Gülsüm Polat | Ankara Hacı Bayram Veli University (original) (raw)
Uploads
Books by Gülsüm Polat
“İhanet” mi Taktik mi?: Cemal Paşa'nın Suriye Krallığı Meselesi
Öz Birinci Dünya Savaşı başlarında IV. Ordu Komutanı ve Suriye genel valisi olarak görevlendirile... more Öz Birinci Dünya Savaşı başlarında IV. Ordu Komutanı ve Suriye genel valisi olarak görevlendirilen İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin en etkili isimlerinden Ahmed Cemal Paşa hakkında İtilaf devletleri tarafından ortaya atılan bazı iddialar özellikle İngiliz belgeleri arasında dikkat çeken bir seriyi oluşturmaktadır. İttihat ve Terakki'nin en önemli liderlerinden birisi olan ve savaş arifesinde Bahriye Nazırı olarak görev yapan Cemal Paşa'nın İngiliz elçisi ile kurduğu iletişimden başlayarak, üzerinde durulan konular Cemal Paşa hakkında ilginç iddiaları barındırmaktadır. Osmanlı Devleti'nin tarafsız olduğu günlerde İstanbul'da bulunan İngiliz Elçisi L. Mallet ile Cemal Paşa arasında gerçekleşen görüşmelerin Londra'ya iletilmesi İngilizlerin Cemal Paşa hakkında geliştirecekleri kuşkunun başlangıcını oluşturmuştur. Bu kuşku/algı 1915 sonuna kadar yazışmalarda çeşitli biçimlerde ele alınmıştır. Elbette bu iddiaların ortaya çıkmasında Cemal Paşa'nın IV. Ordu Kumandanı ve Suriye ve Arabistan Genel valisi olarak görevlendirilmesinden sonra askeri-siyasi alanda giriştiği yahut gerçekleştirdiği faaliyetler farklı biçimlerde etkili olmuştur. Şehirlerin imarı, eğitim, sağlık kurumları tesis edilmesi faaliyetleri bir valinin girişimlerinden fazlası olduğu imajını beslemiştir. Buradan hareketle bu çalışmada söz konusu iddiaların sebepleri üzerinde durulurken dönemin şartlarında hangi amaçlarla ortaya atılmış/çıkmış olabilecekleri üzerinde durulacaktır. Cemal Paşa hakkında bu görevi sırasında ortaya çıkan "Hükümete karşı bir isyan planladığı" yönünde iddiaların temelinde Cemal Paşa ile ilgili sahih istihbar bilgiler mi vardı yoksa daha çok İngiliz istihbarat birimlerinin geçmişe yönelik bilgi ve algıları mı etkiliydi sorusu üzerinde odaklanılacaktır. Bu bağlamda I. Dünya Savaşı arifesinden başlayarak Osmanlı Devleti-İngiltere eksenli gelişmelerde Cemal Paşa'nın yeri ve rolü üzerinde durulacak ve arkasından IV. Ordu kumandanlığı görevi esnasında hakkında yapılan spekülasyonlar İngiliz kaynaklarına yansıdığı şekliyle irdelenecektir. Özellikle I. Dünya Savaşı yıllarındaki uygulamaları farklı çalışmalarda değişik biçimlerde ele alınmış olan Cemal Paşa'nın İngiliz kaynaklarındaki iddialar bağlamında yeni bir kritiği yapılacaktır. Çalışmanın ana kaynaklarını Türk ve İngiliz arşiv belgeleri, hatıratlar, basın nüshaları ve diğer kaynaklar oluşturacaktır.
Encyclopaedia Articles by Gülsüm Polat
Atatürk Ansiklopedisi, 2023
İkili Ülke ilişkileri Yemen; Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun Aden Körfezi'ne kıyısıdır ve Bâbulme... more İkili Ülke ilişkileri Yemen; Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun Aden Körfezi'ne kıyısıdır ve Bâbulmendep Boğazı ile Afrika kıtasından ayrılır. Yavuz Sultan Selim'in Mısır'da tam bir hâkimiyet kurması ile Yemen'e nüfuz etmesi mümkün olmamıştır. Osmanlıların Yemen'de ilk hâkimiyet devresi 1538-1636 yılları arasında yaşanmış, Yerel hanedanlar, Zeydi imamlar ile Osmanlı idarecileri arasında iktidar mücadeleleri görülmüştür. Yemen'de 19. Yüzyıl başı itibariyle fiili anlamda Osmanlı hâkimiyeti kalmamıştı. Osmanlılar Yemen'e 19.Yüzyıl ortalarından itibaren ikinci kez dikkat kesilmiştir. Bu durumun temel sebeplerinden birisi de Yemen'e İngiliz ilgisinin artmış olmasıydı. Zira İngilizler 1839'da Aden'i ele geçirmişlerdi bu durum Babıali'nin bölgenin güvenliğini tesis etmek için harekete geçmesinde etkili oldu. Gazi Ahmet Muhtar Paşa askeri güçle bölgeyi tekrar Osmanlı hâkimiyetine bağlamayı başardı. Yemen'de San'a merkezli bir isyanı bastırıp burayı bir vilayet haline getirdi ve askerî-idari açıdan teşkilatlandırdı. Ancak Yemen'de 1889 ve 1895'te büyük asker zayiatıyla, zorlukla bastırılabilen isyanlar patlak verdi. 1905'de Asir ve San'a bölgesi liderleri Seyyid İdrisî [Seyyid
Atatürk Ansiklopedisi, 2021
Atatürk Ansiklopedisi sitesinden (1290) 1874'te İstanbul'da doğmuştur. Soy isim kanunundan evvel ... more Atatürk Ansiklopedisi sitesinden (1290) 1874'te İstanbul'da doğmuştur. Soy isim kanunundan evvel ismi Harp okulundaki kaydıyla Hüsameddin bin Eşref'tir. Hüsameddin Bey'in dedesi Rıdvan Efendi'nin Sultan Abdulaziz'in "hasırcıbaşısı" olduğu ve bu vesileyle sarayla bağlantılı bir ailenin çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Dedesi Rıdvan Efendi II. Abdülhamid devrinde de saraydaki görevine devam etmiştir. Babası Eşref Bey'dir. Hüsamettin Ertürk'ün Milli Savunma Bakanlığı (MSB Arşivi) kişisel dosyasında askeri safahatı şu şekilde verilmektedir:
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/(Mehmet)\_Cavid\_Bey\_(1875-1926)
Kate fleet, Gudrun Krämer, denis matringe, John nawas, and everett rowson With roger allen, edith... more Kate fleet, Gudrun Krämer, denis matringe, John nawas, and everett rowson With roger allen, edith amBros, Thomas BaUer, sheila Blair, Jonathan Bloom, ruth daVis, eve feUilleBois-pierUneK, maribel fierro, Konrad hirschler, alexander Knysh, corinne lefÈVre, roman loimeier, andrew neWman, merle ricKlefs, ayman shihadeh, susan specTorsKy, and Gotthard sTrohmaier leiden • BosTon 2015 library of congres cataloging-in-publication data a c.i.p. record for this book is available from the library of congress. EI3 is published under the patronage of the international union of academies. adVisory Board azyumardi azra; peri Bearman; edmund Bosworth; farhad daftary; emeri van donzel; Geert Jan van Gelder (chairman); r. stephen humphreys; remke Kruk; Wilferd madelung; Barbara metcalf; hossein modarressi; James montgomery; nasrollah pourjavady; and Jean-louis Triaud EI3 is copy edited by linda George, alan h. hartley, alex mallett, and Brian Johnson. issn: 1873-9830 isBn: 978-90-04-28211-7 © copyright 2015 by Koninklijke Brill nV, leiden, The netherlands. Koninklijke Brill nV incorporates the imprints Brill, Brill nijhoff and hotei publishing.
Papers by Gülsüm Polat
Belleten, 2022
The North West Frontier Province (NWFP) was part of the administrative division established by th... more The North West Frontier Province (NWFP) was part of the administrative division established by the British Indian administration in 1901. The NWFP, which remained within the present borders of Pakistan and neighboured the borders of what is today Afghanistan, was a scene of important rebellions and attempts to complicate Britain's mobilization during the World War I. To prevent the build-up of the enemy actions in this region, Britain tried to ensure the loyalty of the tribes and their leaders in the NWFP. The present study reveals that two main motivations were behind the anti-British activities in the NWFP. The first of these was the anti-British jihadist activities that had gained strength since the last quarter of the 19th century. The second was the cihadı ekber (holy war, jihad) announced after the Ottoman Empire joined the First World War. The NWFP itself was not a direct target area for Turkish-German propaganda, but it was influenced by the propaganda attempts emanating from two main target areas. The first of these attempts was the agitation conducted from Afghanistan and from Afghanistan through Iran. In this case, attempts were launched from the territory under the rule of the Afghan Emirate to create a pan-Islamic mobilization between Afghanistan and India. The second attempt involved propaganda directed at NWFP through India. It is highlighted in the study that certain milestone developments such as the Dardanelles Campaign, the British defeat at Kut al-Amara and the fall of Baghdad had been influential on the anti-British movements in the region. The sources used mainly comprise British archive records as well as Ottoman archival documents and works of modern research.
Kalede Nefer, Seferde Ordu, Esarette Asker, 2022
“İhanet” mi Taktik mi?: Cemal Paşa'nın Suriye Krallığı Meselesi
Öz Birinci Dünya Savaşı başlarında IV. Ordu Komutanı ve Suriye genel valisi olarak görevlendirile... more Öz Birinci Dünya Savaşı başlarında IV. Ordu Komutanı ve Suriye genel valisi olarak görevlendirilen İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin en etkili isimlerinden Ahmed Cemal Paşa hakkında İtilaf devletleri tarafından ortaya atılan bazı iddialar özellikle İngiliz belgeleri arasında dikkat çeken bir seriyi oluşturmaktadır. İttihat ve Terakki'nin en önemli liderlerinden birisi olan ve savaş arifesinde Bahriye Nazırı olarak görev yapan Cemal Paşa'nın İngiliz elçisi ile kurduğu iletişimden başlayarak, üzerinde durulan konular Cemal Paşa hakkında ilginç iddiaları barındırmaktadır. Osmanlı Devleti'nin tarafsız olduğu günlerde İstanbul'da bulunan İngiliz Elçisi L. Mallet ile Cemal Paşa arasında gerçekleşen görüşmelerin Londra'ya iletilmesi İngilizlerin Cemal Paşa hakkında geliştirecekleri kuşkunun başlangıcını oluşturmuştur. Bu kuşku/algı 1915 sonuna kadar yazışmalarda çeşitli biçimlerde ele alınmıştır. Elbette bu iddiaların ortaya çıkmasında Cemal Paşa'nın IV. Ordu Kumandanı ve Suriye ve Arabistan Genel valisi olarak görevlendirilmesinden sonra askeri-siyasi alanda giriştiği yahut gerçekleştirdiği faaliyetler farklı biçimlerde etkili olmuştur. Şehirlerin imarı, eğitim, sağlık kurumları tesis edilmesi faaliyetleri bir valinin girişimlerinden fazlası olduğu imajını beslemiştir. Buradan hareketle bu çalışmada söz konusu iddiaların sebepleri üzerinde durulurken dönemin şartlarında hangi amaçlarla ortaya atılmış/çıkmış olabilecekleri üzerinde durulacaktır. Cemal Paşa hakkında bu görevi sırasında ortaya çıkan "Hükümete karşı bir isyan planladığı" yönünde iddiaların temelinde Cemal Paşa ile ilgili sahih istihbar bilgiler mi vardı yoksa daha çok İngiliz istihbarat birimlerinin geçmişe yönelik bilgi ve algıları mı etkiliydi sorusu üzerinde odaklanılacaktır. Bu bağlamda I. Dünya Savaşı arifesinden başlayarak Osmanlı Devleti-İngiltere eksenli gelişmelerde Cemal Paşa'nın yeri ve rolü üzerinde durulacak ve arkasından IV. Ordu kumandanlığı görevi esnasında hakkında yapılan spekülasyonlar İngiliz kaynaklarına yansıdığı şekliyle irdelenecektir. Özellikle I. Dünya Savaşı yıllarındaki uygulamaları farklı çalışmalarda değişik biçimlerde ele alınmış olan Cemal Paşa'nın İngiliz kaynaklarındaki iddialar bağlamında yeni bir kritiği yapılacaktır. Çalışmanın ana kaynaklarını Türk ve İngiliz arşiv belgeleri, hatıratlar, basın nüshaları ve diğer kaynaklar oluşturacaktır.
Atatürk Ansiklopedisi, 2023
İkili Ülke ilişkileri Yemen; Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun Aden Körfezi'ne kıyısıdır ve Bâbulme... more İkili Ülke ilişkileri Yemen; Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun Aden Körfezi'ne kıyısıdır ve Bâbulmendep Boğazı ile Afrika kıtasından ayrılır. Yavuz Sultan Selim'in Mısır'da tam bir hâkimiyet kurması ile Yemen'e nüfuz etmesi mümkün olmamıştır. Osmanlıların Yemen'de ilk hâkimiyet devresi 1538-1636 yılları arasında yaşanmış, Yerel hanedanlar, Zeydi imamlar ile Osmanlı idarecileri arasında iktidar mücadeleleri görülmüştür. Yemen'de 19. Yüzyıl başı itibariyle fiili anlamda Osmanlı hâkimiyeti kalmamıştı. Osmanlılar Yemen'e 19.Yüzyıl ortalarından itibaren ikinci kez dikkat kesilmiştir. Bu durumun temel sebeplerinden birisi de Yemen'e İngiliz ilgisinin artmış olmasıydı. Zira İngilizler 1839'da Aden'i ele geçirmişlerdi bu durum Babıali'nin bölgenin güvenliğini tesis etmek için harekete geçmesinde etkili oldu. Gazi Ahmet Muhtar Paşa askeri güçle bölgeyi tekrar Osmanlı hâkimiyetine bağlamayı başardı. Yemen'de San'a merkezli bir isyanı bastırıp burayı bir vilayet haline getirdi ve askerî-idari açıdan teşkilatlandırdı. Ancak Yemen'de 1889 ve 1895'te büyük asker zayiatıyla, zorlukla bastırılabilen isyanlar patlak verdi. 1905'de Asir ve San'a bölgesi liderleri Seyyid İdrisî [Seyyid
Atatürk Ansiklopedisi, 2021
Atatürk Ansiklopedisi sitesinden (1290) 1874'te İstanbul'da doğmuştur. Soy isim kanunundan evvel ... more Atatürk Ansiklopedisi sitesinden (1290) 1874'te İstanbul'da doğmuştur. Soy isim kanunundan evvel ismi Harp okulundaki kaydıyla Hüsameddin bin Eşref'tir. Hüsameddin Bey'in dedesi Rıdvan Efendi'nin Sultan Abdulaziz'in "hasırcıbaşısı" olduğu ve bu vesileyle sarayla bağlantılı bir ailenin çocuğu olduğu anlaşılmaktadır. Dedesi Rıdvan Efendi II. Abdülhamid devrinde de saraydaki görevine devam etmiştir. Babası Eşref Bey'dir. Hüsamettin Ertürk'ün Milli Savunma Bakanlığı (MSB Arşivi) kişisel dosyasında askeri safahatı şu şekilde verilmektedir:
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/(Mehmet)\_Cavid\_Bey\_(1875-1926)
Kate fleet, Gudrun Krämer, denis matringe, John nawas, and everett rowson With roger allen, edith... more Kate fleet, Gudrun Krämer, denis matringe, John nawas, and everett rowson With roger allen, edith amBros, Thomas BaUer, sheila Blair, Jonathan Bloom, ruth daVis, eve feUilleBois-pierUneK, maribel fierro, Konrad hirschler, alexander Knysh, corinne lefÈVre, roman loimeier, andrew neWman, merle ricKlefs, ayman shihadeh, susan specTorsKy, and Gotthard sTrohmaier leiden • BosTon 2015 library of congres cataloging-in-publication data a c.i.p. record for this book is available from the library of congress. EI3 is published under the patronage of the international union of academies. adVisory Board azyumardi azra; peri Bearman; edmund Bosworth; farhad daftary; emeri van donzel; Geert Jan van Gelder (chairman); r. stephen humphreys; remke Kruk; Wilferd madelung; Barbara metcalf; hossein modarressi; James montgomery; nasrollah pourjavady; and Jean-louis Triaud EI3 is copy edited by linda George, alan h. hartley, alex mallett, and Brian Johnson. issn: 1873-9830 isBn: 978-90-04-28211-7 © copyright 2015 by Koninklijke Brill nV, leiden, The netherlands. Koninklijke Brill nV incorporates the imprints Brill, Brill nijhoff and hotei publishing.
Belleten, 2022
The North West Frontier Province (NWFP) was part of the administrative division established by th... more The North West Frontier Province (NWFP) was part of the administrative division established by the British Indian administration in 1901. The NWFP, which remained within the present borders of Pakistan and neighboured the borders of what is today Afghanistan, was a scene of important rebellions and attempts to complicate Britain's mobilization during the World War I. To prevent the build-up of the enemy actions in this region, Britain tried to ensure the loyalty of the tribes and their leaders in the NWFP. The present study reveals that two main motivations were behind the anti-British activities in the NWFP. The first of these was the anti-British jihadist activities that had gained strength since the last quarter of the 19th century. The second was the cihadı ekber (holy war, jihad) announced after the Ottoman Empire joined the First World War. The NWFP itself was not a direct target area for Turkish-German propaganda, but it was influenced by the propaganda attempts emanating from two main target areas. The first of these attempts was the agitation conducted from Afghanistan and from Afghanistan through Iran. In this case, attempts were launched from the territory under the rule of the Afghan Emirate to create a pan-Islamic mobilization between Afghanistan and India. The second attempt involved propaganda directed at NWFP through India. It is highlighted in the study that certain milestone developments such as the Dardanelles Campaign, the British defeat at Kut al-Amara and the fall of Baghdad had been influential on the anti-British movements in the region. The sources used mainly comprise British archive records as well as Ottoman archival documents and works of modern research.
Kalede Nefer, Seferde Ordu, Esarette Asker, 2022
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, S. 96, Güz 2017.
Yemen, often associated with the rebellions that took place on the eve of the First World War, me... more Yemen, often associated with the rebellions that took place on the eve of the First World War, meant many difficulties for the Ottoman state administration, such as the distance to the center of the state, the disobedience fuelled by sectarian differences, and the pressure of imperialist governments trying to penetrate the region. In Yemen, Ottoman domination was sustained by various methods, which changed from time to time. The Dean Treaty, signed in 1911 with Imam Yahya, who frequently rebelled against the central authority, pointed to the beginning of an important alliance. The legal process in Yemen, where Ottoman domination finally ended in the wake of World War I, resulted in the Lausanne Peace Treaty. Relations between the Republic of Turkey and the Kingdom of Yemen were established in an amicable framework. Prior to the official establishment of the Turkish diplomatic representation in Yemen, the developments there were reported to Ankara through the Turkish embassy in the presence of the Saudi government. Former Ottoman officers who were present here had a significant influence in the modernization of the Yemeni army. Especially when Mahmud Nedim Bey was here, the activities he often initiated with his personal initiative were perceived as part of official relations and this perception was reflected in the intelligence records of the states that wanted to be active in the region. However, it is understood with examination of official documents and copyrighted works which are open to research today that after the Treaty of Lausanne, the actual presence of the Republic of Turkey in Yemen did not have the character to disturb the great forces that wanted to be influential in the region. Nevertheless, following the Dean Treaty signed in 1911, the 27-year timeframe including the years of World War I and the end of Ottoman rule followed by the formation of state borders, all point to the many changes and breaks in terms of Turkish-Yemeni relations. The main sources of this work aiming to emphasize the details mentioned in this main frame will be archive documents, memorabilia, periodicals and surveys.
This article compares and contrasts state-society relations during wartime, first under the Ottom... more This article compares and contrasts state-society relations during wartime, first under the Ottoman government during the First World War and, secondly, under the Ankara government during the National War of Liberation, and concludes that while the Ottoman government did attempt to address the great hardships faced by the population in this period, the Ankara government placed more emphasis both on the importance of the people, the halk, and on the development of a social state.
Özet İngilizlerin Basra Körfezi'ni kontrol altında tutmak için Kasım 1914'te başlattıkları hareka... more Özet İngilizlerin Basra Körfezi'ni kontrol altında tutmak için Kasım 1914'te başlattıkları harekatın bir uzantısı olan Kut'ül Ammare kuşatma ve muharebesi İngiltere açısından tıpkı Çanakkale Muharebeleri gibi hem fiziki hem de psikolojik açıdan önemli bir yenilgiydi. Yaklaşık dört buçuk ay süren Türk kuşatması sonucunda İngiliz General Townshend komutasındaki Britanya kuvvetleri teslim oldu. Bu olay İngiliz basınında savaş şartlarında uygulanan sansür nedeniyle oldukça dikkatli biçimde haber yapıldı. Ancak İngiliz basınının hatırı sayılır bir okuyucu kitlesine sahip olan Daily Mail ve Daily Express gazetelerinde Kut'ül Ammare Muharebelerinin kaybedilmesinin ardından çıkan küçük bir haber İngiltere'nin önemli doğu uzmanlarını teyakkuza geçirdi ve bu iki haber üzerinde yazışmalar gerçekleştirildi. Kut yenilgisine kadar Afrika ve Hindistan'da parlak askeri kariyeriyle mühim başarılar elde eden Townshend'ın iki Türk görevli nezaretinde resmedildiği fotoğraf İngiltere'nin savaş hedeflerine ulaşabilmesi açısından göründüğünden daha önemli anlamlar taşıyordu. Abstract The siege and campaign of Kut al Amara as part of the Mesopotamian Campaign initiated in November of 1914 in order to keep the Persian Gulf under the British control. However, it ended up being a physical and psychological defeat just as the Dardanelles Campaign. After the Turkish siege, which lasted about four and a half months, the British forces under General Townshend's command, surrendered. The British press reporting of the defeat was very careful and considerate of the war conditions due to increased degree of censorship. Despite the lack of media coverage, the British authorities prompted and corresponded each other following a news leak on Kut al Amara in the Daily Mail and the Daily Express newspapers that had a large number of readerships. General Townshend had a brilliant military career in Africa and India and he had significant successes on different fronts until his infamous defeat in Kut. Nevertheless, General Townshend's photo, which he was depicted, being under the surveillance of two Turkish officers, conveyed a more important meaning than it seemed in reality considering the British objectives in regards to the war.
The attitute that the Ottoman State would assume in the World War I was of vital importance to Br... more The attitute that the Ottoman State would assume in the World War I was of vital importance to Britain, which held control of a vast territory on the eve of the World War I. The Ottoman state remained neutral when the war broke out in Europe and tried to attract Egypt, India, The Arabian peninsula, Iran and the north of Africa to its side against Britain and France. In this context the presence of Ottoman agents, who took action to expand the Jihad movement and to attract the local leaders in the region to the Ottoman side, had drawn attention since the days of neutrality. The activities of these "Ottoman" agents increased after the Ottomans officially joined the war, * Arş. Görv., Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü -Ankara
Use of propaganda images created a decisive impact on WWI result. During this period illustrated... more Use of propaganda images created a decisive impact on WWI
result. During this period illustrated propaganda visuals production needto consider so many different points to Britain that included different nations, religions and languages because of her imperial structure. A propaganda newspaper al-Hakika producted in different languages by Wellington House to show Britain’s war power but it’s broadcast life went ahead until 1921. On the other hand when compaired with Europe Ottoman State’s organized propaganda preparations was very weak but
was seen a propaganda journal named Musavver Çöl which very interesting and rare example Ottoman war illustrated journal was printed under Cemal Pasha’s protection in Beersheba ( بءرالسبع.) In this context different styles of propaganda very important aspect of war which producted by rivalrous states allow to make assessment on their effiencies.
19. yüzyıl ortalarında İngiliz hâkimiyetine giren Hong Kong, Osmanlı Devleti'nin siyasi, askerî, ... more 19. yüzyıl ortalarında İngiliz hâkimiyetine giren Hong Kong, Osmanlı Devleti'nin siyasi, askerî, coğrafi açıdan nüfuz alanında değildi. Osmanlı Devleti'nin resmen savaşa girmesiyle neredeyse aynı günlerde adanın İngiliz valisine merkezden gönderilen yazılar çerçevesinde alınan tedbirler, savaşın devamı müddetince tıpkı Alman siviller gibi adada yaşayan Osmanlı tebaasına yönelik kuşkuları ve ilan edilen "cihad-ı ekber"in muhtemel etkilerini ortadan kaldırmak üzerine kurulmuştu. Yapılan tahkikat neticesi hazırlanan rapora göre adada 27 yetişkin erkek vardı. Bunlardan beşinin eşi olduğu not edilmişti ve 27 erkekten dördünün toplam 20 çocuğu vardı. Buradan hareketle bu ilk tahkikatta erkek, kadın ve çocuk olmak üzere 52 kişi "Osmanlı" tebaası olarak listelenmişti. Kayda geçen erkeklerin isimleri ve doğum yeri kayıtlarına göre bunlardan birinin Türk ve Müslüman, birinin Suriye kökenli, ikisinin muhtemelen Rum kökenli Hristiyan olduğu anlaşılmaktadır. Listede geriye kalan 22 erkeğin Bağdat asıllı Museviler olduğu görülmektedir. Adadaki Osmanlı tebaasının genel itibariyle ticari kaygılarla buraya gelmiş ya da "rahip" olarak nitelendirilmiş oldukları tahkikattan anlaşılmaktadır. İngiltere'nin "Panislamik propaganda" algısı ile yaptığı soruşturmada listelenen Osmanlı tebaasının yukarıda sözü edilen etnik-dini dağılımına rağmen savaşın devamı müddetince gözlem altında tutulması, sınır dışı edilmesi ya da seyahatinin belirli süre engellenmiş olmasında İngiltere'nin tehdit algısının "Osmanlı pasaportu taşıyanlar" noktasında toplanmasının etkili olduğu görülmektedir.
(Vahdet Keleşyımaz ile birlikte) XII. Askeri Tarih Sempozyumu Bildirileri, 2009
Ü. Gülsüm POLAT, Türk-Arap İlişkileri Eski Eyaletler Yeni Komşulara Dönüşürken, Kronik Kitap, İstanbul 2019., 2020
18. TTK Sempozyumu , 2018