Huseyin Bal | Yuzuncu Yil University (original) (raw)

Papers by Huseyin Bal

Research paper thumbnail of How Secular Are the Arguments in Favor of Secularism? A Retrospective Reading Essay on the Constitutive Elements of the Secular Paradigm

Liberal Düşünce Dergisi

Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkilerin mahiyeti meselesi, uzun zamandan beri önemli b... more Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkilerin mahiyeti meselesi, uzun zamandan beri önemli bir tartışma konusu olmuştur. Lâiklik, bu ilişkinin somutlaştığı modellerden biridir. Farklı varyantları olsa da lâiklik nihaî tahlilde, din ile siyasetin birbirinden ayrılmasını ifade eder. Bir sosyo-politik örgütlenme biçimi olarak laiklik lehinde yaygınlıkla kullanılan argümanlar özgürlük, adalet, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi kavramlardan oluşmaktadır. Ancak bunların sadece lâik paradigmaya ait olmamaları bir yana, görmezden gelinemeyecek denli dinsel köken ve muhtevaya sahip olduklarına dair iddialar vardır. Bir yandan tarihsel süreklilik, diğer yandan din ile sosyal hayatın karşılıklı etkileşimleri göz önünde bulundurulduğunda, mezkûr iddiaların mesnetsiz olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, mezkûr argümanlar dizisinin özsel olarak lâik olup olmadıklarını ve sadece lâik rejimlerle mi tetabuk halinde olduklarını ilgili tartışmalar ışığında irdelemektir.

Research paper thumbnail of Türk Modernleşmesini ’Devletin Bekası’ Kavramı Üzerinden Okumak

Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybı ile sonuçlanan ilk antlaşmayı (Karlofça Antlaşması) 1699 yılın... more Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybı ile sonuçlanan ilk antlaşmayı (Karlofça Antlaşması) 1699 yılında imzalamak zorunda kaldığında, devlet adamları acı bir gerçeği çok daha iyi kavramaya başlamıştı: Devlet elden gidiyordu ve buna mani olmak için acilen bir şeyler yapmak gerekliydi. Tanzimat'tan Islahat'a, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e oradan diğer irili ufaklı tüm reformlara kadar tevessül edilen bu " bir şeyler " , Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine değin süreklilik gösteren bir olgu olarak, " Türk modernleşmesi " şeklinde adlandırılmaktadır. Bu çalışmada, Türk modernleşmesinin aşamaları panoramik bir tarzda ele alınmakta ve onun doğası itibariyle hem bir proses (Batılılaşma) hem de bir proje (devleti kurtarma) olduğu sonucuna varılmaktadır.

Research paper thumbnail of Demokrasinin Performans İmkânı Olarak Çoğulculuk

Liberal Düşünce Dergisi, Jun 1, 2012

Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim oldugu... more Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim olduguna dâir iddia ve bunun bu sekilde devam edecegine dâir ongoruler siyasal yazinda hayli genis bir yer isgâl etmektedir. Bu iddialara egemen olan soylem, bugun demokratik yonetim fikrinin her zamankinden daha cok populariteye ulasmis oldugu, 20. Yuzyil’in yeni bin yila biraktigi en onemli miraslardan biri olarak demokrasinin yegâne mesru yonetim sistemi olarak telâkki edildigi, zaten onune konan “global”, “kozmopolitan”, “uluslarasiri” ve “uluslarustu” gibi nitelemelerin de bunun bir gostergesi oldugu ve bunun genel, kararli ve duzenli bir surec olarak bu sekilde devam edecegi seklindedir

Research paper thumbnail of Demokrasinin Performans İmkânı Olarak Çoğulculuk (2): Anthony H. Birch’te Siyasal Plüralizm

Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim oldugu... more Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim olduguna dâir iddia ve bunun bu sekilde devam edecegine dâir ongoruler siyasal yazinda hayli genis bir yer isgâl etmektedir. Bu iddialara egemen olan soylem, bugun demokratik yonetim fikrinin her zamankinden daha cok populariteye ulasmis oldugu, 20. Yuzyil’in yeni bin yila biraktigi en onemli miraslardan biri olarak demokrasinin yegâne mesru yonetim sistemi olarak telâkki edildigi, zaten onune konan “global”, “kozmopolitan”, “uluslarasiri” ve “uluslarustu” gibi nitelemelerin de bunun bir gostergesi oldugu ve bunun genel, kararli ve duzenli bir surec olarak bu sekilde devam edecegi seklindedir

Research paper thumbnail of Siyaset Teorisinde Vatandaşlık Modelleri: Herman R. Van Gunsteren'ın Sınıflandırması

Journal of Turkish Studies, 2015

Exhibited a remarkable resurgence in political theory and political philosophy since the beginnin... more Exhibited a remarkable resurgence in political theory and political philosophy since the beginning of 1990's, citizenship is the membership of individual to any political community in the broad sense of the concept. This membership grants to person some civic, social and political rights on the one hand, while impose him some obligations and responsibilities on the other hand. In political theory, ideally it is assumed that citizens are belong to one nation-state only. On the other hand, it is assumed that the nation-state is inclusive of all the people living on its territory. The underlying basic assumption here is that there is sufficient cultural homogeneity to allow agreement on the basic rules, despite differing individual and group norms and values. Being the chief issue of this study, Herman V. Gunsteren aims to identify a citizenship principle and attitude that could make a difference in today's world where constitutional arrangements regarding citizenship continue. With that aim, while exploring the conditions that stimulate citizenship on the one hand, he focuses on practical exercise of citizenship that keeps citizenship alive on the other hand. Regarding to theoretical dimension, Gunsteren has designate four citizenship theories that one can juxtapose them as liberal, republican, communitarian and neo-republican. For him, the first three of them are old citizenship models while the last one is new. The aim of that new model is to satisfy the necessity of definition the political community's new kind citizenship, a task which the old ones seem to be rather unsatisfactory. The classical and global models of citizenship have added to article which haven't included in Gunsteren's classification.

Research paper thumbnail of Siyaset Teorisinde 'Otorite' Kavramı

Journal of Turkish Studies, 2014

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makal... more Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Pozitif Özgürlük'ün Zorunlu Paternalizmi

Journal of Turkish Studies, 2014

Siyaset felsefesinin en önemli konularından biri olan özgürlük kavramıyla ilgili olarak belli baş... more Siyaset felsefesinin en önemli konularından biri olan özgürlük kavramıyla ilgili olarak belli başlı üç anlayış mevcuttur. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür: 1-'Müdahalesizlik veya bir şeyden özgürlük' olarak negatif özgürlük; 2-'Rasyonel otonomi veya bir şeye özgürlük' olarak pozitif özgürlük ve 3-'Mütehakkim bir gücün/unsurun yokluğu veya tahakkümsüzlük' olarak cumhuriyetçi özgürlük. Negatif ve pozitif özgürlük anlayışlarının sistematik ayırımı T.H. Green ile başlayarak bugüne kadar gelmiştir. Cumhuriyetçi özgürlük kavramı, savunucularından biri olan Pettit'ın ifadesiyle, "üçüncü bir yol" olarak siyaset teorisi literatürüne girmiştir. Negatif özgürlük, klasik liberal dünya görüşünün tercih ettiği ve savunduğu özgürlük anlayışı olarak bilinir. Pozitif özgürlük Marksist, sosyalist ve komüniteryen bakış açısının sahiplendiği anlayış olarak dikkat çekmektedir. Cumhuriyetçi özgürlük ise, kökleri siyasal düşünceler tarihinde önemli bir yere sahip olan cumhuriyetçilik düşüncesinde bulunan bir özgürlük anlayışıdır. Bu anlayış aynı zamanda çağdaş siyasal teorideki katılmacı demokrasi, müzakereci demokrasi, vatandaş inisiyatifi gibi yaklaşımlar ve yeni sosyal-siyasal hareketler tarafından tahkim edilmiştir. Bu çalışmada her üç anlayışa ve onların temel kabullerine kısaca değinildikten sonra, pozitif özgürlüğün neden doğal (dolayısıyla zorunlu) olarak paternalist bir yaklaşım olduğu izah edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of Davi̇d Held'In Siniflandirmasina Göre Demokrasi̇ni̇n Klâsi̇k Modelleri̇

The Journal of Academic Social Science Studies, 2014

Dünya tarihinde ilk kez dünya üzerinde yaşayan insanların çoğu, demokrasi olarak kabul edilebilec... more Dünya tarihinde ilk kez dünya üzerinde yaşayan insanların çoğu, demokrasi olarak kabul edilebilecek bir siyasal yönetimi deruhte etmektedir. Bu olgu, içinde bulunduğumuz zaman diliminin demokrasi çağı olduğunun en açık göstergesidir. Demokrasi, halkın tamamının genel siyasetle ilgili temel belirleyici kararları alabildiği bir siyasal sistemin adıdır. Bu sistem, özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden sonra o derece rağbet gören bir rejim haline gelmiştir ki, bugün hemen her siyasal rejim bir şekilde kendisini demokrasi olarak takdim etme gereğini duymaktadır. Bu dönüşüm, siyaset tarihinin en anlamlı ve önemli olaylarından birisidir. Ne var ki, bir rejimin sırf sav veya iddia yoluyla demokratik olamayacağı da ortadadır. Dolayısıyla, demokratikliği belirleyen temel kıstaslar olduğu gibi, daha ileri düzeyde demokrasinin gereği sayılan bazı özellikler de vardır. Demokrasi modelleri de zaten bu ilave özelliklerden doğmaktadır. Bazı modeller bireye ve birey hak ve özgürlüklerinin korunmasına önem verirken, bazıları topluma öncelik atfetmektedir. Bazı modeller genel siyasete ilişkin belirleyici kararların alınma yöntemine ağırlık verirken, diğer bazıları bu kararların içeriğinin önemine vurgu yapmaktadır. Bu çalışmada, ünlü siyaset teorisyeni David Held'in artık klâsikleşmiş olan Demokrasi Modelleri'nin klasik versiyonları ele alınarak incelenecektir. Yazar, Demokrasi Modelleri'ni ilk kez 1987'de kamuoyunun ilgisine sunarken, temelde iki amaç gütmekteydi. Birincisi, Antik Yunan'dan bugüne değin demokrasi ile ilgili temel yaklaşımların bir takdimini yapmak ve ikincisi de demokrasinin bugün ne anlama gelmesi gerektiğine dair yaklaşımların bir eleştirisini yapmaktır. Yazarın, kitabında bu her iki amacı da gerçekleştirdiği rahatlıkla söylenebilir.

Research paper thumbnail of Anthony H. Birch'in Siyasal Teorisinde 'Azınlık Hakları

Journal of Turkish Studies, 2014

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makal... more Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Pozi̇ti̇f Özgürlük'Ün Zorunlu Paternali̇zmi̇

Research paper thumbnail of Siyaset Felsefesinde Ele Alınış Biçimiyle Özgürlük Meselesi (Üç Farklı Özgürlük Anlayışı)

Journal of Turkish Studies, 2014

Research paper thumbnail of SİYASET FELSEFESİNDE ELE ALINIŞ BİÇİMİYLE ÖZGÜRLÜK MESELESİ (ÜÇ FARKLI ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI) * THE PROBLEM OF LIBERTY AS IT HAS BEEN ADDRESSED IN POLITICAL PHILOSOPHY (THREE DIFFERENT CONCEPTIONS OF LIBERTY

Özgürlük idealinin, siyaset teorisinin ve siyaset felsefesinin en önemli konularından birini, lib... more Özgürlük idealinin, siyaset teorisinin ve siyaset felsefesinin en önemli konularından birini, liberal siyaset teorisinin ise en merkezi temasını teşkil ettiğini söylemek abartı olmayacaktır. Böyle olmasından ötürü siyasal teorisyenler, filozoflar ve diğer meslek erbabı akademisyenler, bir şekilde özgürlükle ilgilenmişlerdir. Ancak özgürlük "esasen tartışmalı" bir kavram vasfını taşıdığı için, onun tam olarak ne olduğu ve neden bu derece önemli olduğu hep tartışıla gelmiştir. Bu tartışmalarda özgürlükle ilgili bir dizi felsefi soru gündeme getirilmiştir. Özgürlüğün ne anlama geldiği, (eğer varsa) değerinin ne veya ne kadar olduğu ve son olarak da ideal özgürlüğü hangi kurum veya kurumların üretebileceği, cevabı aranan sorular arasında sayılabilir. Siyaset felsefesinde bu sorulara cevap kabilinden geliştirilen argümanlardan hareketle üç tip özgürlük anlayışının ortaya çıktığı söylenebilir. Bunları "müdahalesizlik veya bir şeyden özgürlük" olarak negatif özgürlük, "rasyonel otonomi veya bir şeye özgürlük" olarak pozitif özgürlük ve "mütehakkim bir gücün yokluğu veya tahakkümsüzlük" olarak cumhuriyetçi özgürlük şeklinde sıralamak mümkündür. Başka bir ifadeyle, negatif özgürlük, bireyin dışından kaynaklanan bir şeyin (engel, kısıtlama, müdahale) yokluğu; pozitif özgürlük, daha çok bireyin kendinde bir şeyin (öz-yönetim, kendi geleceğini belirlemek) varlığı; cumhuriyetçi özgürlük ise hem bir şeyin (yurttaş inisiyatifi, yurttaş erdemi) varlığı, hem de bir şeyin (tahakküm) yokluğudur. Bu çalışmada her üç özgürlük anlayışı genel hatları ve temel kabulleriyle ele alınarak irdelenecektir.

Research paper thumbnail of SİYASAL OTORİTE

En geniş anlamıyla otorite, bir iktidar biçimidir. Zaman zaman onun 'meşru iktidar' olduğu da düş... more En geniş anlamıyla otorite, bir iktidar biçimidir. Zaman zaman onun 'meşru iktidar' olduğu da düşünülmektedir. İktidar başkalarının davranışlarını etkileme kabiliyeti olduğu halde, otorite bunu yapma hakkıdır. Dolayısıyla otorite, herhangi bir cebir veya manipülasyondan ziyade, otoriteye itaati kabul etmeye yani rızaya dayanır. Siyaset teorisinin en merkezi konularından birisini teşkil eden otoritenin belli başlı üç tanımı vardır. Bunlardan birincisi kavramın sözlük anlamı olup, "emretme veya nihai kararı verme hakkını", ikincisi, "başkaları adına konuşma veya eylemde bulunma hak veya yetkisini", üçüncüsü ise "herhangi bir konudaki uzmanlığı" ifade eder. Siyaset teorisi, bu üç anlamdan birincisi ile yani "başkaları için bağlayıcı olan kararları alma ve onları bu kararlara uymaya ikna etme veya zorlama gücü" ile alakadardır. Siyasal otorite hem tasviri hem de normatif bir karakter taşımaktadır. Siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisi, onun pratik ve tasviri yönünü anlamaya ve ortaya koymaya çalışırken, siyaset felsefesi onun normatif tarafıyla ilgilenmektedir. Weber'den beri bilinmektedir ki, devlet sadece şiddet kullanma tekeline sahip olduğu için değil, ayrıca bu şiddet kullanma tekelinin meşru olmasından dolayı otorite sahibidir. Burada devletin otoritesini tesis etmek için şiddet kullanması işin tasviri tarafını, kullanmakta olduğu şiddetin meşru olması ise normatif tarafını ifade etmektedir. Bu çalışmada siyaset teorisinin en önemli ilgi alanlarından birini oluşturan siyasal otorite kavramsal, tarihsel ve kuramsal açılardan ele alınarak irdelenecektir.

Research paper thumbnail of A. BIRCH'TE MİLLİYETÇİLİK

ideoloji olarak milletçilik ise, milletin siyasal amaç ve hedefler do rultusunda seferber edilmes... more ideoloji olarak milletçilik ise, milletin siyasal amaç ve hedefler do rultusunda seferber edilmesidir. Bu çalı mada, milliyetçilik kavram ve ideolojisi, bu konudaki en yetkin siyasal teorisyenlerden biri olan ve konuyu "ulus in a etme süreci" ve "ulusal bütünle me" kavramları çerçevesinde ele alan Anthony H. Birch'in görü leri ı ı ında ele alınarak irdelenecektir. Ona göre bugün hepimiz sınırları içinde ikamet etti imiz milli devletin siyasi otoritesi altında ya amakta olmamıza ra men, milliyetçilik kavramı konusunda yaygın bir yanlı anlama söz konusudur.

Research paper thumbnail of 'POZİTİF ÖZGÜRLÜK'ÜN ZORUNLU PATERNALİZMİ

Research paper thumbnail of How Secular Are the Arguments in Favor of Secularism? A Retrospective Reading Essay on the Constitutive Elements of the Secular Paradigm

Liberal Düşünce Dergisi

Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkilerin mahiyeti meselesi, uzun zamandan beri önemli b... more Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkilerin mahiyeti meselesi, uzun zamandan beri önemli bir tartışma konusu olmuştur. Lâiklik, bu ilişkinin somutlaştığı modellerden biridir. Farklı varyantları olsa da lâiklik nihaî tahlilde, din ile siyasetin birbirinden ayrılmasını ifade eder. Bir sosyo-politik örgütlenme biçimi olarak laiklik lehinde yaygınlıkla kullanılan argümanlar özgürlük, adalet, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi kavramlardan oluşmaktadır. Ancak bunların sadece lâik paradigmaya ait olmamaları bir yana, görmezden gelinemeyecek denli dinsel köken ve muhtevaya sahip olduklarına dair iddialar vardır. Bir yandan tarihsel süreklilik, diğer yandan din ile sosyal hayatın karşılıklı etkileşimleri göz önünde bulundurulduğunda, mezkûr iddiaların mesnetsiz olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, mezkûr argümanlar dizisinin özsel olarak lâik olup olmadıklarını ve sadece lâik rejimlerle mi tetabuk halinde olduklarını ilgili tartışmalar ışığında irdelemektir.

Research paper thumbnail of Türk Modernleşmesini ’Devletin Bekası’ Kavramı Üzerinden Okumak

Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybı ile sonuçlanan ilk antlaşmayı (Karlofça Antlaşması) 1699 yılın... more Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybı ile sonuçlanan ilk antlaşmayı (Karlofça Antlaşması) 1699 yılında imzalamak zorunda kaldığında, devlet adamları acı bir gerçeği çok daha iyi kavramaya başlamıştı: Devlet elden gidiyordu ve buna mani olmak için acilen bir şeyler yapmak gerekliydi. Tanzimat'tan Islahat'a, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e oradan diğer irili ufaklı tüm reformlara kadar tevessül edilen bu " bir şeyler " , Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine değin süreklilik gösteren bir olgu olarak, " Türk modernleşmesi " şeklinde adlandırılmaktadır. Bu çalışmada, Türk modernleşmesinin aşamaları panoramik bir tarzda ele alınmakta ve onun doğası itibariyle hem bir proses (Batılılaşma) hem de bir proje (devleti kurtarma) olduğu sonucuna varılmaktadır.

Research paper thumbnail of Demokrasinin Performans İmkânı Olarak Çoğulculuk

Liberal Düşünce Dergisi, Jun 1, 2012

Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim oldugu... more Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim olduguna dâir iddia ve bunun bu sekilde devam edecegine dâir ongoruler siyasal yazinda hayli genis bir yer isgâl etmektedir. Bu iddialara egemen olan soylem, bugun demokratik yonetim fikrinin her zamankinden daha cok populariteye ulasmis oldugu, 20. Yuzyil’in yeni bin yila biraktigi en onemli miraslardan biri olarak demokrasinin yegâne mesru yonetim sistemi olarak telâkki edildigi, zaten onune konan “global”, “kozmopolitan”, “uluslarasiri” ve “uluslarustu” gibi nitelemelerin de bunun bir gostergesi oldugu ve bunun genel, kararli ve duzenli bir surec olarak bu sekilde devam edecegi seklindedir

Research paper thumbnail of Demokrasinin Performans İmkânı Olarak Çoğulculuk (2): Anthony H. Birch’te Siyasal Plüralizm

Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim oldugu... more Bugun demokrasinin en cok ragbet goren ve en cok yayilma istidadi gosteren siyasal yonetim olduguna dâir iddia ve bunun bu sekilde devam edecegine dâir ongoruler siyasal yazinda hayli genis bir yer isgâl etmektedir. Bu iddialara egemen olan soylem, bugun demokratik yonetim fikrinin her zamankinden daha cok populariteye ulasmis oldugu, 20. Yuzyil’in yeni bin yila biraktigi en onemli miraslardan biri olarak demokrasinin yegâne mesru yonetim sistemi olarak telâkki edildigi, zaten onune konan “global”, “kozmopolitan”, “uluslarasiri” ve “uluslarustu” gibi nitelemelerin de bunun bir gostergesi oldugu ve bunun genel, kararli ve duzenli bir surec olarak bu sekilde devam edecegi seklindedir

Research paper thumbnail of Siyaset Teorisinde Vatandaşlık Modelleri: Herman R. Van Gunsteren'ın Sınıflandırması

Journal of Turkish Studies, 2015

Exhibited a remarkable resurgence in political theory and political philosophy since the beginnin... more Exhibited a remarkable resurgence in political theory and political philosophy since the beginning of 1990's, citizenship is the membership of individual to any political community in the broad sense of the concept. This membership grants to person some civic, social and political rights on the one hand, while impose him some obligations and responsibilities on the other hand. In political theory, ideally it is assumed that citizens are belong to one nation-state only. On the other hand, it is assumed that the nation-state is inclusive of all the people living on its territory. The underlying basic assumption here is that there is sufficient cultural homogeneity to allow agreement on the basic rules, despite differing individual and group norms and values. Being the chief issue of this study, Herman V. Gunsteren aims to identify a citizenship principle and attitude that could make a difference in today's world where constitutional arrangements regarding citizenship continue. With that aim, while exploring the conditions that stimulate citizenship on the one hand, he focuses on practical exercise of citizenship that keeps citizenship alive on the other hand. Regarding to theoretical dimension, Gunsteren has designate four citizenship theories that one can juxtapose them as liberal, republican, communitarian and neo-republican. For him, the first three of them are old citizenship models while the last one is new. The aim of that new model is to satisfy the necessity of definition the political community's new kind citizenship, a task which the old ones seem to be rather unsatisfactory. The classical and global models of citizenship have added to article which haven't included in Gunsteren's classification.

Research paper thumbnail of Siyaset Teorisinde 'Otorite' Kavramı

Journal of Turkish Studies, 2014

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makal... more Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Pozitif Özgürlük'ün Zorunlu Paternalizmi

Journal of Turkish Studies, 2014

Siyaset felsefesinin en önemli konularından biri olan özgürlük kavramıyla ilgili olarak belli baş... more Siyaset felsefesinin en önemli konularından biri olan özgürlük kavramıyla ilgili olarak belli başlı üç anlayış mevcuttur. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür: 1-'Müdahalesizlik veya bir şeyden özgürlük' olarak negatif özgürlük; 2-'Rasyonel otonomi veya bir şeye özgürlük' olarak pozitif özgürlük ve 3-'Mütehakkim bir gücün/unsurun yokluğu veya tahakkümsüzlük' olarak cumhuriyetçi özgürlük. Negatif ve pozitif özgürlük anlayışlarının sistematik ayırımı T.H. Green ile başlayarak bugüne kadar gelmiştir. Cumhuriyetçi özgürlük kavramı, savunucularından biri olan Pettit'ın ifadesiyle, "üçüncü bir yol" olarak siyaset teorisi literatürüne girmiştir. Negatif özgürlük, klasik liberal dünya görüşünün tercih ettiği ve savunduğu özgürlük anlayışı olarak bilinir. Pozitif özgürlük Marksist, sosyalist ve komüniteryen bakış açısının sahiplendiği anlayış olarak dikkat çekmektedir. Cumhuriyetçi özgürlük ise, kökleri siyasal düşünceler tarihinde önemli bir yere sahip olan cumhuriyetçilik düşüncesinde bulunan bir özgürlük anlayışıdır. Bu anlayış aynı zamanda çağdaş siyasal teorideki katılmacı demokrasi, müzakereci demokrasi, vatandaş inisiyatifi gibi yaklaşımlar ve yeni sosyal-siyasal hareketler tarafından tahkim edilmiştir. Bu çalışmada her üç anlayışa ve onların temel kabullerine kısaca değinildikten sonra, pozitif özgürlüğün neden doğal (dolayısıyla zorunlu) olarak paternalist bir yaklaşım olduğu izah edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of Davi̇d Held'In Siniflandirmasina Göre Demokrasi̇ni̇n Klâsi̇k Modelleri̇

The Journal of Academic Social Science Studies, 2014

Dünya tarihinde ilk kez dünya üzerinde yaşayan insanların çoğu, demokrasi olarak kabul edilebilec... more Dünya tarihinde ilk kez dünya üzerinde yaşayan insanların çoğu, demokrasi olarak kabul edilebilecek bir siyasal yönetimi deruhte etmektedir. Bu olgu, içinde bulunduğumuz zaman diliminin demokrasi çağı olduğunun en açık göstergesidir. Demokrasi, halkın tamamının genel siyasetle ilgili temel belirleyici kararları alabildiği bir siyasal sistemin adıdır. Bu sistem, özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden sonra o derece rağbet gören bir rejim haline gelmiştir ki, bugün hemen her siyasal rejim bir şekilde kendisini demokrasi olarak takdim etme gereğini duymaktadır. Bu dönüşüm, siyaset tarihinin en anlamlı ve önemli olaylarından birisidir. Ne var ki, bir rejimin sırf sav veya iddia yoluyla demokratik olamayacağı da ortadadır. Dolayısıyla, demokratikliği belirleyen temel kıstaslar olduğu gibi, daha ileri düzeyde demokrasinin gereği sayılan bazı özellikler de vardır. Demokrasi modelleri de zaten bu ilave özelliklerden doğmaktadır. Bazı modeller bireye ve birey hak ve özgürlüklerinin korunmasına önem verirken, bazıları topluma öncelik atfetmektedir. Bazı modeller genel siyasete ilişkin belirleyici kararların alınma yöntemine ağırlık verirken, diğer bazıları bu kararların içeriğinin önemine vurgu yapmaktadır. Bu çalışmada, ünlü siyaset teorisyeni David Held'in artık klâsikleşmiş olan Demokrasi Modelleri'nin klasik versiyonları ele alınarak incelenecektir. Yazar, Demokrasi Modelleri'ni ilk kez 1987'de kamuoyunun ilgisine sunarken, temelde iki amaç gütmekteydi. Birincisi, Antik Yunan'dan bugüne değin demokrasi ile ilgili temel yaklaşımların bir takdimini yapmak ve ikincisi de demokrasinin bugün ne anlama gelmesi gerektiğine dair yaklaşımların bir eleştirisini yapmaktır. Yazarın, kitabında bu her iki amacı da gerçekleştirdiği rahatlıkla söylenebilir.

Research paper thumbnail of Anthony H. Birch'in Siyasal Teorisinde 'Azınlık Hakları

Journal of Turkish Studies, 2014

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makal... more Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Pozi̇ti̇f Özgürlük'Ün Zorunlu Paternali̇zmi̇

Research paper thumbnail of Siyaset Felsefesinde Ele Alınış Biçimiyle Özgürlük Meselesi (Üç Farklı Özgürlük Anlayışı)

Journal of Turkish Studies, 2014

Research paper thumbnail of SİYASET FELSEFESİNDE ELE ALINIŞ BİÇİMİYLE ÖZGÜRLÜK MESELESİ (ÜÇ FARKLI ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI) * THE PROBLEM OF LIBERTY AS IT HAS BEEN ADDRESSED IN POLITICAL PHILOSOPHY (THREE DIFFERENT CONCEPTIONS OF LIBERTY

Özgürlük idealinin, siyaset teorisinin ve siyaset felsefesinin en önemli konularından birini, lib... more Özgürlük idealinin, siyaset teorisinin ve siyaset felsefesinin en önemli konularından birini, liberal siyaset teorisinin ise en merkezi temasını teşkil ettiğini söylemek abartı olmayacaktır. Böyle olmasından ötürü siyasal teorisyenler, filozoflar ve diğer meslek erbabı akademisyenler, bir şekilde özgürlükle ilgilenmişlerdir. Ancak özgürlük "esasen tartışmalı" bir kavram vasfını taşıdığı için, onun tam olarak ne olduğu ve neden bu derece önemli olduğu hep tartışıla gelmiştir. Bu tartışmalarda özgürlükle ilgili bir dizi felsefi soru gündeme getirilmiştir. Özgürlüğün ne anlama geldiği, (eğer varsa) değerinin ne veya ne kadar olduğu ve son olarak da ideal özgürlüğü hangi kurum veya kurumların üretebileceği, cevabı aranan sorular arasında sayılabilir. Siyaset felsefesinde bu sorulara cevap kabilinden geliştirilen argümanlardan hareketle üç tip özgürlük anlayışının ortaya çıktığı söylenebilir. Bunları "müdahalesizlik veya bir şeyden özgürlük" olarak negatif özgürlük, "rasyonel otonomi veya bir şeye özgürlük" olarak pozitif özgürlük ve "mütehakkim bir gücün yokluğu veya tahakkümsüzlük" olarak cumhuriyetçi özgürlük şeklinde sıralamak mümkündür. Başka bir ifadeyle, negatif özgürlük, bireyin dışından kaynaklanan bir şeyin (engel, kısıtlama, müdahale) yokluğu; pozitif özgürlük, daha çok bireyin kendinde bir şeyin (öz-yönetim, kendi geleceğini belirlemek) varlığı; cumhuriyetçi özgürlük ise hem bir şeyin (yurttaş inisiyatifi, yurttaş erdemi) varlığı, hem de bir şeyin (tahakküm) yokluğudur. Bu çalışmada her üç özgürlük anlayışı genel hatları ve temel kabulleriyle ele alınarak irdelenecektir.

Research paper thumbnail of SİYASAL OTORİTE

En geniş anlamıyla otorite, bir iktidar biçimidir. Zaman zaman onun 'meşru iktidar' olduğu da düş... more En geniş anlamıyla otorite, bir iktidar biçimidir. Zaman zaman onun 'meşru iktidar' olduğu da düşünülmektedir. İktidar başkalarının davranışlarını etkileme kabiliyeti olduğu halde, otorite bunu yapma hakkıdır. Dolayısıyla otorite, herhangi bir cebir veya manipülasyondan ziyade, otoriteye itaati kabul etmeye yani rızaya dayanır. Siyaset teorisinin en merkezi konularından birisini teşkil eden otoritenin belli başlı üç tanımı vardır. Bunlardan birincisi kavramın sözlük anlamı olup, "emretme veya nihai kararı verme hakkını", ikincisi, "başkaları adına konuşma veya eylemde bulunma hak veya yetkisini", üçüncüsü ise "herhangi bir konudaki uzmanlığı" ifade eder. Siyaset teorisi, bu üç anlamdan birincisi ile yani "başkaları için bağlayıcı olan kararları alma ve onları bu kararlara uymaya ikna etme veya zorlama gücü" ile alakadardır. Siyasal otorite hem tasviri hem de normatif bir karakter taşımaktadır. Siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisi, onun pratik ve tasviri yönünü anlamaya ve ortaya koymaya çalışırken, siyaset felsefesi onun normatif tarafıyla ilgilenmektedir. Weber'den beri bilinmektedir ki, devlet sadece şiddet kullanma tekeline sahip olduğu için değil, ayrıca bu şiddet kullanma tekelinin meşru olmasından dolayı otorite sahibidir. Burada devletin otoritesini tesis etmek için şiddet kullanması işin tasviri tarafını, kullanmakta olduğu şiddetin meşru olması ise normatif tarafını ifade etmektedir. Bu çalışmada siyaset teorisinin en önemli ilgi alanlarından birini oluşturan siyasal otorite kavramsal, tarihsel ve kuramsal açılardan ele alınarak irdelenecektir.

Research paper thumbnail of A. BIRCH'TE MİLLİYETÇİLİK

ideoloji olarak milletçilik ise, milletin siyasal amaç ve hedefler do rultusunda seferber edilmes... more ideoloji olarak milletçilik ise, milletin siyasal amaç ve hedefler do rultusunda seferber edilmesidir. Bu çalı mada, milliyetçilik kavram ve ideolojisi, bu konudaki en yetkin siyasal teorisyenlerden biri olan ve konuyu "ulus in a etme süreci" ve "ulusal bütünle me" kavramları çerçevesinde ele alan Anthony H. Birch'in görü leri ı ı ında ele alınarak irdelenecektir. Ona göre bugün hepimiz sınırları içinde ikamet etti imiz milli devletin siyasi otoritesi altında ya amakta olmamıza ra men, milliyetçilik kavramı konusunda yaygın bir yanlı anlama söz konusudur.

Research paper thumbnail of 'POZİTİF ÖZGÜRLÜK'ÜN ZORUNLU PATERNALİZMİ