Hülya Taş | Ankara University (original) (raw)
Papers by Hülya Taş
Ankara Anadolu ve Rumeli Araştırmaları Dergisi
The Ottoman State is known to have administered the provinces according to the classical province... more The Ottoman State is known to have administered the provinces according to the classical province-kadiship (sancak-kaza) organization under the authority of bey and kadi. Looking into major studies on Edirne in the context of late Medieval Ottoman provincial administration and spatial organization, one notices a confusion as per related concepts. According to established knowledge; Edirne became the capital and the center of the province of Rumelia, maintained its political and administrative significance even after the conquest of Istanbul, and was under the administrative rule of the Çirmen sancak. Nevertheless, the fact that Edirne was administered by the commander of gardeners (Edirne Bostancıbaşısı) instead of the provincial governor of Çirmen (sancakbeyi/mutasarrıf) or his deputy governor (mütesellim) was never questioned from the perspective of Ottoman administrative history and spatial organization. For this reason, this article focuses on the nature of the sphere of authori...
İhtisâb, asıl olarak şeri’at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. ... more İhtisâb, asıl olarak şeri’at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. Bu yetki, genellikle iktisadî faaliyetler üzerinde yoğunlaşan ilişkiler için kullanılmıştır. Bu bakımdan önemlidir. Diğer görevler gibi bu yetkiye dayanan görev de, reayaya götürülen bir hizmet olarak düşünüldüğünden dolayı “ihtisâb” başlığı altında toplanan birçok vergiye konu olmuştur. Bu makalede genel olarak ihtisâb mukâta‘a gelirlerini oluşturan bu vergilerin, yönetim boyutu dışarıda bırakılarak, şehir iktisadiyatı açısından nasıl kullanılabileceği üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda ilkin, şer‘iyye sicillerinde kayıtlı 19. yüzyıla ait ihtisâbla ilgili bir fermandan yola çıkarak, hangi faaliyetlerin ihtisâb çerçevesinde ele alındığını, muhtesibin ne gibi görevler üstlendiğini ve bu görevlerinin karşılığında ne gibi vergiler aldığını saptayıp bazı değerlendirmeler yapılacaktır. Ardından ihtisâb mukâta‘asının yıllık mâl'leri esas alınmak suretiyle, Ankara örneğinde, 16. yüzyıldan 1...
Annals of Japan Association for Middle East Studies, 2007
Öz: Osmanlı Devleti, bilindiği üzere yönetim anlayışı gereği taşrada klasik tarzda bey ve kadı de... more Öz: Osmanlı Devleti, bilindiği üzere yönetim anlayışı gereği taşrada
klasik tarzda bey ve kadı denetiminde sancak ve kazalardan oluşan
bir örgütlenme oluşturmuştur. Modern dönem öncesi Osmanlı taşra
yönetimi ve mekân organizasyonu bağlamında Edirne üzerine
yapılmış belli başlı çalışmalar incelendiğinde Edirne ile ilgili bir
kavram karmaşasının varlığı dikkatleri çekmektedir. Bilinen mevcut
bilgi; Edirne’nin fetihle birlikte payitaht ve Rumeli eyaletinin
merkezi olduğu, İstanbul’un fethinden sonra bile siyasi ve idari
önemini koruduğu, teşkilatlanma açısından da Çirmen sancağına
bağlandığıdır. Bu noktada Çirmen sancağına bağlı olduğu dile
getirilen Edirne’nin yönetiminde ya doğrudan Çirmen
sancakbeyi/sancak mutasarrıfının ya da onun vekili olan
mütesellimin etkin olması beklenirken, öne çıkan görevlinin neden
Edirne Bostancıbaşısı olduğu; bunun Türk idare tarihi ve Osmanlı
mekân örgütlenmesi açısından ne ifade ettiği sorgulanmamıştır. Bu
nedenle makalenin odak noktasına; 1580’lerden 1826’da Edirne
Bostancı Ocağı’nın kaldırılışına kadar geçen süreçte, Edirne
Bostancıbaşılığının nasıl bir yetki alanı olduğu sorusu
oturtulmuştur. Bu bağlamda Evliya Çelebi’nin
Seyahatnâme’sindeki anlatısının, arşiv belgelerindeki izdüşümleri
üzerinden Edirne Bostancıbaşısının nasıl bir yönetici profili
çizdiğini ortaya koymak, makalenin hedeflerinden biridir.
Anahtar Kelimeler: Yetki Alanı, Osmanlı İdare Tarihi, Osmanlı
Mekân Organizasyonu, Edirne, Edirne Bostancıbaşılığı
Belleten, 2007
Michael Ursinus'un Üsküp Milli Arşivinde KSB 64 numara ile kayıtlı, Manastır sicilleri arasın... more Michael Ursinus'un Üsküp Milli Arşivinde KSB 64 numara ile kayıtlı, Manastır sicilleri arasında yer alan ve adına şikayet defteri dediği bir 18. yüzyıl belgesini konu edinen kitabı(1), bu makalenin yazılmasına sebep olmuştur. Sözünü ettiğimiz eser, yayınlanan defter vesilesiyle bu belgenin üretildiği bürokratik ortamı açıklayabilmek için 18. yüzyıl taşra yönetimine, özellikle eyalet yönetimine ilişkin bilgi ve değerlendirmeleri içeren bir giriş ile başlamaktadır (s.1-38).
Journal of Turkish Studies/Türklük Bilgisi Araştırmaları, Volume:52/II, s.291-322. , 2019
Eğer insan, içine doğduğu çevrenin koşulları ve hayatı boyunca yaptığı ya da yapmak zorunda olduğ... more Eğer insan, içine doğduğu çevrenin koşulları ve hayatı boyunca yaptığı ya da yapmak zorunda olduğu tercihlerin bütünü ise, Timurhan da, 1500’lü yılların başlarından itibaren, Üsküdar’ın Selman Ağa mahallesinin sıradan sakinlerinden olmak yerine askerî sınıfta yer alabilmek için, Üsküdar eminlerinin kapı halkı arasına girerek kendisine bir yol çizecektir. Böylece Osmanlı toplumunda, kuvvetle muhtemel reaya kökenli olan ve Kanuni’nin ilk dönemlerinde Üsküdar Emini/Subaşısı kimliği ile belgelerde yerini alan Timurhan, tabiri caizse çekirdekten yetişen bir yönetici profili sergileyecektir. Kendisinden önceki yıllarda Üsküdar emini/subaşısı olanların “iş eri” konumunda olan Timurhan, tıpkı kapısına intisap ettiği o eminler gibi, muhtemeldir ki çalışma hırsı ve isteğine eklemlediği ilişki ağları nedeniyle, zamanı geldiğinde Üsküdar Subaşısı/Emini sıfatıyla bölgenin en üst idari-mali yetkilisi haline gelecek, hatta kapısında iş eri olduğu eminlerden daha uzun süre yerini muhafaza edecektir. İşte bu yazıda bir yandan merkezin Üsküdar’da nasıl bir yetki alanı oluşturduğuna yer verilirken, diğer yandan Osmanlı kanunlarıyla engellenmeye çalışılan dikey hareketliliğin, yani statü değiştirmenin, görece erken dönemdeki serüveni ele alınacaktır. Bu meyanda Üsküdar örneğinde subaşılık yetki alanının en üst yöneticisi nezdinde kurulan ilişki ağları, konunun bir diğer yönünü oluşturacaktır.
Selçukludan Cumhuriyete Şehir Yönetimi, 2008
İkinci İktisat Tarihi Kongresi (Elazığ, 24-25 Haziran 2010): Bildiriler-1, 2013
I. Uluslararası Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Sempozyumu: Geçmiş ve Gelecek (25-26 Eylül 2008), 2009
17. CIEPO Sempozyum Bildiri Kitabı
Bursa'nın Zenginliği Göçmenler, 2008
ÖZET İhtisâb, asıl olarak şeri'at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisi... more ÖZET İhtisâb, asıl olarak şeri'at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. Bu yetki, genellikle iktisadî faaliyetler üzerinde yoğunlaşan ilişkiler için kullanılmıştır. Bu bakımdan önemlidir. Diğer görevler gibi bu yetkiye dayanan görev de, reayaya götürülen bir hizmet olarak düşünüldüğünden dolayı " ihtisâb " başlığı altında toplanan birçok vergiye konu olmuştur. Bu makalede genel olarak ihtisâb mukâta'a gelirlerini oluşturan bu vergilerin, yönetim boyutu dışarıda bırakılarak, şehir iktisadiyatı açısından nasıl kullanılabileceği üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda ilkin, şer'iyye sicillerinde kayıtlı 19. yüzyıla ait ihtisâbla ilgili bir fermandan yola çıkarak, hangi faaliyetlerin ihtisâb çerçevesinde ele alındığını, muhtesibin ne gibi görevler üstlendiğini ve bu görevlerinin karşılığında ne gibi vergiler aldığını saptayıp bazı değerlendirmeler yapılacaktır. Ardından ihtisâb mukâta'asının yıllık mâl'leri esas alınmak suretiyle, Ankara örneğinde, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar mukâta'a gelirlerinin nasıl bir seyir izlediği, herhangi bir değişimin yaşanıp yaşanmadığı, yaşanmış ise bunların sebepleri üzerinde durulacak ve 19. yüzyılda ihtisâb mukâta'asının işlevinde ve yetki alanında meydana gelen önemli bir değişikliğe vurgu yapılacaktır. İşte makalenin, bilinenlere asıl katkısı da buradadır. Anahtar Kelimeler: hisba, ihtisâb mukâta'ası, damga mukâta'ası, 19. yüzyıl, Ankara, İzmir, 1838 Ticaret Anlaşması. * Bu makale, Birinci Türk İktisat Tarihi Kongresi için hazırlanan bildiriye dayanmakla birlikte, ulaşılan bilgilerin ve buna dayalı yorumların konuşma metnini aşması nedeniyle yeniden kaleme alınmıştır. Burada yeri gelmişken makalenin hazırlanmasında görüş ve eleştirilerini ileterek yardımlarını esirgemeyen hocalarım Sayın Prof. Dr. Özer
K Ke eb bi ik ke eç ç h ha ak ke em ml li i b bi ir r d de er rg gi id di ir r K Ke eb bi ik ke e... more K Ke eb bi ik ke eç ç h ha ak ke em ml li i b bi ir r d de er rg gi id di ir r K Ke eb bi ik ke eç ç T Tü ür rk ko ol lo og gi is sc ch he er r A An nz ze ei ig ge er r/ / V Vi iy ya an na a t ta ar ra af f› ›n nd da an n t ta ar ra an nm ma ak kt ta ad d› ›r r. . Alt› ayda bir yay›mlan›r Kebikeç'in bu say›s› kay›t alt›nda sadece 6 60 00 0 a ad de et t bas›lm›fl ve numaraland›r›lm›flt›r. E Es sk ki ifl fle eh hi ir r T Te em ms si il lc ci is si i Kemal Yakut (222) 335 05 80/6026-6027 kyakut@aanadolu.edu.tr ‹ ‹z zm mi ir r T Te em ms si il lc ci is si i Onur K›nl› (232) 388 40 00/2268 onurknl@yahoo.com B BA AS SK KI I Baflkent Klifle Matbaac›l›k Bay›nd›r Sok. No: 30/E Tel: 0(312) 431 54 90 Y YA AZ ZI Ifi fiM MA A A AD
Ankara Anadolu ve Rumeli Araştırmaları Dergisi
The Ottoman State is known to have administered the provinces according to the classical province... more The Ottoman State is known to have administered the provinces according to the classical province-kadiship (sancak-kaza) organization under the authority of bey and kadi. Looking into major studies on Edirne in the context of late Medieval Ottoman provincial administration and spatial organization, one notices a confusion as per related concepts. According to established knowledge; Edirne became the capital and the center of the province of Rumelia, maintained its political and administrative significance even after the conquest of Istanbul, and was under the administrative rule of the Çirmen sancak. Nevertheless, the fact that Edirne was administered by the commander of gardeners (Edirne Bostancıbaşısı) instead of the provincial governor of Çirmen (sancakbeyi/mutasarrıf) or his deputy governor (mütesellim) was never questioned from the perspective of Ottoman administrative history and spatial organization. For this reason, this article focuses on the nature of the sphere of authori...
İhtisâb, asıl olarak şeri’at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. ... more İhtisâb, asıl olarak şeri’at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. Bu yetki, genellikle iktisadî faaliyetler üzerinde yoğunlaşan ilişkiler için kullanılmıştır. Bu bakımdan önemlidir. Diğer görevler gibi bu yetkiye dayanan görev de, reayaya götürülen bir hizmet olarak düşünüldüğünden dolayı “ihtisâb” başlığı altında toplanan birçok vergiye konu olmuştur. Bu makalede genel olarak ihtisâb mukâta‘a gelirlerini oluşturan bu vergilerin, yönetim boyutu dışarıda bırakılarak, şehir iktisadiyatı açısından nasıl kullanılabileceği üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda ilkin, şer‘iyye sicillerinde kayıtlı 19. yüzyıla ait ihtisâbla ilgili bir fermandan yola çıkarak, hangi faaliyetlerin ihtisâb çerçevesinde ele alındığını, muhtesibin ne gibi görevler üstlendiğini ve bu görevlerinin karşılığında ne gibi vergiler aldığını saptayıp bazı değerlendirmeler yapılacaktır. Ardından ihtisâb mukâta‘asının yıllık mâl'leri esas alınmak suretiyle, Ankara örneğinde, 16. yüzyıldan 1...
Annals of Japan Association for Middle East Studies, 2007
Öz: Osmanlı Devleti, bilindiği üzere yönetim anlayışı gereği taşrada klasik tarzda bey ve kadı de... more Öz: Osmanlı Devleti, bilindiği üzere yönetim anlayışı gereği taşrada
klasik tarzda bey ve kadı denetiminde sancak ve kazalardan oluşan
bir örgütlenme oluşturmuştur. Modern dönem öncesi Osmanlı taşra
yönetimi ve mekân organizasyonu bağlamında Edirne üzerine
yapılmış belli başlı çalışmalar incelendiğinde Edirne ile ilgili bir
kavram karmaşasının varlığı dikkatleri çekmektedir. Bilinen mevcut
bilgi; Edirne’nin fetihle birlikte payitaht ve Rumeli eyaletinin
merkezi olduğu, İstanbul’un fethinden sonra bile siyasi ve idari
önemini koruduğu, teşkilatlanma açısından da Çirmen sancağına
bağlandığıdır. Bu noktada Çirmen sancağına bağlı olduğu dile
getirilen Edirne’nin yönetiminde ya doğrudan Çirmen
sancakbeyi/sancak mutasarrıfının ya da onun vekili olan
mütesellimin etkin olması beklenirken, öne çıkan görevlinin neden
Edirne Bostancıbaşısı olduğu; bunun Türk idare tarihi ve Osmanlı
mekân örgütlenmesi açısından ne ifade ettiği sorgulanmamıştır. Bu
nedenle makalenin odak noktasına; 1580’lerden 1826’da Edirne
Bostancı Ocağı’nın kaldırılışına kadar geçen süreçte, Edirne
Bostancıbaşılığının nasıl bir yetki alanı olduğu sorusu
oturtulmuştur. Bu bağlamda Evliya Çelebi’nin
Seyahatnâme’sindeki anlatısının, arşiv belgelerindeki izdüşümleri
üzerinden Edirne Bostancıbaşısının nasıl bir yönetici profili
çizdiğini ortaya koymak, makalenin hedeflerinden biridir.
Anahtar Kelimeler: Yetki Alanı, Osmanlı İdare Tarihi, Osmanlı
Mekân Organizasyonu, Edirne, Edirne Bostancıbaşılığı
Belleten, 2007
Michael Ursinus'un Üsküp Milli Arşivinde KSB 64 numara ile kayıtlı, Manastır sicilleri arasın... more Michael Ursinus'un Üsküp Milli Arşivinde KSB 64 numara ile kayıtlı, Manastır sicilleri arasında yer alan ve adına şikayet defteri dediği bir 18. yüzyıl belgesini konu edinen kitabı(1), bu makalenin yazılmasına sebep olmuştur. Sözünü ettiğimiz eser, yayınlanan defter vesilesiyle bu belgenin üretildiği bürokratik ortamı açıklayabilmek için 18. yüzyıl taşra yönetimine, özellikle eyalet yönetimine ilişkin bilgi ve değerlendirmeleri içeren bir giriş ile başlamaktadır (s.1-38).
Journal of Turkish Studies/Türklük Bilgisi Araştırmaları, Volume:52/II, s.291-322. , 2019
Eğer insan, içine doğduğu çevrenin koşulları ve hayatı boyunca yaptığı ya da yapmak zorunda olduğ... more Eğer insan, içine doğduğu çevrenin koşulları ve hayatı boyunca yaptığı ya da yapmak zorunda olduğu tercihlerin bütünü ise, Timurhan da, 1500’lü yılların başlarından itibaren, Üsküdar’ın Selman Ağa mahallesinin sıradan sakinlerinden olmak yerine askerî sınıfta yer alabilmek için, Üsküdar eminlerinin kapı halkı arasına girerek kendisine bir yol çizecektir. Böylece Osmanlı toplumunda, kuvvetle muhtemel reaya kökenli olan ve Kanuni’nin ilk dönemlerinde Üsküdar Emini/Subaşısı kimliği ile belgelerde yerini alan Timurhan, tabiri caizse çekirdekten yetişen bir yönetici profili sergileyecektir. Kendisinden önceki yıllarda Üsküdar emini/subaşısı olanların “iş eri” konumunda olan Timurhan, tıpkı kapısına intisap ettiği o eminler gibi, muhtemeldir ki çalışma hırsı ve isteğine eklemlediği ilişki ağları nedeniyle, zamanı geldiğinde Üsküdar Subaşısı/Emini sıfatıyla bölgenin en üst idari-mali yetkilisi haline gelecek, hatta kapısında iş eri olduğu eminlerden daha uzun süre yerini muhafaza edecektir. İşte bu yazıda bir yandan merkezin Üsküdar’da nasıl bir yetki alanı oluşturduğuna yer verilirken, diğer yandan Osmanlı kanunlarıyla engellenmeye çalışılan dikey hareketliliğin, yani statü değiştirmenin, görece erken dönemdeki serüveni ele alınacaktır. Bu meyanda Üsküdar örneğinde subaşılık yetki alanının en üst yöneticisi nezdinde kurulan ilişki ağları, konunun bir diğer yönünü oluşturacaktır.
Selçukludan Cumhuriyete Şehir Yönetimi, 2008
İkinci İktisat Tarihi Kongresi (Elazığ, 24-25 Haziran 2010): Bildiriler-1, 2013
I. Uluslararası Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri Sempozyumu: Geçmiş ve Gelecek (25-26 Eylül 2008), 2009
17. CIEPO Sempozyum Bildiri Kitabı
Bursa'nın Zenginliği Göçmenler, 2008
ÖZET İhtisâb, asıl olarak şeri'at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisi... more ÖZET İhtisâb, asıl olarak şeri'at tarafından hükümdara tanınan toplumsal hayatı düzenleme yetkisidir. Bu yetki, genellikle iktisadî faaliyetler üzerinde yoğunlaşan ilişkiler için kullanılmıştır. Bu bakımdan önemlidir. Diğer görevler gibi bu yetkiye dayanan görev de, reayaya götürülen bir hizmet olarak düşünüldüğünden dolayı " ihtisâb " başlığı altında toplanan birçok vergiye konu olmuştur. Bu makalede genel olarak ihtisâb mukâta'a gelirlerini oluşturan bu vergilerin, yönetim boyutu dışarıda bırakılarak, şehir iktisadiyatı açısından nasıl kullanılabileceği üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda ilkin, şer'iyye sicillerinde kayıtlı 19. yüzyıla ait ihtisâbla ilgili bir fermandan yola çıkarak, hangi faaliyetlerin ihtisâb çerçevesinde ele alındığını, muhtesibin ne gibi görevler üstlendiğini ve bu görevlerinin karşılığında ne gibi vergiler aldığını saptayıp bazı değerlendirmeler yapılacaktır. Ardından ihtisâb mukâta'asının yıllık mâl'leri esas alınmak suretiyle, Ankara örneğinde, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar mukâta'a gelirlerinin nasıl bir seyir izlediği, herhangi bir değişimin yaşanıp yaşanmadığı, yaşanmış ise bunların sebepleri üzerinde durulacak ve 19. yüzyılda ihtisâb mukâta'asının işlevinde ve yetki alanında meydana gelen önemli bir değişikliğe vurgu yapılacaktır. İşte makalenin, bilinenlere asıl katkısı da buradadır. Anahtar Kelimeler: hisba, ihtisâb mukâta'ası, damga mukâta'ası, 19. yüzyıl, Ankara, İzmir, 1838 Ticaret Anlaşması. * Bu makale, Birinci Türk İktisat Tarihi Kongresi için hazırlanan bildiriye dayanmakla birlikte, ulaşılan bilgilerin ve buna dayalı yorumların konuşma metnini aşması nedeniyle yeniden kaleme alınmıştır. Burada yeri gelmişken makalenin hazırlanmasında görüş ve eleştirilerini ileterek yardımlarını esirgemeyen hocalarım Sayın Prof. Dr. Özer
K Ke eb bi ik ke eç ç h ha ak ke em ml li i b bi ir r d de er rg gi id di ir r K Ke eb bi ik ke e... more K Ke eb bi ik ke eç ç h ha ak ke em ml li i b bi ir r d de er rg gi id di ir r K Ke eb bi ik ke eç ç T Tü ür rk ko ol lo og gi is sc ch he er r A An nz ze ei ig ge er r/ / V Vi iy ya an na a t ta ar ra af f› ›n nd da an n t ta ar ra an nm ma ak kt ta ad d› ›r r. . Alt› ayda bir yay›mlan›r Kebikeç'in bu say›s› kay›t alt›nda sadece 6 60 00 0 a ad de et t bas›lm›fl ve numaraland›r›lm›flt›r. E Es sk ki ifl fle eh hi ir r T Te em ms si il lc ci is si i Kemal Yakut (222) 335 05 80/6026-6027 kyakut@aanadolu.edu.tr ‹ ‹z zm mi ir r T Te em ms si il lc ci is si i Onur K›nl› (232) 388 40 00/2268 onurknl@yahoo.com B BA AS SK KI I Baflkent Klifle Matbaac›l›k Bay›nd›r Sok. No: 30/E Tel: 0(312) 431 54 90 Y YA AZ ZI Ifi fiM MA A A AD