Aykut Özbayraktar | Amasya University (original) (raw)

Papers by Aykut Özbayraktar

Research paper thumbnail of YAHYÂ EL-HİMMÂNÎ: HAYATI, İLMİ FAALİYETLERİ VE NİTELİKLERİ

Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (ASOBİD), 2024

Hârezmli alimler, ilmi faaliyetleri ve eserleri vasıtasıyla Orta Çağ’da İslam biliminin gelişimin... more Hârezmli alimler, ilmi faaliyetleri ve eserleri vasıtasıyla Orta Çağ’da İslam biliminin gelişimine önemli katkılar sağlamışlardır. Onlardan biri olan Yahyâ el-Himmânî, dini ilimlerde hadis sahasında temayüz etmiş ve Müsned edebiyatının öncüleri arasına girmiştir. Bu makale Yahyâ el-Himmânî’nin detaylı bir biyografisidir. Onun nesebi, etnik menşei, ailesi, tahsili, hocaları, talebeleri, mezhebi ve el-Müsnedü’l-kebîr başlıklı kitabı hakkında bilgiler ihtiva etmektedir. Çoğu akranı olan hadis alimlerinin Yahyâ el-Himmânî’ye yönelttikleri ithamlara ve eleştirilere değinmektedir. Çünkü ona karşı takınılan menfi tavır Yahyâ el-Himmânî’nin hadis ilminde belki de hak ettiği şöhretini ve itibarını gölgelemiştir ve naklettiği hadislerin Kütüb-i Sitte külliyatı içinde yer bulmasını engellemiştir. Elbette ki Yahyâ el-Himmânî’nin lehinde ileri sürülen müspet görüşlere de çalışmada yer verilmiştir. Bu suretle makale, II-III/VIII-IX. yüzyıllara tanıklık eden Müslüman bir muhaddisin portresini çizmekte ve dönemin ilmi atmosferini de Yahyâ el-Himmânî örneğinde yansıtmaktadır. Araştırma tabakat ve rical edebiyatı başta olmak üzere, dönemin muteber kaynaklarında İslamî nakil usullerine göre aktarılan farklı rivayetler esas alınarak gerçekleştirilmiştir.

Research paper thumbnail of İSLAM FETHİNDEN SELÇUKLULARA KADAR NESÂ (30-426/650-1035)

Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 2024

Bu çalışma, kadim Horasan coğrafyasının kuzey kesiminde bulunan ve harabeleri günümüzde Türkmenis... more Bu çalışma, kadim Horasan coğrafyasının kuzey kesiminde bulunan ve harabeleri günümüzde Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat yakınlarında yer alan Nesâ şehrinin İslamî tarihinin belli bir kesitini konu edinmektedir. Zaman olarak Nesâ’nın Müslümanlar tarafından fethedildiği 30/650 senesinden Selçuklu hakimiyetine girdiği 426/1035’e dek süren 396 Hicri/385 Miladi yıllık dilimle sınırlandırılmıştır. Mekan bakımından ise yalnız Nesâ şehrine ve onun kontrol ettiği bölgedeki kırsal kesime odaklanmıştır. Mezkûr evrede Nesâ’nın tarihini siyasi ve sosyo-ekonomik yönleriyle, bir bütün halinde, kapsamlı şekilde sunmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın ana yöntemi Orta Çağ yazılı kaynaklarından derlenen malumatı modern arkeolojik ve coğrafi verilerle karşılaştırarak yahut takviye ederek değerlendirmek ve yeni bir bakış açısıyla kurgulayarak arz etmektir. Nesâ adının anlamı ve öyküsü, şehrin coğrafi konumu ve fethi, Nesâ’nın Horasan’daki politik statüsü, Nesâ havalisinde cereyan eden siyasi-askeri hadiseler ve isyanlar, Nesâ kent merkezinin fiziki görünümü ve unsurları, kırsalda bulunan yerleşimleri ve ribatları, Nesâ halkının sosyal dokusu ve iktisadi faaliyetleri bu makalenin kapsamı dahilindedir. Nihai hedef İslam fethini takip eden dört asır boyunca sürekli büyüyen ve gelişen Nesâ’nın Selçuklu egemenliğine girdiği esnada maddi ve manevi açıdan ne durumda olduğunu ortaya koymaktır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'DE İSLAMİYET'İN YAYILIŞI

Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2024

Sunulan bu makale, tarihi Hârezm bölgesinin İslamlaşma sürecini konu edinmektedir. İslamiyet’in H... more Sunulan bu makale, tarihi Hârezm bölgesinin İslamlaşma sürecini konu edinmektedir. İslamiyet’in Hârezm’e nasıl girdiğini ve bölgede yayılışına etki eden temel faktörleri açıklamaktadır. Hârezm halkının 93/712 senesindeki Emevî fethini takiben kitlesel bir şekilde mi, yoksa Müslüman egemenliği esnasında münferit ihtidalar yoluyla mı din değiştirdiğini sorgulamaktadır. Hârezm’in dini dönüşümünün nasıl gerçekleştiğini tespit ederek İslamlaşmanın dönemini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çünkü yazılı kaynaklar Hârezm’de İslamiyet’in yayılışını berrak bir şekilde tasvir etmemişlerdir. Buna bağlı olarak Hârezm’in İslamlaşması hadisesi karanlıkta kalmıştır. Araştırmanın zaman sınırları kabaca II/VIII. yüzyıldır ancak bölgenin fetih süreci diye tasnif edebileceğimiz 32-93/652-712 yılları arası da dikkate alınmıştır. Mekan bakımından ise Orta Çağ’ın Hârezm coğrafyasına odaklanılmıştır. Çalışmanın birincil kaynakları İslamî dönemde kaleme alınan eserlerdir. Bununla birlikte bilhassa dönemlendirme noktasında Hârezm özelinde yürütülen arkeolojik ve nümismatik incelemelerde ulaşılan bulgulardan da istifade edilmiştir. Elde edilen neticelere göre Hârezm halkının İslamiyet’i benimsemesi bölgeye düzenlenen askeri harekatlar sırasında esir alınıp Müslüman memleketlerine sevk edilen tutsakların İslam’a ihtida etmeleriyle başlamıştır. Onlar Müslüman Hârezm toplumunun ilk nüvesi ve öncüleri olarak nitelenebilirler. Hatta aralarında tâbiîn neslinin gençlerinden sayılıp hadis ilminde temayüz eden A‘yen el-Hârezmî gibi bilginler de bulunmaktadır. A‘yen el-Hârezmî örneği Hârezm bölgesi henüz tam anlamıyla bir İslam beldesi haline gelmemişken Hârezmli alimlerin nasıl olup da İslam dünyasında ilmi faaliyetlerde bulunabildikleri sorusunu da açıklamaktadır. İslam’ın Hârezm’de geniş çaplı yayılabilmesi ise 93/712 yılında fethedilmesiyle mümkün olabilmiştir. İslamiyet Hârezm’e bölgenin fatihi olan Kuteybe b. Müslim’in tatbik ettiği kayda değer bir şiddet eylemiyle girmiştir. Hârezm halkının dini-entelektüel liderlerini ve tüm yazılı mirasını yok eden Kuteybe b. Müslim, bu suretle Mecûsîliğin İslam karşısındaki mukavemetini daha ilk etapta zayıflatmaya ve süratle İslamlaşma için elverişli bir zemin hazırlamaya muvaffak olmuştur. Ancak Kuteybe b. Müslim Hârezm’i cebren din değiştirmeye zorlamamıştır. Fetihle birlikte Hârezm halkının II/VIII. yüzyılın son çeyreğine dek uzanan bir periyotta münferit ihtidalar yoluyla İslamiyet’i benimsediği, bölgede topluca İslamlaşma olayı gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Fethi takiben Hârezm’e yerleşen Müslüman alimler ve memurlar bölgede İslamiyet’in temsilcileri olmuş ve yerel halkın İslam dinini tanımasında ve ihtidasında son derece etkili olmuşlardır. Aynı zamanda bölgede ilmi altyapıyı kurmuş ve ilk nesil Hârezmli alimlerin yetişmesine olanak tanımışlardır. Diğer taraftan Hârezm yerel halkından savaşçıların Müslüman ordusunda istihdam edilmesi ve tüccarların kalabalık kervanlarla Bağdat da dahil olmak üzere İslam beldelerine düzenledikleri ticari seferleri Hârezmlilerin İslam dinini ve toplumunu daha yakinen tanımalarında ve benimsemelerinde önemli bir rol oynamıştır. Müslüman hakimiyetiyle birlikte Hârezm bölgesinin II/VIII. yüzyılda İslamî bir hüviyete büründüğü görülmektedir. Bununla birlikte IV/X. asrın sonuna dek Hârezm’de Mecûsî ve Hıristiyan azınlıkların inançlarını serbestçe yaşadıkları belirtilmelidir.

Research paper thumbnail of ERKEN İSLAMÎ DÖNEMDE (93-205/712-821) HÂREZM’DE YEREL YÖNETİM

HAREZMŞAHLAR VE ETRAFINDAKİ DÜNYA, 2024

Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Emevîlerin Horasan Va... more Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim, M.S. 305 senesinden beri Hârezm’e hükmeden Afrîğ Hanedanı iktidarının devam etmesine izin vermiş ve onu politik hiyerarşide Horasan valilerinin vassalı statüsüne indirgemiştir. Diğer taraftan Hârezm bölgesine Müslüman valiler ve memurlar tayin etmiştir. Bu suretle Hârezm’in yerel yönetiminde iki farklı unsur ortaya çıkmıştır: Doğu Hârezm’deki antik başkent el-Fîl’de ikamet eden Afrîğî Hârezmşâhlar hükümeti ve Batı Hârezm’deki Cürcâniye merkezli İslamî hükümet. Sunulan bu tebliğde Emevî ve Abbâsî hakimiyeti döneminde (93-205/712-821) Hârezm’in mahalli idaresi incelenmektedir. Görev, yetki ve sorumlulukların Müslüman idare ile gayrimüslim Afrîğî hükümeti arasında nasıl paylaşıldığı sorgulanmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre İslamî yönetim Hârezm’de siyasi, mali ve hukuki işleri yürütmüştür ve Emevî otoritesi Afrîğî Hârezmşâhlardan yalnız yerel halkın sosyo–ekonomik meseleleriyle ilgilenmesini beklemiştir. Ayrıca Hârezmlilerden müteşekkil askeri birliklerin hazırlanması ve Emevî ordusunun seferlerine yardımcı kuvvetler olarak katılması da Afrîğî iktidarını alakadar etmiştir. Abbâsî İhtilali sürecinde doğuda Emevî otoritesinin çökmesiyle Afrîğî Hârezmşâhlar yeniden Hârezm’de etkin bir güç haline gelmişlerdir. Öyle ki egemenlik sembolü olan gümüş dirhemler bastırmış, Çin’e kadar uzanan İpek Yolu güzergahı için ticaret politikaları geliştirmiş, hatta Çin sarayına elçiler göndermişlerdir. Abbâsî tahakkümü döneminde de Horasan valilerinin vassalı olarak görülen Afrîğî iktidarı, ihtida ederek İslamî bir kimliğe bürünmüştür. Bu suretle Hârezm mahalli idaresinde müslim-gayrimüslim ayrımı tamamıyla ortadan kalkmış ve bölgenin Müslüman dünyasına entegrasyonu tamamlanmıştır.

Research paper thumbnail of АХМАД ИБН МУХАММАД АС-САХЛИ АЛЬ-ХОРЕЗМИ, ВИЗИРЬ ГОСУДАРСТВА МАМУНИДОВ

ВЕСТНИК МЕЖДУНАРОДНОГО ИНСТИТУТА ЦЕНТРАЛЬНОАЗИАТСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ, 2023

Хорезмское государство управлялась хорезмшахами из династии Мамунидов между 996–1017 гг. В этот п... more Хорезмское государство управлялась хорезмшахами из династии Мамунидов между 996–1017 гг. В этот период столичный Гургандж стал научным и литературным центром, где собрались многие ученые и литераторы, в том числе такие известные, как Ибн Сина (Авиценна), аль-Бируни и аль-Таалиби. Этот академический кружок также называют Академией хорезмшаха Мамуна. Статья представляет собой биографию Ахмада ибн Мухаммада ас-Сахли (ас-Сухайли) аль-Хорезми, визиря государства Мамунидов. Будучи высокопоставленным государственным деятелем, он был также талантливым поэтом и педагогом. В статье на основе различных биографических исторических источников и свидетельств современников приводятся данные о его жизни, государственной службе и занятиях поэзией, а также поясняется, какой вклад он внес в развитие наук, мысли и литературы в Хорезме. Отмечается, что он оказывал поддержку и покровительство многим ученым и поэтам, которые посвящали ас-Сахли свои сочинения. Его едва ли не главная заслуга перед историей – покровительство и поддержка переживавшего тяжелые времена Ибн Сины в тяжелые для него времена.

Research paper thumbnail of AḤMAD IBN MUḤAMMAD AL-SAHLĪ (SUHAYLĪ) AL-KHWĀRAZMĪ, VIZIER OF THE MA’MŪNID STATE

Bulletin of the International Institute for Central Asian Studies, 2023

The historical Khwārazm region was governed by the Khwārazmshāhs of the Ma’mūnid Dynasty between ... more The historical Khwārazm region was governed by the Khwārazmshāhs of the Ma’mūnid Dynasty between 996–1017. During the Ma’mūnids period, Gurganj, the capital of Khwārazm became a scientific and literary center of attraction, where many scientists and literati, including famous names such as Ibn Sīnā, al-Bīrūnī, and al-Tha‘ālibī, gathered. This academic circle is also called the Khwārazm Ma’mūn Academy. This article is the biography of Aḥmad ibn Muḥammad al-Sahlī (al-Suhaylī) al-Khwārazmī, the Vizier of the Ma’mūnid State. Besides being a senior statesman, he was also a talented poet and teacher. The article contains information about his life, viziership, and poems and explains that he made important contributions to the development of the sciences, thought, and literature in Khwārazm, based on the biographical historical sources and the testimonies of witnesses. The aim of the article is to prove that al-Sahlī was one of the wise viziers who played a significant role in the development of civilization in Central Asia. He employed and supported many scholars and poets under his auspices. They wrote many books and poems and dedicated them to al-Sahlī. He, who was also a poet and intellectual, was leading and guiding the scientists and literati in their academic and literary studies. His major achievement was that he patronized and supported Ibn Sina, who was having a hard time, and summoned him to Khwārazm.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂH II. ME'MÛN'UN İLMÎ, EDEBÎ VE ENTELEKTÜEL ÇEVRESİ

İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2023

Me’mûnîler Devleti, 386-408/996-1017 yılları arasında Hârezm bölgesine ve Kuzey Horasan’daki Ferâ... more Me’mûnîler Devleti, 386-408/996-1017 yılları arasında Hârezm bölgesine ve Kuzey Horasan’daki Ferâve-Nesâ havalisine hâkim olmuştur. Me’mûnî Hârezmşâhlar ve üst rütbeli devlet adamları bilimi, felsefeyi ve edebiyatı yüksek düzeyde himaye ederek Hârezm’i bilgin, şair ve edipler için bir tür cazibe merkezi haline getirmişlerdir. Onların Hârezm’de şekillendirdikleri ilmî ve edebî muhit çağımızdaki tarih araştırmacıları tarafından “Hârezm Me’mûn Akademisi” adıyla anılmaktadır. Söz konusu gelişmede 399-407/1008-1017 seneleri arasında egemen olan Hârezmşâh II. Me’mûn önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışmada Hârezmşâh II. Me’mûn’un ilmî, edebî ve entelektüel çevresi konu edilmektedir. Bilimsel araştırmalara, Arapça şiirlere ve edebî eserlere ziyadesiyle meraklı olduğu anlaşılan Hârezmşâh II. Me’mûn’un himayesi altında faaliyet gösteren bilgin, şair ve edipler bu makalede tespit edilerek onların aralarındaki ilişkilere değinilmektedir. Şu‘arâ ve üdebâ tabakasından Se‘âlibî, Sehlî, Hâmidî, Sahrî, Hilâlî, Ma‘sûmî, Kâsî; matematik ve astronomi bilginleri Bîrûnî, İbn Irâk, Hubûbî ve Abdüssamed el-Hakîm; filozof-hekimlerden İbnü’l-Hammâr, İbn Sînâ ve Mesîhî; din âlimlerinden İbnü’l-Lebbân ve Şâri‘î gibi isimlerin Hârezmşâh II. Me’mûn’un himayesinde Hârezm’de çalıştıkları belirlenmiştir. Makalede zikredilen âlim ve ediplerin Hârezmşâh II. Me’mûn için ve ona ithafen kaleme aldıkları eserleri yahut onu övmek veya eleştirmek üzere derledikleri şiirleri de tespit edilmiştir. Böylece makale Hârezmşâh II. Me’mûn’un İslam Medeniyeti’nin gelişmesine başat aktörlerden olan bilge hükümdarlara münasip bir örnek teşkil ettiğini vurgulamaktadır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'DE ME'MÛNÎ DEVLETİ'NİN KURULUŞU

Ortaçağ Araştırmaları Dergisi, 2023

Tarihi Hârezm bölgesine M.S. 305 yılından 386/996 yılına kadar Afrîğî Hanedanı mensubu Hârezmşâhl... more Tarihi Hârezm bölgesine M.S. 305 yılından 386/996 yılına kadar Afrîğî Hanedanı mensubu Hârezmşâhlar hükmetmişlerdir. Afrîğî iktidarının sonu bir dış müdahaleden dolayı değil, kanlı bir iç savaş neticesinde gelmiştir. Hârezm'deki Cürcâniye/Gurgânc şehrini Afrîğîlerden bağımsız ve doğrudan Sâmânîlere vassal şekilde yöneten Emîr I. Me'mûn, son Afrîğî Hârezmşâh II. Muhammed'i 386/996 senesinde tahttan indirerek idam etmiştir. Böylece Gurgânc Emîri I. Me'mûn, Hârezm'in tamamına hakim olarak Hârezmşâh unvanını üstlenmiş ve yeni bir devletin temellerini atmıştır. Fakat iktidara geçtikten hemen sonra, 387/997 yılında faili meçhul bir cinayetle katledilmiştir. Onun vefatından sonra Me'mûnî iktidarı, 389/999 yılında Sâmânîlere tâbiyetinden ayrılarak siyasi meşruiyeti Abbâsî Hilâfeti tarafından da tasdik edilen müstakil bir devlet haline gelmiştir. Me'mûnî Devleti, 408/1017 senesine kadar Hârezm'de hakim olmuştur. Bu makale, yukarıda kısaca özetlediğimiz Me'mûnî Devleti'nin kuruluşu sürecini detaylı bir şekilde incelemektedir ve konuyla alakalı bazı problemleri ele almaktadır. Hârezm hükümdarlarının siyasi statülerini, Sâmânî devlet ricaliyle ilişkilerini ve onları savaşa sürükleyen etkenleri anlatarak savaşın cereyanını ve sonuçlarını değerlendirmektedir. İç savaşın mahalli edebiyata yansımalarını olayların tanığı olan şairlerin siyasi içerikli şiirlerden alıntılar yaparak göstermektedir. Tahta çıktıktan kısa süre sonra Hârezmşâh I. Me'mûn'un ölümünü Hârezmli devlet adamlarının düzenledikleri bir suikast olarak kabul etmekte ve suikastı Sâmânî Hükümdarı II. Nûh'un azmettirdiği iddiası üzerinde durmaktadır. Son olarak Me'mûnî Devleti'nin Sâmânî vassalığından çıkarak müstakil hale gelmesi ve Abbâsî Hilâfeti tarafından tanınmasını açıklamaktadır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'İN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ (32-93/652-712)

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2023

Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim elBâhilî'nin kom... more Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim elBâhilî'nin komuta ettiği bir harekâtla Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Bununla birlikte İslâmî yazılı kaynaklar Müslümanların Hârezm'i fetih maksadıyla Kuteybe'den evvel, 32-85/652-704 yılları arasında farklı tarihlerde beş defa daha harekât düzenlediklerini ve bunların dördünde başarılı olduklarını da bildirmişlerdir. Bu makale Müslümanların Hârezm'e karşı tertipledikleri altı farklı askeri harekâtı incelemektedir ve yorumlamaktadır. Konuyla ilgili rivayetleri ve araştırmacıların ileri sürdükleri görüşleri arkeolojik ve nümismatik bulguları da dikkate alarak değerlendirmekte ve eleştirmektedir. Bu çalışmayla Müslümanların Hârezm'i ele geçirmesi zor ve getirisi az, ikincil bir hedef olarak kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Görünüşe göre bu durum, Hârezm'in geniş çöller tarafından kuşatılmış coğra konumuyla ve doğal sınırlarıyla alakalıdır. Kuteybe b. Müslim'den önce Hârezm'e yönelen ilk beş harekâttan ilki, iklim koşulları nedeniyle yarıda kesilmiştir. Diğer dört harekâtın ise tam bir fetihten ziyade çatışmaya girmeksizin haraç ve tutsak almak suretiyle tamamlanan operasyonlardan ibaret oldukları söylenebilir. Kuteybe'nin harekâtı ise öncüllerine kıyasla çok farklı şartlar altında gerçekleşmiştir. Hârezm hükümdarının talebi ve daveti üzerine ani bir baskın yaparak bölgeyi kontrol altına alan Kuteybe b. Müslim, müttekiyle anlaşmasının gereğince Hârezm'de İslâm hakimiyetine ve Müslümanlarla işbirliği halindeki mahalli hükümete karşı çıkabilecek tüm muhalif unsurları bertaraf etmiştir. Hârezmli askeri birlikleri de ordusuna katarak İslâm egemenliği için tehdit olmaktan çıkaran Kuteybe b. Müslim, bu suretle Hârezm'de kalıcı fethi başarmıştır ve bölgeyi geniş Müslüman coğrafyasının bir parçası haline getirmiştir.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂHLAR ŞECERESİ: ANÛŞ TEKÎN SOYUNUN ERKEK VE KADIN MENSUPLARI

"Jaloliddin Manguberdi Hayoti va Faoliyati: Anushtegin Xorazmshohlar Sulolasining O‘zbek Davlatchiligidagi O‘rni” Mavzusidagi Xalqaro İlmiy-Amaliy Anjuman Materiallari, 2023

Bu çalışma, Hârezmşâhlar Devletini yöneten hanedanın Anûş Tekîn soyundan gelen tüm erkek ve kadın... more Bu çalışma, Hârezmşâhlar Devletini yöneten hanedanın Anûş Tekîn soyundan gelen tüm erkek ve kadın mensupları hakkındadır. Nesebi Anûş Tekîn’e dayanan şahısları tespit ederek onların politik-askeri faaliyetlerini yahut evliliklerini yazılı tarihi kaynaklara dayanarak açıklamaktadır ve kısa biyografilerini kronolojik sıra dahilinde, bir bütün olarak sunmaktadır. Hanedan azalarının Hârezmşâh tahtında bulunan babalarına ve kardeşlerine nasıl destekler sağladıklarını yahut engeller çıkardıklarını, askeri harekatlarda ve devlet idaresinde ne derece etkili olabildiklerini, veliaht seçimlerinde ve tahta geçiş süreçlerinde nasıl tutumlar takındıklarını, Hârezmşâhlar Devleti tarihinde oynadıkları rolleri ve önemlerini ele almaktadır. Araştırmada sülalenin bânîsi Anûş Tekîn’den sonraki yedi kuşak boyunca mevcut oldukları tespit edilen 28’i erkek, 10 kadın şahıs incelenmiştir. Gelin olarak hanedana dahil olanlar bu kapsama alınmamıştır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'İN GAZNELİLER TARAFINDAN İŞGALİ VE ME'MÛNÎ DEVLETİ'NİN YIKILIŞI

Külliye, Oct 29, 2023

Bu araştırmada tarihi Hârezm bölgesinin 408/1017 yılında Sultan Mahmûd'un komuta ettiği Gazneli o... more Bu araştırmada tarihi Hârezm bölgesinin 408/1017 yılında Sultan Mahmûd'un komuta ettiği Gazneli ordusu tarafından işgali ve Me'mûnîler Devleti'nin yıkılış sürecinin yazılı kaynaklar ve nümismatik bulgulara dayanılarak mümkün olan tüm detaylarıyla incelenmesi amaçlanmaktadır. Me'mûnî iktidarının politik statüsü, Karahanlılar ve Gazneliler arasındaki güç rekabetinde takındığı tutum, Karahanlılar ve Sultan Mahmûd ile ilişkileri, Gaznelilerden gelen siyasi-askeri baskıları karşısında aldığı tedbirleri, mücadelesi gibi konular araştırmanın kapsamındadır. Buna ek olarak Gazneli Mahmûd'un Hârezm'i zaptı, bölgedeki faaliyetleri, zaferinin edebiyata yansımaları gibi konulara da çalışmada yer verilmektedir. Bu araştırmayla Me'mûnîler iktidarının 389-408/999-1017 yılları arasında Hârezm ve Kuzey Horasan'daki Nesâ-Ferâve havalisinde müstakil bir devlet olarak hükmettiği, Karahanlı-Gazneli rekabeti ortamında Sultan Mahmûd ile iyi ilişkiler kurmaya özen gösterdiği, iki büyük gücün arasındaki hassas dengelerden faydalanarak istiklalini bir müddet koruyabildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Me'mûnîler her ne kadar ortak bir hücum ile Horasan'ı işgal edip Gaznelileri püskürtmeyi planlasalar da teklifleri Karahanlılar tarafından reddedilmiştir. Bu noktada cesaretlenen Sultan Mahmûd askeri bir harekata yönelerek Hârezm'i ele geçirmiş ve Me'mûnîler Devletini yıkmıştır.

Research paper thumbnail of AFRÎĞ HANEDANI: HÂREZMŞÂH II. MUHAMMED’İN SOYAĞACI ÜZERİNE BİR İNCELEME

İran Çalışmaları Dergisi, 2023

Bu makale 386/996 senesinde iktidardan düşürülerek idam edilen Hârezmşâh II. Muhammed’in Bîrûnî t... more Bu makale 386/996 senesinde iktidardan düşürülerek idam edilen Hârezmşâh II. Muhammed’in Bîrûnî tarafından üç parça halinde kaydedilen soyağacını incelemektedir. Mezkûr soyağacından Hârezmşâh II. Muhammed’in M. 305 yılından başlayarak 22 nesil boyunca Hârezm’e kesintisiz bir şekilde hükmeden köklü bir hanedanın son temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Bîrûnî’ye göre Afrîğ’den neşet eden bu silsile İrânî kökenli olup Sâsânî Hanedanının uzantısıdır. Ancak Bîrûnî, soyağacında kaydettiği isimlerin hükümdarlar olup olmadıklarına dair net bilgiler vermemiştir. Bu nedenle söz konusu şecere, Hârezm hükümdarlarının kronolojik listesi gibi algılanmaktadır. Diğer taraftan Bîrûnî’nin sunduğu listedeki birçok isme günümüze intikal edebilen sikkelerdeki yazıtlarda rastlanmamaktadır. Bu durum Bîrûnî’nin kaydettiği şecerenin şüpheyle karşılanması sonucunu doğurmuştur. Sunduğumuz makale, Hârezmşâh II. Muhammed’in soyağacındaki kişi adlarını Bîrûnî’ye alternatif yazılı kaynaklar ve nümismatik bulgular ile sorgulamaktadır. Sonuç olarak şeceredeki yedi ismin tarihi şahsiyetler ve hükümdarlar oldukları; bu şecerenin Hârezm’e hakim olan hükümdarların sıralı bir listesi değil, II. Muhammed’in soyundan geldiği atalarından ibaret sayılması gerektiği; zira şecerede adları zikredilmeyen hanedan mensubu Hârezmşâhların da bulunduğu, tahtın Afrîğ’den II. Muhammed’e intikal sürecinin açıklanabildiği ve Bîrûnî’nin kaydettiği bilgilerin tutarlı oldukları anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of THE CROSSING POINTS OF THE AMU DARYA RIVER USED BY CARAVANS IN THE 10TH CENTURY

Uluslararası Geçmişten Geleceğe İpek Yolu Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2022

The Amu Darya (Oxus) River was a tough barrier for the trade caravans moving on the historical Si... more The Amu Darya (Oxus) River was a tough barrier for the trade caravans moving on the historical Silk Road in the medieval period. The river was flowing for 2540 kilometers from its source in the Pamir Mountains in the southeast to the Aral Sea in the northwest, thus intersecting with trade routes running in the east-west direction. Its geographical features made it difficult for the river to be crossed by caravans formed by horses and camels and required crossings to be made from certain places where the riverbed narrows. Which crossing points did the trade caravans use when crossing the Amu Darya and how did they cross the river? According to the results of this paper, there were dozens of crossing points in the Amu Darya River in the tenth century. Of these, the Āmul-Firabr and Tirmidh crossings were located on the main roads and were widely used by trade caravans. Between the Āmul-Firabr and Tirmiz, the Zamm-Akhsīsak and Kālif crossings were also secondary crossing points for trade caravans. These four crossing points were the narrowest and most suitable places for passage of the Amu Darya River, whose riverbed expanded from 1 to 1.5 kilometers, and in some places up to 5 kilometers. The caravans reaching these crossing points were transported to the other bank of the river using riverboats. The river crossings were made under the control of a government agency administered by the Mīr-e Rūd (River Supervisor). Mīr-e Rūd organized the boat traffic and crossings on the river and made the necessary inspections by dealing with transactions such as customs and taxation. The settlements near the crossing points were supply, maintenance, rest facilities, and trade centers for the caravans. In this respect, the crossing points of the Amu Darya River played an important role in the Silk Road trade.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂHLAR İLE ABBÂSÎ HALİFELİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER

İslâm Tarihi ve Medeniyeti 6 - Abbâsîler II, 2021

Research paper thumbnail of RÂFİ' B. LEYS İSYANI

Bu makale; 190/805-806 yılında, Orta Asya’da, Semerkant merkez olmak üzere Mâverâünnehir-Horasan ... more Bu makale; 190/805-806 yılında, Orta Asya’da, Semerkant merkez olmak üzere Mâverâünnehir-Horasan bölgesinde, Râfi’ b. Leys adlı Arap kökenli şahsın liderliğinde, Horasan Valisi Alî b. Îsâ b. Mâhân tarafından temsil edilen Abbâsî idaresine karşı patlak veren büyük bir ayaklanmayı konu edinmektedir. Dönemin ana kaynaklarını ve çağdaş araştırmaları esas alarak Râfi’ b. Leys İsyanını kapsamlı bir şekilde ortaya koymaktadır. Abbâsî hakimiyeti altında ve Alî b. Îsâ b. Mâhân’ın yönetiminde Orta Asya’nın koşullarını incelemektedir. Abbâsî veliahtları Emîn-Me’mûn arasında vuku bulan kanlı iktidar mücadelesine zaman ve mekân olarak tesadüf eden Râfi’ İsyanının bu hadisedeki rolünü ve akabinde Mâverâünnehir’de Sâmânîler ve Horasan’da Tâhirîler hanedanlarının ortaya çıkmasında tesirlerini araştırmaktadır. Bu bakımdan Abbâsîler ve İslamî devir Orta Asya tarihi araştırmaları için katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of ÂL-İ 'IRÂK (HÂREZM'DE SÂMÂNÎLERE TÂBİ YÜZ YILLIK BİR İKTİDAR HAKKINDA YENİ BİR ARAŞTIRMA)

Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Şimdiye kadar Hicrî III-IV. yüzyıllarda, Hârezm’in tarihsel siyasî değişimlerinin berrak bir tahl... more Şimdiye kadar Hicrî III-IV. yüzyıllarda, Hârezm’in tarihsel siyasî değişimlerinin berrak bir tahlili yapılmamıştır. Bazı araştırmacılar antik çağdan Âl-i Me’mûn iktidarına kadar tüm siyasî hanedanları, hatalı bir şekilde Hârezmşâhlar diye isimlendirmiş ve onları antik Âl-i Âfrîğ hanedanının devamı kabul etmişlerdir. Bu yüzden Âl-i Âfrîğ ve Âl-i ‘Irâk’ı tek bir hükümet saymışlardır. Ancak bu konuya dair birçok tarihî belirsizlik söz konusudur. Kaynaklara dayanan bir analiz ile bu iki hanedanı bir olarak kabul edemeyiz. Görünüşe göre; bu hata kendileri için Abdullah ve Mansûr İslamî isimlerini seçmiş olan Âl-i Âfrîğ’in son yöneticilerinin H. III/M. IX. asrın yarısından sonra, Horâsân’da Tâhirîler hükümetinin devrilmesi ve Saffârîler Devletinin kurulması ile sonuçlanan karışıklıklara aktif şekilde katılmalarından kaynaklanmaktadır. Sâmânîler-Saffârîler mücadelelerinde Saffârîlerden yana olan bu kişiler, Sâmânîlerin zafer kazanmasından sonra ortadan kaybolmuşlardır. Sâmânîler ise ‘Irâk b. Mansûr adlı bir şahsı Hârezm’in hükümdarlığına tayin etmişlerdir. Anlaşılan o ki; ‘Irâk b. Mansûr, Âl-i Âfrîğ ile herhangi bir irtibata sahip değildi. Hükümeti ise Hârezm’de Sâmânîlere tâbi olarak kurulmuştu ve Hârezmşâh unvanıyla isimlendiriliyordu. Bu nedenle Hârezm’de bir asır devam eden Âl-i ‘Irâk Hârezmşâhları hükümeti, Âl-i Âfrîğ ve Âl-i Me’mûn Hârezmşâhları arasında geçiş evresi olarak kabul edilebilir. Elinizdeki makale; ilk defa olarak bu tarihî dönemin hâdiselerini delilleriyle tahlil etmek çabasındadır.

Research paper thumbnail of SEYFEDDİN TORUMTAY'IN SİYASÎ HAYATI VE AMASYA'DAKİ FAALİYETLERİ

Uluslararası Amasya Sempozyumu Bildiriler Kitabı , 2017

Seyfeddin Torumtay, Anadolu’nun Moğol egemenliği altında bulunduğu ve küçük yaşlardaki sultanlar ... more Seyfeddin Torumtay, Anadolu’nun Moğol egemenliği altında bulunduğu ve küçük yaşlardaki sultanlar etrafında hizipleşen muhteris devlet yöneticilerinin iktidar mücadelelerine kalkıştıkları Müşterek Saltanat Dönemi (1249-1254)’nde Türkiye Selçuklu siyasetinde etkili olmuş üst düzey bir Selçuklu devlet adamıdır. Merkezî idaredeki vazifeleri yanında, 1280 yılında ölümüne kadar takriben 30 yıl süreyle Amasya’yı yönetmiştir. Gök Medrese’yi inşa ettirmesi vesilesiyle Amasya’da ismi asırlarca hayırla yâd edilen Seyfeddin Torumtay, Amasya’nın önde gelen meşhur tarihî şahsiyetlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye Selçuklu devlet adamlarını konu edinen biyografik araştırmalar, bu devri doğru tahlil etme noktasında önem arz etmektedir. Bilhassa sultanların muktedir olamadıkları Müşterek Saltanat Döneminde devlet yöneticilerinin siyasî ve şahsî ilişkileri, rekabetleri ve husumetleri Türkiye Selçuklu tarihinin seyrini belirleme noktasında önceki dönemlere kıyasla daha etkili bir faktör olmuştur. Seyfeddin Torumtay, bu buhranlı dönemin önemli bir siyasi aktörüdür.
Bu bildiri; Torumtay’ın etnik kökenini, siyasî faaliyetlerini, eserlerini, vakfını ve ailesini konu edinmektedir. Yöntemi, Selçuklu ve Memlük kaynaklarına ve çağdaş araştırmalara dayanılarak Seyfeddin Torumtay’a dair tarihsel bilginin kronolojik olarak derlenip değerlendirilmesidir. Torumtay’ın Amasya’nın kültür gelişimine katkılarını, Türkiye Selçuklu tarihindeki etkilerini ve günümüzde dahi bakiyeleri Amasya’da yaşamaya devam eden Torumtay ailesinin kökenlerini tespit etmeyi hedeflemektedir. Torumtay’ın biyografisi, dönemin siyasî hâdiselerine Torumtay cephesinden bakmamızı sağlayacaktır. Böyle bir çalışma Türkiye Selçukluları ve Amasya tarihi araştırmaları için faydalı ve gerekli görülmüştür.

Research paper thumbnail of MAHMUD TÂRÂBÎ İSYANI (1238)

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi , 2017

Bu makale; 1238 yılında, Orta Asya'da Buhara bölgesinde, Moğol yönetimine ve onun yerli işbirlikç... more Bu makale; 1238 yılında, Orta Asya'da Buhara bölgesinde, Moğol yönetimine ve onun yerli işbirlikçilerine karşı Mahmud Târâbî isimli bir sûfî şifacının liderliğinde gelişen halk ayaklanmasını konu edinmektedir. Mahmud Târâbî İsyanı, Moğol Hükümdarı Ögedey Kağan döneminin siyasî ve sosyal hâdiselerinden biridir. Makalenin esas amacı; bu isyanı ortaya çıkaran sebepleri tespit etmek, isyanın gelişim seyrini ortaya koymak, isyanın sonuçlarını ve karakterini belirlemektir. Yöntem olarak dönemin ana kaynaklarına dayanılarak ve çağdaş çalışmalar da dikkate alınarak araştırma yapılmış, isyanın değişik yönlerden tahlil edilmesine çalışılmıştır. İsyanın siyasî, sosyal, ekonomik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak Buhara halkının zihninde oluşan insanüstü güçlere sahip bir kurtarıcı beklentisinden ve bunalım halinden kaynaklandığı; ciddi bir hazırlık ve teşkilatlanma olmaksızın geliştiği, Moğol İstilasının Türk-İslam toplumu üzerindeki psikolojik etkilerinin bir sonucu olduğu ve mesiyanik hareketler kategorisinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Zaman açısından neredeyse aynı tarihlerde ama farklı coğrafyalarda gelişen Mahmud Târâbî İsyanı ile Babaîler İsyanı arasındaki benzerlikler ve farklılıklar incelenmiş, iki hâdise arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı, ancak iki hareketin aynı düşünceden kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Conference Presentations by Aykut Özbayraktar

Research paper thumbnail of TOKATLI BİR ULEMA AİLESİ: TOKÂDÎZÂDELER

5. Tokat Sempozyumu 14-15-16 Ekim 2022 Bildiriler Cilt IV, 2023

Bu tebliğ aslen Tokatlı olup VII/XIV. yüzyılın sonlarında Amasya’ya yerleşen ve Tokâdî-zâde namıy... more Bu tebliğ aslen Tokatlı olup VII/XIV. yüzyılın sonlarında Amasya’ya yerleşen ve Tokâdî-zâde namıyla tanınan bir ulema ailesinin takribi 150 yıllık tarihçesini sunmaktadır. Tokâdîzâde ailesinin nitelikli azalarını tespit ederek onların kısa biyografilerini derlemekte, ilmi ya da edebi faaliyetlerini incelemekte ve akademik-siyasi bağlantılarına değinmektedir. Tokâdîzâdelerin ilmi birikimi babadan oğula intikal ettirebilen, entelektüel bir aile olduğu; bu ailenin XV. ve XVI. yüzyıllarda bünyesinden yetiştirdiği alim, şair ve edipler ile altı nesil boyunca Amasya şehrinin mahalli ilmi ve kültürel hayatında önemli bir rol oynadığı ve yükselme dönemi Osmanlı toplumunda örneklerine sıkça rastlanan ulema aileleri için iyi bir örnek teşkil ettiği gibi sonuçlara ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of YAHYÂ EL-HİMMÂNÎ: HAYATI, İLMİ FAALİYETLERİ VE NİTELİKLERİ

Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (ASOBİD), 2024

Hârezmli alimler, ilmi faaliyetleri ve eserleri vasıtasıyla Orta Çağ’da İslam biliminin gelişimin... more Hârezmli alimler, ilmi faaliyetleri ve eserleri vasıtasıyla Orta Çağ’da İslam biliminin gelişimine önemli katkılar sağlamışlardır. Onlardan biri olan Yahyâ el-Himmânî, dini ilimlerde hadis sahasında temayüz etmiş ve Müsned edebiyatının öncüleri arasına girmiştir. Bu makale Yahyâ el-Himmânî’nin detaylı bir biyografisidir. Onun nesebi, etnik menşei, ailesi, tahsili, hocaları, talebeleri, mezhebi ve el-Müsnedü’l-kebîr başlıklı kitabı hakkında bilgiler ihtiva etmektedir. Çoğu akranı olan hadis alimlerinin Yahyâ el-Himmânî’ye yönelttikleri ithamlara ve eleştirilere değinmektedir. Çünkü ona karşı takınılan menfi tavır Yahyâ el-Himmânî’nin hadis ilminde belki de hak ettiği şöhretini ve itibarını gölgelemiştir ve naklettiği hadislerin Kütüb-i Sitte külliyatı içinde yer bulmasını engellemiştir. Elbette ki Yahyâ el-Himmânî’nin lehinde ileri sürülen müspet görüşlere de çalışmada yer verilmiştir. Bu suretle makale, II-III/VIII-IX. yüzyıllara tanıklık eden Müslüman bir muhaddisin portresini çizmekte ve dönemin ilmi atmosferini de Yahyâ el-Himmânî örneğinde yansıtmaktadır. Araştırma tabakat ve rical edebiyatı başta olmak üzere, dönemin muteber kaynaklarında İslamî nakil usullerine göre aktarılan farklı rivayetler esas alınarak gerçekleştirilmiştir.

Research paper thumbnail of İSLAM FETHİNDEN SELÇUKLULARA KADAR NESÂ (30-426/650-1035)

Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 2024

Bu çalışma, kadim Horasan coğrafyasının kuzey kesiminde bulunan ve harabeleri günümüzde Türkmenis... more Bu çalışma, kadim Horasan coğrafyasının kuzey kesiminde bulunan ve harabeleri günümüzde Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat yakınlarında yer alan Nesâ şehrinin İslamî tarihinin belli bir kesitini konu edinmektedir. Zaman olarak Nesâ’nın Müslümanlar tarafından fethedildiği 30/650 senesinden Selçuklu hakimiyetine girdiği 426/1035’e dek süren 396 Hicri/385 Miladi yıllık dilimle sınırlandırılmıştır. Mekan bakımından ise yalnız Nesâ şehrine ve onun kontrol ettiği bölgedeki kırsal kesime odaklanmıştır. Mezkûr evrede Nesâ’nın tarihini siyasi ve sosyo-ekonomik yönleriyle, bir bütün halinde, kapsamlı şekilde sunmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın ana yöntemi Orta Çağ yazılı kaynaklarından derlenen malumatı modern arkeolojik ve coğrafi verilerle karşılaştırarak yahut takviye ederek değerlendirmek ve yeni bir bakış açısıyla kurgulayarak arz etmektir. Nesâ adının anlamı ve öyküsü, şehrin coğrafi konumu ve fethi, Nesâ’nın Horasan’daki politik statüsü, Nesâ havalisinde cereyan eden siyasi-askeri hadiseler ve isyanlar, Nesâ kent merkezinin fiziki görünümü ve unsurları, kırsalda bulunan yerleşimleri ve ribatları, Nesâ halkının sosyal dokusu ve iktisadi faaliyetleri bu makalenin kapsamı dahilindedir. Nihai hedef İslam fethini takip eden dört asır boyunca sürekli büyüyen ve gelişen Nesâ’nın Selçuklu egemenliğine girdiği esnada maddi ve manevi açıdan ne durumda olduğunu ortaya koymaktır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'DE İSLAMİYET'İN YAYILIŞI

Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2024

Sunulan bu makale, tarihi Hârezm bölgesinin İslamlaşma sürecini konu edinmektedir. İslamiyet’in H... more Sunulan bu makale, tarihi Hârezm bölgesinin İslamlaşma sürecini konu edinmektedir. İslamiyet’in Hârezm’e nasıl girdiğini ve bölgede yayılışına etki eden temel faktörleri açıklamaktadır. Hârezm halkının 93/712 senesindeki Emevî fethini takiben kitlesel bir şekilde mi, yoksa Müslüman egemenliği esnasında münferit ihtidalar yoluyla mı din değiştirdiğini sorgulamaktadır. Hârezm’in dini dönüşümünün nasıl gerçekleştiğini tespit ederek İslamlaşmanın dönemini belirlemeyi amaçlamaktadır. Çünkü yazılı kaynaklar Hârezm’de İslamiyet’in yayılışını berrak bir şekilde tasvir etmemişlerdir. Buna bağlı olarak Hârezm’in İslamlaşması hadisesi karanlıkta kalmıştır. Araştırmanın zaman sınırları kabaca II/VIII. yüzyıldır ancak bölgenin fetih süreci diye tasnif edebileceğimiz 32-93/652-712 yılları arası da dikkate alınmıştır. Mekan bakımından ise Orta Çağ’ın Hârezm coğrafyasına odaklanılmıştır. Çalışmanın birincil kaynakları İslamî dönemde kaleme alınan eserlerdir. Bununla birlikte bilhassa dönemlendirme noktasında Hârezm özelinde yürütülen arkeolojik ve nümismatik incelemelerde ulaşılan bulgulardan da istifade edilmiştir. Elde edilen neticelere göre Hârezm halkının İslamiyet’i benimsemesi bölgeye düzenlenen askeri harekatlar sırasında esir alınıp Müslüman memleketlerine sevk edilen tutsakların İslam’a ihtida etmeleriyle başlamıştır. Onlar Müslüman Hârezm toplumunun ilk nüvesi ve öncüleri olarak nitelenebilirler. Hatta aralarında tâbiîn neslinin gençlerinden sayılıp hadis ilminde temayüz eden A‘yen el-Hârezmî gibi bilginler de bulunmaktadır. A‘yen el-Hârezmî örneği Hârezm bölgesi henüz tam anlamıyla bir İslam beldesi haline gelmemişken Hârezmli alimlerin nasıl olup da İslam dünyasında ilmi faaliyetlerde bulunabildikleri sorusunu da açıklamaktadır. İslam’ın Hârezm’de geniş çaplı yayılabilmesi ise 93/712 yılında fethedilmesiyle mümkün olabilmiştir. İslamiyet Hârezm’e bölgenin fatihi olan Kuteybe b. Müslim’in tatbik ettiği kayda değer bir şiddet eylemiyle girmiştir. Hârezm halkının dini-entelektüel liderlerini ve tüm yazılı mirasını yok eden Kuteybe b. Müslim, bu suretle Mecûsîliğin İslam karşısındaki mukavemetini daha ilk etapta zayıflatmaya ve süratle İslamlaşma için elverişli bir zemin hazırlamaya muvaffak olmuştur. Ancak Kuteybe b. Müslim Hârezm’i cebren din değiştirmeye zorlamamıştır. Fetihle birlikte Hârezm halkının II/VIII. yüzyılın son çeyreğine dek uzanan bir periyotta münferit ihtidalar yoluyla İslamiyet’i benimsediği, bölgede topluca İslamlaşma olayı gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Fethi takiben Hârezm’e yerleşen Müslüman alimler ve memurlar bölgede İslamiyet’in temsilcileri olmuş ve yerel halkın İslam dinini tanımasında ve ihtidasında son derece etkili olmuşlardır. Aynı zamanda bölgede ilmi altyapıyı kurmuş ve ilk nesil Hârezmli alimlerin yetişmesine olanak tanımışlardır. Diğer taraftan Hârezm yerel halkından savaşçıların Müslüman ordusunda istihdam edilmesi ve tüccarların kalabalık kervanlarla Bağdat da dahil olmak üzere İslam beldelerine düzenledikleri ticari seferleri Hârezmlilerin İslam dinini ve toplumunu daha yakinen tanımalarında ve benimsemelerinde önemli bir rol oynamıştır. Müslüman hakimiyetiyle birlikte Hârezm bölgesinin II/VIII. yüzyılda İslamî bir hüviyete büründüğü görülmektedir. Bununla birlikte IV/X. asrın sonuna dek Hârezm’de Mecûsî ve Hıristiyan azınlıkların inançlarını serbestçe yaşadıkları belirtilmelidir.

Research paper thumbnail of ERKEN İSLAMÎ DÖNEMDE (93-205/712-821) HÂREZM’DE YEREL YÖNETİM

HAREZMŞAHLAR VE ETRAFINDAKİ DÜNYA, 2024

Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Emevîlerin Horasan Va... more Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim, M.S. 305 senesinden beri Hârezm’e hükmeden Afrîğ Hanedanı iktidarının devam etmesine izin vermiş ve onu politik hiyerarşide Horasan valilerinin vassalı statüsüne indirgemiştir. Diğer taraftan Hârezm bölgesine Müslüman valiler ve memurlar tayin etmiştir. Bu suretle Hârezm’in yerel yönetiminde iki farklı unsur ortaya çıkmıştır: Doğu Hârezm’deki antik başkent el-Fîl’de ikamet eden Afrîğî Hârezmşâhlar hükümeti ve Batı Hârezm’deki Cürcâniye merkezli İslamî hükümet. Sunulan bu tebliğde Emevî ve Abbâsî hakimiyeti döneminde (93-205/712-821) Hârezm’in mahalli idaresi incelenmektedir. Görev, yetki ve sorumlulukların Müslüman idare ile gayrimüslim Afrîğî hükümeti arasında nasıl paylaşıldığı sorgulanmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre İslamî yönetim Hârezm’de siyasi, mali ve hukuki işleri yürütmüştür ve Emevî otoritesi Afrîğî Hârezmşâhlardan yalnız yerel halkın sosyo–ekonomik meseleleriyle ilgilenmesini beklemiştir. Ayrıca Hârezmlilerden müteşekkil askeri birliklerin hazırlanması ve Emevî ordusunun seferlerine yardımcı kuvvetler olarak katılması da Afrîğî iktidarını alakadar etmiştir. Abbâsî İhtilali sürecinde doğuda Emevî otoritesinin çökmesiyle Afrîğî Hârezmşâhlar yeniden Hârezm’de etkin bir güç haline gelmişlerdir. Öyle ki egemenlik sembolü olan gümüş dirhemler bastırmış, Çin’e kadar uzanan İpek Yolu güzergahı için ticaret politikaları geliştirmiş, hatta Çin sarayına elçiler göndermişlerdir. Abbâsî tahakkümü döneminde de Horasan valilerinin vassalı olarak görülen Afrîğî iktidarı, ihtida ederek İslamî bir kimliğe bürünmüştür. Bu suretle Hârezm mahalli idaresinde müslim-gayrimüslim ayrımı tamamıyla ortadan kalkmış ve bölgenin Müslüman dünyasına entegrasyonu tamamlanmıştır.

Research paper thumbnail of АХМАД ИБН МУХАММАД АС-САХЛИ АЛЬ-ХОРЕЗМИ, ВИЗИРЬ ГОСУДАРСТВА МАМУНИДОВ

ВЕСТНИК МЕЖДУНАРОДНОГО ИНСТИТУТА ЦЕНТРАЛЬНОАЗИАТСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ, 2023

Хорезмское государство управлялась хорезмшахами из династии Мамунидов между 996–1017 гг. В этот п... more Хорезмское государство управлялась хорезмшахами из династии Мамунидов между 996–1017 гг. В этот период столичный Гургандж стал научным и литературным центром, где собрались многие ученые и литераторы, в том числе такие известные, как Ибн Сина (Авиценна), аль-Бируни и аль-Таалиби. Этот академический кружок также называют Академией хорезмшаха Мамуна. Статья представляет собой биографию Ахмада ибн Мухаммада ас-Сахли (ас-Сухайли) аль-Хорезми, визиря государства Мамунидов. Будучи высокопоставленным государственным деятелем, он был также талантливым поэтом и педагогом. В статье на основе различных биографических исторических источников и свидетельств современников приводятся данные о его жизни, государственной службе и занятиях поэзией, а также поясняется, какой вклад он внес в развитие наук, мысли и литературы в Хорезме. Отмечается, что он оказывал поддержку и покровительство многим ученым и поэтам, которые посвящали ас-Сахли свои сочинения. Его едва ли не главная заслуга перед историей – покровительство и поддержка переживавшего тяжелые времена Ибн Сины в тяжелые для него времена.

Research paper thumbnail of AḤMAD IBN MUḤAMMAD AL-SAHLĪ (SUHAYLĪ) AL-KHWĀRAZMĪ, VIZIER OF THE MA’MŪNID STATE

Bulletin of the International Institute for Central Asian Studies, 2023

The historical Khwārazm region was governed by the Khwārazmshāhs of the Ma’mūnid Dynasty between ... more The historical Khwārazm region was governed by the Khwārazmshāhs of the Ma’mūnid Dynasty between 996–1017. During the Ma’mūnids period, Gurganj, the capital of Khwārazm became a scientific and literary center of attraction, where many scientists and literati, including famous names such as Ibn Sīnā, al-Bīrūnī, and al-Tha‘ālibī, gathered. This academic circle is also called the Khwārazm Ma’mūn Academy. This article is the biography of Aḥmad ibn Muḥammad al-Sahlī (al-Suhaylī) al-Khwārazmī, the Vizier of the Ma’mūnid State. Besides being a senior statesman, he was also a talented poet and teacher. The article contains information about his life, viziership, and poems and explains that he made important contributions to the development of the sciences, thought, and literature in Khwārazm, based on the biographical historical sources and the testimonies of witnesses. The aim of the article is to prove that al-Sahlī was one of the wise viziers who played a significant role in the development of civilization in Central Asia. He employed and supported many scholars and poets under his auspices. They wrote many books and poems and dedicated them to al-Sahlī. He, who was also a poet and intellectual, was leading and guiding the scientists and literati in their academic and literary studies. His major achievement was that he patronized and supported Ibn Sina, who was having a hard time, and summoned him to Khwārazm.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂH II. ME'MÛN'UN İLMÎ, EDEBÎ VE ENTELEKTÜEL ÇEVRESİ

İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2023

Me’mûnîler Devleti, 386-408/996-1017 yılları arasında Hârezm bölgesine ve Kuzey Horasan’daki Ferâ... more Me’mûnîler Devleti, 386-408/996-1017 yılları arasında Hârezm bölgesine ve Kuzey Horasan’daki Ferâve-Nesâ havalisine hâkim olmuştur. Me’mûnî Hârezmşâhlar ve üst rütbeli devlet adamları bilimi, felsefeyi ve edebiyatı yüksek düzeyde himaye ederek Hârezm’i bilgin, şair ve edipler için bir tür cazibe merkezi haline getirmişlerdir. Onların Hârezm’de şekillendirdikleri ilmî ve edebî muhit çağımızdaki tarih araştırmacıları tarafından “Hârezm Me’mûn Akademisi” adıyla anılmaktadır. Söz konusu gelişmede 399-407/1008-1017 seneleri arasında egemen olan Hârezmşâh II. Me’mûn önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışmada Hârezmşâh II. Me’mûn’un ilmî, edebî ve entelektüel çevresi konu edilmektedir. Bilimsel araştırmalara, Arapça şiirlere ve edebî eserlere ziyadesiyle meraklı olduğu anlaşılan Hârezmşâh II. Me’mûn’un himayesi altında faaliyet gösteren bilgin, şair ve edipler bu makalede tespit edilerek onların aralarındaki ilişkilere değinilmektedir. Şu‘arâ ve üdebâ tabakasından Se‘âlibî, Sehlî, Hâmidî, Sahrî, Hilâlî, Ma‘sûmî, Kâsî; matematik ve astronomi bilginleri Bîrûnî, İbn Irâk, Hubûbî ve Abdüssamed el-Hakîm; filozof-hekimlerden İbnü’l-Hammâr, İbn Sînâ ve Mesîhî; din âlimlerinden İbnü’l-Lebbân ve Şâri‘î gibi isimlerin Hârezmşâh II. Me’mûn’un himayesinde Hârezm’de çalıştıkları belirlenmiştir. Makalede zikredilen âlim ve ediplerin Hârezmşâh II. Me’mûn için ve ona ithafen kaleme aldıkları eserleri yahut onu övmek veya eleştirmek üzere derledikleri şiirleri de tespit edilmiştir. Böylece makale Hârezmşâh II. Me’mûn’un İslam Medeniyeti’nin gelişmesine başat aktörlerden olan bilge hükümdarlara münasip bir örnek teşkil ettiğini vurgulamaktadır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'DE ME'MÛNÎ DEVLETİ'NİN KURULUŞU

Ortaçağ Araştırmaları Dergisi, 2023

Tarihi Hârezm bölgesine M.S. 305 yılından 386/996 yılına kadar Afrîğî Hanedanı mensubu Hârezmşâhl... more Tarihi Hârezm bölgesine M.S. 305 yılından 386/996 yılına kadar Afrîğî Hanedanı mensubu Hârezmşâhlar hükmetmişlerdir. Afrîğî iktidarının sonu bir dış müdahaleden dolayı değil, kanlı bir iç savaş neticesinde gelmiştir. Hârezm'deki Cürcâniye/Gurgânc şehrini Afrîğîlerden bağımsız ve doğrudan Sâmânîlere vassal şekilde yöneten Emîr I. Me'mûn, son Afrîğî Hârezmşâh II. Muhammed'i 386/996 senesinde tahttan indirerek idam etmiştir. Böylece Gurgânc Emîri I. Me'mûn, Hârezm'in tamamına hakim olarak Hârezmşâh unvanını üstlenmiş ve yeni bir devletin temellerini atmıştır. Fakat iktidara geçtikten hemen sonra, 387/997 yılında faili meçhul bir cinayetle katledilmiştir. Onun vefatından sonra Me'mûnî iktidarı, 389/999 yılında Sâmânîlere tâbiyetinden ayrılarak siyasi meşruiyeti Abbâsî Hilâfeti tarafından da tasdik edilen müstakil bir devlet haline gelmiştir. Me'mûnî Devleti, 408/1017 senesine kadar Hârezm'de hakim olmuştur. Bu makale, yukarıda kısaca özetlediğimiz Me'mûnî Devleti'nin kuruluşu sürecini detaylı bir şekilde incelemektedir ve konuyla alakalı bazı problemleri ele almaktadır. Hârezm hükümdarlarının siyasi statülerini, Sâmânî devlet ricaliyle ilişkilerini ve onları savaşa sürükleyen etkenleri anlatarak savaşın cereyanını ve sonuçlarını değerlendirmektedir. İç savaşın mahalli edebiyata yansımalarını olayların tanığı olan şairlerin siyasi içerikli şiirlerden alıntılar yaparak göstermektedir. Tahta çıktıktan kısa süre sonra Hârezmşâh I. Me'mûn'un ölümünü Hârezmli devlet adamlarının düzenledikleri bir suikast olarak kabul etmekte ve suikastı Sâmânî Hükümdarı II. Nûh'un azmettirdiği iddiası üzerinde durmaktadır. Son olarak Me'mûnî Devleti'nin Sâmânî vassalığından çıkarak müstakil hale gelmesi ve Abbâsî Hilâfeti tarafından tanınmasını açıklamaktadır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'İN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ (32-93/652-712)

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2023

Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim elBâhilî'nin kom... more Tarihi Hârezm bölgesi 93/712 yılında Emevîlerin Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim elBâhilî'nin komuta ettiği bir harekâtla Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Bununla birlikte İslâmî yazılı kaynaklar Müslümanların Hârezm'i fetih maksadıyla Kuteybe'den evvel, 32-85/652-704 yılları arasında farklı tarihlerde beş defa daha harekât düzenlediklerini ve bunların dördünde başarılı olduklarını da bildirmişlerdir. Bu makale Müslümanların Hârezm'e karşı tertipledikleri altı farklı askeri harekâtı incelemektedir ve yorumlamaktadır. Konuyla ilgili rivayetleri ve araştırmacıların ileri sürdükleri görüşleri arkeolojik ve nümismatik bulguları da dikkate alarak değerlendirmekte ve eleştirmektedir. Bu çalışmayla Müslümanların Hârezm'i ele geçirmesi zor ve getirisi az, ikincil bir hedef olarak kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Görünüşe göre bu durum, Hârezm'in geniş çöller tarafından kuşatılmış coğra konumuyla ve doğal sınırlarıyla alakalıdır. Kuteybe b. Müslim'den önce Hârezm'e yönelen ilk beş harekâttan ilki, iklim koşulları nedeniyle yarıda kesilmiştir. Diğer dört harekâtın ise tam bir fetihten ziyade çatışmaya girmeksizin haraç ve tutsak almak suretiyle tamamlanan operasyonlardan ibaret oldukları söylenebilir. Kuteybe'nin harekâtı ise öncüllerine kıyasla çok farklı şartlar altında gerçekleşmiştir. Hârezm hükümdarının talebi ve daveti üzerine ani bir baskın yaparak bölgeyi kontrol altına alan Kuteybe b. Müslim, müttekiyle anlaşmasının gereğince Hârezm'de İslâm hakimiyetine ve Müslümanlarla işbirliği halindeki mahalli hükümete karşı çıkabilecek tüm muhalif unsurları bertaraf etmiştir. Hârezmli askeri birlikleri de ordusuna katarak İslâm egemenliği için tehdit olmaktan çıkaran Kuteybe b. Müslim, bu suretle Hârezm'de kalıcı fethi başarmıştır ve bölgeyi geniş Müslüman coğrafyasının bir parçası haline getirmiştir.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂHLAR ŞECERESİ: ANÛŞ TEKÎN SOYUNUN ERKEK VE KADIN MENSUPLARI

"Jaloliddin Manguberdi Hayoti va Faoliyati: Anushtegin Xorazmshohlar Sulolasining O‘zbek Davlatchiligidagi O‘rni” Mavzusidagi Xalqaro İlmiy-Amaliy Anjuman Materiallari, 2023

Bu çalışma, Hârezmşâhlar Devletini yöneten hanedanın Anûş Tekîn soyundan gelen tüm erkek ve kadın... more Bu çalışma, Hârezmşâhlar Devletini yöneten hanedanın Anûş Tekîn soyundan gelen tüm erkek ve kadın mensupları hakkındadır. Nesebi Anûş Tekîn’e dayanan şahısları tespit ederek onların politik-askeri faaliyetlerini yahut evliliklerini yazılı tarihi kaynaklara dayanarak açıklamaktadır ve kısa biyografilerini kronolojik sıra dahilinde, bir bütün olarak sunmaktadır. Hanedan azalarının Hârezmşâh tahtında bulunan babalarına ve kardeşlerine nasıl destekler sağladıklarını yahut engeller çıkardıklarını, askeri harekatlarda ve devlet idaresinde ne derece etkili olabildiklerini, veliaht seçimlerinde ve tahta geçiş süreçlerinde nasıl tutumlar takındıklarını, Hârezmşâhlar Devleti tarihinde oynadıkları rolleri ve önemlerini ele almaktadır. Araştırmada sülalenin bânîsi Anûş Tekîn’den sonraki yedi kuşak boyunca mevcut oldukları tespit edilen 28’i erkek, 10 kadın şahıs incelenmiştir. Gelin olarak hanedana dahil olanlar bu kapsama alınmamıştır.

Research paper thumbnail of HÂREZM'İN GAZNELİLER TARAFINDAN İŞGALİ VE ME'MÛNÎ DEVLETİ'NİN YIKILIŞI

Külliye, Oct 29, 2023

Bu araştırmada tarihi Hârezm bölgesinin 408/1017 yılında Sultan Mahmûd'un komuta ettiği Gazneli o... more Bu araştırmada tarihi Hârezm bölgesinin 408/1017 yılında Sultan Mahmûd'un komuta ettiği Gazneli ordusu tarafından işgali ve Me'mûnîler Devleti'nin yıkılış sürecinin yazılı kaynaklar ve nümismatik bulgulara dayanılarak mümkün olan tüm detaylarıyla incelenmesi amaçlanmaktadır. Me'mûnî iktidarının politik statüsü, Karahanlılar ve Gazneliler arasındaki güç rekabetinde takındığı tutum, Karahanlılar ve Sultan Mahmûd ile ilişkileri, Gaznelilerden gelen siyasi-askeri baskıları karşısında aldığı tedbirleri, mücadelesi gibi konular araştırmanın kapsamındadır. Buna ek olarak Gazneli Mahmûd'un Hârezm'i zaptı, bölgedeki faaliyetleri, zaferinin edebiyata yansımaları gibi konulara da çalışmada yer verilmektedir. Bu araştırmayla Me'mûnîler iktidarının 389-408/999-1017 yılları arasında Hârezm ve Kuzey Horasan'daki Nesâ-Ferâve havalisinde müstakil bir devlet olarak hükmettiği, Karahanlı-Gazneli rekabeti ortamında Sultan Mahmûd ile iyi ilişkiler kurmaya özen gösterdiği, iki büyük gücün arasındaki hassas dengelerden faydalanarak istiklalini bir müddet koruyabildiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Me'mûnîler her ne kadar ortak bir hücum ile Horasan'ı işgal edip Gaznelileri püskürtmeyi planlasalar da teklifleri Karahanlılar tarafından reddedilmiştir. Bu noktada cesaretlenen Sultan Mahmûd askeri bir harekata yönelerek Hârezm'i ele geçirmiş ve Me'mûnîler Devletini yıkmıştır.

Research paper thumbnail of AFRÎĞ HANEDANI: HÂREZMŞÂH II. MUHAMMED’İN SOYAĞACI ÜZERİNE BİR İNCELEME

İran Çalışmaları Dergisi, 2023

Bu makale 386/996 senesinde iktidardan düşürülerek idam edilen Hârezmşâh II. Muhammed’in Bîrûnî t... more Bu makale 386/996 senesinde iktidardan düşürülerek idam edilen Hârezmşâh II. Muhammed’in Bîrûnî tarafından üç parça halinde kaydedilen soyağacını incelemektedir. Mezkûr soyağacından Hârezmşâh II. Muhammed’in M. 305 yılından başlayarak 22 nesil boyunca Hârezm’e kesintisiz bir şekilde hükmeden köklü bir hanedanın son temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Bîrûnî’ye göre Afrîğ’den neşet eden bu silsile İrânî kökenli olup Sâsânî Hanedanının uzantısıdır. Ancak Bîrûnî, soyağacında kaydettiği isimlerin hükümdarlar olup olmadıklarına dair net bilgiler vermemiştir. Bu nedenle söz konusu şecere, Hârezm hükümdarlarının kronolojik listesi gibi algılanmaktadır. Diğer taraftan Bîrûnî’nin sunduğu listedeki birçok isme günümüze intikal edebilen sikkelerdeki yazıtlarda rastlanmamaktadır. Bu durum Bîrûnî’nin kaydettiği şecerenin şüpheyle karşılanması sonucunu doğurmuştur. Sunduğumuz makale, Hârezmşâh II. Muhammed’in soyağacındaki kişi adlarını Bîrûnî’ye alternatif yazılı kaynaklar ve nümismatik bulgular ile sorgulamaktadır. Sonuç olarak şeceredeki yedi ismin tarihi şahsiyetler ve hükümdarlar oldukları; bu şecerenin Hârezm’e hakim olan hükümdarların sıralı bir listesi değil, II. Muhammed’in soyundan geldiği atalarından ibaret sayılması gerektiği; zira şecerede adları zikredilmeyen hanedan mensubu Hârezmşâhların da bulunduğu, tahtın Afrîğ’den II. Muhammed’e intikal sürecinin açıklanabildiği ve Bîrûnî’nin kaydettiği bilgilerin tutarlı oldukları anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of THE CROSSING POINTS OF THE AMU DARYA RIVER USED BY CARAVANS IN THE 10TH CENTURY

Uluslararası Geçmişten Geleceğe İpek Yolu Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2022

The Amu Darya (Oxus) River was a tough barrier for the trade caravans moving on the historical Si... more The Amu Darya (Oxus) River was a tough barrier for the trade caravans moving on the historical Silk Road in the medieval period. The river was flowing for 2540 kilometers from its source in the Pamir Mountains in the southeast to the Aral Sea in the northwest, thus intersecting with trade routes running in the east-west direction. Its geographical features made it difficult for the river to be crossed by caravans formed by horses and camels and required crossings to be made from certain places where the riverbed narrows. Which crossing points did the trade caravans use when crossing the Amu Darya and how did they cross the river? According to the results of this paper, there were dozens of crossing points in the Amu Darya River in the tenth century. Of these, the Āmul-Firabr and Tirmidh crossings were located on the main roads and were widely used by trade caravans. Between the Āmul-Firabr and Tirmiz, the Zamm-Akhsīsak and Kālif crossings were also secondary crossing points for trade caravans. These four crossing points were the narrowest and most suitable places for passage of the Amu Darya River, whose riverbed expanded from 1 to 1.5 kilometers, and in some places up to 5 kilometers. The caravans reaching these crossing points were transported to the other bank of the river using riverboats. The river crossings were made under the control of a government agency administered by the Mīr-e Rūd (River Supervisor). Mīr-e Rūd organized the boat traffic and crossings on the river and made the necessary inspections by dealing with transactions such as customs and taxation. The settlements near the crossing points were supply, maintenance, rest facilities, and trade centers for the caravans. In this respect, the crossing points of the Amu Darya River played an important role in the Silk Road trade.

Research paper thumbnail of HÂREZMŞÂHLAR İLE ABBÂSÎ HALİFELİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER

İslâm Tarihi ve Medeniyeti 6 - Abbâsîler II, 2021

Research paper thumbnail of RÂFİ' B. LEYS İSYANI

Bu makale; 190/805-806 yılında, Orta Asya’da, Semerkant merkez olmak üzere Mâverâünnehir-Horasan ... more Bu makale; 190/805-806 yılında, Orta Asya’da, Semerkant merkez olmak üzere Mâverâünnehir-Horasan bölgesinde, Râfi’ b. Leys adlı Arap kökenli şahsın liderliğinde, Horasan Valisi Alî b. Îsâ b. Mâhân tarafından temsil edilen Abbâsî idaresine karşı patlak veren büyük bir ayaklanmayı konu edinmektedir. Dönemin ana kaynaklarını ve çağdaş araştırmaları esas alarak Râfi’ b. Leys İsyanını kapsamlı bir şekilde ortaya koymaktadır. Abbâsî hakimiyeti altında ve Alî b. Îsâ b. Mâhân’ın yönetiminde Orta Asya’nın koşullarını incelemektedir. Abbâsî veliahtları Emîn-Me’mûn arasında vuku bulan kanlı iktidar mücadelesine zaman ve mekân olarak tesadüf eden Râfi’ İsyanının bu hadisedeki rolünü ve akabinde Mâverâünnehir’de Sâmânîler ve Horasan’da Tâhirîler hanedanlarının ortaya çıkmasında tesirlerini araştırmaktadır. Bu bakımdan Abbâsîler ve İslamî devir Orta Asya tarihi araştırmaları için katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Research paper thumbnail of ÂL-İ 'IRÂK (HÂREZM'DE SÂMÂNÎLERE TÂBİ YÜZ YILLIK BİR İKTİDAR HAKKINDA YENİ BİR ARAŞTIRMA)

Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Şimdiye kadar Hicrî III-IV. yüzyıllarda, Hârezm’in tarihsel siyasî değişimlerinin berrak bir tahl... more Şimdiye kadar Hicrî III-IV. yüzyıllarda, Hârezm’in tarihsel siyasî değişimlerinin berrak bir tahlili yapılmamıştır. Bazı araştırmacılar antik çağdan Âl-i Me’mûn iktidarına kadar tüm siyasî hanedanları, hatalı bir şekilde Hârezmşâhlar diye isimlendirmiş ve onları antik Âl-i Âfrîğ hanedanının devamı kabul etmişlerdir. Bu yüzden Âl-i Âfrîğ ve Âl-i ‘Irâk’ı tek bir hükümet saymışlardır. Ancak bu konuya dair birçok tarihî belirsizlik söz konusudur. Kaynaklara dayanan bir analiz ile bu iki hanedanı bir olarak kabul edemeyiz. Görünüşe göre; bu hata kendileri için Abdullah ve Mansûr İslamî isimlerini seçmiş olan Âl-i Âfrîğ’in son yöneticilerinin H. III/M. IX. asrın yarısından sonra, Horâsân’da Tâhirîler hükümetinin devrilmesi ve Saffârîler Devletinin kurulması ile sonuçlanan karışıklıklara aktif şekilde katılmalarından kaynaklanmaktadır. Sâmânîler-Saffârîler mücadelelerinde Saffârîlerden yana olan bu kişiler, Sâmânîlerin zafer kazanmasından sonra ortadan kaybolmuşlardır. Sâmânîler ise ‘Irâk b. Mansûr adlı bir şahsı Hârezm’in hükümdarlığına tayin etmişlerdir. Anlaşılan o ki; ‘Irâk b. Mansûr, Âl-i Âfrîğ ile herhangi bir irtibata sahip değildi. Hükümeti ise Hârezm’de Sâmânîlere tâbi olarak kurulmuştu ve Hârezmşâh unvanıyla isimlendiriliyordu. Bu nedenle Hârezm’de bir asır devam eden Âl-i ‘Irâk Hârezmşâhları hükümeti, Âl-i Âfrîğ ve Âl-i Me’mûn Hârezmşâhları arasında geçiş evresi olarak kabul edilebilir. Elinizdeki makale; ilk defa olarak bu tarihî dönemin hâdiselerini delilleriyle tahlil etmek çabasındadır.

Research paper thumbnail of SEYFEDDİN TORUMTAY'IN SİYASÎ HAYATI VE AMASYA'DAKİ FAALİYETLERİ

Uluslararası Amasya Sempozyumu Bildiriler Kitabı , 2017

Seyfeddin Torumtay, Anadolu’nun Moğol egemenliği altında bulunduğu ve küçük yaşlardaki sultanlar ... more Seyfeddin Torumtay, Anadolu’nun Moğol egemenliği altında bulunduğu ve küçük yaşlardaki sultanlar etrafında hizipleşen muhteris devlet yöneticilerinin iktidar mücadelelerine kalkıştıkları Müşterek Saltanat Dönemi (1249-1254)’nde Türkiye Selçuklu siyasetinde etkili olmuş üst düzey bir Selçuklu devlet adamıdır. Merkezî idaredeki vazifeleri yanında, 1280 yılında ölümüne kadar takriben 30 yıl süreyle Amasya’yı yönetmiştir. Gök Medrese’yi inşa ettirmesi vesilesiyle Amasya’da ismi asırlarca hayırla yâd edilen Seyfeddin Torumtay, Amasya’nın önde gelen meşhur tarihî şahsiyetlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye Selçuklu devlet adamlarını konu edinen biyografik araştırmalar, bu devri doğru tahlil etme noktasında önem arz etmektedir. Bilhassa sultanların muktedir olamadıkları Müşterek Saltanat Döneminde devlet yöneticilerinin siyasî ve şahsî ilişkileri, rekabetleri ve husumetleri Türkiye Selçuklu tarihinin seyrini belirleme noktasında önceki dönemlere kıyasla daha etkili bir faktör olmuştur. Seyfeddin Torumtay, bu buhranlı dönemin önemli bir siyasi aktörüdür.
Bu bildiri; Torumtay’ın etnik kökenini, siyasî faaliyetlerini, eserlerini, vakfını ve ailesini konu edinmektedir. Yöntemi, Selçuklu ve Memlük kaynaklarına ve çağdaş araştırmalara dayanılarak Seyfeddin Torumtay’a dair tarihsel bilginin kronolojik olarak derlenip değerlendirilmesidir. Torumtay’ın Amasya’nın kültür gelişimine katkılarını, Türkiye Selçuklu tarihindeki etkilerini ve günümüzde dahi bakiyeleri Amasya’da yaşamaya devam eden Torumtay ailesinin kökenlerini tespit etmeyi hedeflemektedir. Torumtay’ın biyografisi, dönemin siyasî hâdiselerine Torumtay cephesinden bakmamızı sağlayacaktır. Böyle bir çalışma Türkiye Selçukluları ve Amasya tarihi araştırmaları için faydalı ve gerekli görülmüştür.

Research paper thumbnail of MAHMUD TÂRÂBÎ İSYANI (1238)

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi , 2017

Bu makale; 1238 yılında, Orta Asya'da Buhara bölgesinde, Moğol yönetimine ve onun yerli işbirlikç... more Bu makale; 1238 yılında, Orta Asya'da Buhara bölgesinde, Moğol yönetimine ve onun yerli işbirlikçilerine karşı Mahmud Târâbî isimli bir sûfî şifacının liderliğinde gelişen halk ayaklanmasını konu edinmektedir. Mahmud Târâbî İsyanı, Moğol Hükümdarı Ögedey Kağan döneminin siyasî ve sosyal hâdiselerinden biridir. Makalenin esas amacı; bu isyanı ortaya çıkaran sebepleri tespit etmek, isyanın gelişim seyrini ortaya koymak, isyanın sonuçlarını ve karakterini belirlemektir. Yöntem olarak dönemin ana kaynaklarına dayanılarak ve çağdaş çalışmalar da dikkate alınarak araştırma yapılmış, isyanın değişik yönlerden tahlil edilmesine çalışılmıştır. İsyanın siyasî, sosyal, ekonomik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak Buhara halkının zihninde oluşan insanüstü güçlere sahip bir kurtarıcı beklentisinden ve bunalım halinden kaynaklandığı; ciddi bir hazırlık ve teşkilatlanma olmaksızın geliştiği, Moğol İstilasının Türk-İslam toplumu üzerindeki psikolojik etkilerinin bir sonucu olduğu ve mesiyanik hareketler kategorisinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Zaman açısından neredeyse aynı tarihlerde ama farklı coğrafyalarda gelişen Mahmud Târâbî İsyanı ile Babaîler İsyanı arasındaki benzerlikler ve farklılıklar incelenmiş, iki hâdise arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı, ancak iki hareketin aynı düşünceden kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Research paper thumbnail of TOKATLI BİR ULEMA AİLESİ: TOKÂDÎZÂDELER

5. Tokat Sempozyumu 14-15-16 Ekim 2022 Bildiriler Cilt IV, 2023

Bu tebliğ aslen Tokatlı olup VII/XIV. yüzyılın sonlarında Amasya’ya yerleşen ve Tokâdî-zâde namıy... more Bu tebliğ aslen Tokatlı olup VII/XIV. yüzyılın sonlarında Amasya’ya yerleşen ve Tokâdî-zâde namıyla tanınan bir ulema ailesinin takribi 150 yıllık tarihçesini sunmaktadır. Tokâdîzâde ailesinin nitelikli azalarını tespit ederek onların kısa biyografilerini derlemekte, ilmi ya da edebi faaliyetlerini incelemekte ve akademik-siyasi bağlantılarına değinmektedir. Tokâdîzâdelerin ilmi birikimi babadan oğula intikal ettirebilen, entelektüel bir aile olduğu; bu ailenin XV. ve XVI. yüzyıllarda bünyesinden yetiştirdiği alim, şair ve edipler ile altı nesil boyunca Amasya şehrinin mahalli ilmi ve kültürel hayatında önemli bir rol oynadığı ve yükselme dönemi Osmanlı toplumunda örneklerine sıkça rastlanan ulema aileleri için iyi bir örnek teşkil ettiği gibi sonuçlara ulaşılmıştır.