman aklı kurcalayan soruların başında gelir. İlkokul-da öğretilen insan taşları birbirine vurdu , çıkan sesi taklit etti, doğadaki sesleri taklit etti gibi gerçekte günümüzde bilimsel olarak nitelenemeyen teorilerin yerine, farklı cevaplar ve teoriler bilim adamları tarafından geliştirildi. Charles Darwin, antropolojinin en önemli yapıtlarından birisi kabul edilen " TheDe-cent of Man-İnsanın Türeyişi " isimli çalışmasında, insanın alt türlerden geldiğinin kanıtları bö-lümünde dil konusunu da ele almıştır: " Eşeysel seçmeden söz ederken en eski insanın, daha doğrusu insanın eski atalarından birinin bugün bazı uzun kollu maymunların yaptığı gibi belki sesini önce gerçek müziksel dü-zenlilikler yaratmak, yani türkü çığırmak için kullandığını göreceğiz. " Darwin bu ifadesiyle dilin müzikal kökenini incelemiştir. Ancak bunun gibi birçok teori , kanıtlanması mümkün olmayan teoriler olarak değerlendirilmektedir. Dil antropologları, primataloglar ve paleo-antropologlar farklı teorilerle bu soruya ce-vap vermektedirler. Dil antropologları dilin ortaya çıkışının nedenleri üzerinde dururken, prima-tologlar bizlerle akraba olan türlerin dile benzer iletişim sistemleri ile alakalı çalışmaktadırlar. Ancak paleo-antropologlar bu konuyla ilgilenmemelerine rağmen bu konuya cevap buldular: Modern insanın en eski atalarından olan ve homo (Ltn:insan) cinsinin ilk örneği kabul edilen Homo Habilis'in (Ltn: Yetenekli İnsan) (Bir geçiş formu olan Homo Naledi'nin 2013 yılında bulunuşu bu konuda tartışmaları beraberinde getirmiştir.) sosyal yeteneklerinin ne de-recede geliştiği veyahut dil gibi komplike bir işlemi yerine getirebilecek bir beyin kapasitesine sahip olup olmadığı antropologlar tarafından yeterince tespit edilememiştir. Ancak ,HomoHabilis ile aynı ve sonraki dönemde yaşamış farklı bir homo türü olan Homo Erectus'u incelediğimizde bunun değiştiğini görüyoruz. Homo Erectus (Ltn:Dik duran insan), bundan yaklaşık 1,9 milyon yıl ile 250 bin yıl öncesinde yaşamış bir insan türüdür. Türün ilk örneği EugeneDubois tarafından 1894 yılında keşfedil
İngiliz Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin çıkarttığı yıllık dergi olan " LONDON GEOGRAPHICAL JOURNAL ... more İngiliz Kraliyet Coğrafya Cemiyetinin çıkarttığı yıllık dergi olan " LONDON GEOGRAPHICAL JOURNAL " dergisi dünyanın her bir köşesinden gelen gezi yazıları, coğrafi keşifler ve bilimsel çalışmaları yıllık olarak 1830 yılından 1880 yılına kadar yayınlamıştır. Dergi İngiltere'de yayınlanan en prestijli jeoloji ve coğrafya dergilerinden bir tanesidir. Bu derginin esas önemi 19.yüzyılın süpergücü birleşik krallığın dünyanın farklı yerlerinin coğrafya, politika ve ekonomik yapıları hakkında bilgi edinmesini sağlayarak ingiliz imparatorluğu için ticaret başta olmak üzere farklı ülke ve bölgelerle ilişkiler geliştirmesini sağlamaktı. Böylece İngiliz şirketlerinin büyümesi için yeni pazarlar açılıyordu. Bu dergi aynı zamanda bölgelerin politikalarını ve demografilerini de inceleyerek İngiliz dış politikasına bilgi sağlıyordu.
Teknoloji ve Dil kavramlarım incelemeden önce bu iki kavramın tanımım yapmak, özelliklerini belir... more Teknoloji ve Dil kavramlarım incelemeden önce bu iki kavramın tanımım yapmak, özelliklerini belirlemek gerekir.
Öncelikle sizlere yap›lan iki araflt›rmadan bahsetmek istiyorum: Birincisi, Türk Dil Kurumu ve Ra... more Öncelikle sizlere yap›lan iki araflt›rmadan bahsetmek istiyorum: Birincisi, Türk Dil Kurumu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu yapt›¤› araflt›rma sonucunda Türkçemizdeki 22.000 kelime içerisinden medyan›n kelime havuzunda 450-500 kelime kulland›¤›n› tes-pit etmifltir. Bu araflt›rma bizlere dilin yozlaflmas›n›n sebeplerini anlat›yor zannediyorum. ‹kincisi, televizyon izlemek için ayr›lan süre okul ve uyku hariç di¤er yap›lan etkin-liklerin toplam›ndan daha fazla. Bu hem biz ö¤renciler ve çocuklar için hem de yetifl-kinler için geçerlidir. Bizim de¤inmemiz gereken önemli nokta televizyon ve medyan›n kullan›m›: 0-9 yafl aras› çocuklar için televizyon bak›c› görevi görüyor. Çocuklar›na vakit ay›-ramayan anne ve babalar yani çal›flan ebeveynler televizyonu çocuk bak›c›s› olarak kullan›yor. Bu ise çocuklar›n geliflimini olumsuz etkiliyor. Bu tip medyan›n olumsuz kullan›m› ve medyan›n ö¤rencileri dikkate almamas› ile ilgili Türkiye Ö¤renci Meclisi 2 adet karar alm›flt›r. Bu kararlar genel olarak çocuklara verilen programlar›n kalite ve say›lar›n›n artt›r›l-mas› yönünde. Bu kararlar ö¤rencilerin medya ile ne kadar ilgilendi¤ini aç›kça gösteriyor. Bizim esas sorunlar›m›zdan ikincisi de çocuklar›n medyadan olumsuz bir flekilde etkilenmesidir. Biz çocuk ve gençlere yönelik programlarla ilgili kuflku ve s›k›nt›lar flunlard›r.
Mutfak kültürü bir toplumun çoğu özelliğini gösteren önemli bir kültürel değerdir. Toplumların ye... more Mutfak kültürü bir toplumun çoğu özelliğini gösteren önemli bir kültürel değerdir. Toplumların yemek kültürleri, bölgelerin mutfak kültürleri, o toplulukların karakteristik özellikleri hakkında bilgi verir. Bu bağlamda dünyanın en geniş mutfaklarından birine sahip Türk mutfağının genç nesil tarafından bilinmesi toplumsal değer ve kültürümüzün genç nesillere aktarılmasına eşdeğer olacaktır. Bu bağlamda yaptığımız araştırmamızın amacı; yeni neslin, Türk mutfağına yönelik bilgilerini ölçmek, Türk mutfağının yozlaşmasına yönelik tutumlarını incelemek ve bunun yanında Türk mutfağında işlenen, misafirperverlik ve büyüklere saygı değerlerinin genç nesil tarafından bilinirliliğini araştırmaktır.
Araştırmamızda betimsel araştırma deseni kullanılmıştır. Yöntem olarak da sosyal bilimlerde en çok kullanılan araştırma yöntemlerinden anket uygulaması yapılmıştır. Veri toplamak için geliştirdiğimiz anket ise toplamda 25 soru içermekte ve gençlerin Türk mutfağına yönelik bilgi ve tutumları ile bu bağlamdaki değerlerin işlenişini ölçmektedir. Geliştirdiğimiz anket toplamda 270 ortaöğretim öğrencisine uygulanmıştır. Anketlerin sonuçları SPSS programına girilmiş, t-testi, frekans analizi ve ANOVA testleri uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar tablo ve grafik haline getirilmiş ve proje raporunda hipotez ve problemlerle sınanmıştır.
Araştırmamızın sonucunda gördüğümüz üzere gençlerin maalesef Türk mutfağına yönelik bilgileri oldukça düşük düzeydedir. Bununla beraber, Türk ailelerinde de bu mutfak gelenek ve kültürümüzün gün gittikçe yozlaşmaya ve yok olmaya başladığını görmekteyiz. Bunun yanında gençler Türk mutfağının içerdiği değerlerden de yoksundurlar ki bunlar büyüklere saygı ve misafirperverliktir.
Elde ettiğimiz sonuçlar üzerine çözüm önerileri getirilerek sorunun çözülmesine katkıda bulunulmaya çalışılmıştır.
İbrahim Müteferrika, bir diğer tabirle, İslam dünyasına ve dolayısıyla Türk dünyasına matbaayı ge... more İbrahim Müteferrika, bir diğer tabirle, İslam dünyasına ve dolayısıyla Türk dünyasına matbaayı getiren adam olarak ün kazanmıştır. Bu araştırmada Müteferrika tarafından basılan Türkçeyi Fransız tüccarlara öğretmek için Jean Baptiste Holtermann tarafından yazılan “Grammaire Turque-Türkçenin Grameri” isimli eser incelenmiştir
Grammaire Turque, dilbilim açısından önemli bir eser olmasının yanı sıra dil tarihi ve dilin fonetik tarihi açısından da bulunmaz bir eser olma kimliğini taşımaktadır. İçerisindeki, diyaloglar o günün içtimai hayatını vokabüler (kelime hazinesi) bölümleri de o günün tarihsel dilbilim açısından analizi için kaynak oluşturmaktadır.
Projemizin bu bağlamda amacı, İbrahim Müteferrika’nın bastığı Jean Baptiste Holtermann’ın yazdığı bu kılavuzun genel bir analizinin yapılması, kitap yardımıyla dönemin içtimai hayatının yanı sıra dönemin dilinin ve fonetiğinin de incelenmesidir. Böylece hem Osmanlı Türkçesi döneminin aydınlatılması için bir mum yakılmış olmakla birlikte içtimai (sosyal) hayat açısından da bilgi sahibi olunacaktır. Bu kapsamda kitap nitel veri analizine tabii tutulmuş, gramer, kelime ve diyalog bölümleri incelenmiştir.
Projemizde elde ettiğimiz en önemli sonuç Türkçe’nin asırlar içerisinde büyük değişimler geçirdiğidir. Bu kitapta elde ettiğimiz bulgulara dayanarak söylenebilir ki, kültürün değişmesi, özellikle batı ve doğu arasında kalınan 18.yüzyılda (1700’ler) şiddetli bir biçimde hissedilmektedir.
İbrahim Müteferrika’nın bu yayını, Türk kültür tarihi açısından bulunmaz bir eserdir. Harf devriminden 250 yıl önce Türkçenin Latin harfleriyle yazılmış formlarını ihtiva eden bu kitap, bir konuşma kılavuzu veya kültür göstergeci olmanın da ötesinde, Türkçenin ilk Latinize edilmiş halini barındıran bir hazinedir.
Projenin sonucunda bu kitabın ve bununla beraber aynı dönemde yazılan onlarca gramer kitabı ve konuşma kılavuzunun detaylı ve kapsamlı bir akademik analizden geçirilerek günümüz akademik literatürüne kazandırılması önerilmektedir.
Çalışmamızda ortaöğretim öğrencilerinin sözde bilim ve bilime olan inanış ve bilgilerini ölçmek a... more Çalışmamızda ortaöğretim öğrencilerinin sözde bilim ve bilime olan inanış ve bilgilerini ölçmek amaçlanmıştır. Projede öğrencilerin bilimsel yönteme, sözde bilime, bilim-sözde bilim ayrımına ve sözde bilimsel inanışlara yönelik bilgilerinin; cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü,
yerleşim yeri ve sosyo-ekonomik düzeyi değişkenlerine göre değişip değişmediğinin tespit edilmesi hedeflenmiştir.
Araştırmamızda açıklayıcı araştırma modeli kullanılmış, çalışmaya literatür taraması yapılarak başlanmıştır. Çalışmada Ezgi Kirman ÇETİNKAYA tarafından Türkçeye kazandırılmış “Bilim-Sözde Bilim Ayrımı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma evreni olarak Samsun İlkadım ilçesinde bulunan her okul türünden birer okul olmak üzere altı okul belirlenmiş, toplamda 478 ortaöğretim öğrencisi katılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler, SPSS programına girilip, standart sapma, t-testi, ANOVA testi ve korelasyon testi uygulanarak bulgulara ulaşılmıştır.
Araştırma sonuçlarından birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz: Genel olarak öğrencilerin bilimsel yönteme ve bilim-sözde bilim ayrımına yönelik bilgileri düşüktür. Kızların bilimsel yönteme yönelik bilgileri istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde yüksektir. Öğrencilerin bilimsel yönteme yönelik bilgileri sınıf düzeyi, yerleşim yeri ve sosyo ekonomik durum
değişkenlerinde değişiklik göstermezken, okul türü değişkeninde göstermektedir. Fen Lisesi öğrencilerinin bilime ve sözde bilime yönelik bilgileri diğer bütün okul türlerinden istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde daha yüksektir.
Çalışmamız nicel bir çalışma olma özelliğini taşıdığından nitel bir çalışmayla desteklenmesi önerilmektedir. Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi haricindeki okul türlerindeki öğrencilerin bilime yönelik ilgi ve bilgilerinin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Çalışmamızın sonuçları, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne ve araştırma yapılan okulların müdürlüklerine elektronik posta yoluyla iletilmiştir.
Dil, bir milletin en temel yapı taşlarından birisidir. Dili üreten ise millettir ve o milletin k... more Dil, bir milletin en temel yapı taşlarından birisidir. Dili üreten ise millettir ve o milletin kültürüdür. Bir arada yaşayan insanların “toplum” niteliğine kavuşabilmesi için temel öğelerden biri hiç kuşkusuz dildir. Ve bilinmelidir ki dilini kaybeden benliğini de kaybeder.
Gün geçtikçe susuz kalmış bir çiçek misali solan Türkçemizin yozlaşması sorununun dilin doğal süreci içerisinde gerçekleşen bir değişim mi yoksa dile sonradan empoze edilen yapay bir değişim mi olduğu , çiçeği solduran yabani otları yani Türkçemize karışan yabancı sözcükleri temizlemek ve bu çiçeği sulayacak duyarlı yeni nesiller yetiştirmek için ne gibi önlemler alınabileceği, toplumumuzun bu konudaki farkındalığını ölçebilmek projemizin esas amacıdır.
Proje kapsamında literatür taraması yapılarak, Türk dilinin yozlaşması ile ilgili makale ve tez çalışmaları incelenmiş, Samsun’da Türk menşeili fakat yabancı dille yazılmış tabelalar tespit edilerek fotoğraflandırılmıştır. Ayrıca gençlerin bu konudaki farkındalığını ölçmek ve görüşlerinin alınması amacıyla anket çalışması yapılıp sonuçları değerlendirilmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda Türkçe’nin birçok farklı kaynaktan etkilenerek yozlaştığı ve bu yozlaşmanın dilin bir süreci içerisinde gerçekleşmediği aksine topluma sonradan empoze edilerek ve dilin kendi kuralları içinde gerçekleşmeksizin oluşan yapay bir değişim olduğu görülmüştür.
Ayrıca şehir merkezinde bulunan ve Türk menşeili fakat yabancı dille yazılmış tabelalarla çok sık karşılaşan okulumuz öğrencilerine uyguladığımız farkındalık anketi sonucunda da gençlerin büyük bir bölümünün özellikle erkeklerin bu konun farkında olduklarını ancak bu olumsuzluğu gidermek için herhangi bir çaba göstermedikleri görülmüştür.
Peki çözüm önerimiz nedir? Kanunları uygulama konusunda sıkı bir takip yapılmalı, gerektiğinde cezai yaptırımlar uygulanmalı, Türkçe kelimelerin kullanımına özen gösterip bu konuda medya bilinçlendirilip denetlenmelidir. Ayrıca topluma, özellikle de gençlere okuma alışkanlığını kazandırma ve yaygınlaştırılması konusundaki çalışmalara hız verilmelidir.
Unutulmamalıdır ki dil demek; tarih demek, kültür demek, inanç demek, millet demek, kısaca benlik demektir.
In our research, we want to measure the level of psuedoscientific beliefs and scientific knowledg... more In our research, we want to measure the level of psuedoscientific beliefs and scientific knowledge of high school students. In the project we measured the relationship between student's pseudoscientific beliefs, scientific knowledge's, psuedoscientific knowledge's and their informations about the differences science and pseudosciences. Also, we measured the relationship between those beliefs and knowledge and gender, class level, school type, socioeconomic situation and settlement area. In the project explanatory reseach model has been used, we started the research with literature research. As measurement tool we used " Sciencetific and Pseudo-sciencetific Division Measure " which has been developed by Oothoudt (2008). 478 high school students participate in the research. The research has been applied in Samsun, Turkey. Datas have been entered into SPSS 20.0 Analyse programme and applied standard deviation test, ANOVA, pearson corelation test and t-test. At the and of the research we founded these finding; • Generally students' knowledge of science is extraordinaly low and their pseudoscientific beliefs are exteremely high. • Female students' knowledge of science is more than male students. It is a very important finding because in the other research shows us the opposite • There is no relationship between socioeconomic situation, class level and settlement area and pseudoscientific beliefs.