H. Emre GÜRLER | Ankara University (original) (raw)
Books by H. Emre GÜRLER
Yat ve Marina İşletmeciliğinden Kaynaklanan Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2023
Seçkin Yayıncılık, 2021
Bu kitapta, deniz ticaretinin temel müesseselerinden olan kurtarma hukuku, kurtarma ücreti ve ücr... more Bu kitapta, deniz ticaretinin temel müesseselerinden olan kurtarma hukuku, kurtarma ücreti ve ücretin belirlenmesine etki eden faktörler 6102 sayılı TTK ve 1989 tarihli Londra Uluslararası Kurtarma Konvansiyonu çerçevesinde ele alınarak doktrinsel tartışmalar, örnek olaylar ve yargı kararları ışığında açıklanmaya çalışılmıştır.
Kitap, kurtarmanın tarihinin aktarılması ile başlamaktadır. Denizde kurtarma faaliyetlerinin kendine özgü doğası göz önüne alındığında, kurtarma ücretinin belirlenmesine yönelik formül oluşturmak zor olduğundan, somut olaya göre değişkenlik gösterebilecek etkenlerin değerlendirilmesi ve ücretin menfaatler dengesi çerçevesinde hakkaniyet ve teşvik ilkeleri gözetilerek belirlenmesi önemlidir.
Kitapta köklü uygulamalar yanında güncel gelişmeler dikkate alınarak kurtarma ücretinin belirlenmesinde etkili faktörler kapsamlı şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Nitekim düzenlemelerde kurtarma ücretinin belirlen-mesine yönelik çerçeve kriterler öngörülmüş olsa da bunlar tahdidi değildir. Bu amaçla 6102 sayılı TTK ve 1989 Londra Konvansiyonu esas olarak kaynak alınmış ve aralarındaki farkların tespiti yapılmaya çalışılmıştır.
Ayrıca bazı önemli hususlar da ele alınmıştır. Uluslararası kurtarma sözleşmesinde yer alan tartışmalı "taşıt (craft)" konusu incelenmiştir.
Yine, kurtarma hukukunda günümüzde önem kazanan bir konu olan "insansız su araçları (insansız gemiler)" kurtarma hukuku kapsamında değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Yine, önemini hiç kaybetmeyen sorumluluk kurtarması (liability salvage) ve kurtarma ücretine etkisi konusundaki tartışmalar, eğilimler ve uygulamadan örneklerin yol gösterici olarak aktarılması amaçlanmıştır.
Kurtarma Ücreti, Özel Tazminat, Scopic Klozu, Çevresel Kurtarma, Sorumluluk Kurtarması, Kurtarma Sözleşmesi, Londra Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi, İnsan Kurtarma, İnsansız Gemiler, Otonom Gemiler, Salwage Award, Salvage Reward, SCOPIC Clause, special compensation, Environmental Salvage, Ship Salvage, Liability Salvage, Salvage Contract, Salvage Agreement, International Convention on Salvage, Human Rescue, Salvage, Unmanned Vessels, Autonomous Vessels, Brice, Kennedy & Rose, the law of salvage
Papers by H. Emre GÜRLER
DARGEB Ufkun Dergisi, Feb 7, 2025
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Nov 22, 2024
İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik ha... more İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik hassasiyet ve haksız fiil sorumluluğu doktrinindeki gelişmeler, geleneksel denizde kurtarma hukukunda daha önce var olmayan sorumluluk kurtarmasının dikkate alınması zorunluluğunu doğurmuştur. Deniz ticaretinde kurtarma hukukunun temel unsurlarından olan ‘tehlike’ unsuru kapsamında maddi şeylerin tehlikeden kurtarılmasının yanında kurtarılan sıfatını haiz olanların soyut olarak sorumluluk altında kalabileceği şeylerden de kurtarılması söz konusu olabilmektedir. Gemi malikinin üçüncü şahıslara karşı sorumluluğunun doğması veya sorumluluk doğurabilecek bir nedenin kurtaran tarafından önlenmesi sadece malike değil kamuya da yarar sağlar. Bu anlamda sorumluluk kurtarması konusu hem özel hukuk hem de kamu hukuku boyutludur. Sorumluluk kurtarması kavramı kurtarma faaliyetinin başarısız olduğu ancak örneğin (kamu yararına olan) çevre zararının kısmen de olsa önlendiği hâllerde ‘faydalı neticenin mutlaka emniyet altına alınan değerlere (eşyalara) özgü olması’ ilkesinin terk edilmesi gerektiğine dair bir görüş olarak ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda yasal düzenlemelerin yetersiz olması, uygulamada sorumluluk kurtarmasına yeterli dikkatin verilmemesi ve ancak denizde kurtarma faaliyeti kapsamında taraflar açısından ayrı ayrı önem teşkil etmesi sebepleriyle sorumluluk kurtarmasının üzerinde durmak gerekmektedir. Çalışmamızda sorumluluk kurtarmasına ilişkin tartışmalı hususlar değerlendirilmek suretiyle çözüm önerileri sunulması amaçlanmaktadır.
Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, Sep 3, 2024
Ekonomik ilişkilerin ve iletişimin dünya üzerinde hiç olmadığı kadar çok yönlü hâle geldiği günüm... more Ekonomik ilişkilerin ve iletişimin dünya üzerinde hiç olmadığı kadar çok yönlü hâle geldiği günümüz şartlarında neredeyse bütün dünya ekonomik sistemleri serbest piyasa ekonomisine dayanmakta yahut serbest piyasa ekonomisiyle etkileşim içindedirler. Bu ekonomik sistemi ayakta tutan ve refahın (ya da sermayenin) artmasını sağlayan unsurlardan biri rekabet özgürlüğüdür. Rekabet özgürlüğü, her şey gibi zıttı ile kaim olarak, kısıtlanma, engellenme, bozulma gibi olumsuz koşullara maruz kalabilmektedir. Bu olumsuz koşullardan birine kartel oluşumları sebebiyet vermektedir. Kartel oluşumları rekabet hukuku çerçevesinde yasaklanan hukuka aykırı faaliyetlerden olup ekonomik sistemi ve dolayısıyla toplumu negatif yönde ve hatta zarar verici yönde etkilemektedirler. Bu hukuka aykırılığın giderilmesi ve rekabet özgürlüğü ile güvencesinin sağlanması açısından getirilen bazı sıradışı hukuki düzenlemeler bulunmaktadır. Kartel oluşumlarına karşı bir özel hukuk yaptırımı olarak öngörülen üç kat tazminat (kartel tazminatı) cezası hukuk sistemlerinin sıradışı düzenlemelerinden biridir. Bunun yanında idari (kamusal) ve başkaca özel hukuk yaptırımları da bulunmaktadır. Kartel oluşumunun şartlarını karşılasa da piyasada uyandırdığı etki açısından küçük teşebbüslere, oligopol piyasalarının olağan işleyişinin sınırını aşmayan teşebbüslere veyahut egemen devlet tarafından muafiyet uygulanan teşebbüslere yaptırım uygulanmaması gündeme gelebilmektedir. Rekabet ihlâli gerçekleştiren ve piyasaları olumsuz yönde etkileyen kartel oluşumlarına ise yasal düzenlemeler çerçevesinde yaptırımlar uygulanacaktır. Üç kat kartel tazminatı yaptırımı özel hukuk yaptırımlarından olup, çeşitli açılardan tartışmaları içinde barındıran; alışılagelmiş hukuki süreçlerden farklı olarak düzenlenen ve işleyen bir kurumdur.
İstanbul Barosu Dergisi 2024/2, 2024
Kira sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) Kira Sözleşmesi başlıklı dördu... more Kira sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) Kira Sözleşmesi başlıklı dördüncü bölümünde üç ayırım hâlinde düzenlenmiştir. Ayrımlarda sırasıyla, öncelikle kira sözleşmesinin genel hükümlerine yer verilerek, ardından konut ve çatılı işyeri kiraları düzenlenmiş ve bunun ardından ürün kirasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Bu çalışmanın konusu birinci ayırımdaki genel hükümlere göre kira sözleşmesinin sona erme hâlleri olup, bu ayırımda yer verilen genel olarak kira sözleşmesinin, diğer bir ifadeyle adi kira sözleşmesinin sona erme biçimleri Türk Borçlar Kanunu’nun 327 ilâ 333. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Buna göre, TBK’nın 327. maddesi, adi kira sözleşmesinin süre ile sona erme halini içermekte, belirli süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerini düzenlemektedir. TBK’nın 328 ilâ 330. maddeleri arasında ise, belirsiz süreli kira sözleşmelerinin taşınmaz mal, taşınır yapı ve taşınır kiraları ayırımına göre sona ermesi hükümleri düzenlenmektedir. Genel hükümlere göre kira sözleşmesinin olağan sona erme hâlleri belirtilen maddelerde hükme bağlanmış olup, devamında yer verilen kanun maddelerinde genel hükümlere göre kira sözleşmesinin olağanüstü sona erme hâllerine yer verilmiştir. Buna göre, kanunun 331 ilâ 333. maddeleri sırasıyla önemli sebeple fesih, kiracının iflası ve kiracının ölümü hâllerini nazara alarak kira sözleşmesinin olağanüstü sona erme hâllerini düzenlemektedir. Bu çalışmada, kira sözleşmesinin tanımına yer verilip hukuki niteliği açıklandıktan sonra zaman bakımından uygulanma sorununa değinilmiştir. Çalışmada esas olarak üzerinde durulan konuyu ise TBK 327-333. maddelerinde düzenlenen kira sözleşmesinin genel hükümlerine göre genel (adi) kira sözleşmesinin sona ermesi halleri oluşturmaktadır. TBK’nın genel hükümlerine göre kira sözleşmesinin sona erme hâlleri tek tek ele alınarak detaylıca incelenmiş ve kanun hükümlerinin somutlaştırılması amacıyla Yargıtay uygulamasından örnekler sunulmuştur.
Pîrî Reis University Journal of Maritime Law, 2023
Advancement of technology brought the concept of cyber risk in maritime domain. Thus, cyber peril... more Advancement of technology brought the concept of cyber risk in maritime domain. Thus, cyber peril has been articulated to known conventional perils of the sea. The precautionary measures and safeguarding actions against cyber risks have considerably increased, especially after extensively influential cyber-attacks took place dating from 2017. Since then, it has been under discussion how to provide effective and satisfactory legal protection against cyber risks, besides technical progress, in the studies carried out under the guidance of International Maritime Organization within the body of United Nations. As a matter of fact, inconvenience in identifying cyber-attackers also brings difficulties regarding liability and indemnification. Within this context, it is essential to assure the cyber risk within insurance coverage. However, the variety of cyber risks, their large scale and devastating impacts cause cautious approach to the subject-matter by the insurance providers in the business sector. Therefore, providing legal protection against cyber risks at sea and providing an insurance coverage to the cyber risks are significant issues that need to be worked on. Hence, considering that more than 85% of international commercial activities are carried out by sea, evaluating the importance of maritime cyber risk is indispensable. Within this framework, examination of maritime cyber risks and legal protection mechanisms are reviewed in this piece of work.
TASAM - 9. İstanbul Güvenlik Konferansı 5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, 2023
Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedi... more Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Rusya ve Ukrayna temel birçok emtianın ithalat ve ihracatının yapıldığı etkin ve önemli ticaret limanlarına sahiptir. Rusya ile Ukrayna arasında 2014 yılından beri süregelen siyasi ve askeri gerilimlerin 2022 yılında askeri operasyonlara dönüşmesi sonucu küresel tedarik zincirleri de etkilenmiştir. Dolayısıyla, küresel tedarik zincirlerinin belkemiği olan deniz taşımacılığı faaliyetleri, emtia tedarik zinciri, enerji, gıda, navlun ücretleri, sigortacılık, ticaret rotaları, hukuki ve insani krizler ve sair bağlamda iki ülke arasındaki çatışmalardan nasibini almıştır. Tüm bunların etkisiyle küresel ekonomide meydana gelen daralma meselenin uluslararası alandaki
önemini ortaya koymaktadır.
İki ülkenin de belirli emtialarda küresel çapta önemli ihracatçı ve ithalatçılardan olması, Rusya’nın önemli bir enerji üreticisi olması, Ukrayna’nın coğrafi olarak stratejik öneme sahip olması, ancak bölgede güvenlik sorunlarının yaşanması kaçınılmaz olarak küresel ticareti ve ekonomileri etkilemiştir. Savaş bilhassa enerji, gıda ve taşımacılık sektörlerinde küresel düzeyde krizler ortaya çıkarmıştır. Süreç içerisinde, ticari ve ekonomik krizlerin aşılması veya hafifletilmesi amacıyla uluslararası örgütler ve ülkeler tarafından birtakım önlemler alınmaktadır. Savaşın etkisiyle, diğer ülkeler tarafından önemli kaynakların tedarik edilmesinde alternatif arayışlara yönelim gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, ortaya çıkan gıda tedarik krizinin ortadan kaldırılması amacıyla oluşturulan ve 22.7.2022’de İstanbul’da imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) himayesindeki Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması bu süreçte küresel gıda tedarik zincirlerinin işlemesi bakımından hayati öneme sahiptir.
Rusya ve Ukrayna arasında süregelen askeri gerilimlerin küresel boyutta birçok alanda kritik etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri deniz ticareti ile taşımacılığına yönelik etkileridir. Bu çalışmada, Rusya ve Ukrayna arasında 2022 yılının Şubat ayında başlayan askeri hareketliliğin deniz ticareti ve taşımacılığına yönelik süreç içerisindeki değişen etkisi ve gelecek öngörülerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Konunun kapsamı dolayısıyla savaşın deniz ticaretine olan etkileri ağırlıklı olarak Türkiye açısından ele alınmaktadır. Çalışmamızda Rusya ve Ukrayna Savaşı’nın deniz ticaretine yönelik etkileri emtia tedarik zinciri, enerji, gıda, navlun ücretleri, sigortacılık, ticaret rotaları, deniz yetki alanları, hukuki ve insani krizler ve sair bağlamlarda değerlendirilmektedir. Ayrıca kısa bir not olarak çalışma konumuz kapsamında Karadeniz’in önemli bir role sahip olması sebebiyle Karadeniz’e açılan boğazlara alternatif olarak inşa edilmesi planlanan Kanal İstanbul projesinin Montrö Boğazlar Sözleşmesi karşısındaki konumunun hukuki değerlendirmesi yapılmıştır.
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Jul 31, 2021
Since technology developed, media swiftly became effective in society. The media increasingly pla... more Since technology developed, media swiftly became effective in society. The media increasingly plays significant and influential role on lives of people through their perception to the events. Newspapers, magazines, radio and television are effective in media communication. Besides, cinema is one of strong mass media tools. There are many films about media on individuals and societies. One of them is "Wag the Dog" narrate about relationship between media and politics. A political satire film called Wag the Dog includes subjects which is common in politics of many states. The media effect is commonly used as state apparatus for political campaigns, political decisions and conducting the masses. In this article, perception management, manipulation, CNN effect, manufacturing consent, agenda setting theory will be conceptually explained. Afterwards, the review of the film "Wag the Dog" is to be held as analysis through these explanations and will be concluded.
Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2023
İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değiş... more İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değişikliklere ve gelişmelere yol açmıştır. Denizcilik faaliyetleri de teknolojik gelişmelerden etkilenmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesiyle birlikte kullanımına yönelik test aşamaları hızlanmaktadır. Sadece askeri veya deneysel değil, sivil taşımacılıkta da otonom araçların kullanılması gündem konusudur. Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization - IMO) bu konuda etkin şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. IMO, uluslararası yasal mevzuatın noksanlarını tespit ederek geliştirilmesi yönünde çalışmaktadır.
Bilişim ve Teknoloji Hukuku Yıllığı 2022, 2022
Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2022
Denizcilik faaliyetlerinin başlangıcından itibaren denizcilik sektörü teknolojiyi yakından takip ... more Denizcilik faaliyetlerinin başlangıcından itibaren denizcilik sektörü teknolojiyi yakından takip etmiş ve uyum sağlamıştır. Teknolojilerin gelişmesi denizcilik sektöründe verimliliği artıran ve etkin mâli / finansal yönetim sağlayan bir unsur olsa da beraberinde tehlikeler getirmektedir. Geleneksel olarak denizde karşılaşılan tehlikelere günümüzde siber teknolojilerin gelişmesi ile birlikte siber tehlikeler eklenmiştir. Bu kapsamda denizde siber güvenliğe ilişkin olarak hem teknik altyapısal hem de hukuki anlamda gelişmeler hayata geçirilmektedir. Siber teknolojinin günden güne gelişmesi sebebiyle tehditler her geçen gün çeşitlenmekte, siber güvenliğin eş zamanlı olarak geliştirilmesi ve gerekli hukuki önlemlerin alınması önem arz etmektedir. Tebliğimizde denizde siber güvenliğe yönelik hukuk alanındaki gelişmelerin aktarılması amaçlanmıştır.
Marine Deal News Denizcilik ve Ekonomi Gazetesi, 2021
Siber güvenlik teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızda daha çok yer etmeye başladı. Yazar,... more Siber güvenlik teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızda daha çok yer etmeye başladı. Yazar, gemilerdeki mevcut yazılımlara yönelik olası bir siber saldırıyı ve saldırının yol açacağı zararların boyutlarını olası bir senaryo üzerinden değerlendirdi.
Günümüzün kritik gelişmelerinden olan siber teknolojiler ile kara ve hava araçlarından sonra deniz araçlarının teknolojik olarak geliştirilmesi (geleneksel gemiler / otonom gemiler / insansız gemiler) siber güvenliğin önemini artırmaktadır. Yazıda konuya ilişkin olası bir siber saldırı değerlendirmesi yapılmıştır. Varolan güvenlik önlemlerinin revize edilmesinin önemi vurgulanmıştır. (Not: Yazar henüz doktora sürecinde olup, edisyon hatası olarak Dr. unvanının yazıldığını belirtmek gerekmektedir.)
İstanbul Barosu Dergisi, Oct 2019
Denizde, gemilerin seyrüsefer esnasında karşılaştığı tehlikeler karşısında kurtarma faaliyeti öne... more Denizde, gemilerin seyrüsefer esnasında karşılaştığı tehlikeler karşısında kurtarma faaliyeti önem taşımaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1298. maddesinde tanımlanan kurtarma faaliyetinin yanında, oluşacak çevre zararının da önlenmesi deniz ve çevre korunması bakımından büyük öneme sahiptir. Kurtarma faaliyeti kapsamında kurtarılan şeyler ve çevre koruması alternatiflerine göre hukukumuzda münhasır düzenlemeler mevcuttur. Bunun yanı sıra uluslararası hukuk alanında 1989 tarihli Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi(SALVAGE 1989) mevcuttur. Bu sözleşme hükümleri mezkur konunun 6102 sayılı kanunda düzenlenişinde etkilidir. Ayrıca çevre kirliliğinin engellenmesi hususunda tazminat ile ilgili düzenlenen SCOPIC klozu büyük öneme sahiptir.
Bu çalışmada gelir vergisi ve vergide kaçakçılık ile ilgili genel bir değerlendirme yapılıp bu ko... more Bu çalışmada gelir vergisi ve vergide kaçakçılık ile ilgili genel bir değerlendirme yapılıp bu konular hakkında verilmiş Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu Kararı ışığında hukuki inceleme yapılmaktır. Karar, veriliş tarihi itibariyle mülga kanunlara dayalı hukuki tartışmalar ihtiva ettiğinden, kararın içerisindeki tüm tartışmalara girmeksizin güncel hukuk norm ve ilkeleri ışığında ele alınacaktır. Bu bağlamda inceleme konusu kararda ele alınacak hususlar; vergide eşitlik ve anayasal eşitlik, gelir vergisi ve vergi suç ve cezalarından kaçakçılıktır.
İpotek Çeşitlerine Göre Faizler Faiz türleri anapara faizi (kapital faiz, kanuni faiz), temerrüt ... more İpotek Çeşitlerine Göre Faizler Faiz türleri anapara faizi (kapital faiz, kanuni faiz), temerrüt faizi ve akdi faiz olarak üçe ayrılmaktadır. Bu metnin içeriği, icra ve iflas hukukunda rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip usulünde ipoteğin (taşınmaz rehninin) paraya çevrilmesi kapsamındaki faizdir.
Halil Emre GÜRLER-211602085 04.01.2016 Sigorta Hukuku Ödevi Akademisyen: Halil ÇONKAR Mali Çıkar ... more Halil Emre GÜRLER-211602085 04.01.2016 Sigorta Hukuku Ödevi Akademisyen: Halil ÇONKAR Mali Çıkar Amaçlı Kötü Niyetle Aşkın Sigorta Akdetmek Aşkın sigorta(over insurance) terimi, sigorta bedelinin, aktif zarar sigortalarında sigorta konusunun gerçek ve makul değerinin(menfaat) üzerinde olması halidir. Aşkın sigorta, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1463. maddesinde düzenlenmekte olup, ilk fıkrası hükmü eski 6762 sayılı Ticaret Kanunu'nun 1283. maddesiyle aynı niteliktedir. Buna göre aşkın sigorta kasten kötü niyetle yapılmadığı durumda aşan kısım geçersiz olup, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilerek fazla tahsil edilmiş olan prim sigorta ettirene geri verilir. 1463/II'ye göre ise, kasten yapılan aşkın sigorta sözleşmesi geçersiz olacak ve sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği anda sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanacaktır. İsviçre'de kötüniyetle aşkın sigorta yapılması halinde sigortacının sözleşme ile bağlı olmadığı, fakat tahsil edilen primlerin sigortacıda kalacağı kabul edilmiştir. Almanya'da hile ile yapılan aşkın sigorta sözleşmesinin hükümsüz olduğu kabul edilmiştir. Fransa'da, hileli aşkın sigorta yapılması halinde, taraflardan her birinin sözleşmenin iptaline ve zararlarının tazminine talep hakkına sahip oldukları kabul edilmiştir. Belçika'da hileli aşkın sigorta halinde sözleşmenin hükümsüz olduğu ve tahsil edilen primlerin sigortacıda kalacağı kabul edilmiştir. Yeni düzenleme 1 ile 1463. madde de yabancı hukuklardaki hükümlere uygun olarak düzenlenmiştir. 1463. maddenin ikinci fıkrası yeni bir hüküm olup, aşkınlığın kasıtlı yapılmasını düzenlemektedir. Öncelikle kasıtlı aşkın sigorta, mali çıkar sağlama niyetine bağlanmıştır. Ayrıca, kasıtlı yapılan aşkın sigorta ile istemeden meydana gelen aşkın sigortanın aynı düzenlemelere tabi tutulması uygun değildir. Zira, mülga kanunun 1283. maddesinde yer alan düzenlemede, sigorta edilen menfaat tamamen hasara uğrar ve aşkınlık tespit edilemezse, sigortalı sigorta değerinden daha fazla tazminat almakta; aşkınlık anlaşılırsa da sadece aşan kısım geçersiz kabul edilmekte ve bu noktada, söz konusu hüküm herkesi aşkın sigorta yapmaya itecek bir mahiyette idi. Halbuki, bu kanundaki yeni hüküm ile kasıtlı aşkın sigortanın geçersiz kabul edilmesi, kişilerde caydırıcılık etkisi yaratacaktır. Bununla birlikte, yeni hükmün uygulanması için sigortacının, gerçek sigorta 2 değerini, sigorta ettirenin talebi ile sözleşmede belirtilenden aşağı olduğunun ve bunun sigorta ettiren tarafından haksız kazanç elde etme amacıyla kötüniyetle yapılmış bulunduğunu isbat etmesi gerekir. Sigortacı bunları, sözleşme süresi içinde veya riziko gerçekleştiğinde isbat edecektir. 3 Sigortanın temel prensibine göre amaç, sigortalının uğradığı maddi kaybın giderilmesi olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle sigorta bedeli, sigortalı tarafından gerçek ve makul değerin üzerinde beyan edilmektedir. Genellikle, sigorta ettiren, kötü niyetli olarak fazla tazminat almak 4 amacıyla sigorta konusunun değerini fazla gösterebilir. Bu niyetle yapılan sigortalarda, sigortalı daha sonra rizikoyu kasten gerçekleştirir. Örneğin, değerini fazla gösterdiği fabrikasını yakar, gemisini batırır veya işyerinde hırsızlık olmuş gibi gösterir. Bu kasıtlı davranışların ispatı güç olduğundan böylece sigortacıdan fazlasıyla tazminat alır. Yeni hüküm 6102 sayılı kanuna 5 eklenerek, mali çıkar amaçlı kötü niyetle aşkın sigorta yapılmasının önüne geçilmek amaçlanmıştır.
Bu makale, ilk defa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmiş olan belirsiz alacak d... more Bu makale, ilk defa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmiş olan belirsiz alacak davasına ilişkin olup içeriğindeki Yargıtay kararının analizinden ibarettir. Önceki 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmeyip, 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı kanunda dava türleri arasına eklenen belirsiz alacak davası uygulaması tartışmalı bir kurumdur. Bu makalede belirsiz alacak davası ile kararın içeriği gereği 6100 sayılı kanunun zaman bakımından uygulanması üzerinde durulacak olup, tartışmaların ilgili kısmına değinilerek karar analiz edilecektir.
Yat ve Marina İşletmeciliğinden Kaynaklanan Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2023
Seçkin Yayıncılık, 2021
Bu kitapta, deniz ticaretinin temel müesseselerinden olan kurtarma hukuku, kurtarma ücreti ve ücr... more Bu kitapta, deniz ticaretinin temel müesseselerinden olan kurtarma hukuku, kurtarma ücreti ve ücretin belirlenmesine etki eden faktörler 6102 sayılı TTK ve 1989 tarihli Londra Uluslararası Kurtarma Konvansiyonu çerçevesinde ele alınarak doktrinsel tartışmalar, örnek olaylar ve yargı kararları ışığında açıklanmaya çalışılmıştır.
Kitap, kurtarmanın tarihinin aktarılması ile başlamaktadır. Denizde kurtarma faaliyetlerinin kendine özgü doğası göz önüne alındığında, kurtarma ücretinin belirlenmesine yönelik formül oluşturmak zor olduğundan, somut olaya göre değişkenlik gösterebilecek etkenlerin değerlendirilmesi ve ücretin menfaatler dengesi çerçevesinde hakkaniyet ve teşvik ilkeleri gözetilerek belirlenmesi önemlidir.
Kitapta köklü uygulamalar yanında güncel gelişmeler dikkate alınarak kurtarma ücretinin belirlenmesinde etkili faktörler kapsamlı şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Nitekim düzenlemelerde kurtarma ücretinin belirlen-mesine yönelik çerçeve kriterler öngörülmüş olsa da bunlar tahdidi değildir. Bu amaçla 6102 sayılı TTK ve 1989 Londra Konvansiyonu esas olarak kaynak alınmış ve aralarındaki farkların tespiti yapılmaya çalışılmıştır.
Ayrıca bazı önemli hususlar da ele alınmıştır. Uluslararası kurtarma sözleşmesinde yer alan tartışmalı "taşıt (craft)" konusu incelenmiştir.
Yine, kurtarma hukukunda günümüzde önem kazanan bir konu olan "insansız su araçları (insansız gemiler)" kurtarma hukuku kapsamında değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Yine, önemini hiç kaybetmeyen sorumluluk kurtarması (liability salvage) ve kurtarma ücretine etkisi konusundaki tartışmalar, eğilimler ve uygulamadan örneklerin yol gösterici olarak aktarılması amaçlanmıştır.
Kurtarma Ücreti, Özel Tazminat, Scopic Klozu, Çevresel Kurtarma, Sorumluluk Kurtarması, Kurtarma Sözleşmesi, Londra Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi, İnsan Kurtarma, İnsansız Gemiler, Otonom Gemiler, Salwage Award, Salvage Reward, SCOPIC Clause, special compensation, Environmental Salvage, Ship Salvage, Liability Salvage, Salvage Contract, Salvage Agreement, International Convention on Salvage, Human Rescue, Salvage, Unmanned Vessels, Autonomous Vessels, Brice, Kennedy & Rose, the law of salvage
DARGEB Ufkun Dergisi, Feb 7, 2025
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Nov 22, 2024
İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik ha... more İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik hassasiyet ve haksız fiil sorumluluğu doktrinindeki gelişmeler, geleneksel denizde kurtarma hukukunda daha önce var olmayan sorumluluk kurtarmasının dikkate alınması zorunluluğunu doğurmuştur. Deniz ticaretinde kurtarma hukukunun temel unsurlarından olan ‘tehlike’ unsuru kapsamında maddi şeylerin tehlikeden kurtarılmasının yanında kurtarılan sıfatını haiz olanların soyut olarak sorumluluk altında kalabileceği şeylerden de kurtarılması söz konusu olabilmektedir. Gemi malikinin üçüncü şahıslara karşı sorumluluğunun doğması veya sorumluluk doğurabilecek bir nedenin kurtaran tarafından önlenmesi sadece malike değil kamuya da yarar sağlar. Bu anlamda sorumluluk kurtarması konusu hem özel hukuk hem de kamu hukuku boyutludur. Sorumluluk kurtarması kavramı kurtarma faaliyetinin başarısız olduğu ancak örneğin (kamu yararına olan) çevre zararının kısmen de olsa önlendiği hâllerde ‘faydalı neticenin mutlaka emniyet altına alınan değerlere (eşyalara) özgü olması’ ilkesinin terk edilmesi gerektiğine dair bir görüş olarak ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda yasal düzenlemelerin yetersiz olması, uygulamada sorumluluk kurtarmasına yeterli dikkatin verilmemesi ve ancak denizde kurtarma faaliyeti kapsamında taraflar açısından ayrı ayrı önem teşkil etmesi sebepleriyle sorumluluk kurtarmasının üzerinde durmak gerekmektedir. Çalışmamızda sorumluluk kurtarmasına ilişkin tartışmalı hususlar değerlendirilmek suretiyle çözüm önerileri sunulması amaçlanmaktadır.
Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, Sep 3, 2024
Ekonomik ilişkilerin ve iletişimin dünya üzerinde hiç olmadığı kadar çok yönlü hâle geldiği günüm... more Ekonomik ilişkilerin ve iletişimin dünya üzerinde hiç olmadığı kadar çok yönlü hâle geldiği günümüz şartlarında neredeyse bütün dünya ekonomik sistemleri serbest piyasa ekonomisine dayanmakta yahut serbest piyasa ekonomisiyle etkileşim içindedirler. Bu ekonomik sistemi ayakta tutan ve refahın (ya da sermayenin) artmasını sağlayan unsurlardan biri rekabet özgürlüğüdür. Rekabet özgürlüğü, her şey gibi zıttı ile kaim olarak, kısıtlanma, engellenme, bozulma gibi olumsuz koşullara maruz kalabilmektedir. Bu olumsuz koşullardan birine kartel oluşumları sebebiyet vermektedir. Kartel oluşumları rekabet hukuku çerçevesinde yasaklanan hukuka aykırı faaliyetlerden olup ekonomik sistemi ve dolayısıyla toplumu negatif yönde ve hatta zarar verici yönde etkilemektedirler. Bu hukuka aykırılığın giderilmesi ve rekabet özgürlüğü ile güvencesinin sağlanması açısından getirilen bazı sıradışı hukuki düzenlemeler bulunmaktadır. Kartel oluşumlarına karşı bir özel hukuk yaptırımı olarak öngörülen üç kat tazminat (kartel tazminatı) cezası hukuk sistemlerinin sıradışı düzenlemelerinden biridir. Bunun yanında idari (kamusal) ve başkaca özel hukuk yaptırımları da bulunmaktadır. Kartel oluşumunun şartlarını karşılasa da piyasada uyandırdığı etki açısından küçük teşebbüslere, oligopol piyasalarının olağan işleyişinin sınırını aşmayan teşebbüslere veyahut egemen devlet tarafından muafiyet uygulanan teşebbüslere yaptırım uygulanmaması gündeme gelebilmektedir. Rekabet ihlâli gerçekleştiren ve piyasaları olumsuz yönde etkileyen kartel oluşumlarına ise yasal düzenlemeler çerçevesinde yaptırımlar uygulanacaktır. Üç kat kartel tazminatı yaptırımı özel hukuk yaptırımlarından olup, çeşitli açılardan tartışmaları içinde barındıran; alışılagelmiş hukuki süreçlerden farklı olarak düzenlenen ve işleyen bir kurumdur.
İstanbul Barosu Dergisi 2024/2, 2024
Kira sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) Kira Sözleşmesi başlıklı dördu... more Kira sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) Kira Sözleşmesi başlıklı dördüncü bölümünde üç ayırım hâlinde düzenlenmiştir. Ayrımlarda sırasıyla, öncelikle kira sözleşmesinin genel hükümlerine yer verilerek, ardından konut ve çatılı işyeri kiraları düzenlenmiş ve bunun ardından ürün kirasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Bu çalışmanın konusu birinci ayırımdaki genel hükümlere göre kira sözleşmesinin sona erme hâlleri olup, bu ayırımda yer verilen genel olarak kira sözleşmesinin, diğer bir ifadeyle adi kira sözleşmesinin sona erme biçimleri Türk Borçlar Kanunu’nun 327 ilâ 333. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Buna göre, TBK’nın 327. maddesi, adi kira sözleşmesinin süre ile sona erme halini içermekte, belirli süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerini düzenlemektedir. TBK’nın 328 ilâ 330. maddeleri arasında ise, belirsiz süreli kira sözleşmelerinin taşınmaz mal, taşınır yapı ve taşınır kiraları ayırımına göre sona ermesi hükümleri düzenlenmektedir. Genel hükümlere göre kira sözleşmesinin olağan sona erme hâlleri belirtilen maddelerde hükme bağlanmış olup, devamında yer verilen kanun maddelerinde genel hükümlere göre kira sözleşmesinin olağanüstü sona erme hâllerine yer verilmiştir. Buna göre, kanunun 331 ilâ 333. maddeleri sırasıyla önemli sebeple fesih, kiracının iflası ve kiracının ölümü hâllerini nazara alarak kira sözleşmesinin olağanüstü sona erme hâllerini düzenlemektedir. Bu çalışmada, kira sözleşmesinin tanımına yer verilip hukuki niteliği açıklandıktan sonra zaman bakımından uygulanma sorununa değinilmiştir. Çalışmada esas olarak üzerinde durulan konuyu ise TBK 327-333. maddelerinde düzenlenen kira sözleşmesinin genel hükümlerine göre genel (adi) kira sözleşmesinin sona ermesi halleri oluşturmaktadır. TBK’nın genel hükümlerine göre kira sözleşmesinin sona erme hâlleri tek tek ele alınarak detaylıca incelenmiş ve kanun hükümlerinin somutlaştırılması amacıyla Yargıtay uygulamasından örnekler sunulmuştur.
Pîrî Reis University Journal of Maritime Law, 2023
Advancement of technology brought the concept of cyber risk in maritime domain. Thus, cyber peril... more Advancement of technology brought the concept of cyber risk in maritime domain. Thus, cyber peril has been articulated to known conventional perils of the sea. The precautionary measures and safeguarding actions against cyber risks have considerably increased, especially after extensively influential cyber-attacks took place dating from 2017. Since then, it has been under discussion how to provide effective and satisfactory legal protection against cyber risks, besides technical progress, in the studies carried out under the guidance of International Maritime Organization within the body of United Nations. As a matter of fact, inconvenience in identifying cyber-attackers also brings difficulties regarding liability and indemnification. Within this context, it is essential to assure the cyber risk within insurance coverage. However, the variety of cyber risks, their large scale and devastating impacts cause cautious approach to the subject-matter by the insurance providers in the business sector. Therefore, providing legal protection against cyber risks at sea and providing an insurance coverage to the cyber risks are significant issues that need to be worked on. Hence, considering that more than 85% of international commercial activities are carried out by sea, evaluating the importance of maritime cyber risk is indispensable. Within this framework, examination of maritime cyber risks and legal protection mechanisms are reviewed in this piece of work.
TASAM - 9. İstanbul Güvenlik Konferansı 5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, 2023
Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedi... more Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Rusya ve Ukrayna temel birçok emtianın ithalat ve ihracatının yapıldığı etkin ve önemli ticaret limanlarına sahiptir. Rusya ile Ukrayna arasında 2014 yılından beri süregelen siyasi ve askeri gerilimlerin 2022 yılında askeri operasyonlara dönüşmesi sonucu küresel tedarik zincirleri de etkilenmiştir. Dolayısıyla, küresel tedarik zincirlerinin belkemiği olan deniz taşımacılığı faaliyetleri, emtia tedarik zinciri, enerji, gıda, navlun ücretleri, sigortacılık, ticaret rotaları, hukuki ve insani krizler ve sair bağlamda iki ülke arasındaki çatışmalardan nasibini almıştır. Tüm bunların etkisiyle küresel ekonomide meydana gelen daralma meselenin uluslararası alandaki
önemini ortaya koymaktadır.
İki ülkenin de belirli emtialarda küresel çapta önemli ihracatçı ve ithalatçılardan olması, Rusya’nın önemli bir enerji üreticisi olması, Ukrayna’nın coğrafi olarak stratejik öneme sahip olması, ancak bölgede güvenlik sorunlarının yaşanması kaçınılmaz olarak küresel ticareti ve ekonomileri etkilemiştir. Savaş bilhassa enerji, gıda ve taşımacılık sektörlerinde küresel düzeyde krizler ortaya çıkarmıştır. Süreç içerisinde, ticari ve ekonomik krizlerin aşılması veya hafifletilmesi amacıyla uluslararası örgütler ve ülkeler tarafından birtakım önlemler alınmaktadır. Savaşın etkisiyle, diğer ülkeler tarafından önemli kaynakların tedarik edilmesinde alternatif arayışlara yönelim gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, ortaya çıkan gıda tedarik krizinin ortadan kaldırılması amacıyla oluşturulan ve 22.7.2022’de İstanbul’da imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) himayesindeki Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması bu süreçte küresel gıda tedarik zincirlerinin işlemesi bakımından hayati öneme sahiptir.
Rusya ve Ukrayna arasında süregelen askeri gerilimlerin küresel boyutta birçok alanda kritik etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri deniz ticareti ile taşımacılığına yönelik etkileridir. Bu çalışmada, Rusya ve Ukrayna arasında 2022 yılının Şubat ayında başlayan askeri hareketliliğin deniz ticareti ve taşımacılığına yönelik süreç içerisindeki değişen etkisi ve gelecek öngörülerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Konunun kapsamı dolayısıyla savaşın deniz ticaretine olan etkileri ağırlıklı olarak Türkiye açısından ele alınmaktadır. Çalışmamızda Rusya ve Ukrayna Savaşı’nın deniz ticaretine yönelik etkileri emtia tedarik zinciri, enerji, gıda, navlun ücretleri, sigortacılık, ticaret rotaları, deniz yetki alanları, hukuki ve insani krizler ve sair bağlamlarda değerlendirilmektedir. Ayrıca kısa bir not olarak çalışma konumuz kapsamında Karadeniz’in önemli bir role sahip olması sebebiyle Karadeniz’e açılan boğazlara alternatif olarak inşa edilmesi planlanan Kanal İstanbul projesinin Montrö Boğazlar Sözleşmesi karşısındaki konumunun hukuki değerlendirmesi yapılmıştır.
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Jul 31, 2021
Since technology developed, media swiftly became effective in society. The media increasingly pla... more Since technology developed, media swiftly became effective in society. The media increasingly plays significant and influential role on lives of people through their perception to the events. Newspapers, magazines, radio and television are effective in media communication. Besides, cinema is one of strong mass media tools. There are many films about media on individuals and societies. One of them is "Wag the Dog" narrate about relationship between media and politics. A political satire film called Wag the Dog includes subjects which is common in politics of many states. The media effect is commonly used as state apparatus for political campaigns, political decisions and conducting the masses. In this article, perception management, manipulation, CNN effect, manufacturing consent, agenda setting theory will be conceptually explained. Afterwards, the review of the film "Wag the Dog" is to be held as analysis through these explanations and will be concluded.
Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2023
İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değiş... more İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değişikliklere ve gelişmelere yol açmıştır. Denizcilik faaliyetleri de teknolojik gelişmelerden etkilenmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesiyle birlikte kullanımına yönelik test aşamaları hızlanmaktadır. Sadece askeri veya deneysel değil, sivil taşımacılıkta da otonom araçların kullanılması gündem konusudur. Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization - IMO) bu konuda etkin şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. IMO, uluslararası yasal mevzuatın noksanlarını tespit ederek geliştirilmesi yönünde çalışmaktadır.
Bilişim ve Teknoloji Hukuku Yıllığı 2022, 2022
Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2022
Denizcilik faaliyetlerinin başlangıcından itibaren denizcilik sektörü teknolojiyi yakından takip ... more Denizcilik faaliyetlerinin başlangıcından itibaren denizcilik sektörü teknolojiyi yakından takip etmiş ve uyum sağlamıştır. Teknolojilerin gelişmesi denizcilik sektöründe verimliliği artıran ve etkin mâli / finansal yönetim sağlayan bir unsur olsa da beraberinde tehlikeler getirmektedir. Geleneksel olarak denizde karşılaşılan tehlikelere günümüzde siber teknolojilerin gelişmesi ile birlikte siber tehlikeler eklenmiştir. Bu kapsamda denizde siber güvenliğe ilişkin olarak hem teknik altyapısal hem de hukuki anlamda gelişmeler hayata geçirilmektedir. Siber teknolojinin günden güne gelişmesi sebebiyle tehditler her geçen gün çeşitlenmekte, siber güvenliğin eş zamanlı olarak geliştirilmesi ve gerekli hukuki önlemlerin alınması önem arz etmektedir. Tebliğimizde denizde siber güvenliğe yönelik hukuk alanındaki gelişmelerin aktarılması amaçlanmıştır.
Marine Deal News Denizcilik ve Ekonomi Gazetesi, 2021
Siber güvenlik teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızda daha çok yer etmeye başladı. Yazar,... more Siber güvenlik teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızda daha çok yer etmeye başladı. Yazar, gemilerdeki mevcut yazılımlara yönelik olası bir siber saldırıyı ve saldırının yol açacağı zararların boyutlarını olası bir senaryo üzerinden değerlendirdi.
Günümüzün kritik gelişmelerinden olan siber teknolojiler ile kara ve hava araçlarından sonra deniz araçlarının teknolojik olarak geliştirilmesi (geleneksel gemiler / otonom gemiler / insansız gemiler) siber güvenliğin önemini artırmaktadır. Yazıda konuya ilişkin olası bir siber saldırı değerlendirmesi yapılmıştır. Varolan güvenlik önlemlerinin revize edilmesinin önemi vurgulanmıştır. (Not: Yazar henüz doktora sürecinde olup, edisyon hatası olarak Dr. unvanının yazıldığını belirtmek gerekmektedir.)
İstanbul Barosu Dergisi, Oct 2019
Denizde, gemilerin seyrüsefer esnasında karşılaştığı tehlikeler karşısında kurtarma faaliyeti öne... more Denizde, gemilerin seyrüsefer esnasında karşılaştığı tehlikeler karşısında kurtarma faaliyeti önem taşımaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1298. maddesinde tanımlanan kurtarma faaliyetinin yanında, oluşacak çevre zararının da önlenmesi deniz ve çevre korunması bakımından büyük öneme sahiptir. Kurtarma faaliyeti kapsamında kurtarılan şeyler ve çevre koruması alternatiflerine göre hukukumuzda münhasır düzenlemeler mevcuttur. Bunun yanı sıra uluslararası hukuk alanında 1989 tarihli Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi(SALVAGE 1989) mevcuttur. Bu sözleşme hükümleri mezkur konunun 6102 sayılı kanunda düzenlenişinde etkilidir. Ayrıca çevre kirliliğinin engellenmesi hususunda tazminat ile ilgili düzenlenen SCOPIC klozu büyük öneme sahiptir.
Bu çalışmada gelir vergisi ve vergide kaçakçılık ile ilgili genel bir değerlendirme yapılıp bu ko... more Bu çalışmada gelir vergisi ve vergide kaçakçılık ile ilgili genel bir değerlendirme yapılıp bu konular hakkında verilmiş Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu Kararı ışığında hukuki inceleme yapılmaktır. Karar, veriliş tarihi itibariyle mülga kanunlara dayalı hukuki tartışmalar ihtiva ettiğinden, kararın içerisindeki tüm tartışmalara girmeksizin güncel hukuk norm ve ilkeleri ışığında ele alınacaktır. Bu bağlamda inceleme konusu kararda ele alınacak hususlar; vergide eşitlik ve anayasal eşitlik, gelir vergisi ve vergi suç ve cezalarından kaçakçılıktır.
İpotek Çeşitlerine Göre Faizler Faiz türleri anapara faizi (kapital faiz, kanuni faiz), temerrüt ... more İpotek Çeşitlerine Göre Faizler Faiz türleri anapara faizi (kapital faiz, kanuni faiz), temerrüt faizi ve akdi faiz olarak üçe ayrılmaktadır. Bu metnin içeriği, icra ve iflas hukukunda rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip usulünde ipoteğin (taşınmaz rehninin) paraya çevrilmesi kapsamındaki faizdir.
Halil Emre GÜRLER-211602085 04.01.2016 Sigorta Hukuku Ödevi Akademisyen: Halil ÇONKAR Mali Çıkar ... more Halil Emre GÜRLER-211602085 04.01.2016 Sigorta Hukuku Ödevi Akademisyen: Halil ÇONKAR Mali Çıkar Amaçlı Kötü Niyetle Aşkın Sigorta Akdetmek Aşkın sigorta(over insurance) terimi, sigorta bedelinin, aktif zarar sigortalarında sigorta konusunun gerçek ve makul değerinin(menfaat) üzerinde olması halidir. Aşkın sigorta, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1463. maddesinde düzenlenmekte olup, ilk fıkrası hükmü eski 6762 sayılı Ticaret Kanunu'nun 1283. maddesiyle aynı niteliktedir. Buna göre aşkın sigorta kasten kötü niyetle yapılmadığı durumda aşan kısım geçersiz olup, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilerek fazla tahsil edilmiş olan prim sigorta ettirene geri verilir. 1463/II'ye göre ise, kasten yapılan aşkın sigorta sözleşmesi geçersiz olacak ve sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği anda sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanacaktır. İsviçre'de kötüniyetle aşkın sigorta yapılması halinde sigortacının sözleşme ile bağlı olmadığı, fakat tahsil edilen primlerin sigortacıda kalacağı kabul edilmiştir. Almanya'da hile ile yapılan aşkın sigorta sözleşmesinin hükümsüz olduğu kabul edilmiştir. Fransa'da, hileli aşkın sigorta yapılması halinde, taraflardan her birinin sözleşmenin iptaline ve zararlarının tazminine talep hakkına sahip oldukları kabul edilmiştir. Belçika'da hileli aşkın sigorta halinde sözleşmenin hükümsüz olduğu ve tahsil edilen primlerin sigortacıda kalacağı kabul edilmiştir. Yeni düzenleme 1 ile 1463. madde de yabancı hukuklardaki hükümlere uygun olarak düzenlenmiştir. 1463. maddenin ikinci fıkrası yeni bir hüküm olup, aşkınlığın kasıtlı yapılmasını düzenlemektedir. Öncelikle kasıtlı aşkın sigorta, mali çıkar sağlama niyetine bağlanmıştır. Ayrıca, kasıtlı yapılan aşkın sigorta ile istemeden meydana gelen aşkın sigortanın aynı düzenlemelere tabi tutulması uygun değildir. Zira, mülga kanunun 1283. maddesinde yer alan düzenlemede, sigorta edilen menfaat tamamen hasara uğrar ve aşkınlık tespit edilemezse, sigortalı sigorta değerinden daha fazla tazminat almakta; aşkınlık anlaşılırsa da sadece aşan kısım geçersiz kabul edilmekte ve bu noktada, söz konusu hüküm herkesi aşkın sigorta yapmaya itecek bir mahiyette idi. Halbuki, bu kanundaki yeni hüküm ile kasıtlı aşkın sigortanın geçersiz kabul edilmesi, kişilerde caydırıcılık etkisi yaratacaktır. Bununla birlikte, yeni hükmün uygulanması için sigortacının, gerçek sigorta 2 değerini, sigorta ettirenin talebi ile sözleşmede belirtilenden aşağı olduğunun ve bunun sigorta ettiren tarafından haksız kazanç elde etme amacıyla kötüniyetle yapılmış bulunduğunu isbat etmesi gerekir. Sigortacı bunları, sözleşme süresi içinde veya riziko gerçekleştiğinde isbat edecektir. 3 Sigortanın temel prensibine göre amaç, sigortalının uğradığı maddi kaybın giderilmesi olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle sigorta bedeli, sigortalı tarafından gerçek ve makul değerin üzerinde beyan edilmektedir. Genellikle, sigorta ettiren, kötü niyetli olarak fazla tazminat almak 4 amacıyla sigorta konusunun değerini fazla gösterebilir. Bu niyetle yapılan sigortalarda, sigortalı daha sonra rizikoyu kasten gerçekleştirir. Örneğin, değerini fazla gösterdiği fabrikasını yakar, gemisini batırır veya işyerinde hırsızlık olmuş gibi gösterir. Bu kasıtlı davranışların ispatı güç olduğundan böylece sigortacıdan fazlasıyla tazminat alır. Yeni hüküm 6102 sayılı kanuna 5 eklenerek, mali çıkar amaçlı kötü niyetle aşkın sigorta yapılmasının önüne geçilmek amaçlanmıştır.
Bu makale, ilk defa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmiş olan belirsiz alacak d... more Bu makale, ilk defa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmiş olan belirsiz alacak davasına ilişkin olup içeriğindeki Yargıtay kararının analizinden ibarettir. Önceki 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer verilmeyip, 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı kanunda dava türleri arasına eklenen belirsiz alacak davası uygulaması tartışmalı bir kurumdur. Bu makalede belirsiz alacak davası ile kararın içeriği gereği 6100 sayılı kanunun zaman bakımından uygulanması üzerinde durulacak olup, tartışmaların ilgili kısmına değinilerek karar analiz edilecektir.
Denizde Emniyet/Asayiş Güvenliği ve Hukuku Konferansı (Prof. h.c. Dr. Bülent SÖZER Anısına), 2024
ISPS kodu ve gemilere korsan saldırıları önleme stratejileri Korsanlığa karşı kullanılan özel ask... more ISPS kodu ve gemilere korsan saldırıları önleme stratejileri Korsanlığa karşı kullanılan özel askeri şirketlerin uluslararası hukuktaki yeri Deniz hukuku açısından korsanlık, deniz haydutluğu konusuna ilişkin ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemeler Uygulamada deniz haydutluğu Denizcilikte siber güvenlik tehditleri ve gemilere yönelik siber saldırılar Denizcilikte siber risk ve hukuki güvenlik Kızıl Deniz'deki saldırıların deniz ticaretine etkileri Denizcilikte güvenli rota planlaması ve risklerden korunmak için hukuki tavsiyeler
Ticaret Hukuku Sempozyumu (Prof. Dr. Yadigar İzmirli'ye Saygı Günleri), 2024
İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik ha... more İçinde bulunduğumuz modern çağın gerekleri çerçevesinde teknolojik gelişmeler, çevreye yönelik hassasiyet ve haksız fiil sorumluluğu doktrinindeki gelişmeler, geleneksel denizde kurtarma hukukunda daha önce var olmayan sorumluluk kurtarmasının dikkate alınması zorunluluğunu doğurmuştur. Deniz ticaretinde kurtarma hukukunun temel unsurlarından olan ‘tehlike’ unsuru kapsamında maddi şeylerin tehlikeden kurtarılmasının yanında kurtarılan sıfatını haiz olanların soyut olarak sorumluluk altında kalabileceği şeylerden de kurtarılması söz konusu olabilmektedir. Gemi malikinin üçüncü şahıslara karşı sorumluluğunun doğmasının veya sorumluluk doğurabilecek bir nedenin kurtaran tarafından önlenmesi sadece malike değil kamuya da yarar sağlar. Bu anlamda sorumluluk kurtarması konusu hem özel hukuk ve kamu hukuku boyutludur. Sorumluluk kurtarması kavramı kurtarma faaliyetinin başarısız olduğu ancak örneğin (kamu yararına olan) çevre zararının kısmen de olsa önlendiği hâllerde ‘faydalı neticenin mutlaka emniyet altına alınan değerlere (eşyalara) özgü olması’ ilkesinin terk edilmesi gerektiğine dair bir görüş olarak ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda yasal düzenlemelerin yetersiz olması, uygulamada sorumluluk kurtarmasına yeterli dikkatin verilmemesi ve ancak denizde kurtarma faaliyeti kapsamında taraflar açısından ayrı ayrı önem teşkil etmesi sebepleriyle sorumluluk kurtarmasının üzerinde durmak gerekmektedir. Çalışmamızda sorumluluk kurtarmasına ilişkin tartışmalı hususlar değerlendirilmek suretiyle çözüm önerileri sunulması amaçlanmaktadır.
9. İstanbul Güvenlik Konferansı 5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, 2023
Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedi... more Dünyadaki ticari taşımacılık faaliyetlerinin %85’ten fazlası deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Rusya ve Ukrayna temel birçok emtianın ithalat ve ihracatının yapıldığı etkin ve önemli ticaret limanlarına sahiptir. Rusya ile Ukrayna arasında 2014 yılından beri süregelen siyasi ve askeri gerilimlerin 2022 yılında askeri operasyonlara dönüşmesi sonucu küresel tedarik zincirleri de etkilenmiştir. Dolayısıyla, küresel tedarik zincirlerinin belkemiği olan deniz taşımacılığı faaliyetleri, emtia tedarik zinciri, enerji, gıda, navlun ücretleri, sigortacılık, ticaret rotaları, hukuki ve insani krizler ve sair bağlamda iki ülke arasındaki çatışmalardan nasibini almıştır. Tüm bunların etkisiyle küresel ekonomide meydana gelen daralma meselenin uluslararası konjonktürdeki önemini ortaya koymaktadır.
Yat ve Marina İşletmeciliğinden Kaynaklanan Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2023
II. Uluslararası Bilişim ve Teknoloji Hukuku Sempozyumu, 2022
8. İstanbul Güvenlik Konferansı 4. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, 2022
7. İstanbul Güvenlik Konferansı - 3. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, 2021
Tüm dünya ülkeleri arasındaki ticaret ve taşımacılık faaliyetlerinin %80’inden fazlası deniz yolu... more Tüm dünya ülkeleri arasındaki ticaret ve taşımacılık faaliyetlerinin %80’inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Gemiler yoluyla yapılan ticaret ve taşımacılık deniz ticaretinin başlangıcından beri deniz tehlikelerine maruz kalmaktadır. Ancak günümüzün teknolojik gelişmeleriyle birlikte gemilerin maruz kaldığı tehlikelere siber tehlikeler de eklemlenmiştir. İster konvansiyonel gemi ticareti, ister otonom yahut yakın gelecekte beklenen insansız gemiler olsun siber güvenlik tehditleri ile karşı karşıyadır. Birçok örnek vermek mümkündür. Örneğin; Antwerp limanında siber saldırı ile yükün kaçırılarak izinin silinmesi hadisesi, Ukrayna - NotPetya ve Çin - COSCO saldırıları önemli zararlar meydana getirmiştir. Geliştirilen teknolojiler ile günümüzde yalnızca askeri, belirli pratik amaçlar ve deneysel çalışmalar için kullanılan otonom ve insansız gemilerin tahmini 20 yıl içinde taşımacılık faaliyetlerinde de kullanılabilir hâle gelmesi beklenmektedir. Bu hâlde konvansiyonel gemilerin maruz kaldığı tehlikelerin deniz ticareti ve politikalarını etkilediği göz önüne alınırsa, otonom ve insansız gemilerin maruz kaldığı ve kalacağı siber güvenlik tehditlerine karşı güçlü önlemler alınması elzemdir. Teknik ve yasal çalışmaların teknolojinin gelişmesi ile paralel şekilde yapılması hayati önem arz etmektedir.